yardıma ihtiyacı olan insanlardan tiksinip hayvanlar için ağlamak
başlık "can benim düş benim ellere nesi" tarafından 13.12.2020 19:34 tarihinde açılmıştır.
1.
iğrenç bir post-modern insan davranışıdır. post-modern insan mı olur demeyin, olur anam olur, her şey olur bu dünyada. hayvanlara dokunmayın lan.
devamını gör...
2.
gittikçe normalleşen durum. geçenlerde gerçekleşen taksici cinayetinden sonra iyice emin oldum ki bir insana yardım etmeyeceksin. edeceksen de bunu uzaktan, güvenilir birileri aracılığıyla falan yapacaksın.
ne demişler: acıma yetime, döner koyar gözüne.
ne demişler: acıma yetime, döner koyar gözüne.
devamını gör...
3.
"tanıdıklık" dediğimiz şey devreye girer de ondan. tanımadığım birçok canlı, hem insan hem hayvan her gün ölmekte. ben bu canlıları tanımıyorum.
bizim, gücü ve etkisi sınırlı canlılar olarak, önemseyip koruyabileceğimiz varlıklar son derece kısıtlı. neyi veya kimi "tanıyıp" "tanımadığımıza" çok dikkat etmemiz gerekiyor.
sokaktan geçen her hayvanı "tanıyamazsınız", yoksa evinize 60 tane kedi köpek doldurur ve pislik içerisinde boş bir cüzdanla boğulursunuz.
görmezden gelmelisiniz. köşe başında gebermekte olan kediye denk gelmemelisiniz. araba çarpmış iç kanamadan ölecek olan bir köpeği tanımamalısınız.
sıradan bir mahallede günde 1 kere sela okunur, her gün her gün tanımadığınız insanların öldüğünü düşünüp üzülemezsiniz.
üzülmek sizin doğal bir hakkınız, lakin bu hakkı kullanabileceğiniz durumlar sınırlı. umursayabileceğiniz şeyler sınırlı. değiştirebileceğiniz kaderler sınırlı.
tanıdığım bir hayvan öldüğünde üzülürüm, tanımadığım bir insan öldüğünde üzülmem. tanımadığım bir hayvan öldüğünde üzülmem, tanıdığım bir insan öldüğünde üzülürüm.
hayvanların ölümünün şöyle kötü bir yanı var ama, karakterleri fazla farklılık göstermiyor bunların. bir kediyi tanıyorsanız kedilerin %20'sini tanıyorsunuzdur zaten. hayatınızda toplam 5-6 kedi tanımışsanız dünyadaki kedilerin %99'unu tanıyorsunuz demektir. insanların her türlüsünü tanımak bir ömür sürerken kedilerin her türlüsünü tanımak birkaç seneye bakar. bu başka hayvanlar için de geçerli.
bu yüzden tanımadığınız bir hayvanın öldüğünü öğrendiğinizde tanıdığınız bir hayvan ölmüş gibi etkileyebilir sizi, buna izin vermemelisiniz.
ota b*ka üzülme lüksümüz yok. kalk bir yüzünü yıka, kendine gel.
bizim, gücü ve etkisi sınırlı canlılar olarak, önemseyip koruyabileceğimiz varlıklar son derece kısıtlı. neyi veya kimi "tanıyıp" "tanımadığımıza" çok dikkat etmemiz gerekiyor.
sokaktan geçen her hayvanı "tanıyamazsınız", yoksa evinize 60 tane kedi köpek doldurur ve pislik içerisinde boş bir cüzdanla boğulursunuz.
görmezden gelmelisiniz. köşe başında gebermekte olan kediye denk gelmemelisiniz. araba çarpmış iç kanamadan ölecek olan bir köpeği tanımamalısınız.
sıradan bir mahallede günde 1 kere sela okunur, her gün her gün tanımadığınız insanların öldüğünü düşünüp üzülemezsiniz.
üzülmek sizin doğal bir hakkınız, lakin bu hakkı kullanabileceğiniz durumlar sınırlı. umursayabileceğiniz şeyler sınırlı. değiştirebileceğiniz kaderler sınırlı.
tanıdığım bir hayvan öldüğünde üzülürüm, tanımadığım bir insan öldüğünde üzülmem. tanımadığım bir hayvan öldüğünde üzülmem, tanıdığım bir insan öldüğünde üzülürüm.
hayvanların ölümünün şöyle kötü bir yanı var ama, karakterleri fazla farklılık göstermiyor bunların. bir kediyi tanıyorsanız kedilerin %20'sini tanıyorsunuzdur zaten. hayatınızda toplam 5-6 kedi tanımışsanız dünyadaki kedilerin %99'unu tanıyorsunuz demektir. insanların her türlüsünü tanımak bir ömür sürerken kedilerin her türlüsünü tanımak birkaç seneye bakar. bu başka hayvanlar için de geçerli.
bu yüzden tanımadığınız bir hayvanın öldüğünü öğrendiğinizde tanıdığınız bir hayvan ölmüş gibi etkileyebilir sizi, buna izin vermemelisiniz.
ota b*ka üzülme lüksümüz yok. kalk bir yüzünü yıka, kendine gel.
devamını gör...
4.
nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan yavşakca.
devamını gör...
5.
sebebi budur:
devamını gör...
6.
oy varsa ederiz yardım..
devamını gör...
7.
tam olarak doğru olmayan bir tanım. yardıma ihtiyacı olan insanlardan tiksinip kediler ve itler için ağlamak diye düzeltilmeli. birinci sıraya itleri koyarak tabi. ben hiç kimsenin orca tarafından parçalanan fok balığı yavrusu için ağladığını görmedim. ya da sularımızda yaşayan lüfer ve palamutların beslenmesi için denizlere kuru ekmek, yemek artığı, kurt, solucan da atmıyoruz. sinekleri, sivrisinekleri, hamamböceklerini, fareleri organize bir şekilde imha ediyor, ettiriyor, edilmezse şikayet ediyoruz. oysa bunlar da hayvan. parazitlerse itler de parazit.
ama bir kedi ve özellikle bir it yaralandığında, ya da aç kaldığında ortalık ayağa kalkıyor.
bunun bir nedeni geri zekalılık. iki olayı birbirine bağlayamamak, neden sonuç ilişkilerini kuramamak geri zekalılıktır. kadının teki "yok ol artık insanoğlu" diyor. sen insan değil misin dedim. mavi ekran verdi. geri zekalılık.
ikinci nedeni "tamaaamen duygusal". yaklaşık 2.5milyar dolarlık (mevcut halde) bir sektör. insanın ağlayacağı geliyor.
üçüncü nedeni mizantropi. o kadar yalnız, o kadar ezik, o kadar asosyal ki, otomatik olarak insan düşmanlığı geliştiriyor.
yeter değil mi bu kadar neden?
ama bir kedi ve özellikle bir it yaralandığında, ya da aç kaldığında ortalık ayağa kalkıyor.
bunun bir nedeni geri zekalılık. iki olayı birbirine bağlayamamak, neden sonuç ilişkilerini kuramamak geri zekalılıktır. kadının teki "yok ol artık insanoğlu" diyor. sen insan değil misin dedim. mavi ekran verdi. geri zekalılık.
ikinci nedeni "tamaaamen duygusal". yaklaşık 2.5milyar dolarlık (mevcut halde) bir sektör. insanın ağlayacağı geliyor.
üçüncü nedeni mizantropi. o kadar yalnız, o kadar ezik, o kadar asosyal ki, otomatik olarak insan düşmanlığı geliştiriyor.
yeter değil mi bu kadar neden?
devamını gör...
8.
çağımızın hastalığı olan narsisizmin etkilerinden birisidir, yardıma ihtiyacı olan insanlardan tiksinip hayvanlar için ağlamak...
devamını gör...
9.
yorumları okudukça zor tuttum kendimi. kardeşim insan sevin sevmeyin de, bu hayvan düşmanlığı ne ara moda oldu anlamadım ben, ne peşindesiniz... ayrıca hayvanın sosyalleşmiş evrimleşmiş adına insan denmiş bir türüsün. yok narsist, yok it, bilmem ne, yapmayın ya daha iki gün önce bir canlıyı işkence ederek öldürdü kendine insan diyen bir varlık. canlı canlıdır, hayvana zarar veren insana da verir.
devamını gör...
10.
kıyaslar ölçülü değil. tepki vermek istediğin an çıkar ortaya. herkesin duyarlılığı farklıdır. verilen tepkinin haklılığına bakacağız burada. yapılan yanlış mı bitti. insanların tepkilerini yarıştırmak yerine neye ağladığına bakılmalı.
devamını gör...
11.
yani hayvanlara en azından bir mama alacak şekilde, özellikle de köpekleri bir mama alacak şekilde severim.
ama bu demek değil ki bir insana yardım etmeyi sevmem, hani elbette sevilir ama ne bileyim bir insana yardım edince böyle gözüne gözüne sokarak yardım etmeyi sevmiyorum, gün olur, iyi olabileceğini düşündüğüm yardım kuruluşlarına yardım da yaptığım olur. ama onun dışında birine bizzat maddi bir yardım yapmak benlik değil.
köpekler için de mesela, hani mamayı bırakır giderim. ha bazen uzaktan böyle izlediğim olur, köpeği mama yerken izlemek mutlu eder yani. netice olarak o bir hayvan ve özellikle soğukta yemeğine ulaşması kolay olmayabilir. insan hayvan diye ayırt etmek durumu değil bu yoksa, en azından benim için öyle.
ama bu demek değil ki bir insana yardım etmeyi sevmem, hani elbette sevilir ama ne bileyim bir insana yardım edince böyle gözüne gözüne sokarak yardım etmeyi sevmiyorum, gün olur, iyi olabileceğini düşündüğüm yardım kuruluşlarına yardım da yaptığım olur. ama onun dışında birine bizzat maddi bir yardım yapmak benlik değil.
köpekler için de mesela, hani mamayı bırakır giderim. ha bazen uzaktan böyle izlediğim olur, köpeği mama yerken izlemek mutlu eder yani. netice olarak o bir hayvan ve özellikle soğukta yemeğine ulaşması kolay olmayabilir. insan hayvan diye ayırt etmek durumu değil bu yoksa, en azından benim için öyle.
devamını gör...
12.
ben böyle bir insan olabileceğine ihtimal vermiyorum. yani dur hayvana yardım edeyim de diğerine bulaşmayayım diyecek insan yoktur ya. varsa da ruh hastasıdır.
devamını gör...
13.
çünkü insanlar nankör ama hayvanlar değil. şu dünyada ne zarar gördüysek hepsi insan sebebiyle. tabii her insandan tiksinmek bir kişinin kendine yapacağın haksızlıklardan biridir. tiksinilecek insanlara tiksinin gerisine de mecbur dayanmak gerek. hep kaba saba bir adam olan dayıma gülerdim ama şu sözüyle cidden haklıymış, “insanları serin sevmek lazım.”.
devamını gör...
14.
olm kime yardım ettiysek sonunda zararlı çıkan biz olduk, en basiti bir şeyler veriyorsun sonra geri almak için ama almayı bırak adam seni engellemiş,
sokakta bir kediye mama ver seni gördüğünde koşarak gelmezse neyse..hayvanlar iyidir..
sokakta bir kediye mama ver seni gördüğünde koşarak gelmezse neyse..hayvanlar iyidir..
devamını gör...
15.
yardıma muhtaç her cana yetmek isterim, ayır yapmaksızın.
t: ikiyüzlü, samimiyetsiz bir eylemdir.
t: ikiyüzlü, samimiyetsiz bir eylemdir.
devamını gör...
16.
müthiş bir hayvanseverim özellikle köpekler söz konusu olduğunda dünyam durur ama son zamanlarda ortaya çıkan " abartılı hayvanseverlik" politikasını destekleyemiyorum. her duygunun ve eylemin aşırısı zarar verir. tabi ki hayvanları korumalıyız, beslemeliyiz fakat bu durumu dünyanın en büyük problemi gibi lanse edip, sürekli medyanın bir yerinde güncel şekilde tutmak bence sağlıklı değil.
çünkü,
her hayvanın kendi koruma iç güdüsü vardır ve zor hayat şartlarında hayatta kalabilecek anatomileri var. dolayısıyla bir hayvan ne olursa olsun, vahsi doğada ve sokakta hayatta kalmanın yolunu bulur. tabi bu demek değil ki hayvan haklarını savunmayalım.. savunalım ama ülkede bin ton cocuk sokakta yatıyorken, cocukları cıplak ayaklarla zorla dilendiriyorlarken, bir sürü evsiz insan yerlerde uyuyorken, bu kadar fazla hayvan haklarını konuşmanın haksızlık olduğunu düşünüyorum. hayvanları korumalıyız evet ama maksimum eforumuz önce insanı korumak olmalı. insan belirli sartlar sabit olmadığında, hayatta kalamaz. bir köpek/ kedi aylarca kötü koşullara direnmenin yolunu bulur çünkü doğasında var.
hayvan hakları ile alakalı yüksek sesli propagandalar yapılıyor ama kimse sokakta yatan evsizler, sokağa bırakılan ve soguktan donan bebekler, zorla calıştırılan cocuklar, okula gönderilmeyen küçük çocuklar, zorla evlendirilen- kaçırılan cocuklar hakkında böylesine güçlü sesini çıkarmıyor. bunu biraz iki yüzlülük olarak görüyorum. hayvan, hayvandır. insan ise insan. insana yüklediğimiz değerin tamamını bir hayvana yükleyip, onun yaşam kaygısını dışarıda ölüme terk edilmiş insanlardan önemli görüp, hayata devam etmek bence uygar bir davranış değil.
1 kap mama için yapılan kampanyalar, evsizler/ dilendirilen/ istismara maruz kalan cocuklar için yapılsa, toplum çok farklı bir yere evrilir.
yanlış anlaşılmasın eleştirdiğim hayvanseverlik değil. keza en fazla başı çekenlerinden biriyim. sadece kendi insanımızın sokaktaki/ sosyal çevredeki güç durumunu yok sayıp, sadece hayvan haklarını körü körüne savunmayı haksızlık olarak görüyorum. yavru bir kedinin mama ihtiyacı için sayısız kampanya düzenleyen halkımız, babası tarafından zorla dilendirilen 4 yaşındaki cocuga hiç bir şey yapmıyor. neden? çocugun hayatı kedi kadar değerli değil mi?
bu ayrımı fark etmek lazım önce.
çünkü,
her hayvanın kendi koruma iç güdüsü vardır ve zor hayat şartlarında hayatta kalabilecek anatomileri var. dolayısıyla bir hayvan ne olursa olsun, vahsi doğada ve sokakta hayatta kalmanın yolunu bulur. tabi bu demek değil ki hayvan haklarını savunmayalım.. savunalım ama ülkede bin ton cocuk sokakta yatıyorken, cocukları cıplak ayaklarla zorla dilendiriyorlarken, bir sürü evsiz insan yerlerde uyuyorken, bu kadar fazla hayvan haklarını konuşmanın haksızlık olduğunu düşünüyorum. hayvanları korumalıyız evet ama maksimum eforumuz önce insanı korumak olmalı. insan belirli sartlar sabit olmadığında, hayatta kalamaz. bir köpek/ kedi aylarca kötü koşullara direnmenin yolunu bulur çünkü doğasında var.
hayvan hakları ile alakalı yüksek sesli propagandalar yapılıyor ama kimse sokakta yatan evsizler, sokağa bırakılan ve soguktan donan bebekler, zorla calıştırılan cocuklar, okula gönderilmeyen küçük çocuklar, zorla evlendirilen- kaçırılan cocuklar hakkında böylesine güçlü sesini çıkarmıyor. bunu biraz iki yüzlülük olarak görüyorum. hayvan, hayvandır. insan ise insan. insana yüklediğimiz değerin tamamını bir hayvana yükleyip, onun yaşam kaygısını dışarıda ölüme terk edilmiş insanlardan önemli görüp, hayata devam etmek bence uygar bir davranış değil.
1 kap mama için yapılan kampanyalar, evsizler/ dilendirilen/ istismara maruz kalan cocuklar için yapılsa, toplum çok farklı bir yere evrilir.
yanlış anlaşılmasın eleştirdiğim hayvanseverlik değil. keza en fazla başı çekenlerinden biriyim. sadece kendi insanımızın sokaktaki/ sosyal çevredeki güç durumunu yok sayıp, sadece hayvan haklarını körü körüne savunmayı haksızlık olarak görüyorum. yavru bir kedinin mama ihtiyacı için sayısız kampanya düzenleyen halkımız, babası tarafından zorla dilendirilen 4 yaşındaki cocuga hiç bir şey yapmıyor. neden? çocugun hayatı kedi kadar değerli değil mi?
bu ayrımı fark etmek lazım önce.
devamını gör...
17.
bu konu geçenlerde twitterde konuşuldu. itperestin teki, perişan sokak çocukları için "banane, başkasının çıkardığı piçleri ben mi bakacağım" diye twit attı. işin özeti budur. insanlardan tiksinmek mizantropidir. hayvan dediğiniz şey de sadece itler ve kediler. başkası değil. ısrarla sorduğum "evlerinzde hamam böceği var değil mi" sorusuna cevap veren yok bugüne dek.
devamını gör...