zenginlerin sevilmeme nedeni

fakirlerin kendilerini avutmak için zenginlere karşı sistematik bir şekilde saldırmasından dolayı ortaya çıkan durumdur.
istediğim an istediğim şeye sahip olduğum için, hangi arabama binsem diye yarım saat düşündüğüm için, gece hangi evimde kalsam diye karar veremediğim için yani zengin olduğum için ben mi suçluyum lan. neyse ki para sevgi dahil her şeyi satın alabiliyor.

zenginler: çokta tınnn!

sevilme ihtiyacı fakirlere özeldir, çünkü bu devirde sahte ama gerçeğin birebir imitasyonu sevgiyi parayla kolayca satın alabilirsiniz.

kıskançlık

zenginlerin gözü delik olur yani çıkarçı ve aynı zamanda bencildirler.

kıskançlık.

%99.99'unun hırsız ve kan emici olmalarındandır.

samimiyetsiz davranıp samimiyet bekler dalyapraklar

sonradan görmeler sevilmez.

akşam yemeğinde yarasa götü soslu antrikot gömüyorsam isterlerse sabaha kadar nefret etsinler.

sözlük yazarları internette birbirine manen destek olsunlar tabi. gazlasınlar, kin kussunlar. komikler sısısıs parise kahve içmeye gidiyor insanlar. aa bi bakıyo sözlükte 5 yazar linçlemiş bunu.. oğlum nasıl mallıklar bunlar ya.

dışarıdan millet bu gün görmemiş fakirlere götüyle gülüyor ama napıcaksın. bu kitle var olmalı. fakirsiz bi dünya eğlenceli olmazdı.

hırsız olmaları.

anladığım durum.
zengin arkadaşlarım var baya baya bizim gibiler. tek farkları benim hesap yaptığım para miktarı ile onların hesap yaptığı para miktarının farklı olması. arada bir kaç sıfır var.*

çoğunun akp'li olup, akp sayesinde zengin olmaları benim için yeterli sebep.

liseyi özel okullarda (burslu) okuduğum için bolca gözlemleme şansım olan güruha ait bi' ankettir. sanırım her türlü tipini gördüm bu aile çocuklarının, açık konuşayım çoğu saçma sapan tiplerdi.

misal, m. vardı. bu m. öyle sinir bozucu, öyle gebeş bi' tipti ki facebook profil fotoğrafında kadife robdöşambr giymişti, robdöşambrın cebinden -robdöşambrda cep olduğunu o an öğrenmiştim- bi' tomar para taşıyordu, ki zaten ellerinde de para tomarları vardı, gözünde de bi' güneş gözlüğü. az çok kişiliğini de anlayabilirsiniz. yeşilköy'de denize sıfır villada yaşamakta kendisi mamafih tam bir insan çöplüğü.

e. diye bi' tip vardı, yavşağın önde gideni. net konuşuyorum bizim devrede ve sonraki senelerde alt devrede yazmadığı tek bir kız kalmadı, kırk yılın başı bi' tanesine denk gelirse yapışıyordu. hiç mi hiç sevmedim bu oğlanı da. servis şoförü bunlara "zengin piçleri, parası *mında *rospular" demişti vakti zamanında da bu tip sırıta sırıta "evet, zengin piçiyim" demişti. itici p*zevenk.

d. vardı mesela. bak şimdi, istanbul'un gecekondu semtlerindeki ağzı bozuk bi' mahalle karısını al; cebine haftalık beş bin lira koy aha bu karı. en ufak farkı yok sana yemin ediyorum.

a. vardı ki bu çocukla garip bi' şekilde -belli aralıklarla- yaklaşık 15 senedir aynı okullarda okuyoruz. bu çocuğun pek bi' görgüsüzlüğünü görmedim ama 16 yaşındayken falan, bizim evden üç tane alınacak para ile kendisine bi' araba alınmıştı. o günden beri adamın her şeyi arabaları, ben hayatımda arabaya bu kadar düşkün bi' insan görmedim - facebook'ta ne zaman denk gelsem ya araba alıyor ya araba satıyor. hobidir, saygı duyarım.

geldik şu hayatta tanıdığım en düzgün insanlardan bi' tanesine. bu hanım kızımız d. - babası doğrudan disney ile çalışan bi' ermeni beyefendisi. bu yüzden yeşilköy'ün orta yerinde triplex villaları vardı. evlerine gittim bi' kere, vay anam herkes ayakkabı ile takılıyor, kot pantolon - gömlekle falan dolaşıyor. "siz hep böyle misiniz la?" diye sormuştum, öylelermiş harbiden. bu kızcağız hep gülerdi lan, zengin olunca hayat güzel oluyor galiba.

üstteki kategoriden g kare kuzenler var, bunları da pek severdim allah için. kendi iş alanında ülkenin en büyük gıda şirketlerinden birinin sahibinin torunları kendileri. hiçbir şekilde şımarıklıklarını görmedim yıllarca. trene de binerlerdi; s*kko bakırköy kafelerine de giderlerdi, ayaklarına bi' tiger geçirirlerdi o kadar yani. düzgün insanlardı vesselam.

bunlara ek olarak üniversiteyi de aynı şekilde okudum ve milyoner birkaç insanla beraber oldum. orada en çok batan şey oluyor mesela, senin burs bulmaya ihtiyacın var avrupa'ya çıkabilmek için, beraber olduğun insan tembel olduğundan yakınıyor; eğitim masrafları bir yılda 1 milyon lirayı bulmuşken ve önündeki iki yılda 4 milyon daha olacakken. sen haftada bir et yediğin için kendini şanslı hissederken, karşı taraf bifteği mikrodalgaya atıyor - kuru oldu deyip çöpe atabiliyor. ne bileyim, 2 milyon liran olmadığı için mafya tarafından tehdit ediliyorsun; ailenin birikimlerinin yüksek bir kısmını yatırdığı; lüks bi' semtindeki arazin elinden alınmaya çalışılıyor; oradaki dert babasının yatırımları tam olarak nereye yaptığının paylaşılmaması, 34. evi ya da 20. araziyi almasının onu rahatsız etmesi; çünkü miras ona kaldığında bunların kiralarını toplamak gibi şeylerle uğraşmak istememesi oluyor. "şöyle bi' kafa dağıttım, alışveriş yaptım." deyip, 50.000 liralık mal görüyorsun haftalık - 5000 liralık kredi kartı borcunu ödemeliyim düşünceleri dönüyor kafanda. ha - yapsın, etsin diyorsun da; aileden gelen zenginliğin ya da ailenin çevresinin müşterin olması ile gelen zenginliğin - karşındaki insana sunulmamış olmasının; ondan ötürü olduğunu dile getirmek ya da öyleymiş gibi davranmak epey irite edici bi' davranış oluyor.

tl;dr: insanın götünü* kaldırıp evrimin defolu malı olmasına da, aile terbiyesini aldığında düzgün bi' insan olmasını da sağlayabilecek ahval.

solcular için: kapitalist üretim ilişkilerini kavrayamamış olmak. zengin düşmanı solcu sömürüye değil, sömürene düşmandır. sabancı süikastini falan savunabilir bunlar.

sağcılar için: kendilerini beceriksiz hissetmeleri. bu arkadaşlar zaten sınıflı topluma karşı değil, bunu hak görüyor ama kendileri de ekmek arası patates yiyor. e o zaman bende bir problem var hissini itiraf edemeseler de taşıyorlar. apolitikler de bunun soft versiyonu.

zenginler 2 ye ayrılır. dünyanın geleceğini şekillendirip icatlarıyla milyarder olanlar. elon musk ,bill gates gibi.

bir de cahil toplumların oldugu ulkelerde şarkı kurnazlığıyla zengin olan vizyonsuzlar. bunlar ne yaşadıkları ülkeye ne dünyaya bir şey katar. aksine götürürler. örneği çoook.

2.cilerden ben de ölümüne nefret ediyorum.

tam olarak zenginleri değil de, parası olmasa övündüğü vasıflarından hiçbirine sahip olamayacak ve bir halta yaramayacak tiplerin egosunu kaf dağının tepesine konumlandırışına bir miktar tilt olduğum ve de küçümsediğim doğrudur

her şeylerinin temiz, parlak olması.