woody allen'ın yazıp yönettiği, 2008 yılında gösterilen, ispanyol ve amerikan ortak yapımı film.
vicky ve cristina, bir arkadaşlarının barselona'daki evinde bir yaz tatili için ispanya'ya gelirler. bir sanat galerisini ziyaret ederken, onları bir hafta sonu yemek, sanat ve seks için davet eden baştan çıkarıcı ressam juan antonio ile tanışırlar. ateşli eski sevgilisi olay yerine geldiğinde kıvılcımlar gerçekten alevlenir ve çok kalabalık bir eve dönüşür.
vicky ve cristina, bir arkadaşlarının barselona'daki evinde bir yaz tatili için ispanya'ya gelirler. bir sanat galerisini ziyaret ederken, onları bir hafta sonu yemek, sanat ve seks için davet eden baştan çıkarıcı ressam juan antonio ile tanışırlar. ateşli eski sevgilisi olay yerine geldiğinde kıvılcımlar gerçekten alevlenir ve çok kalabalık bir eve dönüşür.
yönetmen:
woody allen
oyuncular:
javier bardem
penélope cruz
scarlett johansson
patricia clarkson
kevin dunn
rebecca hall
woody allen
oyuncular:
javier bardem
penélope cruz
scarlett johansson
patricia clarkson
kevin dunn
rebecca hall
akademi ödülleri - en iyi yardımcı aktris
bafta ödülleri - en iyi yardımcı aktris
altın küre - komedi-müzikal en iyi film / komedi-müzikal en iyi aktör
bafta ödülleri - en iyi yardımcı aktris
altın küre - komedi-müzikal en iyi film / komedi-müzikal en iyi aktör
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "mathias bones" tarafından 10.01.2021 15:45 tarihinde açılmıştır.
1.
woody allen'ın yönetmenliğini yapıp, javier bardem, scarlet johansson, penelope cruz ve rebecca hall gibi bir kadronun rol aldığı 2008 yapımı filmdir.
birbiriyle alakasız iki tip olan vicky * ve cristina*'nın tatil için gittikleri ispanya'da, juan* ve onun çatlak karısı maria* ile tanıştıktan sonra gelişen olayları anlatır.
"bizim aşkımız sonsuza dek yaşayacak çünkü yarım kalacak."
birbiriyle alakasız iki tip olan vicky * ve cristina*'nın tatil için gittikleri ispanya'da, juan* ve onun çatlak karısı maria* ile tanıştıktan sonra gelişen olayları anlatır.
"bizim aşkımız sonsuza dek yaşayacak çünkü yarım kalacak."
devamını gör...
2.
woody allen'in tüm avrupali, ispanyol sanatçıkarı üçlü veya orgi yapan insanlar olarak tasvir ettigi bir film. içerik boş ama öpüşme sahneleri için izlenebilecek bir film.
devamını gör...
3.
-spoiler içerir-
woody allen'ın 2008 yapımı romantik/dram türünde filmidir. scarlett johansson, rebecca hall, javier bardem, penélope cruz adlı oyuncular başrolü çekmektedir.
vicky ve cristina adlı iki yakın arkadaş barselona'ya gelirler. vicky yazdığı tez hakkında araştırma yapmak adıyla bulunmaktadır. cristina ise özgür ruhlu bir kadın olduğu için, yenilik peşindedir. bu iki arkadaş zıtlıklarla doludur. vicky, sorumluluk sahibi, yeri geldiğinde muhafazakar ve mantıklı bir kadındır. cristina ise ne istediğini bilmekten çok ne istemediğini bilen, romantik biridir. bu iki karşıtlığın da ileriki zamanda aynı durumlara, duygulara kapıldığını görebiliriz film boyunca. ve zaten herşey burada başlar: resim sergisinde gördükleri bir adamla yemek yerken karşılaşırlar. ressam olan bu adam, ikisini de haftasonu tatiline davet eder. vicky adamın bu tavrını sorumsuz bulurken, cristina oldukça hoş karşılar. vicky'nin tüm karşıtlığına rağmen üçü birlikte tatile giderler.
cristina durumundan memnundur, vicky ise hala güven bulamamıştır ama arkadaşının rahatsızlanmasıyla ressam olan juan ile başbaşa zaman geçirmek durumunda kalmıştır. bu durum ikiliyi birbirine yakınlaştırmıştır ancak olan orada kalmıştır. zira vicky evlilik arefesinde, sorumluluk bilincinde bir kadındır. bu yüzden bir daha bunun bahsi açılmaz ama bir kez kaptırmıştır kendini juan'a.
juan ise cristina ile şansını denemiş ve mutlu olmuştur. birlikte bir ilişkiye başlamışlardır. vicky pişman olacağını hissederek de olsa nişanlısı ile evlenmiştir. onlar normal bir hayata sürerken, cristina ve juan ikilisinin hayatına juan'nın eski eşi maria elena girer. juan'ın maria elena ile çok güzel de olsa şiddetli bir ilişkisi olmuştur. ikisi de ressamdır, ikisi de duygularını uçta yaşar. bu yüzden bir arada değilken birbirlerini özleseler de, birlikteyken şiddetli tartışmalar yaşarlar. fakat cristina'nın varlığı, bu ressam ikilinin hayatında farklılık yaratır. üç kişilik bu ilişkide, cristina adeta bir köprüdür ve juan ile maria elena kendilerini bir arada tutan bu kadının varlığından mutludur. ama bu uzun sürmez, cristina bu ilişkiden ayrılır, onun ardından yine geçimsizlik yaşayan juan ve maria elena ikilisi de ayrılır.
vicky'nin mutsuz olduğunu bir şekilde duyan juan, şansını bu kez kadınla dener. ancak eski eşi ile olan bağı buna da izin vermez. vicky ise juan'dan uzak durması gerektiğini anlayarak evlilik hayatına geri döner, cristina'ya her şeyi anlatır. ve her şeyi orada bırak amerika'ya geri dönerler.
-spoiler içerir-
woody allen'ın 2008 yapımı romantik/dram türünde filmidir. scarlett johansson, rebecca hall, javier bardem, penélope cruz adlı oyuncular başrolü çekmektedir.
vicky ve cristina adlı iki yakın arkadaş barselona'ya gelirler. vicky yazdığı tez hakkında araştırma yapmak adıyla bulunmaktadır. cristina ise özgür ruhlu bir kadın olduğu için, yenilik peşindedir. bu iki arkadaş zıtlıklarla doludur. vicky, sorumluluk sahibi, yeri geldiğinde muhafazakar ve mantıklı bir kadındır. cristina ise ne istediğini bilmekten çok ne istemediğini bilen, romantik biridir. bu iki karşıtlığın da ileriki zamanda aynı durumlara, duygulara kapıldığını görebiliriz film boyunca. ve zaten herşey burada başlar: resim sergisinde gördükleri bir adamla yemek yerken karşılaşırlar. ressam olan bu adam, ikisini de haftasonu tatiline davet eder. vicky adamın bu tavrını sorumsuz bulurken, cristina oldukça hoş karşılar. vicky'nin tüm karşıtlığına rağmen üçü birlikte tatile giderler.
cristina durumundan memnundur, vicky ise hala güven bulamamıştır ama arkadaşının rahatsızlanmasıyla ressam olan juan ile başbaşa zaman geçirmek durumunda kalmıştır. bu durum ikiliyi birbirine yakınlaştırmıştır ancak olan orada kalmıştır. zira vicky evlilik arefesinde, sorumluluk bilincinde bir kadındır. bu yüzden bir daha bunun bahsi açılmaz ama bir kez kaptırmıştır kendini juan'a.
juan ise cristina ile şansını denemiş ve mutlu olmuştur. birlikte bir ilişkiye başlamışlardır. vicky pişman olacağını hissederek de olsa nişanlısı ile evlenmiştir. onlar normal bir hayata sürerken, cristina ve juan ikilisinin hayatına juan'nın eski eşi maria elena girer. juan'ın maria elena ile çok güzel de olsa şiddetli bir ilişkisi olmuştur. ikisi de ressamdır, ikisi de duygularını uçta yaşar. bu yüzden bir arada değilken birbirlerini özleseler de, birlikteyken şiddetli tartışmalar yaşarlar. fakat cristina'nın varlığı, bu ressam ikilinin hayatında farklılık yaratır. üç kişilik bu ilişkide, cristina adeta bir köprüdür ve juan ile maria elena kendilerini bir arada tutan bu kadının varlığından mutludur. ama bu uzun sürmez, cristina bu ilişkiden ayrılır, onun ardından yine geçimsizlik yaşayan juan ve maria elena ikilisi de ayrılır.
vicky'nin mutsuz olduğunu bir şekilde duyan juan, şansını bu kez kadınla dener. ancak eski eşi ile olan bağı buna da izin vermez. vicky ise juan'dan uzak durması gerektiğini anlayarak evlilik hayatına geri döner, cristina'ya her şeyi anlatır. ve her şeyi orada bırak amerika'ya geri dönerler.
-spoiler içerir-
devamını gör...
4.
öncelikle bu filmle kafamın çok karıştığını belirtmek istiyorum. neyin doğru neyin yanlış olduğunu sorguladım. kendi doğrularımdan bile şüpheye düştüm. idealist olup hayatta ne istediğini bilmek mi lazım yoksa cesur olup suyun götürdüğü yere gitmekten korkmamak mı lazım? bunun için gerçek aşkı irdelemek lazım diye düşünüyorum. "unfullfilled love is the only true love" önermesi geçiyor filmimizde. "gerçekleşmemiş aşk tek gerçek aşktır." bunun üzerine düşünecek olursak genel olarak gerçekleşmemiş veya yarım kalmış hikayeleri en romantik tarafımızla dolduruyoruz insanlar olarak. mükemmelleştiriyoruz. dolayısıyla gerçekleşmemiş bir aşk bu romantik kafalarımızda destansı bir aşk masalına dönüşüyor. bu yüzden bu önermeyi doğru buluyorum ve sonuç olarak da idealist olmak daha akla yatkın geliyor. hem bütün gerçekleşmemiş aşklarda gözümüz kalırsa suyun götürdüğü yerde boğulabiliriz gibi:)
peki tekrar gerçek aşka dönersek.. benim tanımlamamla gerçek aşk uyum ve denge ve tatminden doğar. yine filmde geçen bir anahtar kelime var: "kronik tatminsizlik." bu günümüz ilişkilerinde oldukça yaygın bir durum. insanların ne istediğini bilmemesi, bu kronik tatminsizliği doğuruyor; kronik tatminsizlik ise ilişkilerin sağlam bir zemine oturamamasına, çıkarcı ilişkilerin doğmasına neden oluyor. insan her yaptığı eylemden tatmin sağlamalı fikrimce. boş bir anı bile tatmin sağlayabileceği bir hale getirmeli. çünkü yalnızca zar zor bulunan boş vakitlerde oluşturulmuş eğlencelerden tatmin sağlamaya çalışırsak geriye baktığımızda eğlendiğimiz değil eğlenmek zorunda hissettiğimiz bir düzine anıdan başka bir şey bulamayız diye düşünüyorum. yani özetle ilişkileri de hayatın bizzat kendisini de tatmin sağlayabileceğimiz bir yaşantıya dönüştürmeye çabalamakta fayda var. ha dönüşmezse de hayatta gerçekleşmeyi bekleyen bir sürü olasılık var.
ilişkiler, yaşanabilecek hayat ihtimalleri, dengeler, keşfedilmeyi bekleyen yetenekler, hayatta ne istediğini bilmek, sanat. filmde çok kavram var. hepsine değinebileceğimi sanmıyorum. ama şuna da söylemem gerekir ki filmi izlerken sinamanın da bir sanat olduğunu sıkça hatırladım. görsellik muhteşemdi. ama içimden bir ses barcelona'nın bu kadar muhteşem ve kusursuz olamayacağını bunun yerine woody allen'ın bir dahi olduğunu söyledi. tabi barcelona'yı görmeden buna daha fazla yorum yapmayacağım. sonuç olarak izlerken fazlasıyla beyin fırtınası yaptığım ve hakkında yazmaya cesaret bulduğum son derece güzel bir filmdi. woody allen'a saygı ve sevgilerimlee*
peki tekrar gerçek aşka dönersek.. benim tanımlamamla gerçek aşk uyum ve denge ve tatminden doğar. yine filmde geçen bir anahtar kelime var: "kronik tatminsizlik." bu günümüz ilişkilerinde oldukça yaygın bir durum. insanların ne istediğini bilmemesi, bu kronik tatminsizliği doğuruyor; kronik tatminsizlik ise ilişkilerin sağlam bir zemine oturamamasına, çıkarcı ilişkilerin doğmasına neden oluyor. insan her yaptığı eylemden tatmin sağlamalı fikrimce. boş bir anı bile tatmin sağlayabileceği bir hale getirmeli. çünkü yalnızca zar zor bulunan boş vakitlerde oluşturulmuş eğlencelerden tatmin sağlamaya çalışırsak geriye baktığımızda eğlendiğimiz değil eğlenmek zorunda hissettiğimiz bir düzine anıdan başka bir şey bulamayız diye düşünüyorum. yani özetle ilişkileri de hayatın bizzat kendisini de tatmin sağlayabileceğimiz bir yaşantıya dönüştürmeye çabalamakta fayda var. ha dönüşmezse de hayatta gerçekleşmeyi bekleyen bir sürü olasılık var.
ilişkiler, yaşanabilecek hayat ihtimalleri, dengeler, keşfedilmeyi bekleyen yetenekler, hayatta ne istediğini bilmek, sanat. filmde çok kavram var. hepsine değinebileceğimi sanmıyorum. ama şuna da söylemem gerekir ki filmi izlerken sinamanın da bir sanat olduğunu sıkça hatırladım. görsellik muhteşemdi. ama içimden bir ses barcelona'nın bu kadar muhteşem ve kusursuz olamayacağını bunun yerine woody allen'ın bir dahi olduğunu söyledi. tabi barcelona'yı görmeden buna daha fazla yorum yapmayacağım. sonuç olarak izlerken fazlasıyla beyin fırtınası yaptığım ve hakkında yazmaya cesaret bulduğum son derece güzel bir filmdi. woody allen'a saygı ve sevgilerimlee*
devamını gör...