zirve

doruk. bir işteki en üst aşama

dağ ve tepe gibi yükseltilerin en tepedeki noktası.

kendi alanlarında uzman kişilerin bir araya gelerek yaptıkları toplantı.

belirli bir konuda yapılan geniş katılımlı toplantı.
boğaziçi zirvesi

ek:
(bkz: kafa sözlük samsun zirvesi)
(bkz: kafa sözlük adana zirvesi)

tek kişiliktir. o da zirvenin insafiyetine kalmıştır. her an düşürebilir sizi.

değişik bi' olay.

eskiden daha nostaljikti, ne bilim , zirvede ağzından gık çıkmayan adam eve heyecanlı bi' şekilde döndüğünde ortamdaki en güzel kızın nick altına bir damlardı. birasını benimle paylaşan tatlı yazar hıh gibi gibi, romantik dönemler.

yalnız luci'nin tespitler acayip yerinde, feci bir rekabetçilik dönüyor

-bir ablayla karşı karşıya masada muhabbet ediyorsun mesela, erkeklerle muhabbet etmekten sıkılmış bir dostumuz yanına gelip, biraz yer değişelim mi yea falan çekiyor. işte benim sağımda arkadaşı varmışmış falanlar, yemezler üstad, yemezler.

- mesela aynı gün içerisinde bir yazar dostumuz vardı, dikkatimi çekmişti. herkes masada muhabbet ederken ayağa kalkıp sırtını duvara yaslayıp elinde viskisiyle tüm gece sağı solu ve masayı kesti. baya temiz 4-5 saat ayakta mesai yaptı adam, çok ilginçti, hiç görmedim böyle bir insan hayatımda.

galiba mainstream olmamanın yegane kurallarından biri bu
hayır kimse de gitmedi adamın yanına muhabbet etmeye
bizimki özel okul sözlüğüydü ondan zaar.

bir muhasebe programı.

(bkz: şahika)

doruk noktası.
uzun zamandır zirve falan görmedik. sözlüğü zirveye taşıyacak yenilikler lazım.

deli gönlüm zirvelerin delisi;

zirvelerde kartallarda bulunur yılanlar da. ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir. önemli olan nereye gelmiş olduğundan çok, nereden ve nasıl geldiğinizdir.
cenap şahabettin