öğrencilerin çoğu geri zekalı olmadığına ve öğrenmeyi öğrenmemeye tercih edeceklerine göre, genellikle öğretmen öğretemez bence. tabii kalabalık sınıfta öğretmen maruz görülmeli. bir de öğrenmek istemeyene zorla bir şey ogtetilemez konfüçyüs hazretlerinin de buyurdugu üzere.
devamını gör...
ikisinin de suçu yok. okul özel değil.
devamını gör...
öğrencinin ilgi istek ve tutumu öğrenmede etkilidir ancak en büyük rol öğretmendedir. öğretmende bitiyor yani.
devamını gör...
öğretene öğretmen, öğrenene öğrenci denir.
yani; öğretemeyene öğretmen, öğrenemeyene de öğrenci denilmez.
devamını gör...
bizim lisede bi ingilizce hocamız vardı ingilizce bilmiyordu. teşekkürler.
devamını gör...
milli eğitim şurası tadında bir konu.
devamını gör...
bize ilkokul öğretmenimiz döverek öğretme methodunu uygulardı. soruyu çözemediğimizde dayak yerdik. kapasite var mı yok mu farketmez. sorunun zorluk derecesine göre de değişirdi. bazı sorularda tekme tokat girdiği arkadaşlarım olmuştur. sonuç olarak o sınıftan ya sinir hastası çıktı ya da korkudan derece yapan insanlar. ortası yok.
devamını gör...
tartışmaya açık gibi görünen bir soru. her şeyi herkese öğretmenin yolları ve metotları vardır. kişiye özel eğitim modelleri burada devreye girer. okulun özel olup olmamasıyla da bir alakası yoktur durumun. öğrenci öğrenemiyorsa bunun tek sorumlusu öğretmendir. ben on senelik öğretmenlik hayatımda bunu gördüm. anlattığın bir şeyi karşındaki birey anlamıyorsa o zaman başka yöntemler deneyeceksin. eğer anlamama nedeni seni dinlememesiyse o zaman ilgisini çekecek şekilde anlatacaksın. lafa geldi mi herkes ölü ozanlar derneği ama icraat söz konusu olunca iş yok. yok öyle yan gelip yatmak.
devamını gör...
ne öğrenci ne öğretmen suçlu. suçlu olan farklı kapasitede milyonlarca insana aynı eğitimi vermek isteyen eğitim sistemi. dünyada binlerce güzel örnek olmasına rağmen bunu ısrrla daha da bozan kötü hale getiren yetkililer suçlu. bu vebal onların, kimsenin değil.
devamını gör...
çok şey yazdım ama sildim. aysun kayacı linci yemek istemem. 20 sene sonra gelecek özür, özür değildir.
devamını gör...
çoğunlukla öğretmenle ilgili olan ancak tamamen öğretmenle ilgili olmayan durum.

öğretmenin öğretemiyor, verimli bir ders işleyemiyorsa bunda en büyük pay eğitim sistemindedir. burada da iki yönlü bir sistem çalışmakta. ilki öğretmenleri yetiştiren eğitim sisteminde çarpıklık ve sorunlar olması. her şehirde üniversitemiz var ancak her üniversite kesinlikle aynı değil. ayrıca öğretmenlik puanları da göz önünde. bu konuda düzenlemeler yapılması gerekmekte.

bunun dışında ise meb’in sistemi ve eğitime ayrılan bütçe, bunun kullanımı ve bunu kullanacak kişiler büyük sorun. bu konuda da sayısız yetersizlik bulunmakta. öncelikle okullar oldukça kalitesiz ve kısıtlı imkânlarda. sınıf mevcutları, ekipman yetersizliği, hatta bunları da geçtim en basit ısınma ihtiyacı yetersizliği, hatta bazı okullarda kapı pencere olmaması durumu dahi var. kırsalda bazı izbe yerlerde ahırdan bozma sınıflarda ders işlemesi bekleniyor öğretmenden. adaletsizlik ve yetersizlik bu denli çokken, öğretmen de öğretebilme kapasitesinin altında kalıyor.

ne kadar istekli olursa olsun, tüm zorluklar bir araya geldiğinde o öğretmen kendi seviyesinin altında kalmak durumunda. canla başla çalışıp, kendinden vererek bir şeyler öğretmeye çabalayan, gerekirse kendi cebinden harcayan sayısız öğretmen var ancak bunlar sırf öğretmenin kendi çabasıyla olabilecek şeyler değil.
devamını gör...
dersi sevmek öğretmenle ilgilidir. öğrenci derse sevmezse öğrenmeye kapanır. öğrenmeye kapanan öğrenciye "bu tembel" demek kolaya kaçmaktır.
devamını gör...
efenim bir öğretmen olarak yazmak istediğim şeyler var. öğrenememek ya da öğretememek başlı başına bir şahsın tekelinde değildir diye düşünüyorum. bir çok etkenin bir araya gelmesi lazım. öğretmenin donanımlı , öğrencinin hazır bulunuşluğu yüksek , müfredatın sağlam , ailenin ilgili , geçmiş öğrenmelerin tam olması gibi onlarca sebep sıralanabilir. bir kaç yıllık meslek hayatımda öyle meslektaşlarımı gördüm ki meslektaşım olduğu için utandım. öyle öğrenciler gördüm ki evlat olsa sevilmez , taşa anlatsan anlar ama o anlamaz , çocuğu şikayet etmek için çağırdığımız öyle veliler gördüm ki veliyi görünce çocuğun haline şükrettiğimiz bu aileden yine iyi bile çıkmış dediğimiz , öğrencilerin öyle yanlış öğrenilen geçmiş bilgilerini gördüm ki hangi öğretmen dünya üzerindeki hangi kitaptan böyle bir bilgiye ulaşmış da bunları anlatmış dediğim. velhasıl kelam eğitim ailede başlar klişesini söylerken aslında çok da doğru söyleniyor. insan nefes almaya başladığı andan itibaren hayat dediğimiz bir eğitimin içine atılıyor , okul ya da öğretmenler bu eğitim sürecinin sadece 15-16 yıllık diliminde yarı zamanlı bir şekilde aktif olabiliyor , bu süreçte onlarca öğretmen gelip geçtiğini varsayarsak öğretmen de öğrenci de bu sürecin ufak bir parçası kalıyor. ailesinden okuma yazma bilmeyip inanılmaz çalışkan öğrenciler de var , anası babası çok iyi meslek sahibi olup çocuklarının eğitimi için her şeyi veren ama elinin tersiyle iten öğrenciler de vardır. burada şunu anlayabilmek lazım; bireylerin her biri çok farklıdır öğrenmek isteyenin karşısında berbat bir öğretmen de olsa öğrenmek için bir yolunu bulur. istemeyene de altın tepsilerle sunsan sağır ve dilsizi oynar. bu karakter midir , yaratılış mıdır , değiştirilebilen öğretilebilen bir olgu mudur bilmiyorum ama öğrenmek isteyene her yer okul , herkes öğretmendir. öğretmek isteyene ise mesleği öğretmenlik olmasa bile herkes öğrencidir. öğrenmeği okulla , öğretmenle sınırlandırmamalıyız.
devamını gör...
öğrenmek isteyen kendisi öğrenir. öğretmen sürecin kolaylaştırıcısıdır. önce öğrenci hazır olmalıdır. gerisi gelecektir.
devamını gör...
bir öğretmen bütün dersleri anlatamazken,bir öğrenci bütün dersleri nasıl anlasın.ıvj...
devamını gör...
başarı kıstasına göre değişir. aptal aptal burada göbeğinizi kaşıyarak kusmuğunuzu akıtıyorsunuz.

zeka türü vardır. her öğrenci kendine hastır. bireyselleştirilmiş öğrenme gerekir tüm herkese tam öğrenmeyi sağlamak için. tam öğrenme modelini uygulamak için de müthiş bir zaman gerekir. bir öğretmene 10 öğrenci bile fazladır tam öğrenme modelinde. tekrar ve izleme testleri ile konu öğrenilmeden geçilmez ve sarmal şekilde ilerlenir. şimdi soruyorum bunun için uygun ortam var mı ? tabiki yok.

gelelim başka bir noktaya. öğrenme dediğiniz nedir ? bir öğrenciden her şeyi öğrenmesini beklemiyorsunuz heralde ? bekliyorsanız yukarda dediğim gibi şimdiki imkanlar bu mümkün değil. eğitim teknik bir iştir ve vicdan veya kutsal kelimeleri ile basitleştirilemez. sözel zekası iyi olan bir öğrenciye matematik öğrenmeyi zorlamak eğitim midir ? bunun da cevabını verin. veya görsel zekası gelişmiş öğrenciye tarhi dersini dayatmak öğretmenin suçu mudur ? öğrencinin suçu mudur ?

şimdi devam edin cipsinizi yerken boyunuzdan büyük konularda ahkam kesmeye herbokologlar. bu ülkenin en büyük sorunu ne terör ne ekonomi... herbokologlardır.
devamını gör...
bazen öğretmen öğretemez çünkü çocuğun öğrenebileceği doğru yöntemi bulamaz. belki sağlıklı ilişki kuramaz. öğretmenini sevmediği dersi öğrenci de öğrenemez. bazen de tam tersi öğretmen hangi yöntem ile öğretirse öğretsin öğrenci öğrenemez. o dersi alma kapasitesi veya öğrenme yetisi azdır veya yoktur. mesela ortaokul matematik öğretmenim muhteşem bir insan ve eğiticiydi. bana matematiği sevdirebilmek ve öğretebilmek için denemediği yöntem kalmadı ama ben öğrenemedim çünkü o kapatisem o derste yoktu. kısacası duruma göre değişecek versus.
devamını gör...
isteyen insan en aptaldan dahi bir şeyler öğrenebilir. bu durumda öğrenci istemezse yapacak bir şey olmayacaktır.
devamını gör...
okula başladığımız andan itibaren bize sürekli bir şeyler öğretmeye, verdikleri hap bilgileri ezberletmeye çalışıyorlar. ama bize öğrenmeyi öğretmiyor kimse. o bilgiyi nasıl içselleştirip, mantığını kavrayabileceğimi, sınavdan sonra da nasıl kalıcı olacağını kimse öğretmedi bana. öğretmenlikte mühim olan öğrenmeyi öğretmek bence. geri kalanı öğrenciye kalmış.
devamını gör...
öğrencinin sınıfta kalma korkusu olmadığı için ders çalışmadığı teorisi bulunmakta.
öğretmenler, öğrenci istemezse ben ne yapayım modunda.
eğer birşey denetlenmiyorsa doğru mu yapılıyor bilemeyiz.
öğrencinin öğrenip öğrenmediği illaki ölçülmelidir. şuan ki sınav sistemi ile yapılması şart değil tabiki.
öğretmenin de yaptığı iş denetlenmeli, olculmeli.
aman ben gol yemiyim diye kimse atağa kalkmazda tüm maçlar berabere biter. sıfıra sıfır elde var sıfır. suanki eğitim sistemi, öğretmen, öğrenci aynen bu durumda. öğrenci nasıl olsa sınıfı geçiyor, öğretmen maaşını alıyor. tabi birde öğretmenlerin üye oldukları sendikalar var. oralarda herşey siyasi ve eğitimin de önüne geçmiş vaziyette.
yani neresinden tutarsan tut elinde kalan bir eğitim sistemi. o yüzden öğretmenin ogretecegi ortam, öğrencinin öğrenmesini tetikleyecek heyecan lazım.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"öğretmen mi öğretemez yoksa öğrenci mi öğrenemez sorunsalı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim