ülkede borca girmeden hiçbir şey alınamadığı gerçeği

geçen h&m bir çift boxer ödemesi için sıra bekliyorum. önümüzdeki 5 kişinin tamamı da kredi kartına taksit yaptırarak tişört veya pantolon aldı. zaten telefonu elektronik ev aletleri ve teknoloji ürünlerini ihtiyaç kredisi çekerek alan dünyadaki tek ülkeyiz sanırım. ondan sonra dedim bir kahve alayım starbcusk da sıraya girdim. kasada benim önümdeki kadın kasiyere şu soruyu sordu starbucks da ne zaman kredi kartına taksit gelecek diye. ilkten saka filan yapıyor sandım ama kasiyer ciddi ciddi sordu abi diyince şok oldum.

ülkede harçsız borçsuz karnını doyuran kaç kişi var ki dedirten gerçek.

arkadaşa kalabalik ortamlarda fazla bulunmamasini önerdiğim başlık.

düşünsene sabah bir uyanıyosun, doviz 1=1 sabit, mülteci yok, borcun harcın yok, işe yaramaz vasıfsız din adı altında sömürüldüğün yöneticiler yok. ya nasip.

borca girmeden herşey alınabilir. maalesef yeni yetmelerin marka takıntısı ve lüks yaşama isteği insanı borca sokuyor. insan bu mutlaka boca girer ama elindekine kanaat etmeyi öğrendiği vakit, yatırım yapmayı öğrendiği vakit herşey daha yoluna girecektir. istemiş olduğun lüks arabaya binem yada pahalı bir otelde tatile gitme demiyorum. maalesef karşımızdakinin onun var benim neden yok/neden olmasın duygusunu bastıramıyoruz. sabır ile herşeyi elde edebilirsiniz. eline yüklü miktar para geçse ilk değiştireceği eşi arabası ve çevresi olanların borç batağında yüzmeye mahkum olması bu sebeptendir. para kazanmak istiyorsan ilk yatırım yapmayı sonra paylaşmayı öğreneceksin. bunları yaptıkça çizgini bozmayacak kendini eğiteceksin. yeni donanımlar kazanacaksın. sonrası gelir.

doğrudur. bilgisayar bile alamazsın. bir laptop 50 bin lira.

en ilkel ihtiyaç olan barınma için bile böyle durum. ama durun, biz borca girmeyiz. bir ev almak istesek borç bize girer. biz kim köpeğiz de borca gireceğiz. lütfen rica ediyorum. biraz saygı.

işte buna ekonomik kriz deniyor alım gücünün düşmesi ve beraberindeki refah seviyesinin yeri öpmesini takip eder

aslında ülkede borca girsen bile bir şey alınamıyor gerçeği ile yüzleşmeni sağlayacak başlıktır.

katıldığım bir görüştür. hatta daha ileri gidecek olursak; ülkemizde borçlanarak mal/ürün sahibi olmak mevcut hiperenflasyon ortamında mantıklı olandır. yüzde 200 enflasyon varken ihtiyaçları yıllık yüzde 20-30 oranında borçlanarak kredilendirmek adeta fırsattır.
kredibilitesi yüksek olan kişi, aynı oranda birikmişi olandan daha iyi durumdadır diyebiliriz. nihayetinde birikmişi mevduata da koysanız, dövize de yatırsanız, borsaya da girseniz alacağınız mal kadar değerlenmeyecektir. bugünün sürreal koşullarında maalesef gerçek budur.

gömleği taksitle aldım :(

bırak bir şey almayı, borca girmeden yaşanmıyor bile. kredi kartı borcunu, kyk borcunu hapis cezasına çevirmek isteyen nice arkadaşım var benim.

ev,araba almak hayal oldu.

neredeyse her sene hadi en fazla 2 senede bir değiştirilebilen cep telefonu bile artık lüks oldu. orta halli bir telefon bir maaş olmuş.

beğenmeyen gitsin başka ülkede yaşasın

borcama girmeden diye okudum. canım börek çekti sanırım. kafam çok karışık sözlük.

doğru . her bokumuza kredi veren bankalardan meyhanede rehin kalma kredisi bekliyorum heran.

çok mu içtin? sıkıntı yok yapıkredi hep seninle.
1 gece iç 12 ay öde .