yazarların en kötü buluşma anısı

en kötü buluşma anıları diye bir başlık nasıl olmaz? insanların komik anılarını dinlemekten aşırı keyif alırım, ilk ben başlıyorum o halde. konuşmuşuz etmişiz neyse dedik ki buluşalım. son anda arkadaşının da geleceğini söyledi. biraz bozulsam da çok umursamadım buluştuk oturduk falan sonra iki arkadaşı daha geldi. ee ben şaşırdım tabi ama bir şey de diyemiyorum yani ne diycem ki biraz sonra da 4 erkek ve ben bilardo oynamaya gittik. en saçma salak anımdı gerçekten ama eğlenmiştik de. bunu okuyan kişi, evet senden bahsediyorum, ilk buluşmaya arkadaş çağırmayın eğer double date olmayacaksa. şimdiden teşekkürler

çok fazla var bende bundan ama bir tanesi öne çıkıyor. tinder’dan tanışıp bir süre konuştuğum biriyle dışarı biraya içmeye çıkacaktık karantina dolayısıyla bir anda mekanlar kapanınca eve çağırdım. 9 da buluşuruz diye anlaşmıştık ve bana haber vermeden bir saat önce kapımda belirdi ben geldim diye. eve girdikten sonra da selam bile vermeden tuvaleti kullanabilir miyim dedi, elini yıkayıp çıkacağını düşünmüştüm. tuvalete girdikten sonra aradan 10-15 dk geçmesine rağmen asla çıkmadı, ne yapıyor olabilir diye düşünürken tuvaletten çıkınca ayaklarını yıkadığını fark ettim, çoraplarını çıkartmıştı zaten. evet dateim evimi şadırvan sanıp evimde ayaklarını yıkadı yaşandı bu ayrıca leş gibi sigara ve ter kokuyordu. evime bir saat erken gelmek yerine neden duş almadın çorap çocuk? sonra ben istemediğimi ısrarla söylediğim halde evime bira söyledi, biraları almaya aşağıya inerken ayakkabılarını yine çorapsız giydi, yaklaşık 6 saat durdu evimde, nerdeyse kovmama rağmen oturmaya devam etti, benim buzdolabımda olan biramı bana sormadan alıp içti, masanın üzerinde duran çikolatamı yedi, kendi evimde misafir gibi hissettim. iki gibi zorla ayrıldı evimden sonra da çok güzel vakit geçirdim diye mesaj attı. evimi babanın evi gibi kullandın tabii ki güzel vakit geçirdin andaval herif. arkadaşlarım hala ayak memei gördüğünde atıyor bana, arada anarız çorap çocuğu, buluşma çok kötüydü ama sonrasında arkadaşlarım dalga geçerken bayağı eğlenmişti zaten date hayatımın da arkadaşlarımı eğlendirmek dışında bir amacı olduğunu düşünmüyorum.

doğum günlerim. efendim bir doğum günümde ayağımı eşek arısı soktu bir diğer doğum günümde yurtta üstüme mont örterek yattım bir başka doğum günümde (ki o zamanlar cep telefonu falan çok meşhur değil) 4 arkadaş alışveriş merkezine gittik ve birbirimizi kaybettik. dolayısıyla birbirimizi bulana kadar gün bitti ve doğum günümü kutlayamadık. ya annem öyle.

ilk buluşmada dinletilebilecek en saçma şeyi dinletti sahile inerken kulaklığının birini verip; tribün bestesi.

lisede hastayken antibiyoyiğin anlık gazıyla"iyiyim yia"diyip ilk buluşmaya gitmiştim. planladığımız film gösterimden kalkınca leş gibi bir yerli komedi izlemiştik o benim modumu düşürünce ve antibiyotiğin etksii gidince buluşmaya felçli ali rıza bey gibi devam etmiştim, çıkışta yağmur yağıyordu ve bir süre yağmurda yürüdükten sonra annemi arayıp beni almasını istemiştim. annem geldiğinde yağmur iyice artmıştı? silecekler yetişmiyordu, sağa sola yıldırım düşüyordu. ​arabayı sağa çekip "bugün dışarı çıkman şart mıydı gerçekten?" demişti o sırada ilk buluşmanın sonunda terk edilmemi düşünüyordum ve soruya cevabım hayırdı tabii ki. ilk ve son buluşma bir de double date idi bu arada. bir insan maksimum bu kadar hata yapabilir herhalde.

detaya gerek yok hatun aseksüel çıkmıştı.

ılk bulusma degil ama bulusma. lisede sevgilimle 19 mayis calismalari izlemeye gittik sahaya. trampetler falan. o peygamber donunu cikaranin allah gara gara belacığını versin. altinda bol bi ic camasiri ve işe bak ki kuş kalkışa geçti. yola gelmedi. ozgurluk istiyor. manita da 5 dk sonra hadi gidelim deyince ben o halde kalkip yurudum mecbur bir suru kizin onunden gecerek. onumde cok cikinti olmasin diye götcagzimi geri cekmeye calisiyordum. rezillik.

edit: bu basliktaki entryler bugun girilmemis. yeni fark ettim. neyse fark etmez.

şu sözlüğe bari suriyelileri almayın kardeşim.

lavuğun biri ikinci buluşmaya çiçek çikolata ile gelmişti.

liseden bir kızla buluşma ayarladık. gelmedi. gelmeyeceğini haber de vermedi, ben yazmasam belli ki o da yazmayacaktı, özür falan dilemeyecekti.

neyse aradan uzuuun bir zaman geçti ve biz tekrar buluşalım dedik. e bu yine gelmedi? şimdi burada yine haber vermediği için suçlu olan o mu, yoksa beni bir kez kekleyen birine ikinci kez güvendiğim için salak olan ben miyim?

ikinci buluşma.
sene 2010.
parfümün güzelmiş, dedim.
güzel olacak tabi, 300 lira verdim, dedi.
güzel cüzdan, beğendim, dedim.
beğeneceksin tabi, vakko, dedi.
ayrıldım.
neden? dedi.
benden daha iyilerine layıksın, dedim.
resmen karikatürü yaşadım.

1 hafta flört ettiğim bir beyle bir yerde akşam yemeği yerken sevgilisinin gelip benimle tanışması, ortamı koşar adımlarla terkederken beyefendinin kız arkadaşını mekanda bırakıp peşimden gelmesi, o geldikçe benim koşmam, ben koştukça onun adımı seslenerek daha da hızlı koşması, yağmur yağsa tam yeşilçam filmi olurdu. tamamen rezil bir karakterin sevgilisine yaptığı yanlışa kandırılarak alet olmuştum. utanç verici bir buluşmaydı benim açımdan.