yeni osmanlıcılık

türkiye'de siyasal islamın yükselişe geçmesiyle birlikte kemalizmin karşıtı, antitezi olarak gören muhafazakar, dinci kesimin ideolojisine verilen addır.
yaklaşım direkt olarak ulus-devlet anlayışına karşı çıkmaktadır. ulus devlet anlayışında tek bir millet dikkate alınıp tekleştiricilik yapılırken; yeni osmanlıcılık tıpkı imparatorluk gibi çoğulcu, etnik gruplara aşırı müsamaha gösteren dini bazlı osmanlı devlet modelini savunur.

iktidarın ve bilimum bazı çevrelerin inandığı görüş mü desem yoksa hayali hareket mi desem bilemedim zira geçenlerde bir bakan çıkıp neo-osmanlıcılıktan bahsetmişti peki nerden geliyor bu neo-osmanlıcılık elbette her zaman ki ''ameriganın oyunları hep amuna goyam'' klişesinden stratfor diye bir kuruluş var biraz araştırmayla ne oldugu konusunda yeterince bilgi sahibi olabilirsiniz kısaca cia gibi ama işin görünmeyen kısmını yönetiyor bu adamlar. her neyse stratfor'un kurucusu friedman yakın zamanda yayınladığı bir gelecek hakkında öngörülerde bulunan kitabında türkiye'ye yer vermiş ve türkiye sınırlarını eski osmanlı toprakları sınırları dahilinde çizmiş ve türkiyenin süpergüç olacağını falan yazmış. e bir adamın kitabıyla mı olacak bu iş diyenler bir sn beklesin çünkü bunu söyleyen tek kişi o değil sık sık abd bakanları,büyükelçileri bunu üstü kapalı bir şekilde dile getiriyorlar bu seferde şu soru gelecek neo-osmanlıcılıgın abd'ye ne yararı var? var elbette abd bu kaymak almayacağı yere süt verir mi? (2148'de atasözü olur lan bu) abd odaklı ve merkezli tamamen olmasada oraya bağlı bir türkiye oluşturulmak isteniyor ama pek saygıdeğer akpli ve osmanlı torunları kardeşlerimiz bunu göremiyor yada görmek istemiyor diyelim zaten erdoğan'a da neden dünya lideri yada halife dediklerini anlamışsınızdır.

içi boş, çağ dışı bir "cılık".

yeni osmanlıcılık oynanacaksa getirsinler hanedan torunlarından birini o olsun başkan veya başbakan ama biliyorlar ki bir hanedan üyesi, gerçek osmanlı torunu gelse yapacağı ilk iş osmanlıcılığı bırakıp cumhuriyeti sağlamlaştırmak olur. ideolojinin veya akımın adı eski de olsa yeni de olsa yürümeyecek, nihayetinde milliyetçi kabuğuna bürünecek bu ülke ve diğer pek çok ülke.
osmanlıcılık, islam dünyası liderliği hayali, osmanlının son dönemlerinde arap coğrafyasındaki ingiliz istihbarat çalışmalarıyla son bulmuştu zaten.
ingilizler, arap milliyetçiliğini temel alan uyduruk din akımlarını ve sonrasında da kukla yönetimlerini islam coğrafyasına yerleştirdi. ne yazık ki sen, arap ve arapçılığa yakın bazı kürtlerin gözünde kafirsin. onlara göre savaşılması, galip gelinmesi gereken bir hastalıksın. alevileri kırmak için başka ülkelerden toplayıp getirdiğin azınlığının gözünde işgalcisin.
hiçbir yabancı ulus osmanlıyı istemiyor, ne balkanlar ne de arap coğrafyası belki sadece filistin istiyordur. o katliam yapan fransızlar, cezayir'de, fas'ta osmanlıdan daha çok seviliyor. belki referandum yapılsa fransızların hakimiyetine tekrar girerler. seni kıbrıs türk'ü bile istemiyor ki neyin osmanlıcılığı?
aslında birinci dünya savaşından sonra tüm imparatorluklar yıkılmıştır. tıpkı hun'ların itelediği kavimler göçü ve mö 13. yüzyıldaki deniz kavimleri göçü'nden sonra olduğu gibi. yani bir üçüncü dünya savaşına, büyük bir devletin içinde patlayacak güçlü bir isyana veya büyük bir göç dalgasına kadar imparatorluk, tek devlet fikrinin gerçekleşmesi tarihsel gidişata göre mümkün değildir.
neo osmanlıcılık, old school ümmetçilik bunlar boşa zaman ve para kaybı, beyhude çabalardır.

osmanlı bir hanedan'dı.bir aileydi. osmanlı torunuyuz diye ortada gezen tiplerin anlamak istemedikleri şey sadece osmanlı'nın vergi topladığı fakir halkın torunları olduğu gerçeği.

yeni osmanlıcılık ya da daha doğru bir biçimde literatürdeki tanımıyla neo-osmanlıcılık; millet kavramını (millet, milliyet, cemaat ve ulus kavramlarının farklılıklarına ve detaylı bilgisine ulaşmak için prof. dr. kemal karpat'ın ortadoğu'da millet, milliyet, milliyetçilik kitabını okumanızı tavsiye ederim) misâk-ı milli sınırları içerisinde tutmayıp, osmanlı devleti'nin egemenliği altına girmiş tüm coğrafyayı içine alacak şekilde genişleten, bu coğrafya içerisinde bir zamanlar kader birliği yapılmış tüm uluslar ile (yalnızca müslümanlar değil) tarihi, kültürel, siyasal ve sosyal bağların muhafaza edilmesi gerektiğini savunan bir doktrindir. türkiye'de bu doktrini ortaya atan ve akademik dünyada dile getiren kişilerden biri ahmet davutoğlu'dur.

cumhuriyet karşıtı gerici gücün uygulamaya çalıştığı çağdışı politika.
geleceği olmayanı, geçmişle avutmaktır. avutarak elde tutmaktır.
halkın kafası basmaz buna, net.
halk osmanlı değildi bir kere, türk'tü.
osmanlı; sarayda vardı, saray çevresinde vardı. ticaret yapan rumda, ermeni'de, yahudi'de vardı. istanbul'da vardı.
halk bildiğin köyde hayatta kalmaya çalışan insanımsıydı. devlet halkla, vergi alırken ve asker toplarken ilgilenirdi. halk ve osmanlı birbirlerinin tersiydi, zıttıydı.
ama işte gel de anlat.

gerçekleşeceği takdirde felakete sürükleyecek fikir akımı.

bu fikri destekleyenlerin bilinçaltında dolaşmayı çok isterdim.
güzel bir korku evi deneyimi olabilirdi; farklı, gerçekçi, travmatik.

bu fikri savunanların ya osmanlı tarihini hiç bilmediklerini ya da tarihten hiç ders çıkarmadıklarını düşünüyorum.

balondur ve uygulanması mümkün değildir. sayılı günleri var.

sözde dincilerin hayalidir.

not: dinci demek de ne kadar iğrenç bir şey.

(bkz: osmanlı torunuyum diyen insan)

20. yüzyılda bünyesinde bulunan tüm toprakları nasyonel akımlarla birer birer kendinden kopmuş, bugün var bile olmayan osmanlı'nın yeniden canlandırılması akımıdır.

başta da dediğim gibi kopan tüm ülkeler buna müslüman olanlar da dahil, nasyonel akımlarla koptular. yani bugün kalkıp kimse size katılmak istemez. o yüzden 18. yy mantığı ile bir imparatorluk olmak, bugün neredeyse imkansıza yakın.

ha; şöyle bir şey olabilir. işte o zaman bir ''yeni osmanlıcılık''tan bahsetmek mümkün olur. eski imparatorluk coğrafyanızda siz eğer kültürel, ekonomik ve istihdam alanında kendi ulus devletiniz ile bir merkez haline gelirseniz, sizden kopanlar size koşarlar. bunun modern örnekleri de mevcut. bkz. rusya federasyonu bkz. almanya...

ama tabi geçmişe çakılı kalarak yarına bakamazsın. bence emperyal heveslerle ilerleyen bir türkiye yerine, cumhuriyetin kurt diplomasi ekolü ile bölgede söz sahibi olan, ekonomik olarak müreffeh bir türkiye daha şık olur.

(bkz: neo-ottomanizm)

ülkemizde bir daha asla hayata geçmeyecektir. hayallerde yaşayanların peşinden koştuğu hede.

oğlancılık oynamak isteyenlerin heves ettiği, başlarına gelmesi durumunda ortada meze olacaklarından haberleri olmayanların arzusudur. (belki de içten içe bunu istiyorlardır?)

3 kıtaya 72 millete yayılmış yüzlerce yıllık bir imparatorlukla ilgili bir insanın ilk aklına gelen şey bilmem kaçıncı muradın yaşadığı bir eşcinsel ilişki olabilir mi? maalesef oluyor. işte eğitim sistemi insanı kendi tarihe böyle düşman edebiliyor. oysa bugününü yüceltmek için dününü kötülemeye ihtiyacı olmayacak kadar kadim bir milletiz. yazık çok yazık.

(bkz: civelekler taburu)

birbirlerine rahat rahat ardlarini dovdurmek için istedikleri şey olduğunu düşünüyorum.

(bkz: osmanlı'nın 1858 de eşcinselliği suç kapsamından çıkartması)

abd, kullanacağından emin olduğu herkese, tabanına pazarlayabileceği bir "elma şekeri" de verir. bu, hem onu hem tabanını kendisine desteğe yöneltir. iyi kötü kitle desteğine sahip iktidarlar, oysa onun planlarını yürütmek için ihtiyacı olan araçlardır. yeni osmanlıcılıkta bu elma şekerlerinden biridir, ama bölgenin halife tarzı bir figüre karşıt duyarlığı nedeniyle, bop eşbaşkanlığı ihdas olunmuştur. görünen o dur ki gidebileceği yere kadar da gitmiştir. osmanlıcılık, abd.ciliğin yerli tabana sunum sosudur. abd çıkar ve projelerindeki işlerliğe bakıyor, sen ne anlıyorsan anla, sorun edinmez hatta gaz verir.
abd.nin, ta menderes yıllarından başlayan, ortadoğu ve arapları güdebileceği bir başkent ve hükümet ve hatta ordu yaratıp kullanma düşüncesi, ingiltere ile birlikte ortak düşüdür.. biz bu düşün son 25 yılını yaşadık ve düşün sadece abd ve ingilizlere yeter kısmı gerçekleşti.. bizim elimizde de elma şekerinin çubuğu kaldı.. (tabii yalayabilen şanslılar dadına dkyamadı.) uluslararası konjonktür, rusya, ab, hatta çin daha fazlasına göz yummuyor ve abd.de bindiği atın artık yürüyemez durumda olduğunu görüyor. hızlıca at ve sürücü değiştirmesi mümkün değilse de imkansız da değil, adaylar var sırada.. asrın enkazının fazla pazarlık şansı da yok gibi.. bakali noolcek.. ve doğaldır ki bize her zaman olduğu gibi, yine esmer günler düşecek.. kılavuzu karga olanın...!!

yakın dünya tarihinde, bir dönemin kesin ve net olarak kapandığını gösteren olaylar yaşadık.

gördüğümüz anda bizi o zamanlara götüren bazı ikonik fotoğraflar ve video kayıtları vardır mesela. iki almanya'nın resmen birleşmesinden kısa süre öncesinde berlin duvarı'nın bir kısmının iki taraftaki sivillerce balyozlarla yıkılması örnektir. sscb çökünce lenin heykelerinin devrilmesi de... moskova'daki ilk mcdonald's şubesinin açılış gününde binlerce insanın sıraya girmesi... canlı yayında yüz milyonlarca insanın gözleriyle şahit olduğu ikiz kulelere terör saldırısı... abd ırak'ı işgal ettikten sonra elindeki terlikle saddam heykeline vuran bir adam vardı, o terlik aslında halkın sefaletini de gösteriyordu. sonrasında saddam'ın saklandığı delikten çıkartılırken ve asılmadan önce boynuna ip geçirilmişken çekilmiş fotoğrafları...

şu da yeni osmanlıcılık denen garabetin artık bittiğinin sembolü bana göre. beyrut'ta olan biteni canlı yayında anlatan türk muhabir, bir lübnanlı tarafından ensesinden tokatlanıyor. "al ulan sana osmanlıcılık" dedi mi içinden vuran kişi bilmiyoruz tabi. ama ben izlerken aynen böyle geçirdim. alın size osmanlıcılık, şimdi yallah türkiye'ye...

(bkz: türk islam sentezi) 2