1.
ilkokulda anlatılır genelde hayali bir hayvan
devamını gör...
2.
devamını gör...
3.
türkiye'de fox tv de izleyiciye sunulan dizidir. bence hiç değmez izlemeye.
devamını gör...
4.
simurg olarak da bilinen efsanevi bir kuş. kökeni pers mitolojisine dayanır.
devamını gör...
5.
birçok mitolojide farklı isimlerle yer alan bilgelik timsali olmasıyla ve küllerinden doğmasıyla bilinen kuştur. herkes için çeşitli anlamları olabilir ama bu kuşun adını andığımda ben, fawkes'ın kuyruğuna tutunup kendimi albus percival wulfric brian dumbledore'un odasında buluveriyorum. kendisinin evcil hayvanı olan fawkes da bir zümrüdüankadır zira. belki biraz çocukça olabilir ama harry potter serisi de hem çocukluğum hem bugünüm olduğu için keyif alıyorum bu durumdan.
ilk girimden tutup yazarlığa da taşır belki bu kuş beni, bilemeyiz. bakıp göreceğiz.
ilk girimden tutup yazarlığa da taşır belki bu kuş beni, bilemeyiz. bakıp göreceğiz.
devamını gör...
6.
masallarda kanadinda degerli taşlar ve mucevherler tasidigi anlatilan kustur.
devamını gör...
7.
yılanlara düşmanlık besleyen, küllerinden doğabilen, pers mitolojisinin efsanevi yaratığı.
devamını gör...
8.
hayali bir kuş türü, genellikle çizgi film ve masallarda önümüze çok çıkar.
devamını gör...
9.
küllerinden yeniden doğabilen tam da bu yüzden hayranlık beslediğim mitolojik bir kuş. *
devamını gör...
10.
zümrüdüanka.... hatice aksüt'ün lili may üçlemesinin ana konusunda yer alan efsanevi kurtarıcı... konuya dahil oluşuna hala 'vay be nasıl bağlamış bunu buraya :)' dediğim varlık
devamını gör...
11.
efsaneye göre gögsü kınalı serçenin içinden çıkan görkemli ve güçlü kuş
devamını gör...
12.
masallarda ve halk dilin de (zümrüd-i anka) adıyla bilinen simurg veya sirenk' de denilen , pers mitolojisine dayanan küllerinden doğan, tekrardan var oluşu, dirilişi temsil eden gösterişli ve efsanevi bir kuştur. her mitolojide farklı isimlerle anılmıştır. örneğin; türk mitolojisinde ''tuğrul kuşu'' , mısır mitolojisinde ise ''fenix'' , yunan mitolojisinde ''pheniks'' olarak bilinir. ancak gerçekliği konusunda kesin bilgiye hiçbir zaman ulaşılamamıştır.
bir çok efsaneleşmiş masala konu olsa da genel olarak bu gösterişli kuşun ölümündeki gizem , ateşe dönerek kendisini yakıp yok etmesi ve küllerinden yeniden doğması anlatılır. simurg farsça da otuz kuş anlamına gelmekte ve bu kuşun otuz kuşun tek bir bedene bürünmesi olarak ifade edilmektedir. rivayetlere göre bir çok defa dünyanın yıkılışına tanıklık ettiği bu sebeple ölümsüz olduğu ve bilgi ağacında bir yuvası olduğu hatta bu yuvanın kaf dağı'nın tepelerinde olduğundan söz edilir. farklı farklı hikayelerle, farklı isimlerle anılsa da hepsinde anlatılan ortak özellikleri devasa büyüklükte olması ,iyiliği temsil etmesi, bilgeliğiyle olağanüstü olmasıdır.
en bilindik hikayesi şöyle anlatılır;
kuşlar simurg’a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürlermiş. ama içlerinden onu gören olmamış. simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan kaf dağı’nın tepesindeymiş. bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü simurg’un kanadından bir tüy bulmuş. onun var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte simurg’un huzuruna gidip, yolunda gitmeyen şeyler için yardım istemeye karar vermişler.
kaf dağına varmak için ise yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş, bu vadilerin her biri bir diğerinden daha çetinmiş. birincisi; istek, ikincisi; aşk, üçüncüsü; marifet, dördüncüsü; istisna, beşincisi; tevhid, altıncısı; şaşkınlık ve yedincisi ; yokoluş vadileriymiş.
kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. isteği ve sebatı az olanlar, dünyevi şeylere takılanlar yolda birer birer dökülmüşler. yorulanlar ve düşenler olmuş.kaf dağı’na vardıklarında geriye sadece otuz kuş kalmış. simurg’un yuvasını bulunca ögrenmişler ki ‘simurg – otuz kuş’ demekmiş. onların her biri birer simurg’muş. 30 kuş anlar ki aradıkları kendileridir ve gerçek yolculuk, kendine yapılan yolculuktur.
efsanelerin genellikle insan oğlunun ders alması için anlatılan hikayeler olduğunu düşünürsek zümrüdüanka kuşunun bu hikayesinde kuşların yerine insanoğlunu koyduğumuzda net olarak görünen her insanın aslında bir anka kuşu olduğu değil mi? her insanın hayatında bir dönüm noktası acı sı ve yıkımı yok mudur?belki de yaşanan acı ve yıkımlardan sonra kendi içimize yolculuk yapmamız gerek ve insan doğasında bulunan duygularından arınarak gerçekleri görmemiz gerektir.
zümrüdüanka kuşu mistik yapısıyla birçok yerde sonsuzluğu, mücadeleyi ve bilgeliği temsil eden bir sembol haline gelse de yeniden doğuşu simgelediği için aydınlanma ve reenkarnasyon gibi anlamlarda da kullanılmaktadır. bir efsaneye göre ise eşini kaybettiği için sonsuza kadar yalnızlığa mahkum olmuş ve başka bir eş bulamamıştır bu da sonsuz aşkı temsil eder.
tüm hikayelerde iyilik güzellik sonsuzluk atfedilen zümrüdüanka kuşu küllerinden doğması sebebiyle aynı zaman da yıkılıştan sonraki doğuşu simgelediği için zümrüdüanka kuşu simgesini kullanımında dikkatli olmakta fayda vardır. şöyle ki kötü olan herhangi bir şey için enerji aracı olarak kullan zümrüdüanka kuşu kötülüğü iyiliğe çevirme enerjisine sahiptir fakat aslında kötü enerji taşımayan hayatında kötü olarak gördüğü şeyler kişi için aslında olması gereken ve iyi bir şey ise bu sembolü kullandığında her şey altüst olabileceği düşünülmektedir.
bir çok efsaneleşmiş masala konu olsa da genel olarak bu gösterişli kuşun ölümündeki gizem , ateşe dönerek kendisini yakıp yok etmesi ve küllerinden yeniden doğması anlatılır. simurg farsça da otuz kuş anlamına gelmekte ve bu kuşun otuz kuşun tek bir bedene bürünmesi olarak ifade edilmektedir. rivayetlere göre bir çok defa dünyanın yıkılışına tanıklık ettiği bu sebeple ölümsüz olduğu ve bilgi ağacında bir yuvası olduğu hatta bu yuvanın kaf dağı'nın tepelerinde olduğundan söz edilir. farklı farklı hikayelerle, farklı isimlerle anılsa da hepsinde anlatılan ortak özellikleri devasa büyüklükte olması ,iyiliği temsil etmesi, bilgeliğiyle olağanüstü olmasıdır.
en bilindik hikayesi şöyle anlatılır;
kuşlar simurg’a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürlermiş. ama içlerinden onu gören olmamış. simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan kaf dağı’nın tepesindeymiş. bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü simurg’un kanadından bir tüy bulmuş. onun var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte simurg’un huzuruna gidip, yolunda gitmeyen şeyler için yardım istemeye karar vermişler.
kaf dağına varmak için ise yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş, bu vadilerin her biri bir diğerinden daha çetinmiş. birincisi; istek, ikincisi; aşk, üçüncüsü; marifet, dördüncüsü; istisna, beşincisi; tevhid, altıncısı; şaşkınlık ve yedincisi ; yokoluş vadileriymiş.
kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. isteği ve sebatı az olanlar, dünyevi şeylere takılanlar yolda birer birer dökülmüşler. yorulanlar ve düşenler olmuş.kaf dağı’na vardıklarında geriye sadece otuz kuş kalmış. simurg’un yuvasını bulunca ögrenmişler ki ‘simurg – otuz kuş’ demekmiş. onların her biri birer simurg’muş. 30 kuş anlar ki aradıkları kendileridir ve gerçek yolculuk, kendine yapılan yolculuktur.
efsanelerin genellikle insan oğlunun ders alması için anlatılan hikayeler olduğunu düşünürsek zümrüdüanka kuşunun bu hikayesinde kuşların yerine insanoğlunu koyduğumuzda net olarak görünen her insanın aslında bir anka kuşu olduğu değil mi? her insanın hayatında bir dönüm noktası acı sı ve yıkımı yok mudur?belki de yaşanan acı ve yıkımlardan sonra kendi içimize yolculuk yapmamız gerek ve insan doğasında bulunan duygularından arınarak gerçekleri görmemiz gerektir.
zümrüdüanka kuşu mistik yapısıyla birçok yerde sonsuzluğu, mücadeleyi ve bilgeliği temsil eden bir sembol haline gelse de yeniden doğuşu simgelediği için aydınlanma ve reenkarnasyon gibi anlamlarda da kullanılmaktadır. bir efsaneye göre ise eşini kaybettiği için sonsuza kadar yalnızlığa mahkum olmuş ve başka bir eş bulamamıştır bu da sonsuz aşkı temsil eder.
tüm hikayelerde iyilik güzellik sonsuzluk atfedilen zümrüdüanka kuşu küllerinden doğması sebebiyle aynı zaman da yıkılıştan sonraki doğuşu simgelediği için zümrüdüanka kuşu simgesini kullanımında dikkatli olmakta fayda vardır. şöyle ki kötü olan herhangi bir şey için enerji aracı olarak kullan zümrüdüanka kuşu kötülüğü iyiliğe çevirme enerjisine sahiptir fakat aslında kötü enerji taşımayan hayatında kötü olarak gördüğü şeyler kişi için aslında olması gereken ve iyi bir şey ise bu sembolü kullandığında her şey altüst olabileceği düşünülmektedir.
devamını gör...