yalnızlar arasındaki kalabalık olmak

icinde baska bir dunya olmasi.

(bkz: ne memuru alkol bey)

pazardan aldım bin tane eve geldim bir tane.

iki manaya gelebilecek ifadedir. ya şizofrensinizdir, ya da kalabalık gözüken özünde yalnız insanlar arasında kendi kendine yetiyorsunuzdur.

ben hep kalabalıklar arasında yalnız olduğumdan bir açıklama getiremeyeceğim başlık.

yalnız insan tek kişidir. kendiyle dost olansa iki.

yalnızlığın gerçek tanımı. içimizdeki gürültüyü bastırmak için insan içine çıkan varlıklar değil miyiz, bizden her şey beklenir. sonra bütün kargaşamızı kelimelere oradan da kağıtlara dökeriz, dökeriz de kimsenin haberi olmaz. vapurlardan ölüm senaryoları izleriz. hep yalnız, hep karamsar; bir taraftan özgür bir taraftan tutsak... hepimiz yalnızız. teoman'ın dediği gibi "birlikte ama yalnız". sosyal olmayı öğrenip, sosyal kurallar geliştirip bu kadar yalnız olmayı becerebilen tek türüz. bizi zaten hep icatlarımız böyle yaptı. pişmiş etle başlattığımız medeniyette şimdi çiğ duygularla tarihin en büyük açlığını ve doyumsuzluğunu yaşıyoruz. boğuluyoruz birer birer. bütün gürültülerimizi denize karşı susup için için ağlasak... "için! bu ağlama onun için, için bu kayıplar içinizden geldiği gibi üzülmeniz için". yatınız uyuyunuz güzel insanlar. erken uyanmak için geç kalmayınız.

insanların birbirinin yanında olup anlaması ile gerçekleşen olay.
nedense bu başlığın bende uyandırdığı çok derin bir anlam belirdi. yani, birçok insanın yanında birçok insan var ama onu anlayan olmadığı için yalnız. diğer taraftan düşünecek olursak da yalnız birini anlayan sadece bir kişi bile olsa o insan o insanın dünyası olur ve kalabalık hissettirir.

mesela ben arkadaş gruplarından gram haz almıyorum. bir arkadaşımla gün boyu her şeyi yapıp anlamaya çalışabilirim ama bir grup... bir grup demek herkesin farklı telden çalıp birilerinin mutlaka memnuniyetsiz olacağı demektir.