#ödüllü filmler
türkçe adı: kan dökülecek
2007 senesinde gösterime giren, paul thomas anderson'ın yönettiği ve upton sinclair'in bir romanını temel alarak senaryosunu da yazdığı bir amerikan filmidir. yapımın 20. yüzyılın hemen başlarında geçen konusu özetle şöyledir: amansız bir gümüş madencisi ve sonrasında petrol arayıcısı olan daniel plainview petrol bakımından zengin bir coğrafya olan california'ya taşınır. burada oğlunu da kullanarak kendisini güvenilir bir aile babası gibi tanıtır. amacı, buranın yerlilerini kazıklayarak onların değerli arazilerini çok ucuza kapatmaktır. fakat buranın yerel bir vaizi olan eli sunday, plainview'un niyetinden şüphelenir ve ona karşı harekete geçer; bu ikilinin düşmanlığının tehlikeli neticeleri olacaktır.
imdb: 8.2
2007 senesinde gösterime giren, paul thomas anderson'ın yönettiği ve upton sinclair'in bir romanını temel alarak senaryosunu da yazdığı bir amerikan filmidir. yapımın 20. yüzyılın hemen başlarında geçen konusu özetle şöyledir: amansız bir gümüş madencisi ve sonrasında petrol arayıcısı olan daniel plainview petrol bakımından zengin bir coğrafya olan california'ya taşınır. burada oğlunu da kullanarak kendisini güvenilir bir aile babası gibi tanıtır. amacı, buranın yerlilerini kazıklayarak onların değerli arazilerini çok ucuza kapatmaktır. fakat buranın yerel bir vaizi olan eli sunday, plainview'un niyetinden şüphelenir ve ona karşı harekete geçer; bu ikilinin düşmanlığının tehlikeli neticeleri olacaktır.
imdb: 8.2
*los angeles film eleştirmenleri derneği ödülleri (2007) - en iyi yönetmen lafca ödülü [paul thomas anderson]
*akademi ödülleri (2008) - en iyi erkek oyuncu [daniel day-lewis] / en iyi sinematografi [robert elswit]
*bafta ödülleri (2008) - en iyi erkek oyuncu [daniel day-lewis]
*online film ve televizyon derneği ödülleri (2022) - ofta film onur listesi en iyi film ödülü
film toplamda 114 ödüle sahiptir.
*akademi ödülleri (2008) - en iyi erkek oyuncu [daniel day-lewis] / en iyi sinematografi [robert elswit]
*bafta ödülleri (2008) - en iyi erkek oyuncu [daniel day-lewis]
*online film ve televizyon derneği ödülleri (2022) - ofta film onur listesi en iyi film ödülü
film toplamda 114 ödüle sahiptir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "kaşkolnikov" tarafından 20.03.2022 23:31 tarihinde açılmıştır.
1.
alkışlar onun için: daniel plainview! i drink your milkshake! i drink it up! everyday! daniel day-lewis, daniel plainview rolünde! *
kusursuzdu oyunculuklar, kusursuz.
there will be blood, günümüze ışık tutan fakat bu ışığın aslında ne kadar da karanlık olduğunu gösteren bir film. bir dram veyahut bir trajedi. din-ideoloji çatışması, kilise-devlet çatışması, yoksulluk-varsıllık, sevgi-nefret, iyilik ve kötülük! baba ve oğul! hakikat bilgisi! her şeyi anlatıyor. o halde teması nedir diye sorulabilir mi? bilemiyorum. fakat insan ruhunu duyumsuyor bu film ile birlikte. çünkü çok gerçek. hayatın kendisi. dokunaklı, nefret edilesice, sevilesice bir şey bu! kan dökülecek, kan!
düşünmek için zaman istiyorum bu tanımı yazmaya... hakkında bir şey söylemeye cesaret de etmek istemiyorum aslında. ama ilk tanımın şerefine, yazacağım yine de.
daniel plainview'da kendimi gördüğümü söyleyeceğim. herkes de bunu söyleyecektir kendi için belki. aslında onun iyi ve kötü bir insan olup olmadığını kim bilebilirdi? içten içe yalnızlığını biliyor ve çabalıyor delirmemek için. ama kötücüllüğü açığa çıkıyor. kim isterdi cinayet işlemek, tek varlığı olan sevdiğini terk etmek? kimse istemezdi. ama kendi çıkarı için yapmak zorundaydı. paul thomas anderson mükemmel bir iş çıkarmış. romanından esinlenilen upton sinclair için de söyleyebiliriz bunu. (bkz: oil!)
filmin müziklerini jonny greenwood yapmıştır. aşağıda alıntılardan sonra birkaçını paylaşacağım. müzik o kadar uygundu, o kadar güzel yedirilmişti ki filmin nasıl geçtiğini anlayamadım. buradan da magnolia (film)'ya selam olsun. alıntıları doğrudan imdb'den paylaşacağım.
henry ve daniel arasında geçen konuşma:
--- alıntı ---
plainview: are you an angry man, henry?
henry brands: about what?
plainview: are you envious? d'you get envious?
henry brands: i don't think so. no.
plainview: i have a competition in me. i want no one else to succeed. i hate most people.
henry brands: that part of me is gone. working and not succeeding- all my, uh... failures has left me, uh... i just don't... care.
plainview: well, if it's in me, it's in you. there are times when i... i look at people and i see nothing worth liking. i want to earn enough money i can get away from everyone.
henry brands: what will you do about your boy?
plainview: i don't know. uhhhh, maybe it'll change. does your sound come back to you? i don't know. maybe no one knows that. a doctor might not know that.
henry brands: where's his mother?
plainview: i don't want to talk about those things. i see the worst in people, henry. i don't need to look past seeing them to get all i need. i've built up my hatreds over the years, little by little. having you here gives me a second breath of life. i can't keep doing this on my own... with these, umm... people.
--- alıntı ---
daniel ve eli. final:
--- alıntı ---
eli sunday: why are you talking about paul?
plainview: i did what your brother couldn't.
eli sunday: don't say this to me.
plainview: i broke you and i beat you. it was paul who told me about you. he's the prophet. he's the smart one. he knew what was there and he found me to take it out of the ground, and you know what the funny thing is? listen... listen... listen... i paid him ten thousand dollars, cash in hand, just like that. he has his own company now. a prosperous little business. three wells producing. five thousand dollars a week.
[eli cries]
plainview: stop crying, you sniveling ass! stop your nonsense. you're just the afterbirth, eli.
eli sunday: no...
plainview: you slithered out of your mother's filth.
eli sunday: no.
plainview: they should have put you in a glass jar on a mantlepiece. where were you when paul was suckling at his mother's teat? where were you? who was nursing you, poor eli? one of bandy's sows? that land has been had. nothing you can do about it. it's gone. it's had.
eli sunday: if you would just take...
plainview: you lose.
eli sunday: ...this lease, daniel...
plainview: drainage! drainage, eli, you boy. drained dry. ı'm so sorry. here, if you have a milkshake, and i have a milkshake, and i have a straw. there it is, that's a straw, you see? watch it. now, my straw reaches acroooooooss the room and starts to drink your milkshake. i... drink... your... milkshake!
[sucking sound]
plainview: i drink it up!
eli sunday: don't bully me, daniel!
[daniel roars and throws eli across the room]
plainview: did you think your song and dance and your superstition would help you, eli? i am the third revelation! i am who the lord has chosen!
--- alıntı ---
prospector's arrive (soundtrack), bazı sahnelerle birlikte:
oil (soundtrack):
kusursuzdu oyunculuklar, kusursuz.
there will be blood, günümüze ışık tutan fakat bu ışığın aslında ne kadar da karanlık olduğunu gösteren bir film. bir dram veyahut bir trajedi. din-ideoloji çatışması, kilise-devlet çatışması, yoksulluk-varsıllık, sevgi-nefret, iyilik ve kötülük! baba ve oğul! hakikat bilgisi! her şeyi anlatıyor. o halde teması nedir diye sorulabilir mi? bilemiyorum. fakat insan ruhunu duyumsuyor bu film ile birlikte. çünkü çok gerçek. hayatın kendisi. dokunaklı, nefret edilesice, sevilesice bir şey bu! kan dökülecek, kan!
düşünmek için zaman istiyorum bu tanımı yazmaya... hakkında bir şey söylemeye cesaret de etmek istemiyorum aslında. ama ilk tanımın şerefine, yazacağım yine de.
daniel plainview'da kendimi gördüğümü söyleyeceğim. herkes de bunu söyleyecektir kendi için belki. aslında onun iyi ve kötü bir insan olup olmadığını kim bilebilirdi? içten içe yalnızlığını biliyor ve çabalıyor delirmemek için. ama kötücüllüğü açığa çıkıyor. kim isterdi cinayet işlemek, tek varlığı olan sevdiğini terk etmek? kimse istemezdi. ama kendi çıkarı için yapmak zorundaydı. paul thomas anderson mükemmel bir iş çıkarmış. romanından esinlenilen upton sinclair için de söyleyebiliriz bunu. (bkz: oil!)
filmin müziklerini jonny greenwood yapmıştır. aşağıda alıntılardan sonra birkaçını paylaşacağım. müzik o kadar uygundu, o kadar güzel yedirilmişti ki filmin nasıl geçtiğini anlayamadım. buradan da magnolia (film)'ya selam olsun. alıntıları doğrudan imdb'den paylaşacağım.
henry ve daniel arasında geçen konuşma:
--- alıntı ---
plainview: are you an angry man, henry?
henry brands: about what?
plainview: are you envious? d'you get envious?
henry brands: i don't think so. no.
plainview: i have a competition in me. i want no one else to succeed. i hate most people.
henry brands: that part of me is gone. working and not succeeding- all my, uh... failures has left me, uh... i just don't... care.
plainview: well, if it's in me, it's in you. there are times when i... i look at people and i see nothing worth liking. i want to earn enough money i can get away from everyone.
henry brands: what will you do about your boy?
plainview: i don't know. uhhhh, maybe it'll change. does your sound come back to you? i don't know. maybe no one knows that. a doctor might not know that.
henry brands: where's his mother?
plainview: i don't want to talk about those things. i see the worst in people, henry. i don't need to look past seeing them to get all i need. i've built up my hatreds over the years, little by little. having you here gives me a second breath of life. i can't keep doing this on my own... with these, umm... people.
--- alıntı ---
daniel ve eli. final:
--- alıntı ---
eli sunday: why are you talking about paul?
plainview: i did what your brother couldn't.
eli sunday: don't say this to me.
plainview: i broke you and i beat you. it was paul who told me about you. he's the prophet. he's the smart one. he knew what was there and he found me to take it out of the ground, and you know what the funny thing is? listen... listen... listen... i paid him ten thousand dollars, cash in hand, just like that. he has his own company now. a prosperous little business. three wells producing. five thousand dollars a week.
[eli cries]
plainview: stop crying, you sniveling ass! stop your nonsense. you're just the afterbirth, eli.
eli sunday: no...
plainview: you slithered out of your mother's filth.
eli sunday: no.
plainview: they should have put you in a glass jar on a mantlepiece. where were you when paul was suckling at his mother's teat? where were you? who was nursing you, poor eli? one of bandy's sows? that land has been had. nothing you can do about it. it's gone. it's had.
eli sunday: if you would just take...
plainview: you lose.
eli sunday: ...this lease, daniel...
plainview: drainage! drainage, eli, you boy. drained dry. ı'm so sorry. here, if you have a milkshake, and i have a milkshake, and i have a straw. there it is, that's a straw, you see? watch it. now, my straw reaches acroooooooss the room and starts to drink your milkshake. i... drink... your... milkshake!
[sucking sound]
plainview: i drink it up!
eli sunday: don't bully me, daniel!
[daniel roars and throws eli across the room]
plainview: did you think your song and dance and your superstition would help you, eli? i am the third revelation! i am who the lord has chosen!
--- alıntı ---
prospector's arrive (soundtrack), bazı sahnelerle birlikte:
oil (soundtrack):
devamını gör...
2.
en iyi filmler değil de en iyi oyunculuk denince aklıma gelen ilk filmdir bu film. ben bir karakterin bu kadar iyi yansıtıldığını sadece bu filmde gördüm. hele bir kilise sahnesi var ki tam bir ustalık eseri.
devamını gör...
3.
there will be blood (2007), yönetmen paul thomas anderson'ın filmidir. yazar upton sinclair' in oil romanından uyarlanmıştır.
film, bir petrol zengininin yatırım yapmak üzere bir kasabaya taşınması ve buradaki bağnaz halkı manipüle etme sürecini anlatıyor.
bu film oyunculukları ile parlıyor. zaten daniel day-lewis hak ederek o sene en iyi erkek oyuncu akademi ödülü nü almış. ancak day-lewis kadar filmde üç kağıtçı bir din adamını canlandıran paul dano 'nun oyunculuğu da üst seviyede, o da o sene en iyi yardımcı erkek oyuncu akademi ödülü adayı oluyor ama alamıyor. day-lewis gibi insanüstü bir performans sergileyen bir aktör karşısında bu derece parlamak kolay bir iş değil.
görüntü yönetmeni robert elswit çok iyi iş çıkarmış, sinemada yönetmen ve oyunculuktan sonra en büyük görev görüntü yönetmenine düşüyor. hakkını vermiş ve o senenin en iyi görüntü yönetmeni akademi ödülü nü almış.
karakterler ve oyunculuklar dışında filmde para ve din çatışması da oldukça ilgi çekiciydi. iki büyük güç arasında kimin kazanacağını görmek sizi ekran karşısına kilitliyor.
özellikle filmde ayin sahnesi ve en son sahne gibi kusursuz sahneler var. anderson buralarda bütün hünerlerini konuşturmuş. tam bu tarz filmlerin yönetmeni olduğunu bir kez daha göstermiş.
izlemesi gayet keyifli ve müthiş oyunculuklar içeren bir film olarak nitelendirebilirim.
ilginç anekdotlar (imdb.com dan çevrilmiştir)
bu film ile en iyi erkek oyuncu ödülünü ikinci kez alan daniel day-lewis bu ödülü iki kez alan dokuzuncu aktör oldu. diğer sekiz oyuncu (ikinciyi alış sırasına göre) :
1. spencer tracy (1937, 1938),
2. fredric march (1932, 1946),
3. gary cooper (1941, 1952),
4. marlon brando (1954, 1972),
5. dustin hoffman (1979, 1988),
6. tom hanks (1993, 1994),
7. jack nicholson (1975, 1997),
8. sean penn (2003, 2008).
yukarıda da bahsetmiştim. upton sinclair' in romanı baz alınmıştır ama senaryoyu uyarlayan yönetmen paul thomas anderson romanın ilk 150 sayfasını kullanmış, romanın orjinali 1920 lerde geçer ama filmde daha önceye california'da petrol işinin patlamasına taşınmıştır. film 1898, 1902, 1911 ve 1927 de geçiyor.
doğru mu bilmem biraz reklam gibi geldi bana ama daniel day-lewis' in oğlunu oynayan dillon freasier aslında oyuncu olmayıp, filmin çekildiği yerde ilkokula giden bir çocukmuş. yönetmen çocuğun annesini bu filmde oynatabilmek için kırk takla atmış. annesi dur bakayım babasını oynayacak daniel day-lewis kim deyince , day-lewis'in çete liderini oynadığı, eli satırlı "the butcher" rolündeki gangs of new york (2002) filmini seyretmiş ve oğlum bu satırlı psikopat ile mi film çevirecek diye dehşete düşmüş, bunun üzerine yapım ekibi day-lewis' in kibar bir centilmeni oynadığı the age of innocence (1993) filmini seyrettirmiş ve annesi o şekilde ikna olmuş. (ben bile meh dedim yani.)
oyunculuğun doruğa ulaştığı iki sahneyi de buraya bırakıyorum. spoiler içerir:
daniel plainview baptism scene
i drink your milkshake
film, bir petrol zengininin yatırım yapmak üzere bir kasabaya taşınması ve buradaki bağnaz halkı manipüle etme sürecini anlatıyor.
bu film oyunculukları ile parlıyor. zaten daniel day-lewis hak ederek o sene en iyi erkek oyuncu akademi ödülü nü almış. ancak day-lewis kadar filmde üç kağıtçı bir din adamını canlandıran paul dano 'nun oyunculuğu da üst seviyede, o da o sene en iyi yardımcı erkek oyuncu akademi ödülü adayı oluyor ama alamıyor. day-lewis gibi insanüstü bir performans sergileyen bir aktör karşısında bu derece parlamak kolay bir iş değil.
görüntü yönetmeni robert elswit çok iyi iş çıkarmış, sinemada yönetmen ve oyunculuktan sonra en büyük görev görüntü yönetmenine düşüyor. hakkını vermiş ve o senenin en iyi görüntü yönetmeni akademi ödülü nü almış.
karakterler ve oyunculuklar dışında filmde para ve din çatışması da oldukça ilgi çekiciydi. iki büyük güç arasında kimin kazanacağını görmek sizi ekran karşısına kilitliyor.
özellikle filmde ayin sahnesi ve en son sahne gibi kusursuz sahneler var. anderson buralarda bütün hünerlerini konuşturmuş. tam bu tarz filmlerin yönetmeni olduğunu bir kez daha göstermiş.
izlemesi gayet keyifli ve müthiş oyunculuklar içeren bir film olarak nitelendirebilirim.
ilginç anekdotlar (imdb.com dan çevrilmiştir)
bu film ile en iyi erkek oyuncu ödülünü ikinci kez alan daniel day-lewis bu ödülü iki kez alan dokuzuncu aktör oldu. diğer sekiz oyuncu (ikinciyi alış sırasına göre) :
1. spencer tracy (1937, 1938),
2. fredric march (1932, 1946),
3. gary cooper (1941, 1952),
4. marlon brando (1954, 1972),
5. dustin hoffman (1979, 1988),
6. tom hanks (1993, 1994),
7. jack nicholson (1975, 1997),
8. sean penn (2003, 2008).
yukarıda da bahsetmiştim. upton sinclair' in romanı baz alınmıştır ama senaryoyu uyarlayan yönetmen paul thomas anderson romanın ilk 150 sayfasını kullanmış, romanın orjinali 1920 lerde geçer ama filmde daha önceye california'da petrol işinin patlamasına taşınmıştır. film 1898, 1902, 1911 ve 1927 de geçiyor.
doğru mu bilmem biraz reklam gibi geldi bana ama daniel day-lewis' in oğlunu oynayan dillon freasier aslında oyuncu olmayıp, filmin çekildiği yerde ilkokula giden bir çocukmuş. yönetmen çocuğun annesini bu filmde oynatabilmek için kırk takla atmış. annesi dur bakayım babasını oynayacak daniel day-lewis kim deyince , day-lewis'in çete liderini oynadığı, eli satırlı "the butcher" rolündeki gangs of new york (2002) filmini seyretmiş ve oğlum bu satırlı psikopat ile mi film çevirecek diye dehşete düşmüş, bunun üzerine yapım ekibi day-lewis' in kibar bir centilmeni oynadığı the age of innocence (1993) filmini seyrettirmiş ve annesi o şekilde ikna olmuş. (ben bile meh dedim yani.)
oyunculuğun doruğa ulaştığı iki sahneyi de buraya bırakıyorum. spoiler içerir:
daniel plainview baptism scene
i drink your milkshake
devamını gör...
4.
sinema tarihinin en iyi oyuncularından, belki de en iyisi, daniel day-lewis’e 2.kez en iyi erkek oyuncu akademi ödülünü kazandıran filmdir.*
oyunculuk görmek isteyen daniel plainview karakterini izlesin.
oyunculuk görmek isteyen daniel plainview karakterini izlesin.
devamını gör...
5.
çok geç izlemişim çok... kendime kızıyorum ama yapacak bir şey yok. 2.5 saat ne ara geçti onu bile anlamadım. tek kelimeyle harika bir film.
oscarı dibine kadar hak eden abimiz daniel day-lewis bence ödülü son kısımdaki performansıyla kapmış gibi. izleyen anlar ve hak verir dediğime.
oscarı dibine kadar hak eden abimiz daniel day-lewis bence ödülü son kısımdaki performansıyla kapmış gibi. izleyen anlar ve hak verir dediğime.
devamını gör...
6.
başlıkta bulunan entryler üstüne ekleyebileceğim hiçbir şey yok. hepsine harfiyen katılıyorum. filmin finaldeki climax sahnesinde hem eli hem de daniel plainview karakterlerinin oyunculukları efsanevi bir performans olduğu gibi, beni en çok etkileyen şu 10 saniyelik sekans oldu. muazzam.
devamını gör...
7.
benim için d-day lewis'ın tanrılaştığı sahnesi tam olarak şu sahnedir. "i have a competition in me"diyene kadarki ve dedikten sonraki bölüm anlatılmaz sadece alkışlanır.
bu arada görsele dikkat. acının tatlı tebessümü bu değilse nedir?*
bu filmi ilk seyrettiğimde kendime bir görev addetmiştim. "film boyunca daniel day lewis kendi suretine dönecek, onun yüzünde 'işte bu daniel day lewis yakaladım' diyebileceğim bir ifade yakaladığım anda bir puan yazacağım"
filmi puan yazamadan bitirdim. ses tonu, kılık kıyafet, surat ifadesi derken role girmeyip bize daniel plainview'ın kanlı canlı bir yerlerde olduğunu ve yaşadığını göstermiştir.
adam yüzünü, ifadesini! değiştirmiş. böyle bir şey makyaj olmadan nasıl mümkün olabilir akıl almıyor. one flew over the cuckoo's nest'te jack nicholson oyunculuk gösterisi yapıp tarihi ve eşi benzeri olmayan bir performans gösterirken, bu filmde daniel plainview diye bir şahsiyeti seyredip, o kişinin hayatını seyrediyorsun. ortalıkta d-day lewis diye bir oyuncu yok. gerçekten akıl alır gibi değil.
son olarak javier bardem diğer tarafta* olmasa paul dano zaten oscarı almış bile. onun da muhteşem oyunculuğuna ayrıca şapka çıkarıyoruz.
bu arada görsele dikkat. acının tatlı tebessümü bu değilse nedir?*
bu filmi ilk seyrettiğimde kendime bir görev addetmiştim. "film boyunca daniel day lewis kendi suretine dönecek, onun yüzünde 'işte bu daniel day lewis yakaladım' diyebileceğim bir ifade yakaladığım anda bir puan yazacağım"
filmi puan yazamadan bitirdim. ses tonu, kılık kıyafet, surat ifadesi derken role girmeyip bize daniel plainview'ın kanlı canlı bir yerlerde olduğunu ve yaşadığını göstermiştir.
adam yüzünü, ifadesini! değiştirmiş. böyle bir şey makyaj olmadan nasıl mümkün olabilir akıl almıyor. one flew over the cuckoo's nest'te jack nicholson oyunculuk gösterisi yapıp tarihi ve eşi benzeri olmayan bir performans gösterirken, bu filmde daniel plainview diye bir şahsiyeti seyredip, o kişinin hayatını seyrediyorsun. ortalıkta d-day lewis diye bir oyuncu yok. gerçekten akıl alır gibi değil.
son olarak javier bardem diğer tarafta* olmasa paul dano zaten oscarı almış bile. onun da muhteşem oyunculuğuna ayrıca şapka çıkarıyoruz.
devamını gör...
8.
upton sinclair'ın oil isimli romanından sinemaya uyarlanan 2007 yapımı film.
oyunculukların everest’in zirvesine ulaştığı,görüntü yönetmeninin fevkalade işler başardığı muazzam bir yapım.kaotik yapısı,beklenmeyen yerlerdeki süprizlerde benden fazlasıyla yıldız aldı.
realistlik işleri seven bir insan olarak çokta gerildiğim bir film oldu.verdiği usta işi mesajlar takdir edilesi.
filmin anlamlı veya anlamsız bazı sahnelerinde kullanılan gerilim tonundaki müzikler sizi biraz ne alaka moduna sokabilir.ama bu filme de bu tonlar gider.
oyunculukların everest’in zirvesine ulaştığı,görüntü yönetmeninin fevkalade işler başardığı muazzam bir yapım.kaotik yapısı,beklenmeyen yerlerdeki süprizlerde benden fazlasıyla yıldız aldı.
realistlik işleri seven bir insan olarak çokta gerildiğim bir film oldu.verdiği usta işi mesajlar takdir edilesi.
filmin anlamlı veya anlamsız bazı sahnelerinde kullanılan gerilim tonundaki müzikler sizi biraz ne alaka moduna sokabilir.ama bu filme de bu tonlar gider.
devamını gör...
9.
türkçeye “kan dökülecek” adıyla çevrilen 2007 yapımı filmdir.
yönetmen ve senaryo koltuğunda paul thomas anderson oturmuştur.
film upton sinclair'ın oil! isimli romanından uyarlanmıştır.
filmin başrollerinde daniel day-lewis ve paul dano yer almıştır.
daniel day- lewis unutulamayacak bir oyunculuk performansı göstermiş. gördüğüm en etkileyici performanslardan birisi. normal sözlükte “unutulmayan oyuncu performansları” başlığına gönül rahatlığıyla yazılacak bir performans. şov yapmış resmen. türkçe dublaj izleyecek olanlar mutlaka orijinal dilinde izlesinler, bu adamın sesini ve performansını hissetmek gerekir.
film petrolcü bir adamın değişen hayatını anlatıyor, din ve kapitalizm göndermeleri sık sık karşımıza çıkıyor, iletişimin hayatta ne kadar önemli olduğu gösteriliyor. *. paranın gücü ve insana yaptırdıkları, amerika’nın nasıl amerika olduğu seyirciye açıkça anlatılıyor, yönetmen paul thomas anderson nefis iş çıkarmış. geç izlediğim için üzüldüğüm bir film there will be blood. herkese tavsiye ederim. netflixte mevcut açın izleyin.
son sahneyi yıllarca unutmayacağım. para için vaftiz olan daniel, para için tanrıyı reddeden kişiyle yüzleşiyor. istediğini alıyor, efsane tiratı izliyoruz. milkshake. sonra bitiyor, donup kalıyorsunuz.
ayrıca sahte oğlu sağır olduktan sonra aralarında olan iletişimin kaybolması ve karakterin yaşadığı dönüşüm çok üzücüydü.
devamını gör...
10.
orijinal adı there will be blood olan, 2007 yapımıamerikan drama filmidir. film, upton sinclair'in 1927 tarihli petrol adlı romanından esinlenerek paul thomas anderson tarafından yazılmış ve yönetilmiştir. başlıca rollerde daniel day-lewis, paul dano, kevin j. o'connorve ciarán hinds gibi oyuncular yer almaktadır.
film, amerika'nın petrol endüstrisinin yükseliş dönemine odaklanır ve ana karakter daniel plainview (daniel day-lewis) tarafından yönetilen bir petrol arama ve çıkarma şirketinin kuruluşunu ve gelişimini anlatır. daniel plainview, başarılı ve zeki bir petrol sahibidir ve kendi prensipleri olan bir adamdır. hırslı ve acımasız bir kişilik sergileyen plainview, zamanla daha da güçlenirken, küçük bir kasabada büyük bir petrol rezervi keşfeder ve bu keşifle birlikte hayatı değişir.
film, karakterlerin karmaşık ilişkilerine odaklanır ve daniel plainview'in giderek artan hırsının, gücün ve paranın yavaş yavaş onu nasıl etkilediğini gösterir. aynı zamanda, din ve ahlaki çatışmalar da önemli bir tema olarak ele alınır. kasabadaki genç bir vaiz olan eli sunday (paul dano) ile yaşadığı çatışma, filmin önemli bir dinamik unsuru olur.
izlediğim bu film çarpıcı sinematografisi, güçlü oyunculuk performansları ve derin anlam katmanları ile öne çıkmakta. daniel day-lewis'in çok iyi performansı, 2008'de en iyi erkek oyuncu dalında oscar kazanmasını sağlamış. paul thomas anderson 'ın yönetmenlik ve senaryo çalışması da takdirle karşılanmış ve eleştirmenler ve seyirciler tarafından büyük bir beğeni almıştır.
bu film dönemin amerikan petrol endüstrisine ve insan doğasının karanlık yönlerine odaklanarak izleyicilere etkileyici bir deneyim sunan etkileyici bir drama filmidir. netflixde izleyebilirsiniz.
film, amerika'nın petrol endüstrisinin yükseliş dönemine odaklanır ve ana karakter daniel plainview (daniel day-lewis) tarafından yönetilen bir petrol arama ve çıkarma şirketinin kuruluşunu ve gelişimini anlatır. daniel plainview, başarılı ve zeki bir petrol sahibidir ve kendi prensipleri olan bir adamdır. hırslı ve acımasız bir kişilik sergileyen plainview, zamanla daha da güçlenirken, küçük bir kasabada büyük bir petrol rezervi keşfeder ve bu keşifle birlikte hayatı değişir.
film, karakterlerin karmaşık ilişkilerine odaklanır ve daniel plainview'in giderek artan hırsının, gücün ve paranın yavaş yavaş onu nasıl etkilediğini gösterir. aynı zamanda, din ve ahlaki çatışmalar da önemli bir tema olarak ele alınır. kasabadaki genç bir vaiz olan eli sunday (paul dano) ile yaşadığı çatışma, filmin önemli bir dinamik unsuru olur.
izlediğim bu film çarpıcı sinematografisi, güçlü oyunculuk performansları ve derin anlam katmanları ile öne çıkmakta. daniel day-lewis'in çok iyi performansı, 2008'de en iyi erkek oyuncu dalında oscar kazanmasını sağlamış. paul thomas anderson 'ın yönetmenlik ve senaryo çalışması da takdirle karşılanmış ve eleştirmenler ve seyirciler tarafından büyük bir beğeni almıştır.
bu film dönemin amerikan petrol endüstrisine ve insan doğasının karanlık yönlerine odaklanarak izleyicilere etkileyici bir deneyim sunan etkileyici bir drama filmidir. netflixde izleyebilirsiniz.
devamını gör...
11.
oyuncu listesinde daniel day-lewis, paul dano, dillon freasier, colton woodward, ciarán hinds, erica sullivan, sydney mccallister, russell harvard, dan swallow, jim downey, jim meskimen, kevin breznahan, barry del sherman, kevin j. o'connor, david warshofsky, paul f. tompkins, hans howes ve randall carver gibi oyuncuların olduğu 2007 yapımı western/gerilim türündeki bu filmin yönetmenliğini ise paul thomas anderson yapmıştır.
yerin altıyla ilgilenen bir adamın yerin altından altın çıkarmasıyla başlayan ve daha sonra başka bir adamın petrol arama çalışmasını ama balçık içinde dururken görüyoruz. daha sonra bu adam kendi kuyusunu açıp biraz para kazanınca bu sefer daha fazla kuyu açıyor. bir gün bir çocuk gelip babasının arazisinde petrol olduğunu söylüyor ve ondan büyük bir para alıp gidiyor. adam gidip araziyi kontrol eder ve petrolü bulur buradan sonrada çevre de ne kadar arazi varsa alıyor. işine yarayacak her türlü araziyi aldıktan sonra petrol şirketleriyle uğraşmamak için boru döşüyor ve petrolü kendi yolu ile götürerek daha çok kazanıyor. bu arada karakter olarak inanılmaz değişiyor ve başta gördüğümüz adam ile sondaki adam kesinlikle aynı olmuyor. oğlu diye yanında gezdirdiği çocuğa oğlu olmadığını söyleyip kendinden uzaklaştırıyor. bir çok kez katil olan adamın bu uzun zaman içinde ne kadar bencilleştiğine de tanıklık ediyoruz aynı zamanda.
karakter gelişimini çok detaylı gördüğümüz bir adam var filmde. film güzel olsa da ben bir insanın bu kadar değişmesinden çok rahatsız oldum. film vermek istediğini net bir şekilde vermiş. iyi seyirler.
yerin altıyla ilgilenen bir adamın yerin altından altın çıkarmasıyla başlayan ve daha sonra başka bir adamın petrol arama çalışmasını ama balçık içinde dururken görüyoruz. daha sonra bu adam kendi kuyusunu açıp biraz para kazanınca bu sefer daha fazla kuyu açıyor. bir gün bir çocuk gelip babasının arazisinde petrol olduğunu söylüyor ve ondan büyük bir para alıp gidiyor. adam gidip araziyi kontrol eder ve petrolü bulur buradan sonrada çevre de ne kadar arazi varsa alıyor. işine yarayacak her türlü araziyi aldıktan sonra petrol şirketleriyle uğraşmamak için boru döşüyor ve petrolü kendi yolu ile götürerek daha çok kazanıyor. bu arada karakter olarak inanılmaz değişiyor ve başta gördüğümüz adam ile sondaki adam kesinlikle aynı olmuyor. oğlu diye yanında gezdirdiği çocuğa oğlu olmadığını söyleyip kendinden uzaklaştırıyor. bir çok kez katil olan adamın bu uzun zaman içinde ne kadar bencilleştiğine de tanıklık ediyoruz aynı zamanda.
karakter gelişimini çok detaylı gördüğümüz bir adam var filmde. film güzel olsa da ben bir insanın bu kadar değişmesinden çok rahatsız oldum. film vermek istediğini net bir şekilde vermiş. iyi seyirler.
devamını gör...
12.
filmden öte daha bir tiyatro/piyes tadında olan sonundaki bowling sahnesi filmin bütün ana fikrini özetleyen film. hele ki daniel amcanın "i am finished" lafıyla filmin bitmesi beyni yarar. aklıma inanılmaz şekilde galaksinin ulu lideri rete'yi gözümün önüne getirmiştir hele ki adamın çok basit bir hayattan gelip bir anda manyaklar gibi zenginleşmesi ve kendi oğlu bile olmayan ama öz oğlu olarak gören belki hayatta sevdiği tek kişi olan yetiştirdiği çocuğun büyüyünce kendisiyle ters düşmesi bir çeşit musa-firavun hatta rete-abdo ilişkisini göz önüne getirmektedir. bowling sahnesi de bir nevi rete-fötö diyaloğu gibidir hatta.
devamını gör...