yeni nesil

tiktok'u gördükdek sonra beni kahreden nesil.

insanlar yaşlandıkça çocukluktaki, gençlikteki duygularını, düşüncelerini unutuyorlar ve gitgide daha muhafazakarlaşıyorlar. bir sonraki nesil aslında kendi geçmişleriyle aynı, fabrika ayarlarına dönmüş bir nesil. “nesil”i kendileri sahiplenip, sonraki kuşağa “yeni” sıfatını uygun görüyorlar. halbuki kendilerine “eskimiş nesil” deseler daha uygun olacak. hadi “olgunlaşmış nesil” olsun...

tanım: her neslin takip eden nesiller için yaptığı tanımlama.

not: insanın tecrübesi ve bilgisi arttıkça değişmesi çok normal. ben aslında her halini seviyor, anlıyor ve gerekli buluyorum.

böyle bir şarkı vardı galiba. bisn bulyorm hmen.
yeni nesil buldm arkdşlar, skain oln pls.
not: acıya dayanıklıysanız izleyiniz.

eski nesillerin nazını çeken geleceği belirsiz birileri işte

son zamanlarda çok duyduğum kelime öbeği.
(bkz: yeni nesil soru)
(bkz: yeni nesil otomobil)
(bkz: yeni nesil süpürge)

yeni kuşakların en büyük avantajı önce televizyon sonrasında internet sayesinde kapalı toplum içinde yaşamaktan kurtulup dünyayı takip edebilmeleridir. kendilerine has kültürleri dayatmaya çalışanların çabası artık nafiledir.

bir kısmı vezir bir kısmı rezil olmak üzere olan nesildir.

ben işim itibariyle rezil olacak* olan kesimi ile uğraşıyorum. inanılmaz saygısız, terbiyesiz hatta ahlaksız bir kesim var bu yeni neslin içinde. ve maalesef terbiye alacak yaşı da geçmişler. bu noktada bahsi geçenlerin ailelerinde de sıkıntı olduğu çok belli oluyor.

meslek lisesinde çalışıyorsanız büyük ihtimalle topluma faydalı bireyler yetiştirmek için ter dökmüyorsunuz, topluma en az zararı olacak bireyler yetiştirmek için ter döküyorsunuz, bir nevi gardiyanlık yapıyorsunuz ki bu çok acı verici bir durum.

hiçbir şey umurlarında değil, gelecekle ya da kendileriyle ilgili en ufak bir kaygıları ve fikirleri yok. olan bitenin farkında değiller. herhangi bir bilinç içinde değiller. nerde nasıl davranmaları gerektiğini, nasıl konuşmaları gerektiğini bilmiyorlar. bazıları o kadar kötü ki sadece tuvalet eğitimleri olduğuna bile şükrediyoruz! çoğu da inanılmaz yanlış işlere karışmış durumdalar bile. yani bu halleriyle, bu bahsettiğim kesim; bizi, türkiye’yi kurtaracak neslin içine giremiyor maalesef. doğru düzgün yazı yazamayan bir nesilden bahsediyorum.

yozlaşma mı desem, küçük yaştan itibaren verilmesi gereken aile terbiyesinden mi yoksunlar desem, çevre mi yoksa yanlış örnekler mi desem, ne desem boş…

bir ekleme yapmak istiyorum. bu çocuklara gardiyan olmaktan da memnunum. okuldan atılmalarına karşıyım. çünkü bu çocukları okuldan atmak demek onları, karıştığı o işlerin ve ortamların içine atmak demek. bir şekilde en azından belli bir yaşa kadar gözetim altında tutmazsak gözaltında tutulacaklar.

t: eski nesillerin yaşayamadıkları yaşamın öcünü kendilerinden çıkarmaya çalıştıkları nesil.

eski neslin bireylerinin yeni nesilden bu kadar şikayetçi olmalarının, mutluluklarına bile* dayanamamalarının sebebini biliyorum ben.

yaşanmamış hayatlar

kendilerine istedikleri yaşam yaşattırılmadığı için, kendi sıkıntılarını yeni nesil de çeksin istiyorlar. bugün burada bu gözler ''dayağın gözünü seveyim'' diyenleri, çocuklara şiddetin gösterilmesi gerektiğini söyleyenleri gördü. siz dayak yediniz diye niye bu çocuklar da yesin, sizin yaşadığınız hayatı yaşasın? size yaşattırılmadı işte rahat bir hayat, neden bu haksızlığa karşı gelmek ve yeni nesli korumaya çalışmak yerine nefret ettiğiniz ama benimsediğiniz şeyleri onların üzerine de yıkıyorsunuz? yeni nesli eleştirmeden önce bir kendinizi eleştirin, hayatınızı gözden geçirin derim ben. küçücük çocuklara bu kadar nefret akıl işi değil. onlara doğru yolu göstermelisiniz, size yapılan yanlışların yolunu değil.

teknoloji içinde doğup büyüdüğü için bilgiyi anında bulup unutabiliyor, motive olup beş dakikaya yatabiliyom, maymun iştahlı, erken öğrenen, hayat deneyimi kendi çapında daha kısıtlı ve ön yargılarla kuşatılmış halde. neredeyse tamamen ebeveynin profesyonel yetiştirmesiyle hayata atılması gereken yaşta hayatın içinde olacaklar.

bir y kuşağı olarak bizden hiç bir farklarının olmadığını düşündüğüm çöp ve şişirilmiş balon kuşaktır. he belki tek farkları var oda sürekli internet başında zaman geçirmek. bizim zamanımızda bırak interneti ben ilk telefonumu bile lise son sınıfta almıştım. şimdi ki çocuklar 5 yaşında tabletle geziyor. büyük bir kısmı kolay yoldan para kazanmak istiyor bunun için kafayı sosyal medya ile bozmuş durumdalar. tik tok, youtuber, twitch gibi yerlerde yoğun bir yeni nesil var. bide niye bu kadar övülüyorlar anlamıyorum. sanki parisli babadan kanadalı anneden dünya'ya geldiler. altı üstü rizenin bilmem ne köyünden hasan amca ile diyarbakırın balta girmemiş ormanlarındaki ayşe teyzenin çocuklarısınız mq.

inanılmaz bir şekilde kendilerini çok çok önemli görüyorlar. kimseyi beğenmiyorlar. hatta bir öğretmen arkadaşımla konuşurken o da dedi. orta okul öğrencilerim bana cahil diyor. sen ne bilirsin diyor. siyaset falan konuşuyorlar. çok bencil kavgacı kaba saygısız bir nesil mi oldular ne. belkide eskilerde bizlere öyle diyordu. daha eskiler onlardan sonrakilere.
hani insan yıllar geçtikçe demokrat olur olgunlasir birlikte yaşama isteği oluşur. bunlar bildiğin her konuda ırkçı ayrımcı. inanılır gibi değil.

insanlar oyalanacak bir şey bulamazsa böyle gitmez bu . çok sıkıntı yaşanır.