akhilleus yazar profili

yaz aylarında gemi olan transformer. suya bi daliyomuş 3 ay çıkmıyomuş öyle diyolar

adı, gay’ri müslim, olarak değiştirilmiştir.

ayrımız gay’rımız yok, kalanını da hallederiz

ulan ferdi baba, aman ana, çok ayıp ettin çooook

bayramınız mübarek olsun cümleten. ailenizle birlikte nice mutlu bayramlara. yoldaş maalesef komünizm ayağına yalnızca bir lira yollamış bana. buradan kendisini esefle kınıyorum. o halde benden de tüm sözlük yazarlarına bir lira gelsin, deyiverip tekrardan bayramınızın iyi geçmesi dileğini yolluyorum ve de topukluyorum.

bence siz azmak için bahane arıyosunuz gibi geldi bana. bilemedim şimdi.

(bkz: azmak için bahane arıyorum diyen kız seksiliği)

tam manasıyla çağ dışılık. tarihte yalnızca keşifler veya icatlar değil, fikirlerde evrim geçirir, öyle olmak zorundadır. ki aslında fikirde bir yerde icattır. matbaayı kullanmayıp ellerinizle bir kitabı kopyalıyorsanız, o halde çağ dışı akımları savunabilirsiniz. yok, tercihiniz değilse o halde mancınıkla fransız sarayı basmakta adetiniz olmasın. siz yine pasta yiyin, ekmeğe düşmeyin, orası ayrı.

bence bu bir paradokstan ziyade, ifadesel bir sorundur. mesela “bu cümle yanlıştır” cümlesinde, biz bunu yanlış olarak alalım ele. ben yanlış derken şıkkı değil içeriği söylüyorum. yani şık yanlış değil, içeriği yanlış. bu biraz şuna benziyor, su doldurduğu cismin şeklini alıyor. su o şekilde olduğundan değil, cisim o şekilde olduğundan o şekle giriyor. yani cümle yanlış, ama şık doğru. bu paradoks olamaz o zaman? çünkü paradoks arada kalma veya gerçekleştirememe eylemi değil mi? yoksa ben mi yanlış tanımlıyorum.

yalan söylüyorum, diyen birisi, eğer yalan söylüyorsa içerik doğrudur. doğru söylüyorsa içerik yanlış, ifade doğrudur. bence bu paradoksu katmanlara ayırmamız gerekiyor.

#3465024
kızım hiç şakaya gelmiyorsun ya, hoşuma gitti o yüzden yaptım, yoksa biliyosun…

taam taam gel barışalım

#3465004
aaaah bana aşk çektirme aşk aaaah

belirtilen aralıkta/kriterlerde tanım bulunamadı.

#2482850 burdan devam biz

bence yoktur. bir defa varsa eğer, bireysellik yok olur. zira oradaki ya benim kopyam, ya da benden dolayı var olan farklı bir ben. eğer benim bir kopyam ise bireysel değilim, eğer farklı bir “ben” ise, paralel evren diye bir şey olamaz, çünkü ben değilim. her halükarda, ya bireysellik bir illüzyon ya da paralel evren yoktur.

ne yaparsak yapalım, aksi hali ve diğer potansiyel seçeneklerin hepsi farklı bir evrende yine biz olarak yaşanıyor. o halde özgür irademiz yok, öyle veya böyle bilmesek bile başka bir yerde potansiyel olan her seçeneği yaşamak zorundayız. sekstilyonlarca seçeneğin yaşandığı, belki gogol sayılarından bile daha büyük tanımlanamayacak sayıda evrenin tekrara düşen varlığı rahatsız ediyor.

onlara ulaşabilmeye çalışırsak*, ve başarısız olursak, o halde onlar bize ulaşabilir mi? öyle olması gerekiyor, çünkü biz başarılı veya başarısız fark etmez, her seçeneği yaşamak zorundayız.

tam anlamıyla bir kargaşa. belki trilyonlarca farklı evren vardır. ki eğer karanlık akış dediğimiz şeyin farklı bir evren tarafından meydana getirildiği teorisi doğruysa, teknik olarak bu da doğru demektir. ancak bu evrenlerin birbirini tekrar etmesi, paradoks. hangi soruyu cevaplarsan cevapla, yeni bir tanesi bilinmemezlikle yaklaşıyor.

kafamdaki kurgularıma göre, şekeri çok seviyor hafif göbekli ve kafadar bi adam. ayrıca bi koleksiyonu var ama ne olduğunu tam bilmiyorum. yüzük, belki kart? şimdi nicki dayı olduğu için potansiyeli yüksek, bilemedim.

yaaani, boyut olabilir bence. 3+1 ile takılıyoruz falan, ama sicim teorisine göre 10-11 farklı boyut var. ya bilinçte bir boyutsa ve yalnızca biz algılayabiliyorsak? ki bunun da farkında değiliz aslında. bilinç beyinden ayrı ama onsuz da olamayan bir tür olgu*.

lakin sanırım bilincin bir sınırı yok. bu yüzden onu tanımlamakta çok güç. bilincin varlığı, yalnızca davranışsal değil. birçok temelin ilk dayanağı. birçok hayvan, belki de hepsi, bu boyutun varlığından habersiz, tıpkı zamanın kendisinden olduğu gibi. yani bi kaplan avı için uygun bi zamanı bekleyebilir, ancak bu onun için evrimsel süreciyle meydana gelen mecburi davranıştan başka bi şey değildir.

bilinç, geliştirilebilir bi durumda değil. en fazla kullanmayı daha iyi kavrayabilirsiniz, ki bu da bilincin kendisini işaret eder. belki de 5. veya 6. boyutun kendisi bilinçtir. her halükarda tonla soru çıkıyor.

o zaman son olarak bunu armağan ediyorum.

çok güzel şarkı ya… kuzey ışıklarına gittim bi an.

ilk sana yolluyodum biliyon mu. sonra wişo’ya hiç yollanmadığı aklıma gelince ona şey ettim. ikinize de gelsin hahs

madem kimseden istek yok, benden sana gelsin wişoski

kendimi, göl kenarında maya çalan aman çamaşır yıkayan hatunları izlerken buluyorum bunu dinlerken. arada bi iki şiir atışması falan. hani horoz sen gel eve dadan diyo. fena libido artırır ya.*