trabzon'da 254 hafızın icazet merasimi yapması

buradan izleyebilirsiniz
trabzon'da 254 hafız mehter marşı eşliğinde icazet töreni yapmış. görüntüler sosyal medyada gündem olmuş.

özgürlükler kapsamında karşılanması gereken eylem.

başıma bir şey gelmeyecekse bir seküler olarak neden bu kadar gündeme geldiğini anlamadığım merasimdir.

öncelikle tüm tantana, mevzubahis merasimin ekşi'de, onur yürüyüşü'ne tepki olarak yapıldığı iddiasıyla çıktı. malum kitle de tarikatçiler ülkeyi bitirdi ve batırdı! sloganlarıyla izole bir ortam yarattığı için tahmin edeceğiniz üzere infial yarattı. lakin görüntülerin herhangi bir tepki amacıyla oluştuğuna dair hiçbir kanıt yok.

yani görüntüler sıradan bir dini organizasyondan ibaret. bu organizasyonlar da sık sık yapılıyor zaten. özellikle bu organizasyona bu kadar tepki verilmesi tamamen bir sürü psikolojisinden ibaret efendim.

ülkenin sorunu hafızlar değilki bize hafız da lazım doktor da lazım fizikçi de balet de piyade de plaza set edicisi beyaz yakalı da hatta sahilde martılarla konuşan şair de hepsi lazım sorun diğer tarafların eksik kalması kendilerini yabancılaşmış hissetmeleri bunu bir anlasak çok yol alacağız da işte...

ee ne var bunda denilen haber. bırakın yapsınlar. en büyük haklarından biri. kimseye zarar mı vermişler, rahatsız mı etmişler, laf mı atmışlar? bugün zaten en büyük sorunlarımızdan biri de birilerinin bir şey yapmasına karışması, engellemesi, istememesi değil mi? bırakın icazet töreni de yapılsın mezuniyet töreni de, kına da düğün de, onur yürüyüşü de paskalya yürüyüşü de. kim ne istiyorsa onu yapsın. beğenmeyen de gitsin yapılmayan yerlerde yaşasın. her türlü yasağın, engelin, sansürün, toplumsal hoşgörüsüzlüğün karşısında durmazsak nasıl özgür bir toplum olmayı öğreneceğiz? bu insanlara kendimizi bu şekilde nasıl kabullendireceğiz?

254 lgbt yürüse izin verilmezdi.
254 hayvansever yürüse izin verilmezdi.
254 doktor yürüse izin verilmezdi.
254 doğasever yürüse izin verilmezdi.
kadın cinayetlerine karşı 254 kişi yürüse izin verilmezdi.
daha sayayım mı?

tıp okuyup atanamayan insanlar varken; ki memlekette sağlık hizmeti din, dil, yaş, cinsiyet, siyasi görüş vs ayırt etmeksizin herkese lazımken ve nüfusumuz 100 milyona dayanmışken, bu heriflerin hepsi bir yerlere atanır. biri bile işsiz kalmaz.
cuma ve bayram namazları hariç sıradan namaz saatlerinde her camide bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda insan var. 3-5 kişi için her yere cami yapılıp, imam atanıp maaş ödenir. ama hastanelerde randevu sırası bulunamazken hastane yapıp doktorlara iş kapısı açılmaz.

zaten imamlık bomboş bir meslek. ulan madem herkes müslüman, en önemli şey kuran; neden insanlar alıp açıp okumaz ki. herkesin bir kuran alacak kadar parası vardır. e namaz evin dahil temiz olan her yerde kılınıyor. yani başkasına çok da muhtaç olmadığın bir sektör. millet neden gidip başkasından dinliyor, açıp okuyup kendi yorumlamıyor anlamıyorum. herkes kuranı ölümüne savunur. açıp da günde bir sayfa okusa maksimum iki senede bitecek kitabı 50 sene okumaz. bu kadar mı zamanın yok. bu kadar mı merak etmiyorsun inandığın savunduğun kitabı. alıp çerçeveletip duvara asmak için mi yazılmış bu kitap. sırf senin üşengeçliğin için var imam, başka neye yarıyor. okuma bilen herkes kuran okuyabilir, namaz kılmayı öğrenip kendi kılabilir. sırf millet üşengeç diye varolan bir meslek. ve devlet en çok bütçeyi buraya aktarıyor.

bu konuda yukarıda tüm yazılanlar doğru ve desteklenesi;
evet gerçekten özgürlük kapsamında olduğunu düşünüyorum.
ancak bir önceki yazarın, tüm yorumuna katılmasamda (örneğin "sözde onur yürüyüşüne" izin verilmesi ile aynı şey değil); herhangi bir konuda okumamamız ile ilgili söyledikleri o kadar doğru ki; inandığımızı söylediğimiz dinimiz ile ilgili en temel kitabı okumaktan aciziz. kuranın 30 cüz e ayrıldığı düşünülürse; her hafta bir cüz de ki kısmı okumuş olsak, 30 haftada tamamını bitirmiş oluruz. ilk okumadan 6 ay sonra bir defa daha okuyacak olsak, emin olun bir çok sure ile ilgili ve bir çok konu ile ilgili çok kapsamlı bilgimiz olabilir. örneğin hz yusuf peygamber kıssası, örneğin hz nuh peygamber kıssası, iftira ile ilgili hükümler, vs direkt kaynağından bilgi almış oluruz. camide geçirdiğimiz kısıtlı zamanlarda kuranın tamamı hakkında bize bilgi verilmesi söz konusu değil, ayrıca camide kılınan namazlarda da buna değinmek mümkün değil. cuma namazlarında okunan "cuma hutbesi" ve yılda sayısı iki olan "bayram namazı hutbesi" nde kuranın bütününden bahsetmek yine çok zor;
sonuç olarak yine okumak zorundayız; kendimiz için ve toplumun genel ortalaması için okumak zorundayız; eğer biz okursak "üzüm özüme baka baka kararır" misali çevremizdeki herkes okuyacak. ilk adımı bizim atmamız lâzım. hadi bi gayret, okumaya davet, okumaya teşvik.

(bkz: çok pis seks döndüğü düşünülen ortamlar)

şaka bir yana kesinlikle desteklemediğim şeyler çünkü dini gösterilerden de dinden de hoşlanmıyorum keşke ne benim desteklediğim ne de desteklemediğim bir hükümette hukuk devleti olsaydı da şunlar doğru düzgün bir biçimde yapılsaydı.

bu arada görüntüleri izlemedim o kadar tahammülüm yok.

içeriğindeki 254 hafızın hepsinin de trabzon ili kütüğüne mi kayıtlı olduğunu merak ettiğim olay. yoksa türkiye genelinden mi gitmişler trabzon'a?
imam hafız lisesi mi açıldı ülkede bir ara? biz mi bir şeyleri kaçırdık!?

ne güzel işte, inşallah okuduklarıyla amel ederler

allah kabul etsin.

maşallah diyelim. allah kabul etsin