zaman tüneli
sardalya yiyen insanların balıktan anladığı gerçeği
katılıyorum. hatta arttırıyorum +barbun. ekmek arası olur mu bilmem ama tavası mükemmel.
ayrıca bi tavsiye vereyim çanakkale’ye giderseniz sardalye diye bi mekan var kesinlikle uğrayın. ama en iyisini foça taraflarında yersiniz imkanınız varsa. böyle bi gerçekte var. neyse fazla kafa karıştırmadan kaçiiim ben. unutmadan, turşu suları da ikramdı en son
ayrıca bi tavsiye vereyim çanakkale’ye giderseniz sardalye diye bi mekan var kesinlikle uğrayın. ama en iyisini foça taraflarında yersiniz imkanınız varsa. böyle bi gerçekte var. neyse fazla kafa karıştırmadan kaçiiim ben. unutmadan, turşu suları da ikramdı en son
devamını gör...
18 eylül 2023 tanrıkulu'nun fezlekesinin gönderilmesi
sezgin tanrıkulu’nun dokunulmazlığının kaldırılmasını içeren fezleke, cumhurbaşkanlığı'na gönderildi.
-aa
-aa
devamını gör...
sırf şapka giymedi diye adam asmak
evet garip bir milletiz sarık için idamlar var fes için idamlar var. asılanlar enayi de asanlar çok mu akıllı?
insanları rahat bırakın ne isterlerse giysinler.
bu konuda ahkam kesenler, yarın biride devrim kanunlarına aykırı davranamazsınız (ki o kanunlar halen yürürlükte) hepiniz şapka takacaksınız derse köpekler güler halinize.
insanları rahat bırakın ne isterlerse giysinler.
bu konuda ahkam kesenler, yarın biride devrim kanunlarına aykırı davranamazsınız (ki o kanunlar halen yürürlükte) hepiniz şapka takacaksınız derse köpekler güler halinize.
devamını gör...
eski sevgiline bir hediye gönder
hediye belli, zaten almıştım. işler kötüye giderken vermekten vazgeçmiştim. işyerinden kovulurken bile kavga etmeden gayet cool çıkan ben, sinirime yenilip bağırıp çağırarak ayrıldım. haketti mi? sonuna kadar, bana birşey kazandırdı mı? hayır.
tekrar yazıyorum sanmayacak olsa sonra gönderirdim. öğrendik, devam ettik. bitişini değil, mutlu ettiği günleri hatırlamak lazım, eğer hatırlamak çok lazımsa.
tekrar yazıyorum sanmayacak olsa sonra gönderirdim. öğrendik, devam ettik. bitişini değil, mutlu ettiği günleri hatırlamak lazım, eğer hatırlamak çok lazımsa.
devamını gör...
köylerdeki komik lakaplar
dedemin lakabı olan patron lakabı. ben de sanıyorum ki bir sürü tarlası toprağı evi var diye böyle diyolar. yok efendim oturduğu koltuktanmış. zamanında berberde gördüğü döner koltuklardan esinlenip bir tane makam koltuğu gibi bir koltuk alıp evin içine sokup orada oturduğu için öyle kalmış. önüne bir de kocaman masa koymuş ki üstüne tüy dikmiş. e bunu gören ahali durur mu yapıştırmış hemen lakabı.
devamını gör...
ölmenin en kötü yanı
devamını gör...
öz güveni artıran şeyler
kafana takılan eleştirilerin, korkuların, pişmanlıkların hepsinin kafanda olduğunu farktmek.
o noktada kendinle uzun bir sohbete oturur, o özgüvenini kıran şeylerin sonuna kadar bağırıp rahatlamasına izin verir, "her ne çıkarsa yoluma, selam verip yürümek istiyorum ben" dersin. millet "bambaşka bir insan oldun, yanında duran kendini hissediyor" der. 15'imde yaşadım bunu. 45'inde de yaşasan aynı şey.
o noktada kendinle uzun bir sohbete oturur, o özgüvenini kıran şeylerin sonuna kadar bağırıp rahatlamasına izin verir, "her ne çıkarsa yoluma, selam verip yürümek istiyorum ben" dersin. millet "bambaşka bir insan oldun, yanında duran kendini hissediyor" der. 15'imde yaşadım bunu. 45'inde de yaşasan aynı şey.
devamını gör...
yaşamanın en güzel yanı
sevdiklerimin sesini her gün duyuyor olmak.
(bkz: çok şükür)
(bkz: çok şükür)
devamını gör...
yaşamanın en güzel yanı
belirsizliğidir. bu belirsizlik hem endişe hem umut verir ama umut, hepsinden güçlüdür.
devamını gör...
sardalya yiyen insanların balıktan anladığı gerçeği
hep ızgara somon yediğim için balıktan anlamadığımı öğrendiğim bir akşam oluyor.
devamını gör...
ölmenin en kötü yanı
annemin çok üzüleceğini bilmek.
devamını gör...
hayatı tek kelime ile anlat
yalan
devamını gör...
günün menüsü
ekmek arası makarna
devamını gör...
öz güveni artıran şeyler
ben kendimle dalga geçtiğimde aşırı mutlu oluyor ve özgüvenim artıyorken; birisi benimle aymı konu üzerinde defalarca dalga geçtiğinde aşırı mutsuz oluyor ve özgüvenim kırılıyor.
saç konusu var bir de. saçımı o gün beğendiysem dünyada benden özgüvenlisi yok.
saç konusu var bir de. saçımı o gün beğendiysem dünyada benden özgüvenlisi yok.
devamını gör...
sardalya yiyen insanların balıktan anladığı gerçeği
sardalya efsane bir balıktır. ekmek arasında da güzel gider, elle ayıklaya ayıklaya yediğinizde de.
bu balığı yiyen balıktan anlıyor demektir.
bu balığı yiyen balıktan anlıyor demektir.
devamını gör...
pozitif yazıyoruz kampanyası
eğlenmeyi de bilmeliyiz. dertlenmeyi de. tamamen pozitifleşemeyiz. çünkü hayatımızda kötü zamanlarımız olabilir. duyguyu anına göre yaşamanın önemli olduğunu düşünüyorum. eğer mutsuzsan otur, dinlen, düşün, içini dök. çok mutsuzken mutlu imajı yaratmaya çalışma.(bir an önce toparlanabilmek şartıyla) mutsuzluğunu yaşayamazsan, onu görmemezlikten gelirsen hiç ummadığın bir zamanda, hiç ummadığın bir yerde ve belki de en sevdiğin kişiye karşı patlama yaşayabilirsin. anın duygusunu önemseyin.
devamını gör...
the medusa touch
türkiye'de medusa adıyla gösterilmiş filmin gerçek adı. medusa dokunuşu.
ingiliz romancı peter van greenaway'in aynı adlı romanından (1973) sinemaya uyarlanmış 1978 yapımı film. başrollerde morlar rolünde richard burton, komiser rolünde lino ventura ve psikiyatrist zonfeld rolünde de lee remick oynamaktaydı. filmde zonfeld (lee remick) kadın olarak seçilmiştir ama kitapta o da erkektir.
komiser brunel bir cinayeti araştırmak için cinayet yeri apartman dairesine gider. daire yazar morlar'a aittir. öldürülen kişi morlardır. kafasına çok ağır bir cisimle vurularak öldürülmüştür. ağır cisim de yerde durmakta olan bronz bir napolyon heykelciğidir.
morlar'ın cenazesi kaldırılırken adamın ölmediği, beyninin tam sürat çalıştığı fark edilir. ancak adam iyileşecek gibi değildir.
brunel zonfeld'le görüşür. morlar nihilist birisidir. zonfeld'e bunu kimin yaptığını bilip bilmediğini sorar. soruşturma ilerledikçe zonfeld'den kuşkulanmaya başlar. zonfeld inanılmaz bir hikaye anlatmakta ve morlar'ın felaketler yaratan bir telekinetik olduğunu söylemektedir.
ingiliz romancı peter van greenaway'in aynı adlı romanından (1973) sinemaya uyarlanmış 1978 yapımı film. başrollerde morlar rolünde richard burton, komiser rolünde lino ventura ve psikiyatrist zonfeld rolünde de lee remick oynamaktaydı. filmde zonfeld (lee remick) kadın olarak seçilmiştir ama kitapta o da erkektir.
komiser brunel bir cinayeti araştırmak için cinayet yeri apartman dairesine gider. daire yazar morlar'a aittir. öldürülen kişi morlardır. kafasına çok ağır bir cisimle vurularak öldürülmüştür. ağır cisim de yerde durmakta olan bronz bir napolyon heykelciğidir.
morlar'ın cenazesi kaldırılırken adamın ölmediği, beyninin tam sürat çalıştığı fark edilir. ancak adam iyileşecek gibi değildir.
brunel zonfeld'le görüşür. morlar nihilist birisidir. zonfeld'e bunu kimin yaptığını bilip bilmediğini sorar. soruşturma ilerledikçe zonfeld'den kuşkulanmaya başlar. zonfeld inanılmaz bir hikaye anlatmakta ve morlar'ın felaketler yaratan bir telekinetik olduğunu söylemektedir.
devamını gör...