türkiye'nin dış borçlarda temerrüde düşme olasılığı

yakın zamanda açıklanması muhtemel gelişmedir. türkiye, cumhuriyet tarihinde sadece 1958 yılında morataryuma gitti. ne yazık ki bir sonrakini akp iktidarında görmüş olacağız. artık dış güçler safsatasını bir yana bırakıp ekonominin liyakat sahibi insanlara devredilmesi gerekiyor. isteseler de istemeseler de imf'nin kapısını çalacaklar çünkü türkiye'nin yurt dışından alacaklarıyla, türkiye'nin yurt dışına borçlarının net farkı eksi 290 milyar doları geçti yani imf dışında türkiye'ye kredi vermek isteyecek hiçbir kurum ve devlet olmayacaktır. şöyle düşünün iflas etmek üzere olan birisi sizden borç istiyor. ne düşünürsünüz? sadece bir yıl içerisinde 168 milyar doları çevirmek için 25 milyar dolara ihtiyacımız var ve merkez bankası rezervleri eksi 37 milyar dolar seviyesinde. dış borcu çevirmek kavramını, ödemesi gelen kredi kartı ekstrenizin minimumunu ödeyerek toplam borcu çevirmek gibi düşünebilirsiniz. bu noktada güçlü bir ekonominin olmazsa olmazı bir bakıma masrafsız döviz girdisi olarak gördüğü kalem, uzun vadeli doğrudan yatırım yabancı yatırım sermayesidir ki merkez bankası verilerine göre ülkeye giren bu kalemin tutarı içler acısı. temmuz ayı itibariyle bırakın böyle bir girişi üzerine birde bu kalemden 319 milyon dolar çıkış olmuş. kısaca bu karanlıktan çıkmak için istediğiniz kadar borcunuzu çevirin yada borç bulun, yabancı yatırımcı gelmediği sürece ülke devalüasyon ortamından çıkamayacaktır. tek adam rejiminde otokrasiyi kutsadıkça hukukun üstünlüğüne sırt çevirdiğimiz sürece bırakın yabancı sermaye gelmesini yerli sermaye de yurt dışına kaçmaya devam edecektir.