türkiye'de para vermeden hiç sevişemeyeceğim gerçeği

evet, sad but true. tam 1036 gün 9 saat 53 dakikadır sevişmiyorum. elim kadın eline değmedi bu süreçte. değdi ama yanlışlıkla oldu bu. alışveriş sırasında çarpıştık ve bu sayılmaz. bu süreçte herhangi bir kadınla telefonda dahi konuşmadım. bazen reklam veya tanıtım için arıyorlar, eğer konuşan kadınsa incelikli sorularla sohbeti olabildiğince uzatıyorum ama bu da sayılmaz herhalde. sorun ne tam olarak bilmiyorum. eğitimli, bilgili ve görgülü bir adamım. belki de sorun budur, emin değilim, olabilir. çirkin değilim, görece yakışıklı bile sayılırım. ama herhangi bir faaliyet yok. istanbul'da art arda 13 defa reddedildim. galiba 7. teşebbüsümden sonra cevap beklememeye başladım. yani ben diyeceğimi diyorum ve cevap beklemeden arkamı dönüp yürümeye başlıyorum. arkadan ses geliyor nasılsa, "sen beni ne sandın be". ne sanacağım yahu, merhaba tanışmak ister misin dedim yani. ne sanmış olabilirim? kadın? sonra antalya'ya geldim ve yeni bir sayfa açarım diye düşündüm. bu sefer de işler pek farklı yürümedi. tek bir farkı vardı, beynelmilel reddediliyordum artık. alman, rus, ingiliz, arap... you name it. sonra galiba 900. günlere doğru dedim ki bu iş böyle olmaz. kendimle de sevişemiyorum, bir şekilde olması lazım ama. dedim ki profesyonel hizmetten şaşmamak lazım, bir escort hanımefendiyle çözelim bu muammayı. ilk ulaşabildiğim beni dolandırmaya çalıştı, bilmem nereye şu parayı yatır ondan sonra gel. yer mi anadolu çocuğu? pek anadolu çocuğu sayılmam ama yine de yemedim. ikincisiyle sözleştik kalkıp bir saat yol gittim, telefonlarıma çıkmadı sonra da nedendir bilinmez engelledi. üçüncüsü sonu hüsran da olsa bir ilerleyeme işaretti. girdik içeriye parayı verdim. başladık tam 4 dakika sonra kalk kalk diye çemkirdi bana. ne oldu yahu dedim? bir saat seni mi bekleyeceğiz al paranı git dedi. gittim. geleceğe yönelik umudum hâlâ çok diri. nasılsa helal süt emmiş bir escort bulacağım. aramıyorum şu an için vazgeçtim ama ileriki bir zamanda... şu an madem sevişemiyorum bari nefsimi terbiye ediyorum bahanesiyle kendimi kandırıyorum. zen felsefesi filan. kim bilir belki derviş olmaya karar veririm. bir lokma bir hırka yollara düşerim.

(bkz: çok üzgünüm senin adına)

(bkz: bundan bize ne olması)

kurban bayramında amcam ve yengem kaza yaptılar, yengem kazadan beri halen komada, doktor uyanması zor, uyansa da eskisi gibi olmaz dedi, amcam ise belden aşağısı felç şekilde halen tedavi görüyor. 3 çocukları var, çocuklarından biri daha 17 yaşında, olurda anne ve babası vefat eder zor durumda kalırlar diye markette çalışıyor, en küçüğü 6 yaşında halen olanların farkında değil, en büyükleri ise daha 19 yaşında ve bu cumartesi akşamı bileklerini kesip intihar etti, anne, babasının bu durumda olmasına dayanamayıp. kurtaramadılar, aile olarak, akraba, kardeş adına ne derseniz tabiki yanlarındayız ama gece olunca başını tek başına yastığa koyacak olan yine onlar. burda uzun uzun yazmaya gerek yok, yermeye, tartışmaya da gerek yok fakat intihar etmeden önce bir not bırakmış ‘içimin sıkıntısı beni öldürüyor, ben dayanamıyorum’ yazmış. ben bunları yazarken birileri vefat etti, birileri doğum gününü kutluyor, birileri ağlıyor, birileri alkol alıyor, birileri sevişiyor, birileri yeni doğdu, fakat şu bir gerçek ki hayat bazılarına gerçekten acımasız. inanın şu satırları yazarken içim öyle sıkılıyor ki hani kalbimi söküp atmak isterdim, gözlerim ağlamaktan şişti, gün içinde de 1-2 kez bayıldım, sakinleştirici aldım, ve çevreme baktığımda ‘iyi’ diyebileceğim durumda sadece ben varım. acılar mı daha ağırdır,yoksa anılar mı ? şuan kestiremiyorum. 2 gündür yemek yemedim, 2 gün boyunca baygın düştüğüm ve sakinleştiricinin etkisinde olduğum anları saymazsak çok uyumadım, migrenim tuttu ve başımın ağrısı ağrıdan duvara kafa atacak kadar beni zorluyor, içimin sıkıntısı ve acılar bedenimi bi hayli zorluyor ne yaparım, ne yaparız bilmiyorum…

kisa ve öz olsa okunabilecektir. sevişme orucuna devam diyorsun.

geçmiş olsun kardeş. kafan da çok güzel olmuş güle güle kullan.

başlığa önyargılı olarak gelsemde yazılanlar açıkça bir sanat eswri gibi anlatılmış.. yada gerçektrn sanatçı bir ruhun provakatif bir biyografisi.

(bkz: evlenmek)

fakbadi filan varmış. ondan baksan. tövbe.

ayran çalkalama üzerine mastır yapmış bir arkadaşın açıklamaları.

sen şuna beceremiyorum * desene

2 yıl 10 aydır sevişmemiş bir yazarın haykırışı/ yakarışı.