yalı çapkını (dizi)

yerli dizi sektörü tam bitiyor derken ortaya bir gülseren budayıcıoğlu çıktı. oyunlar onun sayesinde ekmek yer oldu. kadında dizi yapılacak hikaye bitmiyor. yine onun bir danışanının hikayesinden uyarlama. özellikle ilk bölümleri mide bulandırıcı. şükür ki izlemedim. murat soner'in videosunu izleyin. artık bizi rahat bırak gülseren. sıvamaya geçtin.

klişe ve tekrar bir yapım. bu kadar tutmasının sebebi de daha önce denenmiş ve olumlu sonuçlar vermiş bir düzlem üzerine senaryosunun yazılmış olması. yine süper zengin ve otokrat bir dede ve ona kayıtsız şartsız biat eden aile fertleri mevcut. ama hemen hepsi bu otokrasiden gizli, baskılanmanın da bir sonucu olarak sürekli aykırı ilişkilere giriyorlar.

dizi modernlik ve gelenekçilik bağlamında izlenildiğinde ilginç bir hal alabiliyor. mesela yalılarda yaşayan süper zengin korhan ailesi tüm zenginlik ve modern görünüşünün yanında aynı zamanda çok gelenekçi de. dede halis bey en gelenekçi karakter olsa da, hiçbir kadın tesettürlü değil. yalıdaki tüm kadınlar son derece modern giyiniyorlar ancak kültür olarak hepsi modernizm-gelenekçilik arasında kalmış durumda. ifakat hanım bütün töre ve geleneklere hakim ama açık ve modern giyiniyor ayrıca ölmüş kocasının kardeşiyle ilişki yaşıyor. torunlar fuat ve ferit de tüm modern görünüşleri, eğitimleri ve ilişkilerine rağmen, kuma edinme, büyüğe itaat, kıroluğa evrilen davranışlardan hiç kaçınmıyorlar. dizide en modern görünen ve emre altuğun canlandırdığı orhan karakterinde gelenekçiliği hiç barındırmayan tek karakter olsa da, o da babası otokrat ağaya karşı son derece sessiz kalıyor. eşi gülgün hanım da modernliğine rağmen kocasının kendisini aldatmasını sineye çekerek aile kurumunu ayakta tutmayı tercih eden yarı modern bir karakter olarak öne çıkıyor.

kazım ağa ve ailesinde de tesettürlü bir kadın olmasa da aile son derece geleneksel. başlık paraları, bohçalar ve adetler havada uçuşuyor. suna ve seyran bu adetlerden ve babalarından son derece nefret etse de, baba baskısı kalksa bile bu adet ve törelerden sapmak gibi bir düşünceyi akıllarından geçirmiyorlar. tercihleri hep aynı yönde oluyor.

dizide modern gibi görünen ferit korhan'ın sevgilisi pelin de, ferit evlendikten sonra kuma olmayı kabul eden bir karakter olarak öne çıkıyor. ve bu kumalık duygusu onun psikolojisini bozmakla birlikte bir saplantıya evriliyor. bir de onun daha da modern ve vamp annesi dizide boy gösteriyor ki, o da kazım ağa ile kürt böreği yiyerek kendinden geçiyor dsdsdaf

dolayısıyla dizide büyük sermaye ve burjuva ailelerinin içinde bulundukları sosyo-ekonomik dilemma ortaya çıkıyor. hepsi yalılarda, gökdelenlerde, yatlarda yaşayan insanlar olsa da, yaşadıkları şeyler köyde ve taşrada yaşanan şeyler. farkı, dizinin bize bir köy ve taşra yaşantısını ve çalkantılarını buralarda değil, boğazın göbeğinde ve istanbulun lüks mekanlarında tasvir etmesi. kısacası diziye yalı çapkınından çok boğazdaki taşra çapkını demek daha doğru olurdu.