zamanla eleştirilen ebeveyne benzemek
başlık "dandun" tarafından 30.12.2020 00:45 tarihinde açılmıştır.
1.
10'lu , 20'li yaşlarda çok eleştiriyorsun.
30'larda kabul ediyorsun,
40'larda bırakıyorsun.
evet çorbayı karıştırma tarzından tut, bacak bacak üstüne atma
tarzın benziyor.
dna diye bir şey var dostum ve galiba çok etkili.
bunu arkadaşına, çocuğuna yapıyorsun... üşütürsün, yeleğini giymeyi unutma.
30'larda kabul ediyorsun,
40'larda bırakıyorsun.
evet çorbayı karıştırma tarzından tut, bacak bacak üstüne atma
tarzın benziyor.
dna diye bir şey var dostum ve galiba çok etkili.
bunu arkadaşına, çocuğuna yapıyorsun... üşütürsün, yeleğini giymeyi unutma.
devamını gör...
2.
daha yeni terapiden çıktım, tam da bu konuyu konuşmuştuk.
en büyük kabusum.
kesinlikle ne babama ne de anneme benzemek istiyorum. çünkü hem sıkıcı hem de sinirli insanlar onlar..
aşırı dengesiz oldukları için bende büyüyüp onlar gibi olursam çocuklarıma sözlü veya fiziksel şiddet uygulamak istemiyorum lol.
en büyük kabusum.
kesinlikle ne babama ne de anneme benzemek istiyorum. çünkü hem sıkıcı hem de sinirli insanlar onlar..
aşırı dengesiz oldukları için bende büyüyüp onlar gibi olursam çocuklarıma sözlü veya fiziksel şiddet uygulamak istemiyorum lol.
devamını gör...
3.
korkutucu bir durum. "asla onun gibi olmayacağım" veya "benim çocuğum olursa bunları yapmayacağım" diyorsun ama gün geliyor, kendini klonlanmış gibi aynı şeyleri yaparken buluyorsun.
devamını gör...
4.
hepimizi bekleyen sondur. onların yanlışlarını yapmamaya çalışırken başka yanlışlar yaparız, sonra onları anlamaya başlarız, derken bir bakarız ki babamızın fincanından kahve içerken annemizin koltuğunda oturuyoruz. bu başlığı konuyla ilgili bir şarkıyla da taçlandıralım.
cümle aleminden
gönül işlerinden
mevzu açma hüzünden
hüzünlüyüz afitap
cemali sözüyle
hisli celaliyle
git gide anneme benziyorum afitap
cümle aleminden
gönül işlerinden
mevzu açma hüzünden
hüzünlüyüz afitap
cemali sözüyle
hisli celaliyle
git gide anneme benziyorum afitap
devamını gör...
5.
oedipus kompleksinin babayla özdeşleşme, elektra kompleksinin ise anneyle özdeşim sonucunda son bulduğunu düşünürsek aslında hayatın bir gerçeğidir. tabii özgür iradeyi dışlayan bu tarz psikanalitik okumalar her zaman için yanılgı payları içerir fakat bazen birini eleştirmemizin nedeni onda kendimizi görüyor olmamızdır. bu elbette iradi bir seçim sayılmaz. lakin doğruluk payı içerir. hatta carl jung biraz ileri giderek şunları da söyler, "kadınlar babalarına benzeyen erkeklerle evlenme eğilimindedir. seçtikleri erkek babalarına benzemiyorsa bile onu zamanla dönüştürürler"
tabii burada kişinin bilinçli ifadesini dışlayan, bilinçdışı söylemine odaklanan bir iddia söz konusu. lakin dikkate almakta fayda var.
tabii burada kişinin bilinçli ifadesini dışlayan, bilinçdışı söylemine odaklanan bir iddia söz konusu. lakin dikkate almakta fayda var.
devamını gör...
6.
eve biraz geç kalsak annem hemen camlardan bakar türlü senaryolar kurardı. aman bu kadar da abartılamaz derdim. şimdi çocuğum var, annemi çok iyi anlıyorum. canım anam.
devamını gör...
7.
bireyin eğitim alıp, yani çevrenin etkisine girip, biraz değişmesinin, orta yaşla beraber etkisinin kaybolması ve genlerin kaldığı yerden devam etmesidir.
her birimiz; annemiz, babamız, halamız, dayımız, teyzemiz, amcamız, anneannemiz, babannemiz olacağız.
takdiri ilahi.
her birimiz; annemiz, babamız, halamız, dayımız, teyzemiz, amcamız, anneannemiz, babannemiz olacağız.
takdiri ilahi.
devamını gör...
8.
en büyük korkum sanırım. henüz anne olmadım kesin konuşamıyorum. umarım benzemem.
devamını gör...
9.
tırstığım konudur. bir yandan kaçınılmazdır.
devamını gör...
10.
korkunç ve zor durum. insanı çok rahat depresyona sokar düşününce. benim de en büyük korkum sanırım. ki biliyorum, çocuğum olursa ben de aynı şekilde davranacağım. o yüzden çocuk istemenize hatta evlenmek, aşık olmak isteğinize mani olur.
devamını gör...
11.
çevremde çokça rastladığım durum.
insan sürekli görüştüğü 5 insanın toplamıdır sözü dikkate alınırsa önümüzdeki birkaç yıl içinde babama benzemem kaçınılmazdır.
insan sürekli görüştüğü 5 insanın toplamıdır sözü dikkate alınırsa önümüzdeki birkaç yıl içinde babama benzemem kaçınılmazdır.
devamını gör...
12.
birçok kişi için kaçınılmaz bir durumdur. ben de bu durumdan çok korkan biriyim, sadece ebeveyn değil insan olarak benzemek istemiyorum birçok açıdan. o yüzden bilinçli olarak bazı şeyleri yapmaktan kaçındığım oluyor.
ancak üstüne çok da düşünmediğimiz bir durum var ki, o da zararsız açılardan benzemenin o kadar da korkunç olmaması. çünkü 'ben anneme/babama benzemeyeceğim' derken onlara hiç ama hiç benzememek istediğimizi düşünüyoruz. ama bu hem imkansız, hem de mantıksız. sonuçta onlarla büyüyoruz, bazı alışkanlıklarını fark etmeden içselleştiriyoruz. hem ne olacak ki bazı şeylere onlar gibi tepki versek, onların sahip olduğu birkaç alışkanlığa sahip olsak? dünyanın sonu değil ya. buradaki en önemli şey onların yanlışlarını fark edip onlardan kaçınmak, gerisi çok da kafaya takılmamalı.
bu durumu biraz daha irdeleyen bir yazıyı paylaşmak istiyorum:
neden ebeveynlerimiz gibi davranıyoruz?
aile hayatı, esasen gelecek nesil için bir provadır. her nesil, miras aldığımız ve çocuklarımıza aktardığımız uzun bir yaşam zincirinin başka bir parçasıdır.
ailelerin geleneklerini ve davranışlarını iletme şekli, aile senaryoları aracılığıyladır. bu senaryolar, davranmanın, konuşmanın ve hatta düşünmenin kabul edilebilir yollarını tanımlar. esasen hayatın nasıl olması gerektiğine dair paylaşılan beklentilerdir.
senaryolar, bulaşıkları yıkamanın tercih edilen yolu kadar spesifik ve kavga etme şeklimiz veya samimiyetimizi ifade etme şeklimiz kadar büyük olabilir.
genel olarak, üç tür senaryo vardır: yinelenen, düzeltici ve doğaçlama.
yinelenen senaryo
yinelenen senaryo, bilinçli veya bilinçsiz olarak tekrarladığınız bir senaryodur. örneğin, evinizi temizleme şekliniz, akşam yemeğinde görgü kuralları, tv izleme ile ilgili politika vb. bunlar genellikle bir çocukken tercih edilebilir veya olumlu olarak bize öğretilen davranışsal senaryolardır. diğer zamanlarda, insanlar ilk başta sevmedikleri davranışları veya tutumları, genellikle ebeveynlerine "sadık" olmanın bilinçsiz bir yolu olarak taklit ederler: aslında ailelerine ait senaryolarını kopyalayarak, esasen ebeveynlerine davranışlarının ne kadar arzu edilir olduğunu iletirler. örneğin, birçok insan kendilerini çocuklarına çocukken duymaktan nefret ettikleri şeyleri söylerken bulurlar.
düzeltici senaryolar
düzeltici senaryolar, bir kişi bilinçli olarak işleri çok farklı yapmayı seçtiğinde veya hatta büyürken deneyimledikleri senaryoların tam tersi olduğunda ortaya çıkar.
bazıları, büyüdükleri yerden coğrafi, dini veya ekonomik olarak "kaçarak" düzeltici senaryolar oluştururlar.
insanlar birçok şekilde miras aldıkları senaryolardan "kaçmaya" çalışırlar. dünyanın diğer tarafına geçebilirler. isimlerini değiştirebilirler. dinlerini değiştirebilirler veya olduklarından daha dindarlaşabilirler. aileleri ile bağlarını kesebilirler.
doğaçlama senaryolar
doğaçlama senaryolar gereklilikten (yeni gerçeklik veya yeni teknoloji) veya meraktan doğar. geçmişin bir kopyası ya da düzeltmesi değildirler. yenidirler ve genellikle kendiliğindendirler. bu senaryolarda, her partner aile hayatı için yeni bir senaryo başlatırken endişe ve belirsizlikle baş etmek durumundadır.
senaryolar ilişkilerde kendilerine nasıl yer bulurlar?
bir çift ilişkile kurduğunda, her bir partnerin tekrar eden ve düzeltici senaryolarını bilinçsizce müzakere eder ve bu senaryoların bir kombinasyonunu hayata geçirirler. bu müzakere bilinçli olmadığından, çiftler miras aldıkları senaryolardan dolayı çatışmalar yaşayabilir.
gerçek şu ki, ne kadar “anne baban gibi olmadığınızı” düşünürseniz düşünün ya da işleri farklı yapın, bu senaryolar tamamen kaybolmazlar. ilişki davranışlarınızın çoğu kalıtsaldır. davranışınızı değiştirmenin en iyi yolu, miras aldığınız senaryoları benimsemek ve bunlar üzerinde doğaçlama yapmaktır.
kaynak
ancak üstüne çok da düşünmediğimiz bir durum var ki, o da zararsız açılardan benzemenin o kadar da korkunç olmaması. çünkü 'ben anneme/babama benzemeyeceğim' derken onlara hiç ama hiç benzememek istediğimizi düşünüyoruz. ama bu hem imkansız, hem de mantıksız. sonuçta onlarla büyüyoruz, bazı alışkanlıklarını fark etmeden içselleştiriyoruz. hem ne olacak ki bazı şeylere onlar gibi tepki versek, onların sahip olduğu birkaç alışkanlığa sahip olsak? dünyanın sonu değil ya. buradaki en önemli şey onların yanlışlarını fark edip onlardan kaçınmak, gerisi çok da kafaya takılmamalı.
bu durumu biraz daha irdeleyen bir yazıyı paylaşmak istiyorum:
neden ebeveynlerimiz gibi davranıyoruz?
aile hayatı, esasen gelecek nesil için bir provadır. her nesil, miras aldığımız ve çocuklarımıza aktardığımız uzun bir yaşam zincirinin başka bir parçasıdır.
ailelerin geleneklerini ve davranışlarını iletme şekli, aile senaryoları aracılığıyladır. bu senaryolar, davranmanın, konuşmanın ve hatta düşünmenin kabul edilebilir yollarını tanımlar. esasen hayatın nasıl olması gerektiğine dair paylaşılan beklentilerdir.
senaryolar, bulaşıkları yıkamanın tercih edilen yolu kadar spesifik ve kavga etme şeklimiz veya samimiyetimizi ifade etme şeklimiz kadar büyük olabilir.
genel olarak, üç tür senaryo vardır: yinelenen, düzeltici ve doğaçlama.
yinelenen senaryo
yinelenen senaryo, bilinçli veya bilinçsiz olarak tekrarladığınız bir senaryodur. örneğin, evinizi temizleme şekliniz, akşam yemeğinde görgü kuralları, tv izleme ile ilgili politika vb. bunlar genellikle bir çocukken tercih edilebilir veya olumlu olarak bize öğretilen davranışsal senaryolardır. diğer zamanlarda, insanlar ilk başta sevmedikleri davranışları veya tutumları, genellikle ebeveynlerine "sadık" olmanın bilinçsiz bir yolu olarak taklit ederler: aslında ailelerine ait senaryolarını kopyalayarak, esasen ebeveynlerine davranışlarının ne kadar arzu edilir olduğunu iletirler. örneğin, birçok insan kendilerini çocuklarına çocukken duymaktan nefret ettikleri şeyleri söylerken bulurlar.
düzeltici senaryolar
düzeltici senaryolar, bir kişi bilinçli olarak işleri çok farklı yapmayı seçtiğinde veya hatta büyürken deneyimledikleri senaryoların tam tersi olduğunda ortaya çıkar.
bazıları, büyüdükleri yerden coğrafi, dini veya ekonomik olarak "kaçarak" düzeltici senaryolar oluştururlar.
insanlar birçok şekilde miras aldıkları senaryolardan "kaçmaya" çalışırlar. dünyanın diğer tarafına geçebilirler. isimlerini değiştirebilirler. dinlerini değiştirebilirler veya olduklarından daha dindarlaşabilirler. aileleri ile bağlarını kesebilirler.
doğaçlama senaryolar
doğaçlama senaryolar gereklilikten (yeni gerçeklik veya yeni teknoloji) veya meraktan doğar. geçmişin bir kopyası ya da düzeltmesi değildirler. yenidirler ve genellikle kendiliğindendirler. bu senaryolarda, her partner aile hayatı için yeni bir senaryo başlatırken endişe ve belirsizlikle baş etmek durumundadır.
senaryolar ilişkilerde kendilerine nasıl yer bulurlar?
bir çift ilişkile kurduğunda, her bir partnerin tekrar eden ve düzeltici senaryolarını bilinçsizce müzakere eder ve bu senaryoların bir kombinasyonunu hayata geçirirler. bu müzakere bilinçli olmadığından, çiftler miras aldıkları senaryolardan dolayı çatışmalar yaşayabilir.
gerçek şu ki, ne kadar “anne baban gibi olmadığınızı” düşünürseniz düşünün ya da işleri farklı yapın, bu senaryolar tamamen kaybolmazlar. ilişki davranışlarınızın çoğu kalıtsaldır. davranışınızı değiştirmenin en iyi yolu, miras aldığınız senaryoları benimsemek ve bunlar üzerinde doğaçlama yapmaktır.
kaynak
devamını gör...
13.
“evlat babanın sırrıdır” diye bir söz vardır. illa ki çocukluğumuzda kişiliğimize nakş olan ebeveynlerimizin karakter özellikleri olacaktır. çocukken öğrenilen davranışlar kolay kolay unutulmuyor.
devamını gör...
14.
en büyük korkumdur. çocukken hissettiklerimi, yaşadıklarımı sürekli kendime hatırlatırım ki çocuğuma bunları yaşatmayayım. ama eninde sonunda benzeyeceğim diye gerçekten korkuyorum. hiçbir çocuğun, özellikle kendi çocuğumun öyle hissetmesini istemem.
devamını gör...
15.
çok basit iki açıklaması vardır.
1- biyoloji: gen denen şeyden ötürüdür.
2- psikolojik. izleyiniz kırmızı oda
1- biyoloji: gen denen şeyden ötürüdür.
2- psikolojik. izleyiniz kırmızı oda
devamını gör...
16.
sadece aile için değil , her konuda böyledir .(bkz: nefret ettiğin şeye dönüşme sorunsalı).
devamını gör...
17.
ebeveynin ölümüyle birlikte, içe atım sonucu oluşacak olandır. hep olmuştur, yine olacaktır. aşmak için ciddi bir iç görüye haiz olmak gerekir. ya da yıllar alabilecek olan psikoterapiler. (2-3 yıl diyeyim)
devamını gör...
18.
korkuyorum açıkçası. belki de bu korkum beni istemediğim kişiye dönüştürüyor. her zaman söylerdim “nasıl bir anne olacağımı bilmiyorum fakat nasıl bir anne olmamam gerektiğini biliyorum” diye. bazen ikili ilişkilerde annem gibi davranıyorum, o an diyorum ki rot yapma..
devamını gör...
19.
hani "anasına bak kızını al" diye kaba bir tabir var, bu tabiri onaylamıyorum tabi fakat, böyle bir gerçek var, kızlar annelerine, erkekler de babalarına benziyorlar. o yüzden, evlenmeden önce karşı tarafın ailesine bir de bu göz ile bakmak, mantıklı gibi. ben de annemi çok eleştiriyor(d)um, eve misafir gelince, misafir rahat etsin diye kendini çok yoruyor. aynısı oldumm aynısııı. kendimi çekemiyorum bazen.
devamını gör...
20.
çoğu kişi korkuyorum yazmış,evet ben de korkuyorum ama korkuyorum demekten de utanıyorum. eskiden annelerimiz çok erken evlenirmiş. benim annem 21 yaşında evlenmiş ki o zaman ailesi ona evde mi kalacaksın diye baskı uygulamış. 22 yaşında da ben olmuşum. ben gençliğimin baharında hayatımı bir çocuğa adamak istemem. ama annelerimiz adamış işte ne kariyer planları varmış ne başka bir şey bu da üzücü bir durum ama bizi hakkıyla iyi yetiştirmeye çalışmışlar. her ebeveynin hataları olur elbette, eğer bir gün ben de ebeveyn olursam çocuklarım arasında ayırt etmeyeceğim,dertlerine ortak olacağım,dinlemeden yargılamayacağım,isteklerini sınırlı da olsa dile getireceğim,hata yapmamaya onların geleceğini etkilememeye çalışacağım.
devamını gör...