yazmak için en huzurlu yer

bence yazmak için en huzurlu yer tuvalet bu arada..

evinin balkonu. sigara ve çay eşliğinde .

sanal ortamlar, karı kıza yazmak için en uygun yerlerdir.*

kimsenin olmadığı sadece dalgalar ve kuş seslerinin olduğu yer.

dağ evi, göl evi yahut insan seslerinden arındırılmış korunaklı bir oda. odadaki masa ve kitaplık meşeden, yüksek dozda kitap kokusu ve bonsai ağaç koleksiyonu. cins ve pahalı bir zevk. pahalı çünkü kurlar yukarı yönlü oynak.

yazmak şifadır.

benim henüz öyle bir yerim yok. nerde ilham gelse oraya dökerim. çoğu zaman da yazdığım yerde kalıyor. yazdığım her üç şiirden ikisi sağda solda kalıyor. bu durum beni çok üzüyor ama pek umurumda da değil açıkçası.

telefondaki not defteri daha uygundur diye düşünüyorum.

defterimin olduğu her yer ve her zaman

bol ağacın olduğu araba ve insan sesinden fazlasıyla uzak toprak kokusuna sadece ot kokusunun karıştığı yerler

fark etmez, ilham odaklı yazınca mekanın önemi olmuyor.

manzarasi güzel olan calisma masasidir.bir de masanin üzerine güzel bir lamba.harika.tabi bu bnim hayalim.simdilik salonda yaziyorum.bir sürü küçük defterim var.karaliyorum sürekli.isterse en anlamsiz, en boş kelimeler gelsin aklima,hiç sorun değil,hemen yaziyorum.bitirince düzeltiyorum.tipki bir bitkiyi ayrik otlarindan temizler gibi gereksiz kelime ve noktalamaları siliyorum.sonra düsünüyorum.bazen düşünerek bazen de spontane sekilde yaziyorum.degisiyor.ruh halim.kelimelerim.aksam ışığı kapatip duvardaki lambayi yaktigimda odadaki gölgeler bile insanin ruh halini değiştiriyor.görmek isteyen biri icin o kadar cok resim ve görüntü var ki.

bazen alisveriste,calistigim kurumda,yürürken veya yemek yerken kelimeler birden dökülüveriyor.yanimda not defteri yoksa hemen telefona kaydediyorum.eve gidince karalama defterlerime aktariyorum.bnim yazma rutinim daginik ama gene de o kelimeleri kağida dökmeyi cok seviyorum.günler,aksamlar,geceler,haftalar,aylar ve hatta yillar yazmakla,not almakla eskiyor.geride kaliyor...bu,kişisel bir tutku...

insanın kafasının içi huzurlu olduğu sürece yer çokta önemli değil bence..

kendim için söylüyorum gecenin geç saatleri oldu mu hüzün çöker bana. duygusal bi fon müziği ve yanımda çayım ile birlikte yeterince sigaram da var ise kâfi.

murat menteş bir söyleşide yazmak için dar alanlara ihtiyaç duyuyorum çok büyük bir odada yazıyorken de kendimi sıkıştırma adına paravan aldım demişti.
huzurla yazmak yoktur. huzurlu yerde yazmak da olamaz. insan darda ve daraldığında yazar, üretir. maalesef kötü bir kural ancak doğrusu budur. o yüzden de yazmayı ve düşünmeyi seviyorsak; acıyı ve huzursuzluğu özler, gereksinim duyarız. onlarsız varolduğumuzu hissedemez, boş bedenlermişiz gibi bakarız. burda benim önemsediğim nokta ise bu acıyla dalga geçebilmektir. bunu yapamazsak çok zarar görürüz ve artık bırakın yazı yazmayı, hiçbir şey istemeyen insanlara dönüşürüz. işte o yüzden kendinize güzel davranın, ocağın altını bir disk jokey edasıyla ayarlayın. dibiniz de tutmasın çiğ de kalmayın.