tıp sıralamasının 30 bine gerilemesi

(bkz: akp döneminde yaşandı)

benim okul 1200 kişi gerilemiş hacettepe ceng 3500 olmuş vay be.

yabancı uyruklu ve özel universitelerdeki sıralamari görme bebeğim! ağlarsın!
fen edebiyat okuyamayacak adamlar tıp okuyor.

bakın bu bir sorun değildir aslında fakat yeni nesil doktor arkadaşlarım biraz mesleklerinin kıymetini bilmeliler.

küçük bir ilçenin devlet hastanesine minnoşum ishal olduğu için gittim. acil servisteki doktor kardeşime durumu anlattım. anlatırken de " üç kez istifra etti" dedim. aldığım cevap beni üzdü açıkçası çünkü sekreterler ve hemsirelerle gayet güzel sohbet çeviren bu güzel kardeşim döndü ve dedi ki; " istifra etmek ne demek?". dedim olur yoğunluk falan kafa karışıklığı neyse dedim "kustu". tamam hocam yaa dedi bir iki ilaçla çözeriz. yazdı ilaçları gittim eczaneye. iğne yazmış eczacı dedi bu iğneleri vereyim mi? ya ne iğnesi ilaç yazacaktı dedim. aradi hastaneyi neyse sonra değişti reçete ve bu beni daha da şaşırttı. ilaçlar parol 500 mg , apranaks sprey ve motilium.

7 yaşında çocuğa parol yazmak için tıp okumadın tabi güzel kardeşim ama meslek ahlaki insan hayatı falan bunlar önemli şeyler.

50 bine de gerilese önemli olan bu mesleğin reklamının ekmeğini yemek değil, doğru yapmak.

sanırım zamanında olmuş. şimdi de olursa hiç hayır demem . sınav sistemi gereksiz zorluyor. insanlara gerekli olan bilgileri verip sınamaları daha iyiydi

tıp fakültelerinde kalite düşüyor demek oluyor.

ben belli başlı bölümlerin bu kadar yüksek puanlı olmalarını doğru bulmuyorum. türk ailesi çocuklarını bu belli başlı bölümlere yönlendiriyor* ve onları köpek gibi çalıştırıyor. "türkiye şartlarında iyi" bir üniversitede tıp okuyabilmek için çocuklar minimum 2500-3000 sıraya girmek zorunda kalıyor. iyi bir sınav çıkartabiliyor olman iyi bir doktor olacağın anlamına gelmez. zaten bu çocukların çoğu küçüklüklerinden itibaren sırtlarında bir "tıp, hukuk, mühendislik" kırbacıyla yaşıyorlar, girdikleri bölümü de içten içe sevmiyorlar. sıralama varsın 30.000 olsun, tıbbı gerçekten severek okuyacak çocuk girsin. avrupa'daki gibi olsun, zorluk okula girdikten sonra başlasın, girmeden evvel değil. kendileri ile alakası olmayan, hayatlarında hiçbir işlerine yaramayacak bilgilerle sınandıkları abuk sabuk bir sınavdan dolayı arzuladıkları bölümden mahrum olmasınlar.

gerçi bu yazıda ben türk eğitim sistemini eleştirmiş oldum biraz. şunu bilin sadece, 100.000 sıradaki bir çocuk 100. sıradaki bir çocuktan çok daha başarılı bir doktor olabilir. bu sınavların çok bir anlamı yok.

ne güzel işte hepiniz doktor olursunuz. zaten doktorlar hariç herkesin tıp hakkında aşırı doğru bilgisi olan bir ülke de yaşıyoruz.

zeka ve kapasite açısından bir sorun oluşturmayacağını düşündüğüm durum. zeki insanlar mühendis olsun. tıpta ilerlemek zor.

geriler tabi öncelikle hangi genç bir hasta yakını tarafından darp edilmeyi ya da öldürülmeyi tercih eder ki ? tercih etmeme nedenleri çok geçerli . ayrıca eğitimin içeriğinin boşaltılması ne yazık k i gençlerin eğitim temelini de çürüttü ,bilgi dağarcıkları yeterli değil . bu sistemle tıp sıralaması 70 bine kadar gerileyecek bu gidişle ne yazık ki

valla pek fark eden bir şey olmaz kimse üzülmesin, dertlenmesin. dünyadaki en saçma sınav sistemiyle öğrencilerin alındığı bir yer tıp fakülteleri arkadaşlar. geometri matematik bunların ustası olsanız dahi öyle salak salak kurul sınavlarına giriyorsunuz ki artık ezberin şeyi. *

ha tabii daha sonra vaka çözümlemeleri, analizler falan bunlar zeki bir kafa ister o noktaları da sonra düşünürüz. her meslekte olduğu gibi doktor da sahada en iyi şekilde yetiştirir kendini.

sektörden bildiriyorum : bunlar iyi günlerimiz tatlı yazarlar.
bu enkaz öyle kolay kolay kalkacak bir enkaz değil.
ülkede bir kaç yıldır "yabancı uyruklu" doktorlar zaten görev yapıyorlar.
he burada yabancı uyruk denilince, öyle alman fransız falan aklınıza gelmesin.
tamamı aldığı tıp eğitimi "soru işaretleriyle" dolu ortadoğulu.
öyle bizimkilerin yurt dışına gitmeleri gibi değil yani :)

neyse, alttan alttan da yetişiyorlar.
üniversiteler zaten malum camianın elinde (yönetimsel açıdan)
kaç tane profesör, "ya hocam bu öğrenciler yabancı kolaylık sağlayalım" denildiği için istifa etti haberiniz var mı?
türk öğrenci dünyanın en zor mesleği için günlerce boyunu aşan kitaplarla boğuşsun, çat pat türkçe konuşabilen elin surisi "hocam yaa arkadaşı mezun edelim sıkıntı çıkmasın"

ülkenin durumu tam olarak bu.
bu halk, şu an içten içe nefret ettiği türk doktorları 10 sene sonra çok arayacak, çok.


he bu arada, aklı olan uzun vadeli ve prim ödemeleri iyi bir sağlık sigortası yaptırsın.
dedim ya, devlette doktor bulmakta şu an bile zorlanıyorsunuz 10 yıl sonra kimse kalmayacak.
şu an uzman bir doktorun maaşı bekçiyle kafa kafaya, oradan hesabını yapın. (düzelecek diyorlar, 3 yıldır)
parası olan sigortadan kısmasın, sonra çok üzülürsünüz.

artık tıp mesleği değerini kaybediyor yıpratıcı bir meslek yıprandığın oranda para almıyorsun

bu kadar ilerlemesi normal olmadığından gerilemesinin de anormal olmaması durumu. neden? çünkü;

önce şunu cebe koyalım; bu ülkede gençler gerçekten istedikleri için tıp okumuyor. bir kısmı aile zoruyla okuyor, bir kısmı da sadece diğer birçok mesleğe kıyasla parası ve imkânları iyi diye okuyordu son yıllara kadar. "zaten para için meslek sahibi olunmuyor mu?" diyenler çıkabilir ama hayır, olması gereken o değil. insanlar yeteneği ve isteği neye yönelikse ona yönelmeli. bizde öyle olmuyor.

tıp resmen yarış atına döndürdü insanları yıllardır. yukarıda gayet güzel yazanlar olmuş. bir insanın ne kadar iyi bir doktor olacağını bu sınav belirleyemez. bunu belirleyecek şey kişinin bu işe karşı olan tutkusu ve bu işte kendisini geliştirmeyi ne kadar istediği. bu sadece tıpta geçerli değil. her meslek için durum bu. ister tesisatçı ol ister savcı; o işi yapmak istemiyorsan olduğun yerde sayar, yeniliklere ayak uydurmaz ve vasat bir meslek erbabı olursun. tabii bu "kafasız bir adamı alın, sırf istediği için doktor yapın" demekle aynı şey değil ama sıralamada 100. olan adamın 80,000. olan adamdan mutlaka daha iyi bir doktor olacağını kimse iddia edemez. sınav sistemi toptan rezil durumda.

şu an olup bitenler de tıpta senelerdir olup biten kadar yanlış. aynı yığılma şimdi mühendislikte başladı. bunların bir kısmı yurt dışına gitmek niyetindedir diye tahmin ediyorum ama gidemeyenler (ki çoğu gidemeyecek çünkü kendilerini geliştirmeye çalışmayacaklar) mezun oldukça bu alanda bir yığılma meydana gelecek bu kez. bu sefer de ortalık işsiz mühendisten geçilmeyecek muhtemelen.

ülke 3-4 sektör etrafında dönüp durduğu için de zerre ilerlemiyoruz bulunduğumuz noktadan. bu sene sınava girdim. eğer tercih yapsaydım büyük ihtimalle fotonik bölümüne girmiş olcaktım şu an. bir açıp bakın bizdeki durumuna, bir de yabancılardaki fotonik mühendisliğinin önemine bakın. mühendislik iyi güzel ama geleceği olan alanlarda adam yetiştirmekten çok uzağız şu an.

edit: ne yazık ki bugüne dek hastanelerde karşımıza doktor diye çıkan birçok insan doğru teşhis koymaktan bile acizdi. oysa yıllardır tıp sıralamaları en yükseklerdeydi. peki kim bu beceriksiz doktorlar? belki soruları çalanlar, belki de değil... ama bundan bağımsız olarak şunu da söylemek gerekir ki son zamanlarda doktorlara yapılan ayıbın utancı kolay kolay silinmez bu ülke üzerinden.

tıp sıralamaları bu kadar gerilerse düzgün doktoru biraz zor buluruz
malum tıpa girmek için yoğun çaba sarf eden kişi işini layıkıyla yapması gerektiği bilincinde olur ama kasmadan giren kişi işinin öneminin farkında olmayabilir

geçtiğimiz üç sene boyunca ülkemizde yaşananlardan sonra normal olan olaydır (bkz. covid dönemi, bkz. haklarını isteyen doktorlar alamayınca yurt dışına gidince “giderlerse gitsinler” diyen siyasetçi)
ben hala bu ülkede doktor olmak isteyen olmasına şaşarım.