annesini kaybeden, annesi ile birlikte tüm konforunu kaybeden, sezgileri ile içindeki kendini bulan, hikayesi tüm kadınlara ibretlik olan kurtlarla koşan kadınlar'dan biri.
her kadının mazisinde olan körpe küçük kız.
devamını gör...
güzel anlatımı için asıl ben kaşkolnikov'a teşekkür ederim.

vasalisa, sırp kültürüne ait nesillerdir aktarılan bir masalın baş kahramanı. aynı zamanda vasalisa; biziz. içimizde yaşayan ve zamanı gelince ölmesine izin vermemiz gereken fazla şirin/nazik kız.

masalda birçok sembol var ve tıpkı vasalisa'nın temsil ettiği gibi onların da temsil ettiği çok önemli kavramlar var. birkaç tanesine değinmek istiyorum.

-fazla iyi anne: direkt "anne" demek istemedim çünkü karakterin sembolize ettiği tam olarak buydu. küçük kız çocuğunu koruyan, onun yerine düşünen, onun uzaklaşmasına izin vermeyen, gölgesindeyken hayatın kavurucu ateşiyle yüzleştirmeyen anne. bu karakteri ister annemiz olarak ister kendimize uyguladığımız aşırı kontrol olarak yorumlayabiliriz. fazla iyi annenin ölmesine izin vermek, onun koruyuculuğundan sıyrılıp hayatla yüzleşmek ve o bebeği emanet almak gerekiyor. hangi bebeği?

-bebek: masalda vasalisa'ya yol gösteren, sorması ve sormaması gerekenler için uyaran, onun yerine işlerini yapan bir misyonu var. temsil ettiği kavram ise "sezgilerimiz." onu beslememiz, aklın sesine kulak vermemiz gerekiyor. rüyalarımızı anlamlandırmamız, kendi kendimizin yol göstericisi ve akıl hocası olmamız gerekiyor. erginleşme yolunda en büyük kazanımımız bu.

-baba yaga: masalda korkunç bir yaratık olarak tasvir ediliyor. muhakkak öyle ama adaletsiz değil. vasalisa'ya istediklerini yapmazsa ve doğru söylemezse onu yiyeceğini, eğer doğru söylerse de ona istediği ateşi vereceğini söylüyor. vasalisa'nın karşısında o bir güç unsuru. vahşi, öğretici ve güçlü. temsil ettikleri yalnızca bundan ibaret de değil. baba yaga, bizim en saf halimiz. olmamız gereken kişi. daima içimizde bir yerlerde bizi bekleyen o en eski kadın. la loba. la que sabe. bu yüzden onun istediğini verirsek, kendimiz olursak ve sezgilerimizi dinlersek bize daima ateşi verecektir.

genel olarak çıkarımlarıma gelecek olursak; vasalisa'nın yolculuğundaki gibi kendi yolculuğumun neresinde olduğumu düşündüm. bu açıdan kitabı vasalisa'nın bebeğine benzetiyorum. sezgilerimin yerine koymuyorum ama ihtiyacım olan bebeğin kimde olduğunu/zamanının geldiğini gösterdi.

sahiden olmamız gereken kim? bu soruyu o kadar çok o kadar çok sormamız gerekiyor ki.. mükemmel olana, kusursuza bakış açımız bile aslında bize dayatılanlardan ibaret. topluca haykırılan kurallar, bu kuru gürültü; iç sesimizi bastırıyor. la loba ile aramızdaki çölü genişletiyor. kimi zaman bu uzaklığı yakın edip korkunç bir büyücü gibi çıkıyor karşımıza. böyle zamanlarda hem ona sığınıyor hem de yanlış sorular soruyoruz. çünkü sezgilerimizle çıkmıyoruz onun karşısına. tek düşündüğümüz ateşe en kısa yoldan ulaşabilmek.

esas mesele, hepsinin aynı kadın olduğunu anlamak diye düşünüyorum. vasalisa, baba yaga, yol gösteren bebek.. hepsi aynı kadın. hepsi aynı ağırlıkta bulunmak istiyor içimizde. kabullenmek, özümüze ulaşmak, o son kilometreyi kat etmek gerekiyor.

şimdi çok hızlı ve saçma bir geçiş olacak ama bu masalla ilgili bir illüstrasyon bırakmak istiyorum. çünkü çok beğendim. bu kadar.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
kötü üvey anne ve kızkardeşlerin ışığı söndürmeleri yüzünden ormana ateşi bulmaya gönderilen, ateşi ararken içindeki ateşi, vahşi kadını bulan, dağları tek başına delen, "kız" başına her şeyi yapan bir kadının hikayesi. kısa ve öz. ya bacım güvenin işte içinizdeki o sese. bastırmayın şunu kurban olayım, yapmayın bu kötülüğü kendinize. kulaklarınız tilki kulağı gibi kıpır kıpır olsun. duyun o sesi.
devamını gör...
vasalisa rus masal kahramanıdır.

külkedisinin zalim üvey annesi ve ablaları bu masalda da var.* bunların sonları her masalda ki gibi kötü. kötü olanın sonu kötü olmalıdır, bundan şaşmayalım.
üvey anne tarafından ormana gönderilen vasalisa'nın ateş almak için gittiği baba yaga isimli cadının evi, kendi için halletmesi gereken mühim bir meselenin döndüğü yere dönüşüyor. cadının evini silip süpürmek, bulaşıklarını yıkamak aksatmadan hizmetlerini tamamlamak gibi görünen ödevlerin karşılığı aslında zihin temizliğidir. her zorlu görev bir öğretidir. vasalisa'nın kendi içindeki uyanışını destekler niteliktedir. cadı korkutucudur aynı zaman da uyarıcıdır. içindeki vahşi gücü aktive eder. bu kızın başına neden böyle şeyler geldi durduk yere diyoruz değil mi? her şey annesinin ölmesi ile başlıyor. ona tek bıraktığı şey oyuncak bebek, bu zorlu yolculukta kılavuzu oluyor. bu masal da bebek sezgileri temsil ederken cadı bilgeliği temsil eder. anne ise konfor alanıdır. konfor alanından çıkmak elbette çok sancılı bir süreçtir.
anne'den ayrılış hayatın zorluklarına dalış, mücadele ve içindeki güçle yüzleşme. hayatta kalış. kapanış...

kızı resmen acıyla pişiriyorlar efendim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
zafer bir kuru kafa.. cadının ödülü anca bu kadar olur diyoruz. kuru kafa gözlerinden kırmızı ışık saçıyor. ışın kılıcı gibi gölgelerin gücü adına...

hikâye yola hiç çıkmayanlara, orman yoluna giremeyenlere, giripte dönemeyenlere atıfta bulunuyor. hikaye sonunda kadınların gücü adına deyip bitiriyoruz. savaşmadan, mücadele etmeden güçlenmiyorsun maalesef.

ben vasalisa'ya şöyle bir hava aldırayım garibimin canı çok sıkılmış.. ormanda ip atlayacakmış. tehlike anında ise kaçmayı düşünüyor. benim vasalisam ne oyundan vazgeçiyor ne ormandan..

edit: güçlü kadınlar kendilerini hemen nasıl da göstermiş. tanımlara bir baktım da coşmuşlar. helal be size...*
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim