1.
ispanyol-amerikan edebiyatı'nın kelimelere ruh üfleyen şairi octavio paz tarafından kaleme alınmış şiir. asıl ismi olvido olan şiir, ülkü tamer tarafından dilimize unutuş olarak çevrilmiştir. karanlığa bir balçık gibi bulanmaktan gelmez bu şiirin özü, sıcak ve bir parça müstehcen bir unutuştur paz'ın dizelerinde geçen unutmak. cümleler eti dağlayan ateşten ziyade insanın teninin üzerinden akıp giden bir nefesin sıcaklığı gibidir. unutmakta bir büyü olduğunu düşünüyordu paz; yeniden doğmanın ve yenilenmenin bir parçasıydı unutmak ve bunu da dizelerine oldukça güzel yedirmiş.
ülkü tamer çevirisi ile:
cierra los ojos y a oscuras piérdete
bajo el follaje rojo de tus párpados.
(yum gözlerini, yitir kendini karanlıkta
gözkapaklarının kırmızı yaprakları altında.)
húndete en esas espirales
del sonido que zumba y cae
y suena allí, remoto,
hacia el sitio del tímpano,
como una catarata ensordecida.
(gömül vızıldayan sesin
düşen sesin halkalarına
ve uzaklarda yankılan
dilsiz bir çağlayan gibi,
davulların çalındığı yerde.)
hunde tu ser a oscuras,
anégate la piel,
y más, en tus entrañas;
que te deslumbre y ciegue
el hueso, lívida centella,
y entre simas y golfos de tiniebla
abra su azul penacho al fuego fatuo.
(bırak kendini karanlığa,
kendi etine gömül,
kendi yüreğine;
kemik, o mor şimşek,
kamaştırsın gözlerini, kör etsin,
mavi göğsünü göstersin akşam ışığı
körfezler ve gölgeli koyaklar arasında.)
en esa sombra líquida del sueño
moja tu desnudez;
abandona tu forma, espuma
que no sabe quien dejó en la orilla;
piérdete en ti, infinita,
en tu infinito ser,
ser que se pierde en otro mar:
olvídate y olvídame.
(o sıvı karanlığında uykunun
ıslat çıplaklığını;
kıyıya kimbilir kimin bıraktığı
gövdeni, o köpük dantelayı unut.
sonsuz kadın, yitir kendini
kendi benliğinin sonsuzluğunda,
bir başka denizle buluşan bir deniz gibi
unut kendini, beni unut.)
en ese olvido sin edad ni fondo,
labios, besos, amor, todo renace:
las estrellas son hijas de la noche.
(dudaklar, öpüşler, aşk, her şey yeniden doğar
o ölümsüz, o yalın unutuşta:
gecenin kızlarıdır yıldızlar.)
ülkü tamer çevirisi ile:
cierra los ojos y a oscuras piérdete
bajo el follaje rojo de tus párpados.
(yum gözlerini, yitir kendini karanlıkta
gözkapaklarının kırmızı yaprakları altında.)
húndete en esas espirales
del sonido que zumba y cae
y suena allí, remoto,
hacia el sitio del tímpano,
como una catarata ensordecida.
(gömül vızıldayan sesin
düşen sesin halkalarına
ve uzaklarda yankılan
dilsiz bir çağlayan gibi,
davulların çalındığı yerde.)
hunde tu ser a oscuras,
anégate la piel,
y más, en tus entrañas;
que te deslumbre y ciegue
el hueso, lívida centella,
y entre simas y golfos de tiniebla
abra su azul penacho al fuego fatuo.
(bırak kendini karanlığa,
kendi etine gömül,
kendi yüreğine;
kemik, o mor şimşek,
kamaştırsın gözlerini, kör etsin,
mavi göğsünü göstersin akşam ışığı
körfezler ve gölgeli koyaklar arasında.)
en esa sombra líquida del sueño
moja tu desnudez;
abandona tu forma, espuma
que no sabe quien dejó en la orilla;
piérdete en ti, infinita,
en tu infinito ser,
ser que se pierde en otro mar:
olvídate y olvídame.
(o sıvı karanlığında uykunun
ıslat çıplaklığını;
kıyıya kimbilir kimin bıraktığı
gövdeni, o köpük dantelayı unut.
sonsuz kadın, yitir kendini
kendi benliğinin sonsuzluğunda,
bir başka denizle buluşan bir deniz gibi
unut kendini, beni unut.)
en ese olvido sin edad ni fondo,
labios, besos, amor, todo renace:
las estrellas son hijas de la noche.
(dudaklar, öpüşler, aşk, her şey yeniden doğar
o ölümsüz, o yalın unutuşta:
gecenin kızlarıdır yıldızlar.)
devamını gör...