1.
dizideki yansıması ile filmlerdeki yansıması çok çok farklı olan karakter. filmlerde çok iyi bir dedektif danışman olmasına rağmen dizide bunun yanı sıra çok üstün yeteneklere de sahiptir. filmlerde çok daha ciddi ve sert bir duruşu, dizide ise maruz kaldığı hastalığın işlenişinin kusursuzluğu dolayısıyla çok daha kırılgan yapısı vardır. ilk karşılaşma sonrasında arkasından lecter "onda müthiş bir empati yeteneği var, bu yüzden göz temasından kaçınıyor" teşhisi koyar. bunda ne kadar haklı olduğunu sonraları will'in abbigail ile olan abi - kardeş ilişkisinde, onu belli amaçlar doğrultusunda kullanmaya çalışırken yaşadığı zorluklarda görürüz. teşkilatın içinde herkesin sevdiği ve mutlak güvendiği, bu yüzden teşkilatı kolayca kandırma şansı olduğu için de bunu sonuna kadar kullanan bir karakter ortaya çıkarılmış olup, lecter ile mental anlamda, etrafındakileri kullanmak amacıyla karşı karşıya geldikleri anlarda filmlerdeki(yani kitaplardaki) karakterden farkı net şekilde ortaya çıkar. filmlerin tv show'una kıyasla, kitaplardan daha güçlü referans aldıklarını baz alırsak kitaplardaki karaktere uzaktır. tv serisindeki will, teşkilatta düşük saygınlığa sahip olmasına rağmen yakalanması imkansız ve suçluların karşısında hiç şansı olmayan bir kişidir. kitap ve filmlerde ise tam tersi fbi için çalışan çok zeki ama bir şekilde mağlup olmuş(kime mağlup olduğunu kitapları okuyanlar bilirler) bir kişidir.
buralardaki farklılıkları kesinlikle teknolojik avantajlara vuruyorum. çünkü gerek kitap gerekse dönemin filmlerinde 2010'lu yılların tv şovunun olanakları olmadığı için buradaki will daha tanrısal bir seviyeye getirilmiş, zihinsel sorunlarının çok daha efektif işlendiği ve istediğinde anti kahramana bile dönüşebildiğinin kanıtı ortaya konulmuştur. kitap-film karşısında tv şovunu tutarsak her ne kadar edebi tarafı dolayısıyla kitaplar öne çıksa da görsel şölen sebebiyle tarafımız tv şovundaki will graham olabilir. bunun birçok faktör olduğunu söyleyebileceğimiz sebeplerinden en öne çıkanı ise lecter ile olan yakınlığıdır. senaristlerin son 16-17 bölüm itibarıyla eşcinsel yakınlığa kadar vardırdığı bu yakınlık baba oğul yakınlığı olarak bile görülebilir. seyircinin karaktere bu kadar bağlanmasının sebebi de ilk sezonun ortalarından itibaren işlenmeye başlayan kusursuz psikolojik harptir. yukarıdaki anti kahramana yakınsama ve istediği zaman karanlık tarafa geçebilme gücünü fark etmemiz de tv şovunun bu dönemlerine denk gelir. kitap ve filmlerde alkolik ve kaybeden olarak temsil edilen bu karakter, tv şovunda ise lecter'ın bütün mücadelesine rağmen zihnindeki ufak bir dal parçasına tutunarak aklını yerine getiren ve her şeyin farkına vardıktan sonra olayları bambaşka bir noktaya taşıyan bir karakterdir. bu yüzden kitaplar ve filmlerden çok daha derinlikli bir will graham portresi görürüz.
buralardaki farklılıkları kesinlikle teknolojik avantajlara vuruyorum. çünkü gerek kitap gerekse dönemin filmlerinde 2010'lu yılların tv şovunun olanakları olmadığı için buradaki will daha tanrısal bir seviyeye getirilmiş, zihinsel sorunlarının çok daha efektif işlendiği ve istediğinde anti kahramana bile dönüşebildiğinin kanıtı ortaya konulmuştur. kitap-film karşısında tv şovunu tutarsak her ne kadar edebi tarafı dolayısıyla kitaplar öne çıksa da görsel şölen sebebiyle tarafımız tv şovundaki will graham olabilir. bunun birçok faktör olduğunu söyleyebileceğimiz sebeplerinden en öne çıkanı ise lecter ile olan yakınlığıdır. senaristlerin son 16-17 bölüm itibarıyla eşcinsel yakınlığa kadar vardırdığı bu yakınlık baba oğul yakınlığı olarak bile görülebilir. seyircinin karaktere bu kadar bağlanmasının sebebi de ilk sezonun ortalarından itibaren işlenmeye başlayan kusursuz psikolojik harptir. yukarıdaki anti kahramana yakınsama ve istediği zaman karanlık tarafa geçebilme gücünü fark etmemiz de tv şovunun bu dönemlerine denk gelir. kitap ve filmlerde alkolik ve kaybeden olarak temsil edilen bu karakter, tv şovunda ise lecter'ın bütün mücadelesine rağmen zihnindeki ufak bir dal parçasına tutunarak aklını yerine getiren ve her şeyin farkına vardıktan sonra olayları bambaşka bir noktaya taşıyan bir karakterdir. bu yüzden kitaplar ve filmlerden çok daha derinlikli bir will graham portresi görürüz.
devamını gör...