orjinal ad: the burnt orange heresy
yazar: charles willeford
basım yılı: 1971
charles willeford'un tüm dünyada büyük övgüler alan kitabı, sanatçıların efsane olmak için kat ettiği yol üzerine bir eser ortaya koyuyor. kapitalizm eleştirileri de barındıran roman, edebiyat dünyasında amerikan polisiyesine dönmesi yönüyle de eleştiri alıyor.
yazar: charles willeford
basım yılı: 1971
charles willeford'un tüm dünyada büyük övgüler alan kitabı, sanatçıların efsane olmak için kat ettiği yol üzerine bir eser ortaya koyuyor. kapitalizm eleştirileri de barındıran roman, edebiyat dünyasında amerikan polisiyesine dönmesi yönüyle de eleştiri alıyor.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "insan olun biraz" tarafından 16.05.2021 11:12 tarihinde açılmıştır.
1.
charles willeford kitabıdır.
bir şey yoktur
bir şey olsaydı da bilemezdik
bilseydik de başkalarına bildiremezdik
bir sanatçının efsane olması için gereken şeyleri sıralamaya kalksak heralde ilk sırada eşi görülmemiş bir yeteneğe sahip olması gelir. sonra benzersiz bir sanat eseri ortaya koymuş olması. kişiliğiyle fark yaratmasını da bu sıralamaya dahil etmemiz gerekir elbette. ama bunlar yeterli olmayacaktır.
efsane olabilmek için ortaya çıkartılmış ya da üstü kapatılmış, kurbanı ya da faili olunmuş bir suç gereklidir ki bunun örneklerini çok gördük. örneğin; john lennon efsanesi , mark david chapman olmasaydı belki de bu kadar uzun bir müddet devam etmeyecekti. ancak bedenine saplanan kurşunlar ona efsane olma ve bunu yıllarca devam ettirmenin yolunu açtı.
van gogh, ne kadar yetenekli olursa olsun, kulağını kesmiş bir adam olmasaydı, yani suçun hem faili hem mağduru olmasaydı, bu kadar tanınmış bir ressam olamayacaktı belki de.
ernest hemingway gerçeküstü bir yazarlık yeteneğine sahiptir elbette, ama kendini öldürmeseydi hala onu böyle büyük bir hayranlıkla hatırlar mıydı insanlar, şüpheliyim. modern dünya, ortaya koyulan eserlerden, pırl pırıl dehalardan ziyade bunların sonucunda ortaya çıkan suçlardan etkilenmeyi tercih ediyor. insanlar dahilerin başyapıtlarıyla değil içinde debelendikleri suçlarla, sonlarını hazırlayan trajedilerle onları hatırlamayı seçiyor.
kendisi de bir ressam olan charles willeford, yanık portakal’da keskin bir zekaya, düşük bir sanatsal beğeniye ve tomarlarca paraya sahip olan ve koleksiyonculuk yapan joseph cassidy, ahlaklı bir sanat eleştirmeni olan, mesleğinde yükselmek için yanıp tutuşan ve bir ressama takıntı derecesinde hayranlık duyan, yaptığı bir tek tabloyla ( no.1) efsane olan, resimlerinin sadece bir grup insan tarafından ziyaret edilmesine izin veren, medyaya konuşmayan ve nadiren röportaj veren, bu zamana kadar yaptığı tüm resimleri ilk yangında kaybeden debierue ve baştan çıkarıcı bir güzelliğe sahip olan, yüzeysellikğin yüzeyinde yüzen ve bir ilkokul öğretmeni olan berenice hollis’i bir araya getiriyor.
bu insanların bir araya gelme nedeni bir suç. yepyeni suçlar doğuran bir suç. joseph cassidy, figueras’tan debierue’nin yerine söylemek karşılığından ondan bir tablo çalmasını ister. böylelikle figueras ünlü ressamla röportaj yapan ilk sanat eleştimeni olacak ve cassidy de eşsiz bir tablo kazanacaktır. ikisi için de karlı olan bu anlaşma sonucunda figueras, berenice’in güzelliğinden faydalanmak için onu da yanına alarak , ressamın saklı evine gider. bundan sonra olanlar gerçek bir polisiyenin tüm güzellileriyle işlenmesi sonucu okuyana büyük bir zevk vermektedir. girişilen suç başka suçlar doğuracaktır.
figueras belki öğrenmek istemeyeceği yepyeni şeyler öğrenecektir ve hepsinin hayatı hiç umulmadık yönlere doğru kaymaya başlayacaktır. hırsızlık, kundaklama, cinayet,sahtecilik; her türlü suçun ne uğruna gerçekleştirildiğini yanık portakal’ı okuduğunuzda göreceksiniz. nasıl efsane olunduğunu da..
charles willeford romanında suçu ince ince işlemiş ve sonuca kavuşturmuştur. okunması gereken bu eserin filme çekilme çalışmaları başlanmıştır. filmin ne kadar iyi olacağı bilinmez ancak roman bir nefeste okuyabileceğiniz kadar sürükleyici ve ilgi çekici.
bir şey yoktur
bir şey olsaydı da bilemezdik
bilseydik de başkalarına bildiremezdik
bir sanatçının efsane olması için gereken şeyleri sıralamaya kalksak heralde ilk sırada eşi görülmemiş bir yeteneğe sahip olması gelir. sonra benzersiz bir sanat eseri ortaya koymuş olması. kişiliğiyle fark yaratmasını da bu sıralamaya dahil etmemiz gerekir elbette. ama bunlar yeterli olmayacaktır.
efsane olabilmek için ortaya çıkartılmış ya da üstü kapatılmış, kurbanı ya da faili olunmuş bir suç gereklidir ki bunun örneklerini çok gördük. örneğin; john lennon efsanesi , mark david chapman olmasaydı belki de bu kadar uzun bir müddet devam etmeyecekti. ancak bedenine saplanan kurşunlar ona efsane olma ve bunu yıllarca devam ettirmenin yolunu açtı.
van gogh, ne kadar yetenekli olursa olsun, kulağını kesmiş bir adam olmasaydı, yani suçun hem faili hem mağduru olmasaydı, bu kadar tanınmış bir ressam olamayacaktı belki de.
ernest hemingway gerçeküstü bir yazarlık yeteneğine sahiptir elbette, ama kendini öldürmeseydi hala onu böyle büyük bir hayranlıkla hatırlar mıydı insanlar, şüpheliyim. modern dünya, ortaya koyulan eserlerden, pırl pırıl dehalardan ziyade bunların sonucunda ortaya çıkan suçlardan etkilenmeyi tercih ediyor. insanlar dahilerin başyapıtlarıyla değil içinde debelendikleri suçlarla, sonlarını hazırlayan trajedilerle onları hatırlamayı seçiyor.
kendisi de bir ressam olan charles willeford, yanık portakal’da keskin bir zekaya, düşük bir sanatsal beğeniye ve tomarlarca paraya sahip olan ve koleksiyonculuk yapan joseph cassidy, ahlaklı bir sanat eleştirmeni olan, mesleğinde yükselmek için yanıp tutuşan ve bir ressama takıntı derecesinde hayranlık duyan, yaptığı bir tek tabloyla ( no.1) efsane olan, resimlerinin sadece bir grup insan tarafından ziyaret edilmesine izin veren, medyaya konuşmayan ve nadiren röportaj veren, bu zamana kadar yaptığı tüm resimleri ilk yangında kaybeden debierue ve baştan çıkarıcı bir güzelliğe sahip olan, yüzeysellikğin yüzeyinde yüzen ve bir ilkokul öğretmeni olan berenice hollis’i bir araya getiriyor.
bu insanların bir araya gelme nedeni bir suç. yepyeni suçlar doğuran bir suç. joseph cassidy, figueras’tan debierue’nin yerine söylemek karşılığından ondan bir tablo çalmasını ister. böylelikle figueras ünlü ressamla röportaj yapan ilk sanat eleştimeni olacak ve cassidy de eşsiz bir tablo kazanacaktır. ikisi için de karlı olan bu anlaşma sonucunda figueras, berenice’in güzelliğinden faydalanmak için onu da yanına alarak , ressamın saklı evine gider. bundan sonra olanlar gerçek bir polisiyenin tüm güzellileriyle işlenmesi sonucu okuyana büyük bir zevk vermektedir. girişilen suç başka suçlar doğuracaktır.
figueras belki öğrenmek istemeyeceği yepyeni şeyler öğrenecektir ve hepsinin hayatı hiç umulmadık yönlere doğru kaymaya başlayacaktır. hırsızlık, kundaklama, cinayet,sahtecilik; her türlü suçun ne uğruna gerçekleştirildiğini yanık portakal’ı okuduğunuzda göreceksiniz. nasıl efsane olunduğunu da..
charles willeford romanında suçu ince ince işlemiş ve sonuca kavuşturmuştur. okunması gereken bu eserin filme çekilme çalışmaları başlanmıştır. filmin ne kadar iyi olacağı bilinmez ancak roman bir nefeste okuyabileceğiniz kadar sürükleyici ve ilgi çekici.
devamını gör...