1.
son yıllarda etkisini iyiden iyiye belli eden dönem.
artık, özellikle büyük takımlar twitter etkisinde hareket ediyor. taraftarın twitter üzerinden baskısıyla transferler bile yapılır hale geldi. bazı yöneticiler bu yüzden istifa etmek zorunda kaldı. çemişgezek'te kara gece!, bozova'da hafif ılık akşam rüzgarı! diye hashtagler açarak kendi taraftarlarını konsolide etmeye çalıştıklarına bile şahit olduk.
taraftarların konuya bir noktadan dahil olması iyidir ancak asıl sorun gerçek taraftarda değil, sorun kanaat önderleri.
şimdi öncelikle illegal bahis yapan, sırf geniş bir takipçi kitlesi edinmek için fanatik taraftar numarası yapan, objektif spor sayfası görünümlü olup taraflı olan fırıldak tayfayı bir kenara atalım. bunların dışında taraftarın en çok etkileşime girdiği tipler troll bülent, küçük ahmet, passat tahir, üfürükçü süleyman dede ve diğerleri. çok değil 5 sene önce bu tiplerle herkes dalga geçiyordu. merak eden twitter'da tarih aralıklarını ayarlayıp okuyabilir ya da diğer sözlük ve forumlara bakabilir. peki ne oldu da bu tipler televizyonda bile program yapar haline geldi? taraftarların zeka seviyesi mi günden güne azaldı? yeni nesilde mi bir angutluk var? bilemiyorum.
işin en kötü yanı bunlar futbolu sürekli saha dışına çekmeye çalışan tipler çünkü saha içine dair konuşacakları bir şey yok. ortalama bir futbol seyircisini alın bunların karşısına oturtun. dörde karşı bir şeklinde yorum yapsınlar. ortalama bir futbol seyircisi jorge jesus'un sistemini anlatır, bunlar dördü birleşip anlatamazlar. bu yüzden sürekli olarak saha dışı konular belirleyip etkileşim almaya çalışıyorlar. tekniğin, taktiğin, sistemin konuşulduğu bir ortamda para kazanmaları mümkün değil ama geri zekalı taraftarlar takımımızın haklarını savunuyor!! diye bunları baş tacı etmeye çalışıyorlar.
sözün özü kulüplerin twitter'da olması kötü değil, taraftarla etkileşime girmesi de kötü değil ancak sonuçları pek iyi değil gibi. belki bir gün daha olumlu anlamda kullanılmaya başlar bu mecralar.
artık, özellikle büyük takımlar twitter etkisinde hareket ediyor. taraftarın twitter üzerinden baskısıyla transferler bile yapılır hale geldi. bazı yöneticiler bu yüzden istifa etmek zorunda kaldı. çemişgezek'te kara gece!, bozova'da hafif ılık akşam rüzgarı! diye hashtagler açarak kendi taraftarlarını konsolide etmeye çalıştıklarına bile şahit olduk.
taraftarların konuya bir noktadan dahil olması iyidir ancak asıl sorun gerçek taraftarda değil, sorun kanaat önderleri.
şimdi öncelikle illegal bahis yapan, sırf geniş bir takipçi kitlesi edinmek için fanatik taraftar numarası yapan, objektif spor sayfası görünümlü olup taraflı olan fırıldak tayfayı bir kenara atalım. bunların dışında taraftarın en çok etkileşime girdiği tipler troll bülent, küçük ahmet, passat tahir, üfürükçü süleyman dede ve diğerleri. çok değil 5 sene önce bu tiplerle herkes dalga geçiyordu. merak eden twitter'da tarih aralıklarını ayarlayıp okuyabilir ya da diğer sözlük ve forumlara bakabilir. peki ne oldu da bu tipler televizyonda bile program yapar haline geldi? taraftarların zeka seviyesi mi günden güne azaldı? yeni nesilde mi bir angutluk var? bilemiyorum.
işin en kötü yanı bunlar futbolu sürekli saha dışına çekmeye çalışan tipler çünkü saha içine dair konuşacakları bir şey yok. ortalama bir futbol seyircisini alın bunların karşısına oturtun. dörde karşı bir şeklinde yorum yapsınlar. ortalama bir futbol seyircisi jorge jesus'un sistemini anlatır, bunlar dördü birleşip anlatamazlar. bu yüzden sürekli olarak saha dışı konular belirleyip etkileşim almaya çalışıyorlar. tekniğin, taktiğin, sistemin konuşulduğu bir ortamda para kazanmaları mümkün değil ama geri zekalı taraftarlar takımımızın haklarını savunuyor!! diye bunları baş tacı etmeye çalışıyorlar.
sözün özü kulüplerin twitter'da olması kötü değil, taraftarla etkileşime girmesi de kötü değil ancak sonuçları pek iyi değil gibi. belki bir gün daha olumlu anlamda kullanılmaya başlar bu mecralar.
devamını gör...