türklerin her şeyi çok iyi bilip hiçbir işi düzgün yapmaması

ne yazık ki olandır.

her şeyi biliriz ama işini düzgün yapan insan sayısı cok çok cok az.

türklerin demeyelim de türkiyede yaşayan insanların her şeyi çok iyi bildiğini zannetmeleri daha doğru ki zaten bu sebeple hiç bir işi düzgün yapamıyorlar.

her şeyi bilen hiç bir şey yapamaz derler zaten. herkes bir şeyi çok iyi bilse durum düzelecektir.
gündelik hayatta bir bakın bakkalda sebze, manavda baharat, dönercide dondurma satılıyor mesela. kimse de ne alaka demiyor. herkes az biraz her şey yani. ama tam olarak bir şey değil.

maksat laf olsun, severiz böyle şeyleri.

düzgün yaparsam benden daha fazlasını bekleyecekler diyeni o kadar çok duydum ki. sırf daha fazla sorumluluk yüklenmesin diye işini daha yavaş daha özensiz yapan bir sürü insan var. hakkını vermeliyim diye düşünen az.

musluk bozmada üstümüze yoktur. bir şeyi zaten bilmiyorum ilgi alanim değil desek oluruz sanki.

toplumumuzun değil de insanımızın gelişememesinin çok büyük bir nedeni.

afili lügat'ta yanılmıyorsam amerikalı bir köşe yazarının sözüyle bağdaştırdığım başlıktır:

"berberler ve taksi şoförleri dünyayı yönetebilecek kudrete sahipken bunun yerine kendi mesleklerini yapıyor oluşları ne tuhaf..."

minvalinde bir sözdü. yani demem o ki, varmaya çalıştığınız şey yalnız bizim kültürümüze has bir mevzu değil. aylak adamın milliyeti olmaz.

"işi bileceksin, işe gitmeyeceksin soran olursa da işten geliyorum diyeceksin" gibi bir söze sahip olmak aslında durumu en basit şekilde açıklar.

aslolan ırk ya da başka kriter olmaksızın hiç kimsenin her şeyi (çok iyiye gelemiyor bu bilgi) bilmediğidir. lakin bizler sağ olalım bir şeyleri yüksek sesle sürekli tekrar ederek yanlışı doğru yapıyoruz. sonra da her haltı biz biliriz diye dolanıyoruz çünkü marifet(!). bundandır ki bilmediğimiz şeyleri düzgün yapma ihtimalimiz kalmıyor. gerçi doğrusunu bildiğimiz şeyler de var düzgün yapılmayan. tembellik,cehalet,ısrar, sabır ve bilginin tam detaylı olması gibi noksanlıklar bizi yine vasata sürüklüyor.
haa bir de geçmişle övünen nadir topluluklar arasında olarak 'ooo neler neler yapıldı ben mi isteyip yapamayacağım' bahaneleri ne yazık ki daha yüzyıllarca hareket halindeymişcesine yerimizde saydırır bizi.

hiç bir şey bilmeyip her işi yüzüne gözüne bulaştırması durumudur.

türk gibi başla alman gibi bitir , sözü bu özelliğimizden dolayı çıkmıştır.

insanları yetiştirenler eğer "çok fazla bilirsen çok iş yaparsın." demese aslında çok iş yapılır da . az bileyim az çalışayım mantığı yüzünden bu durumu yaşamaktayız.

mükemmelin önündeki en büyük engel iyidir, derler.
her şeyde iyi ve yeterli olduğumuzu düşündüğümüz için yeni şeyler öğrenmeye bırak yeni şeyi bildiğimizi geliştirmeye bile kapalıyız.
her şeyi biz yaparız,iyi yaparız gibi içi boş goygoydan kurtulamazsak sonumuz hiç iyi görünmüyor.
bilgiyi kutsamıyor,bilene saygı duymuyoruz.
kişiler kendi alanı dışında bile o alanın uzmanından daha doğru fikirlere sahip olduğunu düşünüyor.

nasılsa yapan biri bulunur diye herkesin birbirine bırakmasından oluyor hep bunlar.

(bkz: türkiye'de herkesin her bilim dalının uzmanı olması)

herhalde şair türkiye'de yaşayanlar demek isteyip bir ırkı hedef almıyordur diye yazıyorum.evet,türkiye'de görülebilen bir iticilik türüdür.uzmanım diyenlerin uzmanları pek şaşırtabildiği nadide durumumuzun ismidir.ayrıca da selam verip almamak gibidir.aslında bir işi bilmeden o işi yapmak anlamına gelir.

biz yapınca çok iyi de yaparız ama çok iyi bi lider lazım, yoksa anca konuşuruz

çok iyi tespit

araban 2 saate hazır olur abim . 5 saat sonuda,
10 güne biter abim.