train to busan

2016 güney kore yapımı gerilim filmi.

film, annesini özleyen kızını eski eşinin yaşadığı yer olan busan'a trenle götürmeye karar veren bir babanın o sırada zombileşen yolculardan kızıyla beraber kaçmaya çalışmasını konu alıyor.
filmde 'insan kalmaya çalışmak' ve 'bencillik' çatışan iki düşünce.

bence rahatlıkla izlenebilecek zombi filmlerinden biri. hikayesi karmaşık değil ve çoğu zombi konulu film gerilimden çok uzak oluyor fakat bu film güzel dengelemiş gerilimi, araya biraz dram da serpiştirmiş, klişe olsa da yakışmış. oyunculuklar zaten enfes, başrolde gong yoo oynuyor. yan karakterlerden birinde ise parasite (film)'da evin oğlunu canlandıran choi woo shik var. bu iki enfes oyuncuyu, elbette ma dong seok'u yazmazsam haksızlık ederim, üç enfes oyuncuyu izlemek bana büyük keyif vermişti. her ne kadar filmde mantık hataları olsa da.

ilk çıktığı zamanlarda izlediğim ve fazla beklenti içinde olmadığım için baya beğenmiştim. genel olarak tek mekanda yani trende geçmesine rağmen insan izlerken uzun süre heyecan hissediyor ve merakla kalıyor. belki şimdi tekrar izlesem eleştirdiğim yönleri olurdu lakin tek mekan filmlere göre izlenebilir. son olarak trailer'ı da paylaşayım hemen.

güney kore sinemasından çıtayı aşan güzellikte bir zombi filmi... ilk filmi her ne kadar güzelse devam filmi de bana göre o kadar kötüdür...

içinde bolca çekik gözlü zombi barındıran bir güney kore filmi.

açıkcası sevmediğim bir film..

izlemeyen okumasın bal gibi spoiler:

ben zombi filmlerinde ve diğer korku filmlerinde anlamsızca öldürülen ana karakter durumunu anlamıyorum.izleyicinin film boyunca yakından tanıdığı ve benimsediği karakterleri katlettiğinizde, iyi film yapmış olmuyorsunuz.bir film, karakteri ile hatırlanır.misal: harry potter’ın asıl finalinde harry değil, voldemorth kazansaydı ? harry potter bu kadar ünlü olur muydu? kim ana karakteri ölmüş bir seriyi uzun süre benimser? insanlar kötü sonlar görmek istemez çünkü hele ki ana karakterler üzerinde. - evet sitemim buraya kadardı.

şimdi:

aslında film olası bir senaryoyu gözler önüne seriyor..
“nereden geldiği belli olmayan bir mutasyon hastalık”..

açıkcası covid döneminde hepimizin aşina olduğu bir durumdu bu.. hatta hepimiz evlere kapandık.. tıpkı zombi filmi senaryosu gibiydi.. tek fark dışarıda gezen bedenler yoktu.. görünmeyen virüs vardı..

kısacası: film diyor ki “ insanlık gizli deneylerle, hesapta bilim uğruna bir şeyleri değiştirmeye/geliştirmeye çalışarak bozduğu dünya düzeniyle tüm insanlığı etkileyecek bir hastalık çıkarabilir.”

üstelik insanların virüsü kapma hızı ve kaptıktan sonra zihinsel yetilerini kaybetmeleri( kapıyı açamamak,konuşamamak, karanlıkta görememek vb) hastalık vurgusuna farklı bir bakış getiriyordu.aslında binevi senarist bir kaçış yaratmış.sınırlı alanda çekilen bir film olduğu için, karakterlere kaçış sağlayacak bir nokta gerekiyordu. bu yüzden vagonlardan karakterleri cıkarabilmek için tüneller - karanlık kullanılmış.tren’in kullanılması marjinal bir fikir olmuş ama.. genelde zombi filmleri hep sehirlerde, apartman dairelerinde, kırsal kasabalarda çekilir.hareket halinde ki tren fikri iyi şimdi..

üstelik insanların doğasını(bencilliğini) sembol eden bir filmdi.. herkes kendisini kurtarmak için diğerlerini harcadı durdu ama …

özellikle o orta yaşlı , takım elbiseli amca yok mu? “ecelin geldiyse istersen kendini kurşun geçirmez odaya kapat, zamanın geldiğinde öleceksin. “ tezini doğrulatan bir son biçilmiş. kendini parçaladı kurtulmak için ama öldü.

film boyunca dedim bu ne kadar uzun tren.. git git bitmiyor.. vagondan vagona geçip durdular ama en sonunda trenin sonunu görebildik.. karakterleri hunharca katletmeleri hiç hoş değildi.niye böyle bir senaryo yazıyorsunuz arkadaşlar ? kütür kütür herkesi öldürttünüz.

hamile kadının eşi- hamile kadın- kolejli sevgililer - sarhoş adam - ana karakter baba ve kızı olmak üzere bu 7’li hayatta kalmalıydı..

aslında her filmin altında bir gerçek vardır..
bilim diye her şeyi kurcalamanın, boydan büyük işlere bulaşmanın alemi yok.yalnız filmin sonunun açık bırakılması ayrı bir düşünmek için alan yaratıyor.hastalığa dair bir tedavi fikri hiç ortaya atılmadı.aksine kendisini korumak için orman kanunlarını uygulamaya devam ediyor diye mesaj verilerek film bitirildi..bakalım ne olacak.. devamı inşallah gelmez 2. olanı sıkabilir.

-spoiler içerir. -

zombi ekspresi, 2016 yapımı zombi, korku filmidir.
yapımcılığını yeon sang-ho üstlenmiştir.
başrollerinde
gong yoo( soo-an'ın babası)
jung yu-mi (hamile kadın)
ma dong-seok (hamile kadının eşi)
kim soo-ahn (küçük kız soo-an)
choi- woo shik(utangaç çocuk)
ahn so- he(utangaç çocuğun sevdiği popüler kız)
bulunur.

küçük kız babaannesi ve babası ile yaşamaktadır.
babası bir şirkette yönetici konumunda çalışır.
eşi ile ayrılmıştır.
küçük kızın babası bu hayatta sadece kendini düşünmeyi savunan biridir.
küçük kızı ile işi dolayısıyla çok ilgilenmez.
birgün küçük kız babası da gelecek umuduyla
bir gösteri de şarkı söyler ama babası o gösteriye gelmez çünkü unutmuştur ve işi vardır. babası kızın şarkı söylediği videoyu izler. küçük kız babası gelmediği için üzgündür ve suratı asık bir şekilde şarkısını söyler.

birgün babası ve kızı trenle küçük kızın annesini ziyarete gidecektir. bunun sebebi kızın doğum günü olmasıdır.
trene baba ve kızı biner. küçük kız tren harekete geçmeden önce yaşadıkları şehirde tuhaflık hisseder ama babasına bir şey söylemez.
yaşadıkları şehir zombi istilasına uğramıştır.
trene de zombinin biri binmiştir. o vakte kadar kimse bir şey anlamaz.
bir kadında tuhaflık olduğunu gören trende görevli kadın bunu telsizle bildirir.
zombinin ısırığı tüm vücuduna sirayet etmeyen kadın dengesini sağlamakta güçlük çeker garip sesler çıkarır ve nöbet geçirir.
görevli kadın zombiye dönüşmekte olan kadınla hiçbir şeyden habersiz ilgilenirken o da ısırığa maruz kalır ve zombiye dönüşür.
neredeyse tüm trene böylece zombi olacaktır.

küçük kız lavaboya gitmiştir, lavaboda hamile kadın ve eşiyle karşılaşmıştır.
trende tuhaflık olduğu anlaşılır ve zombiye dönüşenlerin sayısı git gide artıyordur.
babası bunu fark ettiğinde küçük kızı aramaya koyulur ve bulur, yanına alır.

zombinin bir ısırığına maruz kalan herkes zombiye dönüşür.
zombiye dönüşmeyenler bunlardan sürekli kaçmakatadır.
zaman ilerledikçe şehirdeki herkes zombi olur, hareket eden gördükleri her şeyi ısırma eğiliminde olurlar.

bir istasyonda güvenli bölgeye gitmek için zombi olmayanlar iner.
küçük kızın babası başka birilerini aramış ve kızı ile ayrı bir yere gitmeye karar vermiştir.
küçük kız gitmek istemez.
hamile kadını bırakmıyordur ve onunla birliktedir.
baba ve kız zombi olmayan gruptan ayrılamaz ve hep birlikte hareket ediyorlardır.
popüler kız ve 3 erkek arkadaşı birliktedir. bunlardan 2 erkek arkadaş zombi olur ve onlar trene binemez, 2 arkadaş kalmıştır.

hamile kadının kaslı eşi, küçük kızın babası, okuldaki çocuklardan erkek olanı bu zombilerle başa çıkılamayacağını anlayınca onlarla dövüşmeye başlarlar.
böylece etkisiz hale getirip güvenli bölgeye kadar gideceklerdir.
uzun bir süre bu üçlü zombilerle dövüşür, zombi olmayanlar birliktedir.
hamile kadın ve küçük kız hariç diğer zombi olmayan grup bu üçlünün zombi virüsü taşıdığını iddia eden birine inanır ve en son kurtulacakaları zaman kapıyı bu üçlüye açmazlar.
bir süre sonra kaslı adam yorulur ve kolundan zombi ısırığı alır.
diğer zombi olamayan 2 arkadaşına gitmelerini söyler ve kendini feda eder.
eşine de çocuklarının ismini bor koymasını söyler.
kapıyı kırıp zombi olmayan 4 kişi diğer kişilerle aynı yerdedir.
yaşlı adamın biri bu dörtlüde zombi virüsü olduğunu iddia eder ve onları ön taraftaki vagona kovar.
arkada kalan zombi olmayan grubun kapısını içlerinde zombi olan ablasını gören birisi açar ve hepsi ısırılarak zombi olur.
ta ki yaşlı adam hariç.

tren bi süre sonra durur. inerler.
yeniden zombi istilasına uğrarlar. popüler kız ve arkadaşı zombi olur.
hamile kadın, küçük kız ve babası trenin altında kalır ama ölmezler çünkü oradaki boşluğa denk gelirler.
oradan kurtulurlar ve kaçmaya devam ederler.
yaşlı adamsa hareket eden bir trene doğru koşar ve makinistten yardım ister. makinist ona yardım eder,yaşlı adam trene biner ama yaşlı adam makinisti kurtarmaz ve zombilere feda eder.
hamile kadın, küçük kız ve babası bu trene son anda yetişip biner.
kurtulduk sanarken yaşlı bencil adamda oradadır ve ısırılmıştır, zombi olacaktır.
küçük kızın babası bu zombiyi trenden atmak için dövüşür.
hamile kadını ısıracakken küçük kızın babası kendini feda eder ve zombi ısırığı alır ve zombiye dönüşeceğinin farkındadır.
zombiyi trenden aşağı güç bela atar.
hamile kadın ve kızını trenin ön odasına götürür.
kızının gözyaşları akar, babasına gitme baba diye yalvarır. babası hamile kadından hiç ayrılmamasını söyler, son kez sarılır, ağlar ve dışarı çıkar.
babası trenin en arkasında kızının doğduğu anı hatırlayarak zombi olur ve kendini trenden atar.
hamile kadın ve küçük kız güvenli bölgeye kadar gelir.
tünelden görünürler. askerler ikisini tam hedef alıp vuracakken kız sınıfta söylediği marşı söyler.
ikisi kurtarılır.
end.

gülmek için açtığım bir zombi filminde nasıl sonunda ağlayarak bitirdim anlamıyorum. güzel bir kore filmi ama artık zombi istilası yeterli değil mi sevgili yazarlar. şöyle güzelinden bir tane seçelim ve o kalsın artık yapmayın. dediğim gibi bence güzel ama kesin izlemelisiniz diyemem açıkçası biraz zaman kaybı. oyuncu kadrosu ise gerçekten muazzam bu konuda tek bir problemim yok tabi. çünkü oyuncular arasında seok-woo ve sang-hwa var yani kadronun güzelliğine bakar mısınız ve unutmadan aralarında minik soo-an.
bu filmdee seok-woo ve soo-an baba kız rolünde yer almaktadır.olaylar çoğunlukla trende geçmektedir. kızını, eski eşine götürmek için yola çıkan baba tüm güney koreyi salgın haline getiren bu virüsle karşılaşır ve hızlıca vagonlar arasında da yayılmaya başlayan virüs kısa sürede hayatta kalma savaşına dönüşür. burada birbirleriyle ilk defa tanışan bir grup insanın tek ortak noktaları vardır. ancak bunu filmi izledikten sonra öğreneceksiniz.
tavsiye etme konusunda çok emin değilim ancak izlemeyi düşünenler için filmin ikincisi de bulunmakta.
keyifli seyirler dilerim.

filmi çok öncelerde izlemiştim. sıkıcı değildi ve çok üst zombi dizileri izlememişseniz sizi baya sarabilir. plastik makyajlara bayılıyorum. bu tarz filmleri film içeriği kadar yapılan makyajları da puanlandırmak için izliyorum. kısacası gözüm her detayda.
"sıcak kalpler" diye bir filmde var. bunu izlemişseniz eğer bu filmi daha çok beğenirsiniz. çünkü ondaki konu zombi/ aşk yani çok aksiyon veya gerilimi yoktu.
bu filmin oyuncuları bana göre daha iyi. ve aksiyon/gerilim açısından daha üstte. duygusal anları da var. zombi izlerken ne ağlaması? demeyin ponçik bir yüreğin varsa bulutlarının yağmur yağdırabilir.
bir kısım bu anormal durum içinde zombi olmadan canavarlaşırken diğer grup insanlığını korumaya devam ediyor...