1.
ernst wilhelm wenders almanya'nın düsseldorf kentinde doğmuş alman film yönetmeni, oyun yazarı, fotoğraf sanatçısı, yapımcı. çok güzel ve şairane bir yapısı vardır filmlerde. özellikle favorim olan (bkz: berlin üzerindeki gökyüzü) filminin yönetmenidir. çok popüler olmayan, herkesin anlayabileceği filmler yapmayan ama beni kendisine bağlayan adamdır.
devamını gör...
2.
(bkz: paris texas)
devamını gör...
3.
1945 doğumlu alman yönetmen/ senarist/ fotoğrafçı.
ım lauf der zeit
zamanın akışında filmi en önemli filmlerinden biridir.
ım lauf der zeit
zamanın akışında filmi en önemli filmlerinden biridir.
devamını gör...
4.
bambaşka bir adam... yol üçlemesiyle beni sinemaya aşık etmiş insan evladı... bu adam kadar kamerayı, zamanı ve mekanı zorlayan başka bir yönetmen var mı inanın bilmiyorum.
özellikle hem görsel hem de duygusal anlamda insanı bir filmde zorlayabilmek inanın çok zor bir durum. çünkü ikisini aynı anda devam ettirebilmek çok zor bir şey, bazen yönetmen görsele odaklanınca duygusal anlamda sarsıcı tarafı hafifletmek zorunda kalıyor ya da tam tersi oluyor, çok duygusal bir filmin görsel bir taraf kalmıyor.
bu adam öyle değil işte... paris, texas misal, görsel anlamda izlediğim en iyi beş şeyden birisi. her sahnesi polaroid bir fotoğraf karesi gibi, her sahnesi mükemmel... duygusal anlamda inanın içine öküz oturtuyor. misal yol serisinin üçücü filmi zamanın akışında, aman allahım... hala letterboxd'ta en sevdiğim dört film arasındadır...
dahası da var bu adamın filmlerinde müzik bir arka plan unsuru değil, direkt olarak filmin ta kendisi.
ne zaman bir filmini izlesem hayatı aradığım bir karavana binmiş gibi hissediyorum.
özellikle hem görsel hem de duygusal anlamda insanı bir filmde zorlayabilmek inanın çok zor bir durum. çünkü ikisini aynı anda devam ettirebilmek çok zor bir şey, bazen yönetmen görsele odaklanınca duygusal anlamda sarsıcı tarafı hafifletmek zorunda kalıyor ya da tam tersi oluyor, çok duygusal bir filmin görsel bir taraf kalmıyor.
bu adam öyle değil işte... paris, texas misal, görsel anlamda izlediğim en iyi beş şeyden birisi. her sahnesi polaroid bir fotoğraf karesi gibi, her sahnesi mükemmel... duygusal anlamda inanın içine öküz oturtuyor. misal yol serisinin üçücü filmi zamanın akışında, aman allahım... hala letterboxd'ta en sevdiğim dört film arasındadır...
dahası da var bu adamın filmlerinde müzik bir arka plan unsuru değil, direkt olarak filmin ta kendisi.
ne zaman bir filmini izlesem hayatı aradığım bir karavana binmiş gibi hissediyorum.
devamını gör...
5.
kafasını sevdigim yonetmen.
izlediklerim:
-paris texas
-arzunun kanatları
-pina
-bana bir kadın gosterin, onun icin melekligimden vazgeceyim..
izlediklerim:
-paris texas
-arzunun kanatları
-pina
-bana bir kadın gosterin, onun icin melekligimden vazgeceyim..
devamını gör...
6.
en sevdiğim film olan paris, texas’ın yönetmeni. seviyorum kendisini çokça.
yavaş akan film tarzı ve diyaloglarına verdiği önemi, özgünlüğü güzel. sinematografisinin seyir keyfi ve dinginliği hoş. benim için yönetmen dediğin, film dediğim bu şekilde olur. sinemaya bakış açımı tamamen karşılıyor. yaşayan yönetmenler arasında en sevdiğimdir.
yavaş akan film tarzı ve diyaloglarına verdiği önemi, özgünlüğü güzel. sinematografisinin seyir keyfi ve dinginliği hoş. benim için yönetmen dediğin, film dediğim bu şekilde olur. sinemaya bakış açımı tamamen karşılıyor. yaşayan yönetmenler arasında en sevdiğimdir.
devamını gör...
7.
son filminde bulaşıkçı mi, çöpçü mu bir adam varmış. hayalperest bir adammış. ağaçlara, çiçeklere filan hayatında ilk kez görmüş gibi hayran hayran bakıyormuş.
ortamlara düşsün diye sabırsızlıkla bekliyorum bu filmi.
bu adamın kafasını cidden seviyorum. sihirli.
ortamlara düşsün diye sabırsızlıkla bekliyorum bu filmi.
bu adamın kafasını cidden seviyorum. sihirli.
devamını gör...
8.
benim için (bkz: der himmel über berlin)'in yaratıcısıdır. bruno ganz, peter falk, curt bois gibi 3 muhteşem adamı bir araya getirmiştir. hele ki insan, 85 yaşında bir adamın devasa bir kütüphanenin merdivenlerini tırmandığı sahnede nefesini tutar mı ? ben tuttum. filmin bir yerinde, kahramanımız atelye ve tamirhanelerin olduğu bir caddede yürürken belli belirsiz zülfü livaneli'nin bir şarkısını duyarız ki iyi arkadaşmışlar. ustalık döneminin son eseri (bkz: perfect days) 'dir. kenardakilerin, unutulmuşların, gökyüzünden düşmüş meleklerin yönetmenidir. onunla sinema daha güzelleşti.
devamını gör...