yazar : iclal aydın
yayım yılı : 2021
bir cihan kafes'in devamı olan romandır. geçmişten bugüne uzanan olaylarda aşk, aile ve dönemin siyasi olaylarının toplumsal etkileri arasında, hacı gavras sayesinde bir araya gelebilen üç kadının hikayesi devam etmektedir.
yayım yılı : 2021
bir cihan kafes'in devamı olan romandır. geçmişten bugüne uzanan olaylarda aşk, aile ve dönemin siyasi olaylarının toplumsal etkileri arasında, hacı gavras sayesinde bir araya gelebilen üç kadının hikayesi devam etmektedir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "uzat sarı saçlarını rapunzel" tarafından 30.01.2021 11:40 tarihinde açılmıştır.
1.
iclal aydın’ın bir cihan kafes kitabının devamı niteliğinde ve serinin 2. kitabı. samira, yaşar ve lorin’ in ilk kitapta ki hayatlarının devamı, annelik, aile bağları, dostluk...
“kimi bir madalya gibi taşır yara izini... kimi de teninde yeni yaralar açarsa, eskisini unutup herkese unutturabileceğini düşünür. oysa zaman her işi tek hamlede yapabilen büyük bir kahraman. ve hepimizin kalbinde kapağı ölene dek açık kalan bir “unutma! defteri” var.”
“kimi bir madalya gibi taşır yara izini... kimi de teninde yeni yaralar açarsa, eskisini unutup herkese unutturabileceğini düşünür. oysa zaman her işi tek hamlede yapabilen büyük bir kahraman. ve hepimizin kalbinde kapağı ölene dek açık kalan bir “unutma! defteri” var.”
devamını gör...
2.
iclal aydın'ın artemis yayınları'ndan çıkan bir cihan kafeste, üç kız kardeş ve unutursun kitap üçlemesinin birisi.
kitapsız kaldığım geçen hafta, annemin kitaplarına dadanmam sonucu, okudum. iclal aydın'ı az çok biliyorum. yazım dili temiz nasılsa, gideri var düşüncesiyle, kendimi içinde buldum. beni yanıltmayacak bir akıcılıktaydı roman.
fakat tahminimden daha çok etkiledi beni.
romandaki her bir kişinin kendi gözünden her olayı görmek, çok hoşuma gitti. birisinin gözünden gördüğümüz olayda, ona hak verirken, bir sonraki bölümde, başka bir karakterin gözünden aynı olayı görünce, bakış açımızı değiştirtip, ona da hak verirken buluyoruz kendimizi.
içerisinde yer verdiği tarihsel olayları, objektif, kişisel yorumsuz aktarması kitabı temiz bir hale getirmiş.
her kadın karakterin, hayatın ve bir kuşak üstündeki büyüğünün hayatına ne kadar etki ettiğini ve bu etkiyi kendi hayatında nasıl karşıladığını görüyoruz. sonra aslında hepsinin birbiri için ne derece önem arz ettiğini, bu önemi ne denli geç fark etmelerine şahitlik ediyoruz. bu noktada okuyucuya, isteyerek ya da istemeyerek, kendi bir kuşak üstüyle ya da bir kuşak altıyla iletişimini sorgulatıyor. bu sorgulamalardan bazılarında, ağlattığını itiraf etmeliyim.
"unutursun" iclal aydın'ın kendi annesinin hastalığından esinlenerek ortaya çıkmış bir kitap. bunu da başlarken kısmında yazmasıyla, kitabı okumaya başlamadan öğreniyoruz. bu da kitaba, hikayesine gerçeklik katmış bence.
okurken, aslında tüm hikayeler bu dünyada bir puzzle parçası gibi. her hikaye diğerini tamamlıyor hissini, son sayfalarda yazarın kaleminden görmek, kitabın beni, benim kitabı anlamış olduğumu gösterir cinstendi.
bütün hikayelerin içinden geçenler, birbirleriyle kavuşup, hiç rastlaşamadan yoluna devam edenler, sadece kendi hikayelerini biricik zanneder. oysa hepsi birbirini tamamlamak içindir.
kitapsız kaldığım geçen hafta, annemin kitaplarına dadanmam sonucu, okudum. iclal aydın'ı az çok biliyorum. yazım dili temiz nasılsa, gideri var düşüncesiyle, kendimi içinde buldum. beni yanıltmayacak bir akıcılıktaydı roman.
fakat tahminimden daha çok etkiledi beni.
romandaki her bir kişinin kendi gözünden her olayı görmek, çok hoşuma gitti. birisinin gözünden gördüğümüz olayda, ona hak verirken, bir sonraki bölümde, başka bir karakterin gözünden aynı olayı görünce, bakış açımızı değiştirtip, ona da hak verirken buluyoruz kendimizi.
içerisinde yer verdiği tarihsel olayları, objektif, kişisel yorumsuz aktarması kitabı temiz bir hale getirmiş.
her kadın karakterin, hayatın ve bir kuşak üstündeki büyüğünün hayatına ne kadar etki ettiğini ve bu etkiyi kendi hayatında nasıl karşıladığını görüyoruz. sonra aslında hepsinin birbiri için ne derece önem arz ettiğini, bu önemi ne denli geç fark etmelerine şahitlik ediyoruz. bu noktada okuyucuya, isteyerek ya da istemeyerek, kendi bir kuşak üstüyle ya da bir kuşak altıyla iletişimini sorgulatıyor. bu sorgulamalardan bazılarında, ağlattığını itiraf etmeliyim.
"unutursun" iclal aydın'ın kendi annesinin hastalığından esinlenerek ortaya çıkmış bir kitap. bunu da başlarken kısmında yazmasıyla, kitabı okumaya başlamadan öğreniyoruz. bu da kitaba, hikayesine gerçeklik katmış bence.
okurken, aslında tüm hikayeler bu dünyada bir puzzle parçası gibi. her hikaye diğerini tamamlıyor hissini, son sayfalarda yazarın kaleminden görmek, kitabın beni, benim kitabı anlamış olduğumu gösterir cinstendi.
bütün hikayelerin içinden geçenler, birbirleriyle kavuşup, hiç rastlaşamadan yoluna devam edenler, sadece kendi hikayelerini biricik zanneder. oysa hepsi birbirini tamamlamak içindir.
devamını gör...