ne olsun istiyorsunuz olumm? her yazar, seneyi devriyesinde dötünden vurulmak suretiyle sözlükten yollansın mı?
ayrıca sözlük baya yeni tip de yapmış, ben şu an yabancılık çekiyorum.
şöyle söyleyim sms paketlerinin bile olmadığı bir dönemi yaşadım. bir mesaja* tüm duyguları eksik harflerle sığıştırmaya çalışarak kurulan iletişim.
telefon olmayan da bir dönem var ama ondan bahsetmeyim ya güvercin kanadı falan işte.
bu dünyaya sizi bağlayan pek bir şey yoksa, kaybedecek (öldükten sonra kaybolsa ne olur tabi) bir şeyi yoksa, yaşama motivasyonu yoksa bence ölümden korkmuyor insan. zaten bence ölümden korkanların sebebi, bu dünyadaki yaşantısını kaybetmek istememek. güzel bir yaşantın* yoksa ha ölmüşsün ha yaşamışsın fark etmiyor.
güzel bir çocukluk ve büyük bir miktar para ya da para değeri yüksek taşınmaz olur taşınır olur, olur yani her türlü. bu ikisi oldu mu diğer her şey zaten olur. ilki olmasa da ikincisi olursa terapi merapi o da halledilir. sonuçta para yani.
etkilemez sanıyorsun ama etkiliyor. bir de hemen hemen hepsi bırakınca sanki okuldan mezun olmuşlar da sen sınıf tekrarı yapan sap gibi hissediyorsun. sevmiyom artık hiç kimseyi. bu da benim serseri serbest isyan stilim.
mezar taşımı çizer sanmıştım ama neyse ki galatasaray kupamla çay icebilecek kadar elim ayağım tutuyormuş daha.
ayrıca babanneme aşırı benzemişim ya alakam yok normalde sjsjjsj.
kafa yapısı olarak twitter'dan hallice olan sözlük. twitter'da da ne olursa olsun muhakkak memnun olmayan ve linçleyen insanlar sürüsü var, burada da. kurulduğu günden beri isimler değişti, yüzler değişti ama benim istediğim gibi olsuncular bitmedi.
yine de dirayetini tebrik ediyorum.
yakın mesafe için çıkıyorsam (market çoğunlukla) hep yaptığım. istisnasız her çıktığımda da içimden felaket senaryosu yazıyorum, ya araba çarparsa ya düşüp bayılırsam gibi gibi. sonra nasılsa bizim muhitteyim illa bir tanıyan olur da aileme haber verir diye kendimi rahatlatıyorum. eskiden telefon mu varmış diyorum hatta yüzsüzce. şimdiye kadar bir şey olmadı, olursa ve yaşıyor olursam sonuçlarını yazarım buraya.
"artık" bir sebepten canına tak eden insanların, bir umut sesimizi duyururuz ümidiyle yaptığı protestolar. zaten o tüm insanların sebebi de aynı değil, hepsinin farklı farklı ama ortak sebep bıkkınlık.
geziyle bağdaştırılıyor fakat bence uzaktan yakından gezi olamayacak protestolar. sonunda ne o insanlar sesini duyurmuş olacak ne bir şey değişecek ne de ümit kalacak. herkes önünde sonunda evine dönüp oturacak.
ülke geneli nasıl sükuta erer bilinmez kaldı ki erer mi o da bilinmez ama tek bildiğim hiçbir siyasi ve ya siyasi parti bu amaçta kurtarıcı olamaz olamayacak.
apolitik olmaya imkan vermeyen bir ülkede yaşıyoruz ne yazık ki. tüm siyasi güçler de buna güveniyor. sonuçta da filler tepişiyor çimenler eziliyor.
bir gün başıma bir şey gelir ve robot resim çizdirmem gerekirse tam olarak s.çtım demektir. asla bir insanın yüzünü ayrıntılı ve incelikleriyle tarif edemem ben. en yakınlarımın bile. kaş göz burun ağız işte nasil başka türlü tarif edilir ki. bak millet uzaya çıkıyor iniyor ve hatta inemiyor(bu başka başlığın konusu) ben yüz tarif edemiyorum. hele bir de korku yaşanmışsa o korkuyla kimse kimsenin yüzüne tam bakamaz baksa da tam idrak edemez diye düşünüyorum. umarım başıma bir şey gelmez yoksa bir de bununla uğraş dur. garip garip işler.
akbaba güzel tarif eder: "yaz günü çok susamışsındır, buz gibi su istersin, masaya kan gibi sıcak su gelir, sen de ölmemek için mecbur içersin."
mecbur hissettiren mecburen devam eden ilişki.
iki rapçi değillerse daha az sigara içmelerini tavsiye edebileceğim kavga. sigara içmiyorlarsa, öyle kavga mı olur hayvan gibi şiyapmayın gençler. noluyonuz yahu?
nefes kontrol nefes kontrol bir ki
(bkz: dövüşmen guzum)
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.