yazarların unutamadığı öğretmenleri
başlık "fıstıklıbörek" tarafından 14.02.2021 20:05 tarihinde açılmıştır.
1.
benim için türkçe öğretmenimiz gülnihal önkal'dır. çok şirin, güzel kalpli bir öğretmendi. şiiri, türküyü ondan öğrendim ben. isim, sıfat, zamirle boğuşurken meğer ihyacım olan başka şeyler varmış. ondan öğrendim. kendisini her zaman saygı ve sevgiyle anıyorum. bunun dışında benimle özel olarak ilgilenen öğretmenim olmadı hiç. çekingen bir çocuktum. ne ben onlara yaklaştım ne de onlar bana.
devamını gör...
2.
tarihçi ali hoca vardı koyu emep' li idi bende tip' liydim devamlı tartışırdık lisedeyken ben ama inanılmaz bilgi birikimi vardı eğer yanlışlıkla okuyorsan saygılar hocam..
devamını gör...
3.
lisedeki ingilizce öğretmenim. üst sınıftan bir kızla basmıştık kendisini. 2 sene sonra aynı kızla evlendi. şimdi çocukları var.
devamını gör...
4.
ilkokulda komando aydoğan vardı beden eğitimi hocası. adam bizi ısparta dağ komando tugayındaymışçasına çalıştırırdı beden derslerinde. hatta bir seferinde güneşin alnında fazla dikilmekten arkadaşın bir düşüp bayılmıştı. milli bayramlarda stadda yapılan gösterilerde de görevliydi bu abimiz. indir-kaldır-kapat-aç flamaları organize eden gergin reyiz çoğu zaman uzak mesafeden bile olsa yanlış yapanı bulur bir temiz ütülerdi. ne çılgın adamdı, hala rüyalarımda korkutur.
devamını gör...
5.
1. sınıftan 5. sınıfa kadar okutan biricik i öğretmenim gülseren. birinci sınıfta biraz hızlıydım okumayı geç öğrenmişim kurdelemi takarken bana söylediği söz hala kulaklarımda çınlar.*
ilerleyen yıllarda sınavda birinci olduğum için bana aldığı sayısız spidermanlı kalem ve bir keresinde aldığı dünya atlasıyla* gönlümde taht kurmuştur. yakın zamanda tekrar görüştük helallik aldım her şey çok güzeldi be sözlük umarım en kısa zamanda tekrar görüşürüz.
bir yerde görmüştüm ama hatırlayamadım başarılı olmanın iki yolundan bahsediyordu biri ilgili bir aile diğeri de iyi bir ilkokul öğretmeni.*
ilerleyen yıllarda sınavda birinci olduğum için bana aldığı sayısız spidermanlı kalem ve bir keresinde aldığı dünya atlasıyla* gönlümde taht kurmuştur. yakın zamanda tekrar görüştük helallik aldım her şey çok güzeldi be sözlük umarım en kısa zamanda tekrar görüşürüz.
bir yerde görmüştüm ama hatırlayamadım başarılı olmanın iki yolundan bahsediyordu biri ilgili bir aile diğeri de iyi bir ilkokul öğretmeni.*
devamını gör...
6.
ortaokulda din kültürü hocasının kendisini değil ama tarzını unutamıyorum. adam sinirlendikçe ayağındaki botunu bize atardı. yıl sonuna doğru da bizden bot parası topladı. kul hakkıdır diye eşek gibi verdik parayı.
devamını gör...
7.
öğretmenlerini her zaman arayıp soran vefalı bir öğrenci olamadım ama bende iz bırakan kişiliğimin şekillenmesinde rol oynayan öğretmenlerime her zaman müteşekkirim. özellikle lisedeki çoğu öğretmenim, hepsi birer cevherdi. nerede eski anadolu lisesi ekolü? hepsine selam olsun.
devamını gör...
8.
ilkokuldaki matematik hocamız mustafa beydir. umarım ölmüştür. vileda sopası kırılana kadar kaç tur sıra dayağına çekmişti bizi .. dünlenip dinlenip dövmüştü.. sebebi de kalemlerimizi açarken pisliğini çöpe atarken yarısını yere dökmüş olmamızdı. 1. sınıfa gidiyordum ve unutamıyorum hala o ellerimin su toplamış halini
devamını gör...
9.
lisedeki coğrafya öğretmenimdir.
değişik bir kadındı. derslerinde derse katılan öğrencilerin sözlü notuna yüksek not vereceğini söylerdi. gelin görün ki sözlü notlarımiz 15'den yukarı olmazdı. böylelikle dersten kalırdık. dersle alakası olmayan kişilere de 100 girerdi. durumu izah ettiğimiz de kendisinin böbrek hastası olduğunu, hastalığından dolayı da kafasının dalgın olduğunu ve bir şekilde dersimden geçersiniz zaten demesiyle ünlüydü. giyim kuşamıyla da farklıydı. etek giydiği zamanlar ten rengi çorabı bilerek yırtarak gezerdi. yırtık ten rengi çorabı dönem bitene kadar giyerdi. saçlarını küt kestirir, asla saçlarını taramazdi. bazen gözlüğünün üstüne düşen saçları ile sıraya,tahtaya toslardı. ortada bergen görünümlü hacı yatmaz gibi gezerdi.
2. dönemde yine coğrafya dersimize gireceğini öğrenince sınıfça şaka yapalım dedik. okuldaki tüm 9. sınıf öğrencileri için konferans olduğunu ve bizimde konferans salonuna gitmemiz gerektiği yalanını ortaya atmıştık. halbuki 10.sınıfların toplantısı vardı. yalanımız ortaya çıkınca apar topar sınıfa sokmuştu bizi.tabi dersin rahat 35 dakikası boş yere gidince aşırı sinirlenmiş bülbül gibi şakırdayan kadin sinirlenince karadeniz şivesine bağlamış ve tüm sınıfa bağırmaya başlamıştı. bıyık altından gülüyorduk ama bir yandan da neye uğradığımızı şaşırmıştık. çünkü aniden değişen şivesiyle avazı çıktığı kadar bağırıyordu.
bunun üstüne sınıfta hoca olmadığını ve dersin boş olduğunu sanan nöbetçi hoca da sınıfa girince, coğrafya hocamızı çıldırmış ve karadeniz şivesiyle bize hakaret ettiğini görünce neler olduğunu sormuştu. coğrafya hocamız artık kadin ne kadar sinirlendiyse "hocam beni kandurdu bu i*neler"demişti. sonra saglik nedeniyle okuldan ayrildi. gidiş o gidiş.
değişik bir kadındı. derslerinde derse katılan öğrencilerin sözlü notuna yüksek not vereceğini söylerdi. gelin görün ki sözlü notlarımiz 15'den yukarı olmazdı. böylelikle dersten kalırdık. dersle alakası olmayan kişilere de 100 girerdi. durumu izah ettiğimiz de kendisinin böbrek hastası olduğunu, hastalığından dolayı da kafasının dalgın olduğunu ve bir şekilde dersimden geçersiniz zaten demesiyle ünlüydü. giyim kuşamıyla da farklıydı. etek giydiği zamanlar ten rengi çorabı bilerek yırtarak gezerdi. yırtık ten rengi çorabı dönem bitene kadar giyerdi. saçlarını küt kestirir, asla saçlarını taramazdi. bazen gözlüğünün üstüne düşen saçları ile sıraya,tahtaya toslardı. ortada bergen görünümlü hacı yatmaz gibi gezerdi.
2. dönemde yine coğrafya dersimize gireceğini öğrenince sınıfça şaka yapalım dedik. okuldaki tüm 9. sınıf öğrencileri için konferans olduğunu ve bizimde konferans salonuna gitmemiz gerektiği yalanını ortaya atmıştık. halbuki 10.sınıfların toplantısı vardı. yalanımız ortaya çıkınca apar topar sınıfa sokmuştu bizi.tabi dersin rahat 35 dakikası boş yere gidince aşırı sinirlenmiş bülbül gibi şakırdayan kadin sinirlenince karadeniz şivesine bağlamış ve tüm sınıfa bağırmaya başlamıştı. bıyık altından gülüyorduk ama bir yandan da neye uğradığımızı şaşırmıştık. çünkü aniden değişen şivesiyle avazı çıktığı kadar bağırıyordu.
bunun üstüne sınıfta hoca olmadığını ve dersin boş olduğunu sanan nöbetçi hoca da sınıfa girince, coğrafya hocamızı çıldırmış ve karadeniz şivesiyle bize hakaret ettiğini görünce neler olduğunu sormuştu. coğrafya hocamız artık kadin ne kadar sinirlendiyse "hocam beni kandurdu bu i*neler"demişti. sonra saglik nedeniyle okuldan ayrildi. gidiş o gidiş.
devamını gör...
10.
ilkokul hocam abdullah bey.
lisedeki coğrafyacı çekirge şaban.
ünide genetik dersi hocam ercan.
lisedeki coğrafyacı çekirge şaban.
ünide genetik dersi hocam ercan.
devamını gör...
11.
annem doğuda görev yaparken saçlarım dağınık geldiğimde beni kucağına oturtup saçlarımı örüp seven biricik ilkokul öğretmenim... yanlışlıkla anne demiştim bir keresinde :d
devamını gör...
12.
ne bok olduklarını büyüyünce anlıyorsun, ailenin refah durumuna göre ilgi gösterme düzeyi vs.
devamını gör...
13.
ilk öğretmenimi hiç unutmadım çok kahrımı çekti okula ağlayarak giderdim hep beni sakinleştirirdi.
devamını gör...
14.
ilkokul öğretmenim vefa keleş. soyadı gibi keleş ismi gibi vefalı bir hocaydı. bizimle o yaşıyla tek tek ilgilenen ailemizdeki sorunlara kadar bilip ona gör3 hareket eden bir hocaydı. örnek alınması gerek bir ilkokul öğretmeniydi kendileri. vefat etti kendisi ama benim gibi bir öğretmeninde yetişmesine vesile oldu.
devamını gör...
15.
hepsi lisede kaldı ingilizce öğretmenim gözde hoca muazzam bir ingilizce hocasıydı ve hamile de kalmadı 4 sene boyunca
ayrıca tarih hocam reşat hoca muazzam bir insan hem abi hem baba hem hoca hala da konuşur muhabbete gireriz beraber bağımız kopmadı
hep güzel şeyleri değil kötü şeyleri de unutamadığım oldu tabi kamu hukuku ve özel hukuk hocam (yine lisede çünkü adalet mezunuyum) ibrahim hoca öyle bir adi herif ki hoca demeye ne elim ne dilim varıyor yeminim var ölsün de mezarına pisleyeceğim.
ayrıca tarih hocam reşat hoca muazzam bir insan hem abi hem baba hem hoca hala da konuşur muhabbete gireriz beraber bağımız kopmadı
hep güzel şeyleri değil kötü şeyleri de unutamadığım oldu tabi kamu hukuku ve özel hukuk hocam (yine lisede çünkü adalet mezunuyum) ibrahim hoca öyle bir adi herif ki hoca demeye ne elim ne dilim varıyor yeminim var ölsün de mezarına pisleyeceğim.
devamını gör...
16.
çoğu öğretmenimi hatırlıyorum. bazılarından yediğim dayakları, bazılarıyla okey ve 101 oynamalarımızı, bazılarıyla okul gezilerinde beraber içmelerimizi, bazılarıyla ergen dertleşmelerimi vb. bir çok şeyi... liseden 2 hocam ile sıklıkla görüşürüm hâlâ. mezun olalı 18 sene oldu, ama kopmadık. sahnede izlemeye de geldiler, dışarıda aktiviteler de yaptık. hoca - öğrenci ilişkisi, dostluğa evrildi. diğerleri pek de önemli olmadılar açıkçası.
devamını gör...
17.
lisedeki edebiyat hocamız.
bana şiirin sadece kağıt üstünde değil, yaşanan, yaşanması gereken bir duygu durumu olduğunu da öğretmişti.
hiç şiir kitabı olmayan bir şairdi...
bana şiirin sadece kağıt üstünde değil, yaşanan, yaşanması gereken bir duygu durumu olduğunu da öğretmişti.
hiç şiir kitabı olmayan bir şairdi...
devamını gör...
18.
ilkokul öğretmenim. işini aşkla yapan bir kadındı hala da yapıyor. umarım devam eder ve daha çok öğrenciye dokunur.
saç örer, sallanan dişi çeker, burun siler öf demezdi. o zamanlar öğlenciydik, hiçbir karşılık beklemeden dersleri zayıf olanları sabahtan okula çağırır ders çalıştırırdı. velilerden asla hediye kabul etmezdi. her hafta bizi sinema, tiyatro ya da müzeye götürmek için okul müdürüyle kavga ederdi. hiç unutmuyorum fen dersi için * kasaptan akciğer getirtmişti, içimizden birine soluk borusuna üfletip ciğerlerin nasıl şişip indiğini göstermişti. geometri dersi için marangoza küp, dikdörtgen, üçgen materyaller yaptırmıştı.
kıvırcık kabarık saçları vardı hep değişik uzun etekler giyer etnik takılar takardı.
çok otoriter bir kadındı. hala aynı okulda çalışıyor hiç değişmedi. şimdi ben de öğretmenim sabah işe giderken karşılaşıyoruz bazen. yürüyüşündeki, ifadesindeki heybet hala aynı, höt dese yüreğime iner. otoritesi ayrı, bize olan sevgisi ayrı. üniversiteyi kazandığımda da, mezun olduğumda da, işe başladığımda da gözleri doldu, işe giderken her selamlaştığımızda gururlana gururlana geçiyor yanımdan. emeği çok büyüktür üstümde.
ve çok güzel bir duygu ki, onun öğrencisi şimdi lisede ve benim öğrencim.
saç örer, sallanan dişi çeker, burun siler öf demezdi. o zamanlar öğlenciydik, hiçbir karşılık beklemeden dersleri zayıf olanları sabahtan okula çağırır ders çalıştırırdı. velilerden asla hediye kabul etmezdi. her hafta bizi sinema, tiyatro ya da müzeye götürmek için okul müdürüyle kavga ederdi. hiç unutmuyorum fen dersi için * kasaptan akciğer getirtmişti, içimizden birine soluk borusuna üfletip ciğerlerin nasıl şişip indiğini göstermişti. geometri dersi için marangoza küp, dikdörtgen, üçgen materyaller yaptırmıştı.
kıvırcık kabarık saçları vardı hep değişik uzun etekler giyer etnik takılar takardı.
çok otoriter bir kadındı. hala aynı okulda çalışıyor hiç değişmedi. şimdi ben de öğretmenim sabah işe giderken karşılaşıyoruz bazen. yürüyüşündeki, ifadesindeki heybet hala aynı, höt dese yüreğime iner. otoritesi ayrı, bize olan sevgisi ayrı. üniversiteyi kazandığımda da, mezun olduğumda da, işe başladığımda da gözleri doldu, işe giderken her selamlaştığımızda gururlana gururlana geçiyor yanımdan. emeği çok büyüktür üstümde.
ve çok güzel bir duygu ki, onun öğrencisi şimdi lisede ve benim öğrencim.
devamını gör...
19.
2. sınıftayız . o yıl da sınıf öğretmenlerimiz sürekli değişip duruyordu. erkek bir öğretmen geldi. ama adam nasıl tatlı, ponçik. bir ay falan eğitim verdi. sonra başka bir yere tayin edildi. son gün gitmeden tüm sınıf ve öğretmen hüngür hüngür ağladık. erkeklerin hepsi olmasa da sınıfın çoğu ağlıyordu. öğretmenimiz de öyle bir içten ağlıyor ki. görseniz yakını mi öldü dersiniz.
hiç unutamam o günü
hiç unutamam o günü
devamını gör...
20.
hiç unutmuyorum ilkokul 2.sınıftayken öğretmenimiz cilt kanseri olmuştu .bunun üzerine bir ders boyunca bize bizim çok yaramaz ve tembel çocuklar olduğumuzu bizim yüzümüzden kanser olduğunu bizi bırakıp gideceğini söylemişti. o kadar üzülmüştük ki tüm sınıf ağlamıştık sinirlendiğinde bize vuran şiddet yanlısı bir saykopat için.
devamını gör...