türk futboluna ilginin günden güne azalması

yazacaklarım makro bir perspektifte yazılmış olup, futboldaki iç durumumuz kadar dünyada ve avrupada şu an geldiğimiz duruma bakış açısını da yansıtmaktadır.

•ortalama 10-15 sene öncesinde ilgi pik seviyelere çıktı çünkü umut vardı, alınan anlık başarılar her yıl artarak devam edecek gibi düşünülüyordu ve aynı zamanda türk futbolu’nun yıllar geçtikçe gelişeceği de düşünülüyordu, şimdi o umut bitti çünkü;

taraftarı mutlu etmek adına yıllarca yapılan gereksiz transfer harcamaları kulüpleri borç batağına soktu, alt yapılara hiçbir şekilde önem verilmemesi doğrultusunda sadece transfer ile başarının gelmeyeceğinin anlaşılması ve aslında başarının “gerçek” uzun dönemli topyekün yönetim sistemine endeksli olması fakat kendi pr’ı adına günü kurtarma peşinde olan yöneticilerin bu basireti gösterememesi ve bundan böyle de göstermeyeceğinin taraftarlar tarafından da idrak edilmesi taraftarların umudunu ve istikrarlı başarının geleceği inancını yok etti.

bu umut ve inancın yok olması “başarının gelmeyeceği” ve aslında iyi olmadığımız bir sporu izlemenin de gereken hazzı vermemesi durumunu yaratmıştır bu hazzın olmaması sonuç olarak ilginin azalması olarak karşımıza çıkmıştır.

aslında yazılacak çok fazla alt başlık ve etken var, bir kısmını yazmaya çalıştım...

artan döviz kurları medyadaki hakem hatalarının oynanan futboldan üste çıkması yöneticilerin başkanların spor hakkında profesyonel olmaması bunların getirdiği en büyük problemlerin başında avrupa'da inanılmaz başarısızlıktir.

çok normaldir. hatta maalesef bir gün tamamen bitecektir.
neden ilgi olsun diye düşünmek lazım önce.
bu ligin sosyal medya hesabı bile yok bu basit bir şey gibi gelebilir ama basit bir şey değil sanırım sosyal medyası olmayan tek ligiz.
bu ligin adamakıllı bir logosu yok
bu ligte futbol dışında her şey oluyor
futbol aklı yerlerde vahim bir durumda
birbirimizin iyiliğini değil kötülüğünü istiyoruz
19 yaşında genç oyuncuyu sahaya atarken genç çocuk aman dikkat edelim tribine giriyoruz.
elalem 17 yaşında çocuklarla maça başlıyor.
yani ilginin azalması çok normaldir.

insanlar artık parasını bir hiç here harcamak ve zamanını kaybetmekten sıkıldığı için olabilir
maçlar da artık satmıyor gerçekten
dün trabzonspor kaybetti zerre umrumda değil benim verdiğim vergilerle gidip futbolcu alıyorlar gidip birde işkence gibi onu izleyemem

özellikle iddaa işin içine girdikten sonra türkiyedeki çoğu maçlarda bariz bahis şikesi yapılıyor. 2 ve 3.liglerde gözle görülür manipülasyon var. diğer yandan televizyonların sürekli galatasaray ve fenerbahçe yi konuşması diğer takımlara yer vermemesi, tff ve hakemlerin sürekli 2 takımı şampiyon yapmak için çabalaması insanları futboldan soğutmaya yetti. hal böyle olunca avrupa nın sıradan takımları bizim medyanın şişirip abarttığı 2 takıma 3-4 sallayıp gönderiyorlar.

masada oynanan maçların sahada oynanan maçlardan fazla olması, tff’nin kıyımlara göz yumması insanları soğutmaya yetiyor.

türk futbolunun günden güne azalmasının sonucudur. geçen gün bir maç izleyeyim dedim takımın tamamının yabancı lejyonerlerden oluştuğunu görünce hayret ettim. oynayan "bizim çocuklar" değildi. takım da benim takımım değildi haliyle.
teknik zayfılıkları ve alt yapı sorunları da zaten dillere destan. neyine ilgi duyalım böyle bir futbolun.

hakemle falan gelmeyin kardeşim bi oyun varmı ortada . gs fb bjk ts bi oyun oynuyormu bala mala goller pozisyonlar ...
yerde yarım saat yatan fitbolcular , hakeme 5 saat itiraz edenler ....
niteliksiz t. direktörler , antrenörler ...
torpille altyapıya gelen meriçler , 37 yaşında dedeyi 20lik gençlere tercih edenler ...
nerden baksan toplu bir değişim lazım .

futbolun yavaştan dünyada bile tükeneceğini düşünüyorum. tabi görsel anlamda söylüyorum. sektör olarak kalır. çünkü yaratıcılık anlamında, şov anlamında, cazibe anlamında yeni şeyler gelmiyor önümüze taraftarlar olarak. bir sıkıcılığın doğduğu ve futbolun etrafını sardığı kaçınılmaz bir gerçek. insanlar kendilerine başka hobiler buluyor, artık. kısaca futbolun modası geçiyor.

yıllar önce işin içine melih gökçek'ler, tüpçüler, göksel gümüşdağlar girince,
zaten dibe vurmuş olan ilgi'dir.

türk futbolu diye bir şeyin olmamasından kaynaklanan durum. futbolcuların hepsinin derdi para. futbolu severek yapmıyorlar.

-ücretli olması
-bir çok takımın 0 yerli oyuncu oynatması şehir takımları dahil
-gs fb rekabetinin ciddi anlamda bayması (kişisel görüşüm)
-0 alt yapı örneğin adanaspor taraftarısın 1 tane adanalı yok takımda
-astronomik paralar
-kalitesiz oyun (avrupa liglerini takip edenler bilir)
-ve camialarda ki fosiller ve kişisel rekabetleri

ee gayet normal değil mi milli takım bazında 6 yiyoruz, kulüp düzeyinde gelen geçen 4-5 atıyor. ülkedeki en büyük sorun futbolu futboldan anlamayan adamların yönetmesidir. parası olan memlekette her işe el atıyor sonuçta böyle oluyor.

bir de futbol boş iş diyince kızıyorlar, ulan biz de bir dönem fanatiktik.
gol atınca tanımadığımız kişilere sarılır sevinci beraber yaşardık o efsane derbi maçlarında. yenilince biz de dert ettik zamanında. az mı atladık arabalara galibiyet gecesi, antalya sokaklarını gümbür gümbür inlettik.
artık ne futbol kaldı, ne ruhu kardeş.
mafyatik bir sistem çemberine girdiğinden beri futbol, s*k*rim dedim futbolunu gerçekten çok boş olmaya başladı.

bu akşam da görüldüğü üzere hakemlerin hırsız ve büyük takımların köpeği olması neticesinde aslında bu olanlar sürpriz değildir. yıllardır böyle yaparak şampiyon oluyorlar. bu düzenin değişmesi lazım gerçi değişmesin daha iyi kimse oturup buradaki maçları izlemiyor. dünya derbisi denilen fb-gs tiyatrosunu 1 tane ülke canlı vermiyor.

en büyük nedeni passolig denen saçmalığın dayatılmasıdır. evet.

eski ata sporlarını canlandırmanın ve yaygınlaştırmanın vaktini geldiğini düşündüren bir gelişme olabilir. bu ülkede futboldan başka şeye ilgi pek yoktu, madem sonunda azalıyor bari daha iyisine yönelim.

futbolun içine kirli siyaset girerse futbol, futbol olmaktan çıkar. üstüne üstlük, ekonomik kıriz de bunun cabasıdır: maç biletleri çok pahalı.

bence yerli oyuncu oynamamasıyla falan pek alakası yok. güzel bir oyun oynadıktan sonra kim umursuyor o kadrodaki adamın nereli olduğunu. en ırkçı insanlar bile tuttuğu takımdaki kel alaka oyuncuları bile sahiplenebiliyor söz konusu futbol olduğunda. taraftar takımına nasıl hizmet ettiğine bakar. futbolcuyu takımının savaşçısı görür.

türkiye futbolla yatıp kalkar ama futbol kültürü yoktur. zaten en büyük üç takımı bir şehirde. bu şehirde trafik sorunu var. alım gücü zaten malum. e insanlar her an çalışıyorlar. velhasıl maça gitmek zor. bir gününü komple ayırman gerek. bütçenden ciddi bir meblağı ayırmak da cabası. zaten biletler hep aynı kişilerin ellerinde dönüyor. bilet bulmak bile ayrı sorun. yani futbolla yatıp kalkıyor ama takımını sahada izleyemiyor bile çoğu taraftar. ekran taraftarlığı, tv otizmi gibi birşey.

uzun vadede plan yok. günü kurtar, taraftarın istediği oyuncuyu al sistemine uygun olanı değil, lazım olanı değil rakibinin ilgilendiğini al transfer çalımı olsun.

futbolun hiçbir yerinde futbol bilen, futbol geçmişi olan adam yok, işadamı var. herşeyi elinde tutanlar futbolu da eline aldı.

futbola çok fazla misyon yüklüyoruz. bunu bir eğlence alanı olarak görmüyoruz. rakip de rakip değil düşman zaten. insanlar stres atmak için izler, biz takip ettikçe sinir hastası oluyoruz. eminim çoğu insan ulan bu bana iyi gelmiyor bırakayım şunu izlemeyi diyordur da alışkanlıklardan vazgeçmek zor. sigara bağımlısı gibi futbol bağımlısıyız. bir kere bulaştın, daha izlemesen de tuttuğun takıma laf edildiğinde artık tepkisiz kalmak zor. yine kendini tutamaz konuya atlar kendini o çarkın içinde bulursun.

eskiden insanların haberi yoktu.
maçını izliyordu, sonra o salak yorumcuları dinleyip "hee bak böyleymiş" diyorlardı.
artık o insan için o pozisyonun doğrusu buydu çünkü.
şimdi sosyal medya var, herhangi bir maçı yorumlayan binlerce insan var.
teknoloji gelişti, onlarca açıdan izliyorlar her pozisyonu.
kendince yorum da yapabiliyor artık insanlar.

aynı hakemin tamamen aynı pozisyona sırf renkleri farklı diye farklı kararlarını görüyorlar.
bazı takımların maçlarında "zaten bize birazdan penaltı verir" yorumları var mesela, bir şekilde ona alıştırılmış çünkü.
başka takımların maçlarını izliyorsun, onun da ne hikmetse rakipleri sürekli kırmızı görüyor.
hakemler toplantılara "en büyük bilmem ne" nickiyle katılıyor.
evinin salonunda tuttuğu takımın imzalı forması olan hakemler var.
federasyon desen bok çukuru.
ülke içerisinde kollananların avrupada 20 yaşında çocuklar tarafından rezil edilmesi gerçeği.
insanlar hala aptal ama eskisi kadar değil.
ara sıra "heee.... ulan bu böyle değilmiş ya!" hissi geliyor artık en aptalına bile.

bu ortamda ilgi azalır.
azalsın da zaten.
azalarak bitsin.