drama / romantik / yerli
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

1959 yapımı, ciddi manada melankolik bir yeşilçam filmi. başrollerini çolpan ilhan ve sadri alışık paylaşıyor. filmi kendimce yorumlamadan önce filmi zamanında araştırdığım için-sadri alışık filmografisinden izlemediğim nadir filmlerden, fakat içeriğe ve film ile ilgili magazine erişmek filme erişmekten daha kolaydı bir ara, o yüzden araştırmıştım-bir kaç yanlış bilgiyi düzeltmekte fayda var.

öncelikle bu filmi ilk başta atilla ilhan yazıyor, senaryoyu o çıkarıyor. ali kaptanoğlu mahlasıyla. zaten daha önce de bir bu mahlasla kaç film yazmış kendisi. ((gbkz: şöför nebahat) fakat sonra senaryoya lütfi akad dahil oluyor, işte işler burada birazcık değişiyor. film gösterime girdikten sonra, hatta bugün bile atilla ilhan'ın yazdığı düşünülüyor, fakar sadece hikayenin ana hatları ona ait kalmış. tüm içerik, diyaloglar, sahneler ve son lütfi akad tarafından değiştirilmiş. zaten orjinal senaryoda da lütfi akad ismi geçiyor. internette atilla ilhan ismini görebilirsiniz, ama işin aslı şöyle;
film gösterime girdikten sonra film eleştirmeni ve yönetmen tuncan okan zehir zemberek bir eleştiri düzüyor yazısında ve ali kaptanoğlu mahlasının da atilla ilhan'a ait olduğunu söylüyor. tuncan okan'ın filmi beğenmeme sebepleri ve eleştirmesinin temel sebepleri ise atilla ilhan'ın edebiyatı ve şiiri katarak getirdiği tarzın ve melankoninin yapay durması ve gelenekler sinemadan uzaklaşılması. fakat atilla ilhan tuncan okan'a bir ret yazısı göndererek olayı açıklığa kavuşuturuyor;
aslında bu filmin ilk senaryosu atilla ilhan'a ait ancak bu proje lütfi akad'ın da dahil olmasıyla değişiyor, ve lütfi akad senaryoyu ana hikaye-karakterler, giriş, gelişme ve sonuç kısmı-hariç her şeyi değiştiriyor. hatta bu atilla ilhan'ı çok sinirlendirmiş ve yeni versiyondan nefret ettiğini de satır aralarında çok net bir biçimde belli ediyor. bir de bununla yetinmeyip lütfi akad'a da laf sokmayı ihmal etmiyor ve eleştirileri kabul etmiyor. çünkü teknik olarak bakarsanız fikir atilla ilhan'ın, senaryo değil. ve bence adam da gayet haklı. eğer yazıyı ve sonrasında olanları merak ediyorsanız bilgi edindiğim makaleye buradan göz atabilirsiniz. makalede bu filmin tipik bir fransız film taklidi olduğu da söyleniyor bu arada. hatta marcel carné'nin sisler rıhtımı filminden de ''ilhamlar'' alındığı sölyeniyor fakat onun da takdirini size bırakıyorum. (filmi ben izledim bu arada, içindeki melankoli temaları, şiirsel anlatım ve kötü son dışında meh, çok bir benzerlik yok. bu tarz filmlerde zaten belli bir şablon kullanılıyor zaten. bir ara da şiiri de işin içine katmışlar sadece. sisler rıhtımı da güzel film, tavsiye ederim.)

neyse filme gelecek olursak;

film gerçekten çok fazla durgun ve bence oturmayan bir kaç şey var. yani senaryonun el değiştirdiği çok belli. nasıl bir buçuk saatlik bir filmde bu kadar kopuk olaylar yaşanır anlamıyorum. filmi ilk izlerken de zaten kim napıyor pek anlamıyorsunuz. tüm her şey filmin ortasında oturuyor. bu, bar, konteslik, gibi temaların da darbe öncesi türkiye'nin modernleşme sancılarının bir ürünü olduğunu düşünürsek, aslında çok bir türk filmi izlemedim gibi. ama film sona doğru gayet toparlanıyor ve 1959 türkiye'si için bu kadar abidik gubidik olaya rağmen gayet iyi bir iş başarmış. belki ben 2022 gözüyle 63 yaşını devirmiş bir filmi izlerken zorlanmış olabilirim fakar çolpan ilhan'ın beyaz elbisesini, oyunculuğunu ve diksiyonunu, sadri alışık'ın role girmesini ve gerçekten yalnız kendi halinde bir kaptanı, içindeki tükenmişlik ve boşluk hislerini iyi verdiğini düşünmekteyim. ayrıca mehtap karakterini oynayan hanımefendiyi de çok sevdim, fakat ismini bulamadım. ama maalesef bu film de tipik bir yeşilçam filmi gibi fazla ağlaktı, biraz içimi baydı, fakat sadri alışık ve çolpan ilhan aşkının başlangıcını step-by-step izlemek güzeldi. ve filmde eski istanbul manzaralarını görmek ise ayrı bir keyfti, sırf onun için bile izlenebilecek bir film diyebilirim, kıyafetler, dekor, mekanlar ve filmin şarkısı benim gözümde 10/10 diyebilirim. bu temalardaki filmlerin ömrünün kısa olması ise beni birazcık üzüyor. ayrıca film bitti hala ali ve güner in tuhaf ilişkisini, kaptan'nın yalnızlığının temel sebebini ve güner'in akordiyoncu sapığının temellerini anlamadım. neyse.


film hakkında diyebileceklerim bu. türk sinemasının kıymetli arşiv eserlerinden de diyebiliriz. herkese tavsiye edebilirim diyebileceğim türden bir film. keyifli seyirler dilerim herkese şimdiden.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yalnızlar rıhtımı (film)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim