tüm çiftçileri sgk'lı yapmak

hülöğ! diye karşıladığımız akp projesi. beylece tarımla uğraşan herkes zirağat odasına bağlanacaktı ve ihtiyarlandığı billene sgk'dan emekli olacaktı.

peki, sahada nasıl bu uygulama? adamın bir inaği var, bir kovan arısı var, bunları kaldırıp bir yerden bir yere götürürken jandarma yolda durdurup işletme hesabını soruyor. şayet işleme yoksa kaçak durumuna düşüyorsun. polisin ve jandarmanın vicdanına kalıyorsun.

peki işletme açmak için ne gerekli? tarım ya da hayvancılıkla uğraştığına dair arazi tapusu ya da hayvan. hayvanın sayısı yok. 1 de olur 1000 de olur. bunu zirağat odasına bildireceksin ve sana işletme açacak. işin ibnelik bölümü ise şurası: işletmeyi açtığın an; emekli, s.g.k'lı işçi ya da memur değilsen otomatikmen tarım bağkurlu oluyorsun. yağni 2 ineğin var, 10 arın var. bununla devlet seni tarım bağkurlu yapıyor ve her ay prim ödüyorsun.

köylünün ve çiftçinin değil aracının kazandığı bir piyasada bu ne anlama geliyor?

köylü, sen tarım yapma, üretim yapma, topraklarını sat ve şehre göç, çevre ve sağlık felaketi yaparak ülkenin ırzına geçen yabancı sermayeye kölelik yap. böylece ben de senin boşalttığın arazileri patronlara devredeyim. patronlar da bop'çular devretsin. evet.