lisede sevilmeyen hocanın branşı ve sevilmeme nedeni
başlık "tosbağa" tarafından 20.02.2023 18:29 tarihinde açılmıştır.
1.
herkesin vardır okulda nefret ettiği bir öğretmen. benimkinin branşı matematikti ve sebebi kadının fazlasıyla egolu olmasıydı. dersi sadece matematik bilenlerle işlerdi, bir seferinde dersten sonra yanına gidip hocam ben bu konularda eksiğim müsait olduğunuzda gelsem öğretmenler odasına bana anlatsanız olur mu demiştim ve bana seninle zaman kaybedemem demişti.
devamını gör...
2.
dil ve anlatım. ulan kadının ismi sebileydi. sebile diye isim mi olur. ayrıca sürekli afralar tafralar. kocasıyla dövüşüyor geliyor hıncını bizden alıyor. inşallah kocası bundan ayrılmıştır.
devamını gör...
3.
edebiyat. sevgilim olmasına kızmıştı. okul birincisisin ne sevgilisi demişti. birinciliği de aldık sevgiliyi de hadi bakalım
devamını gör...
4.
kimya , edebiyat ve din.
kimya dersini bir türlü sevemediğim ve de anlayamadığım için kimya derslerinde sadece kitap okuyordum. zaten hoca da askerlik anılarını ya da arkadaşına nasıl laf soktuğunu falan anlatıyordu. dersinde onun anlattığı bu şeyleri dinlemeyip kitap okuduğum için babamı okula çağırıp kendisine nasıl saygısızlık yaptığımdan bahsetmiş manyak adam. gün sonunda da babamla bu konunun dalgasını geçmiştik jdlsksk.
edebiyat hocasını sevmiyor olmamın sebebi ise derste okul kitabındaki paragrafları sırasıyla okutmaktan başka bir şey yapmıyordu.son sene bile sınıfça okuma yapıyorduk sadece.
din hocası da sınıftakileri bu kız gibi olmayın gibisinden uyarmıştı kskzjkakjs. bu kız dediği kişi benim ve bunu deme sebebi saçlarımın o zamanlar renkli olması, çok fazla müzik dinliyor olmam*, fikirlerimi beğenmemesi , arkadaş seçimlerimi yanlış bulması gibi sebeplerdi. her ders sonunda bana bakarak ve yanıma gelerek bana laf sokmaya çalışması o zamanlar çok komik gelirdi ama gülemezdim ayıp olmasın diye.
bir de aklıma geldi bak yine. lisemdeki müdür beni her gördüğünde kulaklığımı alıp geri vermiyordu. son sene ilk staj maaşımla aldığım jbl kulaklığımı vermedi kadın. ben de sinirle gidip babama anlatmıştım. babam da hakkını ara,cimere şikayet et, alırsın kulaklığı falan dedi. gaza da getirdi beni iyice. gittim şikayet ettim ben de o hırsla. birkaç gün sonra müdürün odasına çağrıldım tabii. abartısız 20 hoca falan müdürün sağ ve soluna dikilmiş beni bekliyorlar jsksjkaksk. yok işte senden bunu hiç beklemezdikte, ben normalde çok sessiz sakin biriymişim bana ne olmuşta, bir kulaklığın derdine mi düşmüşüm de...saydırdılar bir şeyler. özür beklediler. aşırı gururlu ve sınırlı bir ergen olduğum için dilemedim.* bu böyle birkaç gün sürdü. en son babamı çağırdılar sizin kızınız böyle böyle bir şey yapmış haberiniz var mı diye jsjlwmwkl. babam da demiş kendisinin bunu yapmamı söylediğini.
sonuç olarak o bir hevesle aldığım jbl kulaklığımı ya da diğer kaptırdığım kulaklıklarımı alamadım . o müdüre ise canım jbl kulaklığım için hâlâ çok sinirliyim. ilk defa öyle bir kulaklık kullandığım için kulağın ne kadar önemli olduğunu yeni fark etmiştim oysa ki.
oh be. sinir, stres hiçbir şey kalmadı şu an. pamuk gibiyim.
kimya dersini bir türlü sevemediğim ve de anlayamadığım için kimya derslerinde sadece kitap okuyordum. zaten hoca da askerlik anılarını ya da arkadaşına nasıl laf soktuğunu falan anlatıyordu. dersinde onun anlattığı bu şeyleri dinlemeyip kitap okuduğum için babamı okula çağırıp kendisine nasıl saygısızlık yaptığımdan bahsetmiş manyak adam. gün sonunda da babamla bu konunun dalgasını geçmiştik jdlsksk.
edebiyat hocasını sevmiyor olmamın sebebi ise derste okul kitabındaki paragrafları sırasıyla okutmaktan başka bir şey yapmıyordu.son sene bile sınıfça okuma yapıyorduk sadece.
din hocası da sınıftakileri bu kız gibi olmayın gibisinden uyarmıştı kskzjkakjs. bu kız dediği kişi benim ve bunu deme sebebi saçlarımın o zamanlar renkli olması, çok fazla müzik dinliyor olmam*, fikirlerimi beğenmemesi , arkadaş seçimlerimi yanlış bulması gibi sebeplerdi. her ders sonunda bana bakarak ve yanıma gelerek bana laf sokmaya çalışması o zamanlar çok komik gelirdi ama gülemezdim ayıp olmasın diye.
bir de aklıma geldi bak yine. lisemdeki müdür beni her gördüğünde kulaklığımı alıp geri vermiyordu. son sene ilk staj maaşımla aldığım jbl kulaklığımı vermedi kadın. ben de sinirle gidip babama anlatmıştım. babam da hakkını ara,cimere şikayet et, alırsın kulaklığı falan dedi. gaza da getirdi beni iyice. gittim şikayet ettim ben de o hırsla. birkaç gün sonra müdürün odasına çağrıldım tabii. abartısız 20 hoca falan müdürün sağ ve soluna dikilmiş beni bekliyorlar jsksjkaksk. yok işte senden bunu hiç beklemezdikte, ben normalde çok sessiz sakin biriymişim bana ne olmuşta, bir kulaklığın derdine mi düşmüşüm de...saydırdılar bir şeyler. özür beklediler. aşırı gururlu ve sınırlı bir ergen olduğum için dilemedim.* bu böyle birkaç gün sürdü. en son babamı çağırdılar sizin kızınız böyle böyle bir şey yapmış haberiniz var mı diye jsjlwmwkl. babam da demiş kendisinin bunu yapmamı söylediğini.
sonuç olarak o bir hevesle aldığım jbl kulaklığımı ya da diğer kaptırdığım kulaklıklarımı alamadım . o müdüre ise canım jbl kulaklığım için hâlâ çok sinirliyim. ilk defa öyle bir kulaklık kullandığım için kulağın ne kadar önemli olduğunu yeni fark etmiştim oysa ki.
oh be. sinir, stres hiçbir şey kalmadı şu an. pamuk gibiyim.
devamını gör...
5.
matematik.
sebebi de matematik öğretmeni olması.
sebebi de matematik öğretmeni olması.
devamını gör...
6.
lisede dokuz ve onda dersimize giren tarihçimizi sevmezdim. ülkücü bıyıkları vardı ve sürekli osmanlıyı överdi. nazım hikmet ve orhan pamuk isimleri derste geçince çıldırırdı ve "bunlar vatan haini,vatan hainleriiğğ" derdi.olaylara taraflı bakıp bize de bunları aşılamaya çalışması sinir bozucuydu bu yüzden sevmezdim.
devamını gör...
7.
milli güvenlik.
sebebi,coğrafyacının bu derse girdiğinde kendini genelkurmay başkanı sanması ve kız- erkek demeden hepimize kök söktürmesiydi.
tarih.
ruh sağlığı bozuk kadının kendi egosunu tatmin etmeye çalışmasıydı.
sebebi,coğrafyacının bu derse girdiğinde kendini genelkurmay başkanı sanması ve kız- erkek demeden hepimize kök söktürmesiydi.
tarih.
ruh sağlığı bozuk kadının kendi egosunu tatmin etmeye çalışmasıydı.
devamını gör...
8.
coğrafya, ezberden öteye gitmezdi ve anlatabilme yetisi yoktu.
ingilizce, klasik evde kalmış bana takık sinirli bir tipti.
resim, egosu çok yüksek bir kadındı. herkes mükemmel at çizmek zorunda değil.
ingilizce, klasik evde kalmış bana takık sinirli bir tipti.
resim, egosu çok yüksek bir kadındı. herkes mükemmel at çizmek zorunda değil.
devamını gör...
9.
benim sevdiğim bir hoca olmadı. bizim hocalarımız öğrencileri ile şahsi olarak iletişim kurmak gibi bir çaba içerisine girmek istemiyorlardı.
yılar sonra eğitim fakültesine gelince anladım ki bir öğrencinin başına gelebilecek en kötü şey mesleği yapmak istemeyen ya da yaşlandığı için bezdiği için emeklilik yaşı bekleyen bir öğretmene denk gelmiş olması bana göre.
mesleğini iyi yapan hocalar vardı ama mesele coğrafya öğrenmek değildi onlar bunu anlamadı.
her yer kaynak her yer bilgi. kaç paralel olduğunu bilmeden büyüsen ölmezsin ama bugün libya savaşına müdahil olalım mı dediğinde bu bir yönüyle tarih bir yönüyle coğrafya bilincidir.
(bkz: tarihi coğrafya belirler)
yılar sonra eğitim fakültesine gelince anladım ki bir öğrencinin başına gelebilecek en kötü şey mesleği yapmak istemeyen ya da yaşlandığı için bezdiği için emeklilik yaşı bekleyen bir öğretmene denk gelmiş olması bana göre.
mesleğini iyi yapan hocalar vardı ama mesele coğrafya öğrenmek değildi onlar bunu anlamadı.
her yer kaynak her yer bilgi. kaç paralel olduğunu bilmeden büyüsen ölmezsin ama bugün libya savaşına müdahil olalım mı dediğinde bu bir yönüyle tarih bir yönüyle coğrafya bilincidir.
(bkz: tarihi coğrafya belirler)
devamını gör...
10.
2-3 tanesini ayırıyorum alayı cahil, ezik ruh hastalarıydı.
mezun olduktan sonra o düzgün 2-3 hocaya ünivesite haberini vermek için gittim. bu it olanların hangisine denk geldiysem hakarettir, aşağılamadır kadın erkek demeden soktum da soktum. bir tanesi gözümün içine bakamadı.
salaklar okul polisini çağırmışlar. mete abi o sırada çay içtiğimiz geometri hocasının odasına geldi, onunla da çay içmiş olduk.
mezun olduktan sonra o düzgün 2-3 hocaya ünivesite haberini vermek için gittim. bu it olanların hangisine denk geldiysem hakarettir, aşağılamadır kadın erkek demeden soktum da soktum. bir tanesi gözümün içine bakamadı.
salaklar okul polisini çağırmışlar. mete abi o sırada çay içtiğimiz geometri hocasının odasına geldi, onunla da çay içmiş olduk.
devamını gör...
11.
dil ve edebiyyat.
yaşlı pislik bize yapmadığını bırakmazdı, özellikle de bana aşırı kıldı. ben zaten tüm öğretmenlerle kavgalıydım, ama bu beni hep karalardı. nedenini hala bilemiyorum. hep aşağılardı her kesin içinde falan. bir gün bu sınıfa girerken kapının arkasından bunu korkutmuştum 10-cu sınıfta. beni okul müdürüne şikayet ettirip okuldan attırmaya çalışıyordu. ki, haklıydı, ama haketti şerefsiz*
neyse paçayı zor kurtardık. 2 sene önce gördüm bunu sokakta, atm-den para çekmeye çalışıyordu. ben de aynı sırada bundan bir sonrakiydim. bana yardım edermisin evladım diye seslendi, ben de hayır diye cevap verdim. beni tanıdı yüzü asıldı malın. tabi olum, yaşattığını yaşamadan ölmezsin *
yaşlı pislik bize yapmadığını bırakmazdı, özellikle de bana aşırı kıldı. ben zaten tüm öğretmenlerle kavgalıydım, ama bu beni hep karalardı. nedenini hala bilemiyorum. hep aşağılardı her kesin içinde falan. bir gün bu sınıfa girerken kapının arkasından bunu korkutmuştum 10-cu sınıfta. beni okul müdürüne şikayet ettirip okuldan attırmaya çalışıyordu. ki, haklıydı, ama haketti şerefsiz*
neyse paçayı zor kurtardık. 2 sene önce gördüm bunu sokakta, atm-den para çekmeye çalışıyordu. ben de aynı sırada bundan bir sonrakiydim. bana yardım edermisin evladım diye seslendi, ben de hayır diye cevap verdim. beni tanıdı yüzü asıldı malın. tabi olum, yaşattığını yaşamadan ölmezsin *
devamını gör...
12.
edebiyatçıydı çünkü bana takıktı karı ikide bir laflarıyla iğneleyip dururdu. kendi de bi b.. olsa bari. bunu baştan kocası s..tir etmiş zaten.
devamını gör...
13.
edebiyatçıydı öğrenciler soru getirmiyor diye yakınıp, soru götüren öğrenciler içinde kızların sorularını görürdü. erkek arkadaşlarımız çağırdığında duymamış gibi davranırdı.
devamını gör...
14.
beden eğitimi öğretmeni.
turnikeyi (basketbol) nizami atmadığım sebebiyle bana 4 vermişti.
o sene bölgeselde (3. lig) lisanslı basketbolcu olmam dışında bir problem yok.*
çünkü okul takımında oynamayı reddetmiştim. (kulüp takımımla gittiğim turnuva ile çakışıyordu yahu ben şehirde bile değildim!)
neymiş, okulu küçümsemişim.
çakışmayan turnuvalardan getirip okulun müdürlük koridorundaki vitrinlere koyduğum 6 kupa da ona girsin.
turnikeyi (basketbol) nizami atmadığım sebebiyle bana 4 vermişti.
o sene bölgeselde (3. lig) lisanslı basketbolcu olmam dışında bir problem yok.*
çünkü okul takımında oynamayı reddetmiştim. (kulüp takımımla gittiğim turnuva ile çakışıyordu yahu ben şehirde bile değildim!)
neymiş, okulu küçümsemişim.
çakışmayan turnuvalardan getirip okulun müdürlük koridorundaki vitrinlere koyduğum 6 kupa da ona girsin.
devamını gör...
15.
felsefe, kadın deliydi, yaşı çok ilerlemişti ama hâlâ bekar ve annesi ile yaşıyordu. iğrenç tiz bir sesi vardı. okulda aslında kimse sevmezdi kadını. ölse o gün okulda her sene kutlama yapılırdı o derece nefret edilirdi. diğer hocalar bile sevmezdi. hatta bir felsefe sınavını başka bir hoca hazırlamıştı bir keresinde, salak karı da sınavdan önce hiç bakmamış sorulara. sınavdan sonra soruların kolay olduğunu görünce sınavı hazırlayan hoca ile koridorun ortasında kavga etmişti.
derste sürekli öğrencileri aşağılar hatta fiziksel özellikleri ile falan dalga geçerdi.
bir diğeri tarihçi bir adamdı. aynı zamanda müdür yardımcısıydı. aşırı sert ve disiplinli idi. dersi de sabah ilk dersti ve adam sabah herkes kitapları açık şekilde ayakta sessizce onu beklesin istiyordu. manyak herif ne zaman geleceğin belli değil yarım saat seni mi bekleyeceğiz. birkaç kere sınıfı azarlamıştı bu yüzden. bizde sırayla koridorda nöbet tutuyorduk.
ayrıca bir keresinde bir ödev yapmamızı istemişti. poşet dosyalara koyup veriyorduk, en yakın arkadaşımın dosyasının kenarındaki plastik mavi yerine yeşil olduğu için azarlayıp ödevi almamıştı.
derste sürekli öğrencileri aşağılar hatta fiziksel özellikleri ile falan dalga geçerdi.
bir diğeri tarihçi bir adamdı. aynı zamanda müdür yardımcısıydı. aşırı sert ve disiplinli idi. dersi de sabah ilk dersti ve adam sabah herkes kitapları açık şekilde ayakta sessizce onu beklesin istiyordu. manyak herif ne zaman geleceğin belli değil yarım saat seni mi bekleyeceğiz. birkaç kere sınıfı azarlamıştı bu yüzden. bizde sırayla koridorda nöbet tutuyorduk.
ayrıca bir keresinde bir ödev yapmamızı istemişti. poşet dosyalara koyup veriyorduk, en yakın arkadaşımın dosyasının kenarındaki plastik mavi yerine yeşil olduğu için azarlayıp ödevi almamıştı.
devamını gör...
16.
coğrafyacı hüsnü.
ateş yakıyor, yemek yapabiliyor, 3 bin kelimeyi anlıyor.
ya ben hayatımda böyle bi' adam görmedim galiba
türkçe konuşabilme yetisi yoktu adamın, söylediğimiz cümleleri de anlamıyordu
ve bu adam coğrafya öğretmeni, mükemmel.
o dönem feci özenti rockçıyız, korn t-shirtü giymişim beyaz gömlek içine sırada oturuyorum
sırtıma sert bir sıvaz geldi,
çevirdim kafamı kel hüsnü,
nasılsın koran adam dedi, o ders için lakabım "koran adam" kalmıştı
birini tahtaya çağıracak mesela, kafayı çeviriyorum göz teması kurmamak için.
koran adam gel bakim falan diyordu
tey tey çok sene geçti he üstünden.
ateş yakıyor, yemek yapabiliyor, 3 bin kelimeyi anlıyor.
ya ben hayatımda böyle bi' adam görmedim galiba
türkçe konuşabilme yetisi yoktu adamın, söylediğimiz cümleleri de anlamıyordu
ve bu adam coğrafya öğretmeni, mükemmel.
o dönem feci özenti rockçıyız, korn t-shirtü giymişim beyaz gömlek içine sırada oturuyorum
sırtıma sert bir sıvaz geldi,
çevirdim kafamı kel hüsnü,
nasılsın koran adam dedi, o ders için lakabım "koran adam" kalmıştı
birini tahtaya çağıracak mesela, kafayı çeviriyorum göz teması kurmamak için.
koran adam gel bakim falan diyordu
tey tey çok sene geçti he üstünden.
devamını gör...
17.
matematik, kadın birinci dönemde bize çok iyi davranmıştı. bizde buna kanmıştık. birinci sınavlarda öyle bir soru sormuşlardı ki... eğitim öğretim haystımın en düşük notunu almıştım; 05. (uç değil, bildiğiniz 5) sınıfta herkes yazılılardan sonra eve giderlerdi, çünkü yazılıların hepsi öğleden önce yapılırdı. bu hocanın da dersi de son dersti. ben ders işler diye kalmıştım. sınıfta toplasanız 5 kişiyiz. geldi yazılıları okudu. bana 10 aldığımı söylemişti. akşam eve geldiğimde e okula girdim baktım puan 5. sonraki gün okula gittiğimde sınıfta herkese aldıkları puanlara 5 puan eklediğini söylemişti. bende "hocam dün bana 10 aldığımı söylediniz, akşam evde baktığımda 5'ti" dedim. o da "ben sen arkadaşlarının yanında rezil olma diye 10 dedim, sen aslında 5 almıştın" dedi. arkadaşlara rezil olmayayım diye? tüm sınıfın ortasında dedi bunu. zaten 2. dönem kadın dersten geri kaldığını savunaraktan dersleri hızlı işliyordu ve soru atlıyordu. adam gibi konu da işlemiyordu. tek sorun diğer sınıflardan önde olmamızdı. ben asla o hocadan bişey anlamadım. kocası da bizim okulda tarih öğretmeniydi ve çok kibar birisiydi. bu mat öğretmeni bizim sınıf hocamızdı da ve sınıfla etkinlik yapacağız zaman bizimle çok ilgilenmezdi, kocasına devrederdi. adam bizim sınıf hocamız bile değildi. ama ilgilenirdi. neyse ki o kadından kurtuldum.
devamını gör...
18.
felsefecimizi sevmezdim. kadın ders anlatmak yerine öğretmenler odasındaki dedikoduları anlatıyordu.
devamını gör...
19.
psikoloji hocası serikan .
kışın bile güneş gözlüğü ile geziyordu artis.
kışın bile güneş gözlüğü ile geziyordu artis.
devamını gör...
20.
coğrafyacı bir kadın vardı. durduk yere açık açık yüzümüze allah belanızı versin buraya gelmek istemiyordum diyip ırkçılık yapması.
devamını gör...