toplumda kadınlara yapılan baskı

ön edit: ben kadın olarak yazıyorum bunları. kadınlara yaranma amacı gütmüyorum. cidden içtenlikle hissettiğimi söylüyorum. yorumlamak size kalmış elbette.

şu toplumda ve genel olarak bütün toplumlarda kadınlara yapılan baskının haddi hesabı yok. aynı şeyi bir erkek yaptığında hiçbir sorun teşkil etmeyen hareketleri bir kadın yaptığı zaman ortalığın galeyana gelmesi, insanların kendilerinden geçmeleri, "namus" denen rezil şey altında kadınlara söz geçirmeye çalışmaları ve rezil, acınası hayatlarını sırf farklı bir cinsel organla doğdu diye kadınlara diretmeleri bu baskının en net örneği.

kadın mısın? gece dışarı çıkamazsın. hayır, oğlumuzu eğitmeyeceğiz. sen dışarı çıkmayacaksın.

kadın mısın? giyimine kuşamına dikkat et. erkekler hayvandan beter, kendilerini geri tutacak iradeden yoksun oldukları için bütün suç sana ait. onlar tatil beldelerinde ya da gün içinde sokakta üstsüz dolaşabilirler ancak senin karnın gözüküyorsa sen yollusun.

kadın mısın? babana, abine, kardeşine ve diğer erkek bireylere hoşlandığın kişiden bahsedemezsin. sen "namus"sun. alınıp satılan bir malsın. bu yüzden tehdit edilebilirsin. bu yüzden insanlar senin aşık olduğun kişiyi ifşa etmekle seni tehdit edebilirler.

kadın mısın? sesini çok yükseltme yoksa kuyruk sallayan kedi olarak görülürsün. yüksek sesle gülme.

kadın mısın? erkeklerle arkadaş olamazsın. bir kadınla bir erkek asla arkadaş olamaz.

kadın mısın? evlenip çocuk doğurmazsan 30 yaşından sonra bir hiçsin. çocuk doğuramıyorsan "kusurlu" sayılırsın. sen de çalışıyor olabilirsin ama kocana hizmet etmek zorundasın. yemeği o mu yapacak? çamaşırı o mu makineye atacak? sen yapacaksın tabii ki.

kadın mısın? evdeki erkekler oturacak, sen hizmet edeceksin. elleri ayakları tutuyor ama sen kadınsın, sofrayı sen toplayacaksın. misafire sen hizmet edeceksin.

kadın mısın? haddini bileceksin. düzgün davranacaksın. kendini her zaman her şekilde doğru kişiye saklayacaksın. erkekler istediği kadar sevgili yapabilir. bunu övünerek anlatabilirler ama sen yapamazsın. sen bir eşyasın. değerin azalır. sen herkese hesap vermek zorundasın. her zaman düzgün olmak zorundasın. her zaman toplumsal ve içi boş kurallara uymak zorundasın. uymuyor musun? o zaman uyana kadar bu baskıyla yaşarsın ya da ölüp gidersin.

bu topraklarda, bu coğrafyada, bu gezegende, bu devirde ve çok daha öncesinde de kadın olmak budur işte. kadınsan baskılara boyun eğeceksin. kadınsan hizmet edeceksin. kadınsan eğer kendini geride tutacaksın. bir gün taciz edilirsen suçlu sensindir. öldürülürsen o saatte orada olduğun içindir. üstünü başını düzelmemişsindir. ders almamışsındır geçmişte haberlerde gördüğün olaylardan.

kadınsan, kim ne derse onu yapacaksın. çalışıyor da olsan, özgürüm de desen sen hâlâ birilerinin malısın ya hani.

hatta bunu onaylayan hemcinslerin de var. seni aynı yola itmeye çalışan ve kafanı kaldırıp doğruları haykırmanı önlemek isteyenler de var.

ama sen kadınsın ve güçlüsün. bu aptalca kuralların hiçbirinin doğru olmadığını biliyorsun. gelecek nesillere bunu anlatmak senin elinde. bir tek kişiyle tüm dünya değişebilir, milyarlarca kişiyle hiçbir şey değişmese de.

kadınsın, güçlüsün, kendini ezdirme ve saçma sapan lafları gülerek karşıla. sen, kimsenin malı, namusu, eşyası veya sahip olduğu bir şey değilsin. kadınlarımız diye başlayan hiçbir cümlenin öznesi olmayacaksın.

kendin olacaksın, eşit olacaksın, tamamen istediğin gibi olacaksın ve kadın olarak kimseye bir şey borçlu olmayacaksın.

hep de böyle acayip "delikanlı", süper ahlaklı, onlyfans kullanmayan, seksi ikinci planda gören, rıza olmalı diyen osbirci meriçler tarafından yapılır nedense. bunların gerçek yüzü şıp diye çıkar azıcık üzerine gidince.

bik bik kendini sevdirmek için uğraşan tiplerin içinden hayırlı bir insan çıktığını görmedim daha. (örnek: ayda 700k usd kazanan 90cm çüklü kolpaçino ekşici naif beyler). bir erkek bir komünitede bu kadar sevilmek istiyorsa, "vardır onda bi bok, saklıyor" diye bakmalı. beni sevmeyin mesela. sert seks adamıyım ve kezo sevmem. kezo out, pimpirikli titrekler out, alevli yenge in. senelerdir bu çizgideyim. seven az. saplamasyon ve şeker bir çizgim mevcut.

kadınlar kendilerini ve birbirlerini ikide birde bir yerlere sıkıştırmayı bırakırlarsa el ele verip içinden inşallah geçeceğimiz baskıdır.
ya bu çapsızların tek sorunu acınası ve sayıca çok olmaları, böcek gibi bunlar.
böcek fobisi olan ablalarımı örnek alıyorum.
bende tüm hayvanlar eşit çünkü gerçek böceği de ezmiyorum ben.

toplumda erkeklere yapılan baskıdan hallice olan baskıdır. iki cinsiyetin de farklı şekillerde yaşadığı ciddi sorunlar olduğunu görmeden erkeklere sallama başlığına çevirmeyin şurayı.

erkekler de güllük gülistanlık bir hayat geçirmiyor. bunu kadınları öldüren psikopatları savunmak için yazmıyorum. özellikle türkiye'de herhangi bir cinsiyete özgü değil, komple toplumsal bir baskı var, toplum hastalıklı zihniyetlere sahip. bu sebeple her ne kadar iyi niyetle yola koyulsa da kadınların sorunlarına çözüm bulma hareketleri toplumdaki diğer cinsiyet olan erkeklere zararlı hale gelebiliyorlar. ona dikkat çekip cinsiyet savaşlarını körükleyenlere prim vermeyin demek için bunu yazdım. sosyal medya maymunlarının, sözde psikologların, astrolog şarlatanların vs. internette sansasyon ve etkileşim için kustuğu sözlere kapılıp her yere yaymayın. toplumun ruh sağlığını iyileştirmek çöp tenekelerine bırakılacak kadar basit bir iş değil.

tamam kanka, en cok sana (kalbini) verecek kadinlar.

guzel yazi, en cok senin olacaklar.

hadi bu kafayla devam. helal size feminaziler. sizden krali yok.

surda 1 erkegi oldurseler 1 gun haber yapmazsiniz kiliniza zarar gelince 10 gun konusuyosunuz ama.

yok mini etek giymeyeceksin,yok sevgilinle görüşmeyeceksin,benden habersiz bir yere gitmeyeceksin ve benzeri.