türkiye'nin böylesine bir başarıyı sürekli hale getirmesini ülkeler merak ediyor

öyle bir konuşuyor ki sanırsın enflasyon %75 değil de %0.0075
ulan savaştan bahsedip duruyorsunuz sanki savaşta olan ülke biziz. savaşta olan ülke demişken; ukrayna’da 15 rusya’da %18’miş enflasyon. savaşın iki tarafının toplamının 3 katına yakın enflasyona sahibiz ki bu enflasyon gerçeği yansıtmayan hali.
türk lirası dibi gördü daha fazla düşemez diyen herif enflasyona bakmadan ekonomi büyümesinden bahsediyor.
bunların alayı pudra şekeri kullanıyor herhalde.

dalga geçmeye alışmış tiplerin, dalga geçilmeye alışmış millete yaptığı açıklamadır.

bunların gördüğünü biz görmüyoruz.

söz konusu açıklamada bahsedilen başarıyı ve ülkeleri de vatandaşlar olarak bizler merak etmekteyiz.

konuyla alakasız, bu fıkrayla karışık hikayeyi sizlerle paylaşmak istedim birden.

bir zamanlar, çomaristan isimli memlekette boş bakanlar başçomarın huzura çıkmışlar ve
“başçomarım, hazinede para kalmadı çalacak, yeni vergilere ihtiyacımız var.” demişler.
bunu duyan başçomar,
“ellerini sinek gibi ovuşturarak ne vergisi koyalım?” diye sormuş.

boş bakanlardan biri, “köprülere adam koyalım, geçenden bir doge coin alsınlar” fikrini öne sürmüş.
başçomar da kabul etmiş.

başçomar, aradan bir süre geçtikten sonra boş bakanlarına “halktan bir tepki yok mu?” diye sormuş.
boş bakanlar, “muhalif denilen kesim hariç geri kalan çomarlardan hiçbir tepki yok.” demiş.
bu habere çok sevinen başçomar, “iyi o zaman köprünün diğer tarafına da bir adam koyun, çıkandan da bir doge coin alsın” demiş. parayı çok severmiş başçomar.

aradan bir süre daha geçmiş, başçomar yine duramamış yerinde ve sormuş, “var mı halktan bir şikayet?”
boş bakanları “yahu şu muhalif kesim iyice bastırıyor, onlar yüzünden bazı çomarlar da isyan etmeye başladı ama hala %40’lık bir çomar kesim “yersuvan yersuvan yersuvaaaan” diyerek soğan sevgilerini dile getirip sizi destekliyor, yani vergi toplamaya tam gaz devam edebiliriz” demişler. (çomaristanda en sevilen yiyecek bedava kemikten sonra, suvan isimli bir bitkidir.)

muhaliflere rağmen toplumdaki çomarların tepkisizliğine güvenen başçomar bir kahkaha patlatmış ve “iyi o halde köprülerin ortasına da bizden bir adam koyun gelip geçen çomarları, parasını basana pazarlasın” demiş.

aradan bir süre daha geçmiş, seçimler yaklaşmış. başçomar “bir miting yapalım da saltanatımıza devam etmek için cahil çomarları kandıralım” diyerek yola çıkmış.

seçim otobüsünden kafalarına fırlatılacak olan bir kap yal ve bir parça kemiği kapmak için alana toplanan cahil çomarlara seslenmiş başçomar.

“muhaliflerden başka sorunumuz var mıııı?” çomarlar hep bir ağızdan “hüloooğhhh” demişler. (hülooğh, çomarcada hayır anlamına gelir.)

“pekii başka bir isteğiniz var mııı?”
çomarlar hep bir ağızdan yine “hülooğhh” demiş yine.

bu %40’ın bu kadar cahil ve beyinsiz olmalarına çok keyiflenen başçomar yanındaki boş bakanlarına dönüp, “donlarına kadar soyun bu cahil çomarları. parayı basana peşkeş çekmeye de devam edin, hatta köprülere bizim kartal çomaratik lisesinden çıkan 3 - 4 yalaka daha koyun sabah akşam durmadan pazarlasın bu çomarları” buyurmuş. bu haber, muhalif kesimi ve pişman eski çomarları çok kızdırmış ancak malum (%40) cahil çomarlar arasında sevinçle karşılanmış.

ve son.

ne kadar da şakacı bir bakanımız var :d

(bkz: akp ülkeyi bölse yine de ona oy vereceğiz) diyen zihniyete seslenmiştir.

komik.

şunun söylediği bir şeyin doğru olma ihtimali nedir ya?

iktisadi büyüme ve iktisadi kalkınma birbirinden farklı iki kavram. büyüme rakamlarının içeriğine baktığınızda yeni yatırımlar, açılan fabrikalar ile düşen işsizlik göremezsiniz.

piyasaya hiç görülmediği kadar çok lira sürülüyor. para bolluğu harcamayı teşvik ediyor. insanların çoğu maaşına zam yapılınca alamadığı temel ürünleri almaya yöneliyor.

diğer bir kesim de enflasyon her geçen gün artıyor daha da artacak diye düşünüyor ve kredi kartıyla veya tüketici kredisi çekerek gıda ve temel ihtiyaç maddelerini alıyor.

şu an türkiyede gıda stoklamaktan daha yüksek getirisi olan bir yatırım aracı yok. eğer bozulmayan bir ürünse mesela raf ömrü 3 aylık süt veya 3 yıllık konserve alırsanız nasılsa tüketilen ürünü çok daha ucuza alacaksınız.

aynı parayı devletin sabit tutmak için rezerv erittiği dolarda tutsanız bu kadar kazanamazsınız. durumun böyle olması harcamayı patlattı.

normalde bu harcama borçla olmasaydı bireylerin geliri yüksek enflasyon düşük yani alım gücü yüksek olduğu için hane halının harcaması ve tüketim sepeti genişlemeye devam ediyor olsaydı büyüme rakamları gerçekten değerliydi.

yalnız böyle olmuyor. yakında bir çok banka geri dönmeyen kredileri nedeniyle sıkıntıya girecek. takibe düşen kredi kartı müşterisi sayısında patlama var.

bunlar hiç konuşulmuyor. adam gerekirse hapse girerim ama çoluğum çocuğum aç kalmaz diye düşünüyor.

(bkz: yalanın kemiği yok ki boğazına bata)

diğer ülkelerin haberi var mı bundan ?

merak eden ülkeler : papua yeni gine, cibuti, fiji, solomon adaları falan ha

doğru söylemiş, bu kadar vurguna , bu kadar soyguna , bu kadar israfa , bu kadar peşkeş e rağmen nasıl ayakta bu ülke , nasıl bu halk hala inanıyor ve oy veriyor onu merak ediyordur, emin olun ne soluyoruz ne içiyoruz böyle tepkisiz kalıyoruz onu merak ediyorlar.
nebatinin dediği gibi ekonomiyi büyümeyi değil onların merakı bizim salakligimiz.