14 nisan 2000 tarihli beşiktaş - galatasaray maçı.
inönü stadındaki maçta beşiktaş 1-0 öndeyken defanstaki halilagiç, kalecisi fevzi tuncay'a bir geri pas veriyor ve fevzi, bir kalecinin yaşayacağı en talihsiz anlardan birini yaşayıp topu ıskalıyor. sonuçta maç fevzi'nin hatasıyla 1-1 bitiyor. beşiktaş, şampiyonluk yarışından kopuyor. pası veren halilagiç hatanın etkisinden çıkamayarak hastalanıp yataklara düşüyor. kaleci fevzi de bu hatasıyla derbiler tarihine adını yazdırıyor.
devamını gör...
6 kasım 2002 tarihli maçtır.
tuncay'9
ortega'38
serhat'68 '75
ceyhun'78
ümit'86
devamını gör...
6 kasım 2002'de şükrü saraçoğlu stadyumu'nda oynanan maçı unutamıyorum.

(bkz: 6 kasım 2002 fenerbahçe galatasaray maçı)
devamını gör...
5 yaşındayken izlediğim (tam tarihini bilmiyorum) galatasaray-fenerbahçe maçı.galatasarayın renklerini çok beğenip hangi takım olduğunu sormuştum sonra da bunun renkleri çok güzelmiş ben bundan sonra bu takımı tutuyorum demiştim.
devamını gör...
13 ağustos 2016 brezilya- türkiye kadın basketbol maçı. aynı gün süper kupa maçı vardı izlerken çok sıktı ben de olimpiyat oyunlarını açtım. şans eseri türkiye'nin maçı varmış. izlediğim en iyi geri dönüşlerden birine sahiptir bu maç. şans eseri izlemem de daha bir keyif vermişti açıkçası. maalesef süper kupa finalinin gölgesinde kalan bir maç oldu her zamanki gibi.
devamını gör...
17 nisan 2005 fenerbahçe 3-4 beşiktaş. kalecisiz 10 kişiyle tamamladığımız maç.

efsanedir.
devamını gör...
22 eylül 2013... beşiktaş- galatasaray. ilk gittiğim beşiktaş maçı. bir de dağ gibi bir yerde, olimpiyat'ta. ama nasıl heyecanlıyım. yanımda babam, onların arkadaşları güzel bir atmosferle gelmişiz... heyecandan ellerim titriyor dahası ben titriyorum. tezahüratlar gırla. ben genelde sessiz sakin bir kızdım ama o gün kesinlikle karakterim değişmiş olacak... o bağırışların haddi hesabı yok.
her neyse.
daha sonra o maç taraftarların sahaya inmesiyle sonuçlandı. bende de ne heves kaldı ne keyif...
hala beşiktaşlı mısın diye soranlar oluyor bu olayı anlatınca ki gs maçlarında hep başıma kötü şeyler geliyor.ben de evet diyorum, hala beşiktaşlıyım. hâlâ haksız olanın yanında duran halkın takımındanım.
gereksiz yer uzattım yine değil mi, n'apayım, beşiktaş bizde sadece aik değil, yaşam biçimi.
devamını gör...
fenerbahçe-cska 2016 final maçı. o maç nasıl unutulabilir ki? o geri dönüşe rağmen alınamayan şampiyonluk, hakem hataları, maçta yok yoktu.

fenerbahçe-olympiakos 2017 final maçı. bu maçı hiçbir fenerbahçeli unutmaz.

ve son olarak fenerbahçe-beşiktaş basketbol maçı. final serisinden bir maç olduğunu hatırlıyorum ama kaçıncı maç olduğunu hatırlamıyorum. fenerbahçe son 2 dakikaya 14 sayı geride girmesine rağmen o maçı müthiş bir geri dönüşle kazanmıştı. o maçta benim için çok anlamlı.

aslında kısaca 2016 ve 2018 yılları arasında fenerbahçe erkek basketbol takımının birçok maçıbenim için unutulmaz.
devamını gör...
geçen yıl fenerbahçe - galatasaray maçı.
ilk kez maç izliyorum.
takımlardan biri gol atıyor. arkadaşlarımın yarısı seviniyor, yarısı goool diye bağırıyor.
ben de diyorum ki bari her gole sevineyim nasılsa takım tutmuyorum.
hemen ardından bir gol daha geliyor ve bu sefer ben goool diye bağırıyorum. ama başka kimse bağırmıyor. bana dönüyorlar
içlerinden biri diyor ki " aynı gol bu, tekrarını gösteriyorlar".
devamını gör...
10.
fenerbahçe erkek basketbol takımının gerçek efsane kadrosunu zan tabak dışında izlediğim maç.

ibrahim kutluay, marko milic, mahmud abdulrauf ve rahmetli conrad mcraeli kadroydu. mcrae ile gözgöze gelmiştim asla unutamam. aynı maçta daha sonra fenerbahçelilerin sevgilisi olacak olan damir mrsic ise tuborg forması giyiyordu.
devamını gör...
11.
2002 senesinde babamla gittiğim galatasaray-diyarbakırspor maçı. maçın ortasında elektrikler gitmiş, olimpiyat stadı karanlığa gömülmüştü. sonra çakmağını çıkarıp yakmıştı babam. sonra diğer herkes. öyle aydınlanmıştı ortalık, marşlar söylemişti herkes. hakan şükür 2 gol atmıştı. çak yapmıştık babamla gollerden sonra...
12 yaşındaydım o vakitler. çocuktum işte.
şimdi ne öyle güzel duygular kaldı,
ne de babam.
o yüzden olacak; statta şl finali de izlemiş olsam bu maçın bendeki yeri hep özel ve ayrı kalacaktır.
devamını gör...
fenerin oynadığı bütün şampiyonlar ligi maçlarıdır.
bu maçlar öyle maçlardı ki başlamasına yakın heyecandan olsa gerek beni bi titreme alırdı ki sormayın. sanki sahada ben oynuyorum. gider üstüme hırka falan bi şeyler alırdım.
ve o heyecan o titreme, atılan ilk gollerin sevinci; revivo, oktay, serhat, selçuk. sonra iyi oynadığımız oyunu sürdüremeyişimiz ve barcelona, lyon ve leverkusen'e kaybettiğimiz maçlar, kazanılamayan puanlar. ve uyunamayan uykular...
ertesi gün okulda pis* galatasaraylıların bizimle dalga geçmesi. grupta puan alamayız 'sıfır çektiniz' derler, milan'a yeniliriz '4 çeker fener' derler, volkan yağmurlu bir günde topu ayağından kaçırır 'beceriksiz' derler. ve yeniden kahroluruz.
bu yüzden galatasarayı sevmeyişimiz, sarı-kırmızının güzel olmaması bu yüzden, bu yüzden avrupa kupalarında galatasaray'ın kaybetmesini isteyişimiz. bizi mazur görün türk futbolseverler.
şükür ki bu maçlar böyle devam etmedi. kursağımızda kalan gol sevinçlerinin imdadına tuncaylar, appiahlar, marco aureliolar, pierreler ve büyük üstat, zeka küpü, gıpta edilen ve gurur duyulan bakışların kaynağı analar ne evlatlar doğurmuş be dedirten, sahalarda ender görülen golleri kadıköy'de atan kelimelerin kifayetsiz kaldığı* alexsandro de souza yetişti.
artık işler eskisi gibi değildi. rakiplerimizi dize getirebiliyorduk. ama yine de içimiz rahat değildi. son düdük çalana kadar tetikteydik. sonraki şampiyonlar ligi sezonunda psv, manchester united, sparta prag galibiyetleri ile morallenmiştik.
zico'nun ikinci sezonunda ise keyifler yerine gelmişti. çünkü daha ilk maçta alex'in harika çalımı ve deivid'in harika volesiyle inter'i devirmiştik. sonrası çorap söküğü gibi geldi zaten. deivid'in golleri kalecileri avlamakla kalmıyor spikere de zor anlar yaşatıyordu. hangi kelimelerle anlatsındı ki bu golleri. şapka çıkartmalar, önünde saygıyla eğilmeler, muhteşemler, harikuladeler havada uçuşuyordu...
alex, deivid, aurelio, gökhan, volkan ve bütün takım yürekten oyunuyordu. inter, psv ve cska moscovayı zorlanmadan geçtik. gruptan çıkmayı zaten hak etmiştik. bir üst turdaki sevilla maçları ise zor geçmişti. heyecan, stres, kalp çarpıntısı ne arasanız vardı. deplasmandaki ikinci maçta deivid'in attığı gollerle geri dönmüştük. penaltıları geçebilirsek tur bizimdi. dani alves'in ürkütücü bakışları beni etkilediği gibi volkan'ı etkilememişti. volkan'ın son penaltıyı kurtarmasıyla birlikte sevinçten haykırmamak için kendimi zor tutmuştum.
yarı finalde rakip lampardlı drogbalı chelsea idi. bu sefer eski korkularımı hissetmeye başlamıştım. ha yedik ha yiyeceğiz derken ilk yarıyı geride bitirdik. heyecanla beklediğimiz gol ise ön liberonun yaşam bulmuş hali aurelio'nun asistiyle colin kazım'dan gelmişti. bir nebze rahatladık. neyse canım gol yemeyelim böyle de bitse olur derken sahneye yine deivid çıktı ve kadıköy'ü yıkan o golü attı. spiker yine çıldırmıştı.*
içimizde bir umut bu turu geçersek yarı final belki de final aman allah'ım hayali bile güzeldi. ama stamford bridge'in soğuk çimlerine çıkınca işler değişmişti. kötü oynamamıştık ama deplasmanda diş geçirmek de kolay değildi. çeyrek finalde elenmiştik. olsun dedik çünkü bu bile bizim için yeterdi ama ilk defa çeyrek finale çıktığımız için değil elbette mücadele edip yürekten oynadığımız için.
maç bittiğinde oyuncularımız chelsea'yi yenebileceğimizi ifade edip öz eleştiri yapıyorlardı. onların da bizimle aynı duyguyu paylşıyor olması harikaydı. çünkü onlar da biz de biliyorduk ki bir gün deplasmanda chelsea'yi yenecektik.
bense hala tuncay'ın gidişine üzülüyordum. son maçında ağlayarak sahayı terk ettiği o fotoğraf karesi aklımdan çıkmıyordu. ne vardı ingiltere'ye gidecek. o olsaydı yarı finale hatta finale çıkacağımızdan adım gibi emindim.
şimdi o günler tıpkı dün gibi. ama biliyorum ki o gemi bir daha gelmeyecek çünkü ne ben o benim ne de fenerbahçe o fenerbahçe. belki artık fanatik değilim ama şu satırları yazarken gözyaşlarıma hakim olamıyorum....
fenerbahçe sevgim baki kalacaktır.
ve başlar marş zihnimde çalmaya.
maazinde bir taarih yaataar yaaşaa feeneerbaahçee
nee muutluu seeni sevenee yaaşaa feeneerbaahçee.......
devamını gör...
almanya'nın brezilya'yı 7-1 yendiği 2014 dünya kupası maçıdır.
devamını gör...
bjk hatayspor 7 - 0 lık skorda hataysporun kalecisinin kırmızı kart yedigini düşündüğüm maç.(macı izlemedim sadece skoru duydum)
devamını gör...
1986 arjantin - ingiltere
2006 milan - liverpool
devamını gör...
içyüz-joker kapışması.
devamını gör...
o kadar fanatik değilim.
yaşanmamış maçlara odaklanırım.
devamını gör...
bugünkü rakibimiz olan galler i 6-4 yendiğimiz saykodelik maç. ben böyle manyak maç izlemedim lan. ali sami yen tarihindeki en acayip maçlardandı.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
stadyumda canlı olarak izlediğim ilk maç 1994 yılı gaziantepspor- fenerbahçe 0-2
yine bir gaziantepspor-fenerbahçe maçı. kadıköy'de 2001 yılı, ilk yarı 0-3 geride kapattık maç sonu 3-4
6 kasım 2002 malum maç. 6alatasaray-fenerbahçe 6-0
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların unutamadığı maçlar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim