1.
ekonomik olarak zor bir dönemden geçiyoruz. siyasilerin söylemlerinde kullandıkları dil yerlerde geziyor. sağlık alanındaki problemler, cinsiyetler, arasındaki çatışma, din sömürüsü, ırkçılık yapılması...
üst tarafta yazılanların başlık ile ne alakası var diyenler için, sevgili dostum;
ülkemizde eğitim sorunu olduğunu sanıyorum, sen de kabul ediyorsundur. sözlüğün akış bölümünü takip ettiğinde içini karartacak en az 3-5 başlığın aktif olduğunu görmüşsündür. (bkz: 27 mart 2021 hamile çocuk dini nikahlı eşi tarafından öldürüldü)
hem çocuk, hem hamile, hem imam nikahlı... çocuğun eğitim alması gereken dönemde kim bilir kaç yıldır yaşıyor bu hayatı? burada çocuk okula gitmediği için mi suçlu, yoksa onu zindana sokan “eğitimsiz” ana-babası mı?
şimdi kesin birisinin aklına gelir: “adamların parası yoktur, hayat onları bu noktaya sürüklemiştir.” ceketimi satar seni yine okuturum babaları vardı...
siyasilerin söylemlerini nutuklarını dinleyip huzurla, nefretsiz şekilde bitiren kaç kişi var? şimdi burada suçlu sağı-solu ayırmadan suçlu olan siyasiler mi, yoksa bu söylemlerle kümelenip kendini ilgili partiye yakın hissedip oyunu veren mi? bu popülist konuşmalara, bağırıp çağırıp oy “devşirebilmelerinde” halkın hiç mi suçu yok? azıcık cehaletten uzak olanlar “ro! ro!! roooo!!!!” diye bağıran adamdan/kadından rahatsız olur.
ekonomik olarak zor durumda olduğumuz ortada. her "vatandaş*" bundan etkileniyor (gizli çifte "vatandaş*" hariç). kaç fabrika sahibi insan vasıfsız üniversite mezunu çalışan zarar yüzünden, ne kadar zarar ediyor?
ya da şöyle sorayım: bu yazıyı okuyan kaç kişi okuduğu son okulun verdiği eğitimden memnun? neden bu kadar özel okul var? neden sosyal devletin ana görevleri arasında parasız eğitim verme zorunluluğu varken insanlar çocuklarının eğitimine, tüm eğitim hayatı boyunca akıl almaz paralar döküyor? hem de bedava okutmak varken.
atatürk şöyle demiş:
okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, türk milleti, türk sanatı, türk iktisadiyatı, türk şiir ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir.
önderim bunu 100 yıl önce söylemiş. "bir asır!" hocam bir asır! peki geldiğimiz noktada kim okullarda bu eğitimlerin anlamlı şekilde verildiğini savunabilir? sınavda çözülecek soruların insanların hayatını belirlediği bir düzende kim çocuğunun sanatta, fende, edebiyatta güçlenmesini isteyebilirki? bu eğitim hayatı içerisinde nasıl planlayabilir? bu eğitim sorunu değil midir?
eğitim sorununun çözülmesi en az bir tam nesil sürer. bunun topluma etkisi tam bir neslin eğitimini tamamlamasından 10-15 yıl sonra olur. hangi iktidar bu kadar sancılı bir süreci başlatır? bu nedenle "milli" eğitim vardır. eğitimin dönemsel olmaması için. iktidarlar "iktidari" eğitim politikası uyguladıkça, yani her 2 yılda bir sistem kurcalandıkça, o sistemden çıkanlardan kim ne bekliyor. burada özel okullara geri dönmek istiyorum. özel okullar daha iyi eğitim verdiği için çocuklarımızı paramız ölçüsünde uygun gördüğümüze yolluyoruz. eğitimleri daha iyi ise farklıdır. farklı ise bu eğitimler "milli" değil midir? cevap basit: değildir. belirli zümrelere hizmet eder. toplumu yalnızca zengin-fakir olarak ayrıştırmaz, zengini de kendi içinde zümrelere böler.
bir sınav düşünün 100 soru olsun. 100 soruyu da kesin olarak yanlış cevaplmanın tek yolu 100 sorunun da doğru cevabının biliyor olmanızdır. şu an olan tam olarak budur. sanki, galiba, sanırım bir şeyler kasıtlı olarak bozuluyor.
karamsarlık olsun diye söylemiyorum ama, insanların tümünün "gerçekten" mutlu olabildiği, şikayet edilen tüm sorunların çözülmesi için bugün adım atılsa çözülmesi 20 yıldan uzun sürecek. peki sırf bu süre yüzünden çözülmeye başlanmasın mı? yoksa her yere, sanki "herkes" istiyormuş gibi, kütüphane veya istediğin her ne ise onu açmak yerine cami açmaya devam mı edilecek?
buraya kadar okuduysanız bravo. ben dayanamazdım. teşekkürler
üst tarafta yazılanların başlık ile ne alakası var diyenler için, sevgili dostum;
ülkemizde eğitim sorunu olduğunu sanıyorum, sen de kabul ediyorsundur. sözlüğün akış bölümünü takip ettiğinde içini karartacak en az 3-5 başlığın aktif olduğunu görmüşsündür. (bkz: 27 mart 2021 hamile çocuk dini nikahlı eşi tarafından öldürüldü)
hem çocuk, hem hamile, hem imam nikahlı... çocuğun eğitim alması gereken dönemde kim bilir kaç yıldır yaşıyor bu hayatı? burada çocuk okula gitmediği için mi suçlu, yoksa onu zindana sokan “eğitimsiz” ana-babası mı?
şimdi kesin birisinin aklına gelir: “adamların parası yoktur, hayat onları bu noktaya sürüklemiştir.” ceketimi satar seni yine okuturum babaları vardı...
siyasilerin söylemlerini nutuklarını dinleyip huzurla, nefretsiz şekilde bitiren kaç kişi var? şimdi burada suçlu sağı-solu ayırmadan suçlu olan siyasiler mi, yoksa bu söylemlerle kümelenip kendini ilgili partiye yakın hissedip oyunu veren mi? bu popülist konuşmalara, bağırıp çağırıp oy “devşirebilmelerinde” halkın hiç mi suçu yok? azıcık cehaletten uzak olanlar “ro! ro!! roooo!!!!” diye bağıran adamdan/kadından rahatsız olur.
ekonomik olarak zor durumda olduğumuz ortada. her "vatandaş*" bundan etkileniyor (gizli çifte "vatandaş*" hariç). kaç fabrika sahibi insan vasıfsız üniversite mezunu çalışan zarar yüzünden, ne kadar zarar ediyor?
ya da şöyle sorayım: bu yazıyı okuyan kaç kişi okuduğu son okulun verdiği eğitimden memnun? neden bu kadar özel okul var? neden sosyal devletin ana görevleri arasında parasız eğitim verme zorunluluğu varken insanlar çocuklarının eğitimine, tüm eğitim hayatı boyunca akıl almaz paralar döküyor? hem de bedava okutmak varken.
atatürk şöyle demiş:
okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, türk milleti, türk sanatı, türk iktisadiyatı, türk şiir ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir.
önderim bunu 100 yıl önce söylemiş. "bir asır!" hocam bir asır! peki geldiğimiz noktada kim okullarda bu eğitimlerin anlamlı şekilde verildiğini savunabilir? sınavda çözülecek soruların insanların hayatını belirlediği bir düzende kim çocuğunun sanatta, fende, edebiyatta güçlenmesini isteyebilirki? bu eğitim hayatı içerisinde nasıl planlayabilir? bu eğitim sorunu değil midir?
eğitim sorununun çözülmesi en az bir tam nesil sürer. bunun topluma etkisi tam bir neslin eğitimini tamamlamasından 10-15 yıl sonra olur. hangi iktidar bu kadar sancılı bir süreci başlatır? bu nedenle "milli" eğitim vardır. eğitimin dönemsel olmaması için. iktidarlar "iktidari" eğitim politikası uyguladıkça, yani her 2 yılda bir sistem kurcalandıkça, o sistemden çıkanlardan kim ne bekliyor. burada özel okullara geri dönmek istiyorum. özel okullar daha iyi eğitim verdiği için çocuklarımızı paramız ölçüsünde uygun gördüğümüze yolluyoruz. eğitimleri daha iyi ise farklıdır. farklı ise bu eğitimler "milli" değil midir? cevap basit: değildir. belirli zümrelere hizmet eder. toplumu yalnızca zengin-fakir olarak ayrıştırmaz, zengini de kendi içinde zümrelere böler.
bir sınav düşünün 100 soru olsun. 100 soruyu da kesin olarak yanlış cevaplmanın tek yolu 100 sorunun da doğru cevabının biliyor olmanızdır. şu an olan tam olarak budur. sanki, galiba, sanırım bir şeyler kasıtlı olarak bozuluyor.
karamsarlık olsun diye söylemiyorum ama, insanların tümünün "gerçekten" mutlu olabildiği, şikayet edilen tüm sorunların çözülmesi için bugün adım atılsa çözülmesi 20 yıldan uzun sürecek. peki sırf bu süre yüzünden çözülmeye başlanmasın mı? yoksa her yere, sanki "herkes" istiyormuş gibi, kütüphane veya istediğin her ne ise onu açmak yerine cami açmaya devam mı edilecek?
buraya kadar okuduysanız bravo. ben dayanamazdım. teşekkürler
devamını gör...
2.
ağzımi bozmak istemiyorum...anladınız...
devamını gör...
3.
maalesef ezberci bir eğitim sistemimiz var. finlandiya gibi bir eğitim sistemi gelse her şey düzelir aslında.
devamını gör...