ortaokula yeni başladığım yıllardaydı. o aralar yaş gereği doğa üstü olaylara ilgi ve merak var hepimizde. köylü çocuğuyuz, köyde ortaokul yok, okusun diye ilçede bir yurda verdiler. biz yaz-kış kalıyoruz ama yazları bir de alamancı çocukları geliyor, dini bir şeyler öğrenmek için. neyse bir gece yatsı namazını kılınca uyumaya gittik. iki katlı ranzanın üst katında, pencere kenarında yatıyorum. yatağıma tırmandım, pijamamı giydim, dua edip uyuyacağım artık. o ara pencere tarafından nefes alma sesleri gelmeye başladı. yanlış duymuşumdur diye devam ettim duaya. az sonra perde de kıpırdamaya başladı. daha önce pencere ile ilgili korku hikayeleri anlatıp gece tuvalete bile gitmemize engel olan büyük çocukları dinlemişliğim olduğu için aklıma direkt onlar geldi. kalbim hızla çarpmaya başladı. okuduğum duaları arttırdım ama göz ucuyla perdeye bakıyorum. perde kıpırtısı ve nefes alma sesi arttıkça dizlerimin bağı çözülmeye başladı. tam düştüm bayılacağım derken perde açıldı ve... perdenin arkasından alamancı çocukların en fırlaması olan ahmet çıktı. ömrümde o günkü kadar korktuğumu bilmem. şerefsiz çocuk namaz kılmamak için perde ile pencere arasına saklanıp beklemiş. temiz bir sopa çektim elbet ama hala o korkumu unutamıyorum.
devamını gör...