1.
makarnanın tuzunu aslaaa ayarlayamıyorum ya tansiyon çıkartıcak kadar çok tuzlu ya da soylemezesem olmaz sunucularinin zeka seviyesi kadar az tuzlu oluyo
devamını gör...
2.
müziği deli gibi sevmeme rağmen şarkı mırıldanma konusunda dahi bir yeteneğim yok ve beceremem.
böyle güzel bir udi eşliğinde şarkı söyleyen insanlara da iyi manada tavım.
sonuç olarak bu başlıbaşına bir yetenek tabi.
yapı gereği olsa gerek, bir de asla bir şeyleri yaparken ağırdan alayım ve yavaş yürüsün şeklinde davranamıyorum, benim için konu her neyse başladığı gibi bir şekilde sonlandırılmalı, ki kafamın arka planında çalışmaya devam etmesin.*
böyle güzel bir udi eşliğinde şarkı söyleyen insanlara da iyi manada tavım.
sonuç olarak bu başlıbaşına bir yetenek tabi.
yapı gereği olsa gerek, bir de asla bir şeyleri yaparken ağırdan alayım ve yavaş yürüsün şeklinde davranamıyorum, benim için konu her neyse başladığı gibi bir şekilde sonlandırılmalı, ki kafamın arka planında çalışmaya devam etmesin.*
devamını gör...
3.
yürürken çay içemiyorum. vites değiştirirken vitese bakiyorum.
devamını gör...
4.
çamaşır asamiyorum. aşırı saçma geliyor tek tek tane tane düzgün çamaşır asmak. ya ipe atsan kuruyor zaten mandalla geç kardeşim. bir şeyde de mükemmeli yakalamaya çalışmasak dünya daha yaşanabilir olurdu
devamını gör...
5.
makas kullanma, dikiş dikme gibi konularda çok kötüyüm. dümdüz bir çizgiyi kesemiyorum, illa yamuluyor o çizgi. iyi ki eski zamanlarda doğmamışım, ev hanımı olmayı hiç çekemezmişim valla.
devamını gör...
6.
nefes alamamak. ben bazen doğru nefes alamıyorum ya, çok garip
devamını gör...
7.
hala otomatik vitese alışamamak; debriyaj diye frene basıp birde vitesi değiştirmeye çalışmak. *
devamını gör...
8.
yazayım. herkes bilsin nasıl bir ruh hastası olduğumu.
- kesinlikle düzgün şekilde oturamıyorum. çocukken koltuğun tepesine ayaklarımı atar başı halının üzerine sermiş şekilde otururdum. beynine kan gidecek diyip düzeltip dururlardı beni. beyne niye kan gitmesin zaten? cinli diyip uzun süre okuyup üflediler. kesinlikle işe yaramadı.
şimdi güya oturuşu düzelttim ama rahat edemiyorum. ayakları kendime çekiyorum, beli kırılmıs gibi bir köşeye atıyorum, kafa diger tarafta, kollar orada burada. beni sandalyeye oturtuyorlar, bir süre sonra özür dileyip cekiyorum bacakları kendime. bazen bir bakarlar bacak ve kalça yerde sadece kafam koltukta, öyle uzanmışım. asla normal değilim. sori.
- koltuğu yatağı sahiplenemiyorum. en ucunda yatıp en ucunda otururum. o yüzden sürekli düşerim oturup uyurken falan. ortalayamam kendimi.
- merdivenden inemiyorum. tanıdık merdiven değilse işim bitiyor. çocukken merdivenin çizgiler yer değiştirirdi disleksi nedenli, sürekli ayağın arkasını vururdum ya da düşerdim. şimdi de yer değiştiriyor muhtemel ama büyüdükçe alıştım bu görüntüye farkında değilim. mesela merdivene ayağı bi atıyorum inmek için, behlül'ün peşinden koşan nihal gibi kıç baş açılmış şekilde takır takır düşüyorum. çok şükür herkesten fazla gülüyorum da rezil olmuyorum.
- gece uyanınca bir şey yapamıyorum. sahiden bir şey yapamıyorum ama. mesela üşüdüğüm için uyanırım, bakarım battaniye yerde, uzanamam ona. uzanmak aklıma gelmez. sokak çocuğu gibi titreye titreye uyurum. telefon çalar, uyandırıldım diye ağlarım ama çoğu zaman telefonu açmak aklıma gelmez. öyle sakince ağlarım. çok susadıysam birini uyandırırım o getirir. çünkü bildiğim tek şey o an susadım demek. kalkıp getirmeyi akıl edemiyorum. susuzluktan ölsem alamam kalkıp.
- tek bir iş yapmak. mümkün değil. oturup bir şeyi öylece izleyemem. bir şey izlerken aynı zamanda bir seyler okumam ya da dinlemem gerekir. resim cizerken diğer elimle başka resim boyar, yemek yaparken bir şey karıştırıyorsam diğer elimle bulaşıkları yerleştirim. çocukken dersi dinlemem için etrafta yürüyüp bazen çıkıp gitmeme izin veriyorlardı. çünkü katiyen oturup dinleyemezdim. aynı anda iki şey yaparsam dinleyebilirdim. şimdi çalırken aynı anda 3 4 işi birden yapıyorum da o şekilde idare ediyoruz. kıpır kıpırım arkadaş, çok yorgunum.
- doktor öksür diyince öksüremiyorum. ne oluyor bilmiyorum ama ayarlayamıyorum o öksürüğü. höh falan yapıyorum. ayrıca hiç değişmeyen bir konuda anlaşmazlık yaşıyoruz. sırt üstü yat diyor, yatıyorum, yanlış diyor. nasıl yanlış sırtımın üstünde yatıyorum işte. yok diyor.
- yalandan aglayamıyorum. çok istiyorum ha. bakıyorum halama gözden yaş gelmiyor ama hıçkırıklar çığlıklar. müthiş bir kaçış yöntemi. ben deniyorum, veremiyorum o şu an ağlıyorum peşimi bırak lütfen algısını. olmuyor.
sahiden zor. kendimle yasamak konusunda zorlaniyorum.
- kesinlikle düzgün şekilde oturamıyorum. çocukken koltuğun tepesine ayaklarımı atar başı halının üzerine sermiş şekilde otururdum. beynine kan gidecek diyip düzeltip dururlardı beni. beyne niye kan gitmesin zaten? cinli diyip uzun süre okuyup üflediler. kesinlikle işe yaramadı.
şimdi güya oturuşu düzelttim ama rahat edemiyorum. ayakları kendime çekiyorum, beli kırılmıs gibi bir köşeye atıyorum, kafa diger tarafta, kollar orada burada. beni sandalyeye oturtuyorlar, bir süre sonra özür dileyip cekiyorum bacakları kendime. bazen bir bakarlar bacak ve kalça yerde sadece kafam koltukta, öyle uzanmışım. asla normal değilim. sori.
- koltuğu yatağı sahiplenemiyorum. en ucunda yatıp en ucunda otururum. o yüzden sürekli düşerim oturup uyurken falan. ortalayamam kendimi.
- merdivenden inemiyorum. tanıdık merdiven değilse işim bitiyor. çocukken merdivenin çizgiler yer değiştirirdi disleksi nedenli, sürekli ayağın arkasını vururdum ya da düşerdim. şimdi de yer değiştiriyor muhtemel ama büyüdükçe alıştım bu görüntüye farkında değilim. mesela merdivene ayağı bi atıyorum inmek için, behlül'ün peşinden koşan nihal gibi kıç baş açılmış şekilde takır takır düşüyorum. çok şükür herkesten fazla gülüyorum da rezil olmuyorum.
- gece uyanınca bir şey yapamıyorum. sahiden bir şey yapamıyorum ama. mesela üşüdüğüm için uyanırım, bakarım battaniye yerde, uzanamam ona. uzanmak aklıma gelmez. sokak çocuğu gibi titreye titreye uyurum. telefon çalar, uyandırıldım diye ağlarım ama çoğu zaman telefonu açmak aklıma gelmez. öyle sakince ağlarım. çok susadıysam birini uyandırırım o getirir. çünkü bildiğim tek şey o an susadım demek. kalkıp getirmeyi akıl edemiyorum. susuzluktan ölsem alamam kalkıp.
- tek bir iş yapmak. mümkün değil. oturup bir şeyi öylece izleyemem. bir şey izlerken aynı zamanda bir seyler okumam ya da dinlemem gerekir. resim cizerken diğer elimle başka resim boyar, yemek yaparken bir şey karıştırıyorsam diğer elimle bulaşıkları yerleştirim. çocukken dersi dinlemem için etrafta yürüyüp bazen çıkıp gitmeme izin veriyorlardı. çünkü katiyen oturup dinleyemezdim. aynı anda iki şey yaparsam dinleyebilirdim. şimdi çalırken aynı anda 3 4 işi birden yapıyorum da o şekilde idare ediyoruz. kıpır kıpırım arkadaş, çok yorgunum.
- doktor öksür diyince öksüremiyorum. ne oluyor bilmiyorum ama ayarlayamıyorum o öksürüğü. höh falan yapıyorum. ayrıca hiç değişmeyen bir konuda anlaşmazlık yaşıyoruz. sırt üstü yat diyor, yatıyorum, yanlış diyor. nasıl yanlış sırtımın üstünde yatıyorum işte. yok diyor.
- yalandan aglayamıyorum. çok istiyorum ha. bakıyorum halama gözden yaş gelmiyor ama hıçkırıklar çığlıklar. müthiş bir kaçış yöntemi. ben deniyorum, veremiyorum o şu an ağlıyorum peşimi bırak lütfen algısını. olmuyor.
sahiden zor. kendimle yasamak konusunda zorlaniyorum.
devamını gör...
9.
sol ve sağı bu yaşta hala karıştırmak. sola dön dediklerinde otomatik olarak sağa dönüyorum.
devamını gör...
10.
üzerime doğru gelen şeyleri tutamıyorum, ellerimi öne doğru refleks olarak uzattığım için attıkları neyse direk elime çarpıp yere düşüyor :(
devamını gör...
11.
usb'yi asla ilk denemede doğru takamamak. bunu yıllarca yapamamak. olum bunun bi açıklaması olmalı yani. 100 kere random sokunca 50 civarı girmesi lazım. olasılık kuralları bunu emrediyor.
ancak 100'ünde de ters gelmesi.
neyse ki artık type-c kabloların çift yönlü takılması da, bu lanetten biraz olsun kurtulmak.
ancak 100'ünde de ters gelmesi.
neyse ki artık type-c kabloların çift yönlü takılması da, bu lanetten biraz olsun kurtulmak.
devamını gör...
12.
eşya kuramam bazı kapağı çok sıkılmış şişelerin kapağını açamam varda var*.
devamını gör...
13.
pazarlık yapamamak. hatta çoğu zaman pazarcıların "2 kilo yapayım abla" şeklinde kandırmalarına hayır diyememek.
devamını gör...
14.
düzgün çizgi çizememek.
devamını gör...
15.
olta kullanamamak. bir defasında eski bir arkadaşım ile balık tutmaya gitmiştim.
muhtemelen uzun zaman boyunca o günkü kadar eğlenmemiştir.
muhtemelen uzun zaman boyunca o günkü kadar eğlenmemiştir.
devamını gör...
16.
oje süremem, far süremem*
devamını gör...
17.
video cekemiyorum. guzel fotograf cektigimi dusunuyorum ama video asla.. hep ellerim titriyo cekmeye calisirken telefonu sabit tutamiyorum. sonrada berbat bisey olup cikiyo video.
devamını gör...
18.
aynı anda iki işe asla odaklanamıyorum. telefonla konuşurken yandan biri bir şey dediği an kafam karışıyor mesela.
devamını gör...
19.
hiçbir yemeği yapamam. gerçekten hiçbirini yapamıyorum tostu yakıyorum, yumurtaya kabuk düşürüyorum, sucuğun yağını tutturamıyorum, makarnayı tutturamıyorum ve bunun gibi milyonlarca yemek başarısızlığına sahibim ama buna rağmen denemelerime devam etmeyi planlıyorum. şimdilik çözebildiğim tek şey patlamış mısır. gerçi tuzu pek olmuyor ama neyse.
devamını gör...
20.
tabak canak tasiyamiyorum. ellerim titriyor.
devamını gör...