“herkes duysun bu yazarı ulan” ya da “hiç beklemiyordum ne güzel yazmış siz de okuyun” dediğiniz yazarları bu başlığa girin biz de nasiplenelim.
ben başlıyorum:
hakan yaman
barış müstecaplıoğlu
aslı biçen
oooooooo
her birinize teşekkür ederim, ilk kez duyduğum yazarlar var ve alıntılarını çok beğendim.
devamını gör...
(bkz: ozan çınar)



“her şeyini ama her şeyini alırlar elinden. sevdiğini alırlar, yerine maaş verirler. ruhunu alıp ondan dizüstü bilgisayar yaparlar. mavi gözlü reklam bebekleri doğurmaya çalışan kadınlar verirler. bilardo masasının etrafında ukala hareketler yapan koca adayları verirler. yeni ayakkabılar verirler. kırkı çıkmamış tavuk yemekleri verirler. yeşil ışıklarla dolu canlı savaş sahneleri verirler. tango dersleri, gitar dersleri ve esrar sarma dersleri verirler. rototomlar, fransız şarapları ve fıltrelenmiş fotoğraflar verirler. sonra o dersler biter. plaketler, teşekkürler, siktirnameler.
mezun olduğun yeni hayatında başarılar verirler. her şey birbirine girmeye başlar. danışmanlar, müdürler, başkatipler, yükseldikçe ardı arkası kesilmeyen ihanetler, beklenmedikbirakrabalar, nezamanevleneceksinler. siyah camlı bir arabanın içinde yüzlerce beygir gücü verirler. sattıklarımız başarımız, hayallerimiz anılarımız olur. onlarsa vermeye devam eder. yaşlı muhabbet kuşları, begonviller.
sırasıyla atm avm abs apt verirler. tahmin edilebilir güvenli bir gelecek verirler. tıklanarak beğenilen parlak düğün fotoğrafları verirler. ezilir çocukluğumuz. çoraplarının delik olup olmadığına bakılır. zenginler diş teli takar fakirler bulaşık teli yakarken, bizler hayallerimizin beşiğini tıngır mıngır sallarken oldu her şey. neyse ki her tekrar bir derstir her tekrar bir derstir her tekrar bir derstir.”

devamını gör...
sezai karakoç'a pek ilgi gösterilmiyor bence hiç okumadıysanız monna rosa şiirleri iyi bir başlangıç
devamını gör...
mahmut şenol
ayça erkol
hür yumer
tuna yukay
devamını gör...
(bkz: fikret ürgüp)

özdemir asaf ve sait faik'in yakın arkadaşı.
devamını gör...
(bkz: mahmut özay)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
buraya ihtiyar elma ağacı kitabından bir alıntı bırakayım da ne kadar güçlü bir kaleme sahip olduğu belli olsun.


''ürperdi, titredi ihtiyar elma ağacı en uçtaki dallarına kadar. demek şunun şurasında birkaç aylık ömrü kalmıştı. güz aylarının sonunda bir gün bir adam çıkıp gelecekti elinde baltası ile… idam hükmünü yerine getirmek için haydar gürer’in. direnemez, karşı koyamazsın! neyinle, nasıl savunursun ki? sen, bir ağaçsın nihayet! yalvarsan kim duyar, dur desen kim dinler!… beş on, bilemedin çok çok yirmi kere vurdu muydu adam kaldırıp da ağır keskin baltasını koca gövde çatır çatır yıkılıverecekti yere… serin bir güz rüzgârı esecek, öteki ağaçlar sararmış yapraklarını pıtır pıtır dökeceklerdi gözyaşları gibi!''
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"türk edebiyatının az bilinen kalemleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim