agresif mali müşavir yazar profili

agresif mali müşavir kapak fotoğrafı
agresif mali müşavir profil fotoğrafı
rozet
kafa izninde
karma: 7636 tanım: 656 başlık: 152 takipçi: 53
ben bu kulaklara göre ağız değilim.

son tanımları | başucu eserleri


keşke yerine iyi ki demek

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kitap alıntıları


kaç yaşındayım bilmiyorum. kaç yaşındaysam milyonlarca kez daha fazla yorgunum. kaç yaşında olursam olayım, kalbi kırılmış bir kız çocuğuyum. hiçbir mutluluk, acım kadar samimi ve devamlı olamıyor. ki avutmuyor beni, kimsenin sevgisi...

- böğürtlen kışı
devamını gör...

adana

(bkz: 01)

hasretinden yanıp tutuştuğum ama bir türlü gidemediğim şehir.
devamını gör...

kitap okuma tutkusuyla asosyallik arasındaki sınırın kayması

kaymaması için uğraşılması gerekir.

"arkadaşım: pazar günü n'apıyorsun, görüşelim mi?
bne: bi bakayım, müsaitsem sana dönüş yapayım."


(bi bakayım = yol 3 saat sürse, 4 saat de görüşsem 7 saat yapar. o 7 saatin 3 saati kitap okusam, 4 saat de dizi/film izlesem, daha mı iyi hissederim acaba?)


sürekli gezip dolaşan biri olmadım ama eve de kapanmadım hiç. son 1 yıldır bu sınırın yavaş yavaş kaydığını fark etmeye başladım. şimdi istanbul'daki tüm müzeleri araştırıyorum, sırf evden çıkayım diye.

help!
devamını gör...

mahallenin en güzel kızı

murat ali ersan tarafından yazılan roman.


bir yıl önceki kendim ile
karşılaşsam sokakta
bir yabancı gibi geçip giderim yanımdan
selam bile vermem
başımı çevirip de bakmam
saygısızlıktan değil, tanıyamadığımdan
öyle bir değişime mecbur kaldım ki son zamanda
iyi mi kötü mü henüz kavrayamıyorum
sormaya cesaret edemediğim bir soru var aklımda
uçuyor muyum, düşüyor muyum?



kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hoşlanılan kişinin kitap okumayı sevmemesi

imkansızdır benim için.

tanışma aşamasında bunu öğreneceğim için, hoşlanma aşamasına geçemem zaten. kitap okumayı sevmeyeni ben de sevmem. isterse masaya çıkıp tepinsin.
devamını gör...

sakin bir insan olmak

çok zor ama tek istediğim bu.

çabuk sinirlenen, gerilen biri olmak istemiyorum. şartlar buna izin vermiyor ama kendimi zorluyorum. hayatıma alacağım insanın da sakin biri olmasına özen gösteriyorum. çünkü kavga, gürültü istemiyorum artık. huzur istiyorum sadece. sorununu sakince anlatabilen insanlara imreniyorum. istediğim bu, bana bundan lazım diye bağırasım geliyor. bunu bile bağırarak dile getirmem...

evet, ancak sakinliğini koruyabilen insanla yaşayabilirim. gergin insan, sakin insana baka baka sakinleşir. tam zıttı olursa, üstüme toprak atın!
devamını gör...

pika sendromu


kişinin besin değeri olmayan maddeleri yeme isteğiyle karakterize edilen bir yeme bozukluğudur. toprak, kil, buz, kâğıt, sabun, saç gibi maddeleri tüketme davranışıyla kendini gösterir. çoğunlukla çocuklarda, hamilelerde ve bazı psikiyatrik hastalıklara sahip bireylerde görülür. nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, besin eksiklikleri, psikolojik faktörler ve çevresel etmenler gibi birçok faktörle ilişkili olabilir.


14-15 yıl öncesinde bende de vardı ama yeme durumuna gelmedim hiç. deniz kumu yemek istiyordum, sanki ağız sulandıran bir tadı varmış gibi geliyordu. bir kere de anneannemin mezarından alınmış toprağı görünce tadına bakasım gelmişti ama durdurmuştum kendimi. "demir eksikliği olabilir" dendi ve demirim düşük çıkınca iğne yazmıştı doktor. o iğneyi çok sevmiştim, bacağımın üstüne basamıyordum acıdan ve zevk alıyordum bundan. annem, "taksiye binelim, ağrın var gibi, yürüme" diyordu ama ben acıdan zevk aldığımı belli etmemek için çok ağrım olmadığını söylüyordum. ağız ve mide hariç, tıbbi acıları seviyorum sanırım.*
devamını gör...

nick vermeden bir yazara seslen

yapma, yanarız.
devamını gör...

profil fotoğrafı en güzel erkek yazarlar

kadın yazarlar için açılmış, erkek yazarlar için de ben açayım.

(bkz: kalubela (yazar))
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
günlerdir bakıp bakıp duruyorum, mükemmel fotoğraf seçimi.
devamını gör...

beni vur

"beni vur, yeter ki o şarkıyı açma" dediğim, hüngür hüngür ağlamadan dinleyemediğim, sözlerinin yusuf hayaloğlu'a ait olduğu ahmet kaya şarkısı.

ah, senin ellerine uzanamam, yerdeyim
o masum hayallere varamam, ölmekteyim

oysa ben bu gece yüreğim elimde,
sana bir sırrımı söyleyecektim
şu mermi içimi delmeseydi eğer,
seni alıp götürecektim
devamını gör...

anın fotoğrafı

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

yorgunum, uykusuzum, üstüne üstlük regl oldum ama sahil-kitap-kahve üçlüsüne hayır diyemeyeceğimi bilir beni tanıyanlar ((:

(kaplumbağayı sormayın, göz zevki için aldım yanıma)*
devamını gör...

elidel krem


iltihap gelişiminde rol oynayan kalsinörin adlı bir maddeyi baskılayarak deri iltihabını tedavi eden, yüzeyel olarak (cilt üzerine sürülerek) uygulanan, topikal kalsinörin inhibitörleri adı verilen bir ilaç sınıfına ait, steroid (kortizon ve benzeri maddeler) içermeyen, bir ilaçtır.

iltihaba ve egzamadaki karakteristik kızarıklık ve kaşıntıya neden olan deri hücreleri üzerinde etki gösterir.


sabah ve akşam birer kez olmak üzere günde iki kez uygulanmalıdır. elidel uygulandıktan hemen sonra nemlendirici (cilt yumuşatıcı) sürülebilir. ama banyo/duş yaptıysanız, nemlendiriciyi (cilt yumuşatıcıyı) elidel’i uygulamadan önce sürünüz.


eczacım, egzamam* için dermovate kremi önermişti ama pek iyi yorum göremeyince bıraktım, elidel'e başlayacağım bugün. kortizon içermediği için daha güvenilir geldi. işe yararsa, edit yapacağım.
devamını gör...

albert camus gibi düşünmek

budur:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

dostlarımızla geleceğiz

#3593357

ben bu tanımı şimdi gördüm, çok özür diliyorum*

ben de sana gıcık olana gıcığım ve saçını başını yolarım bundan sonra!*
devamını gör...

yazma diyince yazmayan erkek

saygılı, düzgün erkektir.

az önce instagram'da yapay zekayla yapılmış bir video izledim:
muhabir: neden böyle giyindiniz? (pembe gelinlik giydirilmiş erkeğe)
erkek: kız arkadaşım "yazma" dedi, yazmadım.

bu video beni bile çok rahatsız etti, erkekleri düşünemiyorum. yazmasını istemediğiniz birine "yazma" dersiniz. çocuk gibi, yazma diyip ısrarla yazmasını beklemeyin.

ki zaten olması gereken de yazmamasıdır. böyle yapa yapa erkeklerin takıntılı ruh hastası olmasına sebebiyet veriyorsunuz. "yazma dedi, naz yapıyor, yazmalıyım o zaman" diye düşünerek saplantılı hale geliyor ve sonrasını da biliyorsunuz zaten. hiç mi haber izlemiyor, gündemi takip etmiyorsunuz? neden doğrusunu yapan erkekleri "prenses" diyerek aşağılamaya devam ediyorsunuz? yanlış yapıyorsunuz.
devamını gör...

editöre aşık olmak

sözlük editörüne aşık olma durumu.

uyarı mesajı da olsa o kadar çok mesaj atıyor ki ilgisinden dolayı aşık oldum. eminim ki amacı kendine aşık etmek değildir ama duygularıma engel olamıyorum, ben de böyle biriyim, ne yapayım? ilgiye düşmeyen var mı aramızda?

sen yaz diye, alıntı özelliğini kullanmayıp tırnak içinde tanımlar gireceğim. bu ilgiden, senden uzak kalamam artık, üzgünüm.*
devamını gör...

evlilik

giderek zorlaşan, hatta belki de imkansızlaşan şey.*

bazen çok iyi insanlara denk geliyorum, 30 yaşından büyük olup da evlilik, çocuk düşünen insanlara. madem istiyor, neden evli değil ya da ciddi ilişkisi yok? diye kendi kendime düşünmeye, sorgulamaya başlıyorum. ister istemez, bir sorunu olduğunu düşünüyorum. ben mi çok yanlış açıdan bakıyorum acaba? sonra da diyorum ki lan salak, şurada senin de 30'a 2,5 yılın var ama ne evlendin ne de ciddi ilişkin var. kötü biri misin sen? hayır. yani mükemmel değilsin ama kötü de değilsin. o zaman anlıyorum ki bazı insanların karşısına o insan çıkmıyor. bazı insanların karşısına hep kötüler çıkabiliyor. e bunun sonucu ne oluyor? iyi biri çıkınca da sorguluyoruz, altında bir şey vardır diyerek geri çekiyoruz kendimizi. işte bu yüzden evlilik zorlaştı, imkansızlığa doğru gidiyor. üzücü.

tabi bir de ekonomik zorluğu var, ona hiç girmiyorum, biliyorsunuz zaten.
devamını gör...

kazık kadar adamların ergen gibi tavır yapması

hakikaten şaşırılacak durumdur.

ablamın nişanı için teyzem geldi mersin'den. "biraz kal gelmişken, istanbul'u gezdirelim" dedim, "oğlum rahatsızmış, gideyim" dedi. "aa neyi var?" diye sordum, ishalmiş... "ishalse tuvalete gitsin" dedim, çok sinirlendim artık. bahsettiğim erkek de 30 yaşında. 30! ayrıca, babası da evde.

"siz böyle alıştırıyorsunuz, sonra da evlendiği kadınlar onlara hizmet etmek zorundaymış gibi davranıyorlar. kazık kadar adamlara çocuk gibi davranmayı bırakın, sonra kimse evlenmedi diye ağlıyorsunuz. kim evlenir böyleleriyle?" dedim, çok da güzel dedim. kızıp kovdular beni ama olsun, söylenmesi gerekeni söyledim.

belki konudan bağımsız oldu biraz ama eğer teyzem geç giderse, ergen gibi trip atıp tavır alacağına eminim. çünkü daha önce yaşandı bunlar.

bazı erkekler gerçekten büyümüyor. bunun suçlusu da en başında aileler, böyle alıştırdıkları için. teyzem gelmeden önce yemek yapıp dolaba koymuş, pirinç pilavı yapmak için görüntülü arıyor falan. şaka gibi. karnını doyurmasını da bilsin 30 yaşında!
devamını gör...

einstand

"başlangıç", "yeni bir işe başlama" anlamlarına gelen, almanca kelime.


bu budapeşte çocuklarının çok sevdiği argo bir kelimeydi. eğer güçlü ve yapılı bir oğlan çevresinde kendinden daha zayıf çocukların bilya attığını, top oynadığını görürse ve onların oynadığı şeylere el koymak isterse, einstand demesi yeterliydi. kulağa hiç hoş gelmeyen bu almanca kelime, güçlü olanın bilyaları savaş ganimeti olarak gördüğünü, kavgaya hazır olduğunu ve buna karşı direnenin ise dayak yemeyi göze aldığını anlatırdı. yani bir tür savaş ilanıydı. ama aynı zamanda, olağanüstü durum, sıkıyönetim, kuşatma, birine karşı güç kullanma, dayak atma, korsanlık yapma gibi bir çok kavramın da kısa ama özlü ifadesiydi.

- pal sokağı çocukları
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim