emperyalist ülkelerin yalanıdır. açlık var, soykırım yok. sen itilaf devletleri olarak iç savaş'ta kızıllar tarafından kovulunca tabi, adamı ablukaya al; buğdayını kabul etme, altınını kabul etme, ondan sonra açlık oldu de, teslim olmasını bekle sonra sosyalizm başarısız de. böyle de "serbest" piyasacılar, bu bir. ikincisi, kapitalistleşmiş toprak ağaları (kulaklar) cimriliklerinden dolayı ekmek saklıyor, sırf kolhoza gitmesin diye ineklerini kesip yiyor, yerellerde bunlarla işbirliği yapan çeteler ve parti içindeki hainler var, yani iş öyle kolay değil. üçüncüsü, açlık dışa vurunca merkezden hemen müdahale edip toparlamaya çalışmışlar. dördüncüsü, kıtlık o yıllarda sadece ukrayna'dan ibaret değil. beşincisi, kıtlığa bağlı ölümleri tespit etmek göreceli bir şeydir, "milyonlar" değil, göç diye bir şey de var, yani takriben 50.000 kişi oluyor. altıncısı, gümbür gümbür ikinci dünya savaşı'na hazırlık için kolektivizasyon ve edüstrileşme şarttı, ingilizler de feodalizmi bitirmek için çitleme yapt, köylüyü toprağindan kovdu vakti zamanında ama kimse burjuvaziyi suçlamıyor. stalin adamdır, çekemeyenler anten taksın.
edit:imla+anten.
gizli pedofil şiarı. gerçi, açıktan pedofiliyi gerekçelendirmeye başladılar artık, twitch'te falan, mr.girl diye bir aşağılık -muhtemelen cia bağlantılı- bir kişi üzerinden.
aslında kendine "queer" diyen, terf merf diye konuşan herkesin çalışma kampına atılması lazım. queer? -go to gulag. programım budur.
katiyen büyük resimci olmayan, en aydın, en zeki, en muhalif, vatandaş meriçlerin hakkında çok bilgi sahibi olduğu virüs. swh.
çünkü saksı değiller; bi kere beyaz yakalılar, turan dursun okumuşlar, gramsci falan biliyorlar ve kafa taslarında en 40 kg beyin taşıyorlar. onun içindir ki 1950'lerde sigara övmekle meşhur, bir sürü ilaç skandalına karışan modern tıbba güveniyorlar. başta nazi torunu schwabz yoldaş olmak üzere; transhümanist, küreselci tayfanın o çok ilerici çok süper tavsiye ve önerilerine karşı çıkanlar ise solcu olamazlar çünkü bikere sayıları benim kadıköy'deki evimdeki kahve kupası kadardır ve sosyopat olmayanı solculuktan cancel ederim, emep'e bile mansur yavaş bildirisi dağıttırırım ayol.
üfürmeyin böyük resimci çomarlar; bu covid ortaya çıkmadan evvel, gribe karşı küresel aşı sistemiyle ilgili bir konferans hiç verilmemiştir, büyük virüs tatbikatı yapılmamıştır, yalannn. bu işin borazanlarından fauci bey ise, aids konusunda sıçmamıştır ve sıvamamıştır. dünya ekonomik forumu'nda üç beş moruk ise okey atmak için toplanıyor zaten, senin, benim nasıl yaşayacağıma karar vermek için değil. ve distopyada falan diiliz, diatopya 1984 gibi olmalı yahu, taliban gibi olmalı, iran usulü olmalı. böyle incel'li,gaslighting'li, twitterlı disatopyaya distopya demem. hayvan çiftliğini okurum, v for vandetta'yı 124. kez izlerim. her neyse bu ahmak komplocular ne diyordu eskiden; amerikan iki partili başkanlık sistemi komplodur ve bunu dünyaya ihraç edecekler, türkiye'ye de ihraç edecekler diyorlardı, hani nerdeeee. feminizm cinsiyet düşmanı transhümanizmdir diyorlardı aşaaalıklar, ne oldu queer hiç yükselmedi değil mi cinsiyetler inkâr edilmeye başlanmadı. bunun sonu pedofili diyorlardı oha, ne oldu twitch'te alttan alta pedofili savunan cia yayıncıları peydah olmadı hep halusünasyondu bunlar, çocuk lgbt muhabbeti çıkmadı; kck cosplayi hataylı sol kırması feminazi alaşımı örgütler falan bunun propagandasına yanaşmadı hiç. disney ve hollywood sapıktır diyorlardı yobazlar, halbuki o cizgifilmlerde subliminal mesajlar hiç teşhir olmadı hep fake news müş o, ve zaten keyfinden koyuyorlarmış o çük resimlerini çizgifilmlere disney olarak. daha 10 yıl öncesinde hayal gördük hepimiz; rihanna, princess of illuminati değilmiş. keneddy'nin uluslararası komplo ve gizli cemiyetler hakkındaki son konuşması da fake çıktı ve youtube hiç shadow ban yapmıyor o konuşmayı. bop diyorlardı, o da fake çıktı, nato kongrelerinde o free armenialı, free kurdistanlı malum haritalar hiç yayınlanmadı ulusalcı perinçek uydurmasıymış o, berilgül anlattı bana. henüz zeitgeist belgeselinde, yetkili abilerden biri abd ırak'tan sonra suriye'ye dalacak sonra iran'a çökecek demedi, rüya gördük. yeni virüs yaygarasının çiçek hastalıkları üzerine olacağı da aylar önce yazılmadı, uydurmayın böyük resimciler. ayrıca, esp üyesi şebnem hanımın anaerkil, kısa saçlı tıbbına güveniyorum ben, seksist tıbba tıp demem. dünya nüfusunun 500 milyon olması gerektiğini savunan kurum da o taşı laf olsun diye metropolün ortasına dikmiştir. gerçek sol bilir ki büyük resetçlilik faşizmden daha tehlikeli olamaaaaz ve üç beş alperen ocakları üyesine, ümit özdağ'a ve maga ya karşı tüm ilerici güçlerle ittifak yapmamız lazım, nazi torunu claus bey ve yüce doktor fauci dahil.
viva eko başkan. viva great kızıl reset. benim bedenim benim kararım (aşı kararları hariç).
uçuk bir komplo teorisi olarak düşünülmemesi gereken iddia.
gerek batı bloğunda gerekse avrasya bloğunda yükselen popülist halk tepkisinin sindirilmesine yönelik kutuplaştırma siyaseti oraların egemen sınifları icin makuldür. ingiltere brexit yaptı, abd'deki trump taraftarları nato'yi gereksiz bulup ulusalcı tavır almışlardı, kıta avrupasında büyük reset siyasetine ve globalleşmeye karşı sağıyla, soluyla yükselen popülizmler gözlemledik; sarı yelekliler vesaire. rusya halkları zaten devletine zinhar güvenmez, aşılı oranı %60ı geçiyor mu emin deģilim ki rusya'da pandemi yasakları bahanesiyle devletin herşeye burnunu sokmasına karşı kırlara çekiliş, çiftçilige geri dönüş var. zaten rusyanın doğusu vahşi batı gibidir istediğini yap kimse iplemez ama rusya devleti ve oligarşisi bundan korkuyor. dış düşmana karşı halklarına rıza ürettirmek istiyor, batı ve avrasya elitleri. ukrayna biraz da buna kurban edildi. bakın nato nasıl mobilize oldu, rus karşıtı mobbinge karşı rusların köhnemiş putine sempatisi nasıl artıyor. ortada pes maçı yapan iki arkadaş var piyonlar da gerçek askerler.
yanlış yapıyor. inancına gelince, nereden bakarsak bakalım, islam'la çelişmektedir.
müslüman, hıristiyan, musevi, hatta pagan hiçbir dindar bu ''toplumsal cinsiyet'' şeysinin altına imza atmaz, atmamalı da. ayrıca, kuran'daki söylemi bir siyasetçi bugün kullansa, cinsiyetçi ilan edilecektir. bir de islamcı feministler var; şu kuran'ın bir söylem çözümlemesini yapsalar hele. ama ''zaten kutsal kitap'' önyargısıyla değil, beniim ya da sarı çizmeli mehmet ağanın bir makalesiymiş gibi ele alın kuran'ı, bakalım hoşunuza gidecek mi. bir kere kitap her şeyden önce erkeğe sesleniyor, lut kavmi olayını ele alış biçimi bile benim için her şeyi açıklıyor. lol. ''derp'' sözcüğünün anlamını da bir tek siz biliyorsunuz(!), yüzlerce yıllık arap ekolü bilmiyor (bir de anadılleri adamların ahaha) ihsan hoca ve gökkuşağı tişörtlü soya islamcısı edip yüksel biliyor öyle mi. yapmayın etmeyin.
bana sorarsanız sadece müslüman değil solcu da istanbul sözleşmesini savunmamalı. perinçeği milliyetçi ve işbirlikçi olduğu için sevmem ama*, ekibinin çıkardığı teori dergisinin, arşivlik bir (link: magaza.teoridergisi.com/ind...: istanbul sözleşmesi sayısı) var, onu almak lazım.
müslüman değilim ama toplumsal cinsiyet lafını duydum mu, deccali anlıyorum, satanizmi anlıyorum, oradan kaçıyorum, özür dilerim leftistler. * globalleşmeye karşı, ''sosyalist muhafazakar'' olmamız lazım; iktisatta sosyalizm, kültürde tutuculuk. akp'nin bizi istanbul sözleşmesi'nden çıkaması -nesnel olarak- olumlu bir şeydir.
yine feministlerin marifetiyle, yarısı yalan dolan, çarpıtılmış verilerle yazılmış bağcı dövme raporu. eski solcu olarak, sol demagojinin ciğerini bildiğim için o rapora bakmaya, debunk etmeye bile tenezzül etmiyorum artık.
dert, kadınların öldürülmesi (yani, kadının kadını öldürmesi dahil) ise eğer: en yüksek "kadın cinayeti" oranı (bakınız sayısı değil tüm cinayetlere olan oranı diyorum) olan ülkeler aynı zamanda en feminist ülkelerdir. çünkü "özgür" insan öldürülür, özgür olmayan insan zaten girişken olmadığı için bitakım mevzulara girmeyecektir. (yani ''ilerici'' ülkelerde cinayet kurbanlarının takriben %30'u kadınsa, muhafazakar ülkelerde %20, %10a kadar yolu var, ha ille de erkeğin kadını öldürme vakası bu periferi ülkelerdeki %20'lerin-10'ların neresinde derseniz; tabi ki batı'ya kıyasla az biraz daha fazla oluyor; söz gelimi türkiye'de erkeğin kadın öldürme oranı britanya'ya kıyasla taş çatlasın %6 falan daha çoktu, en son baktığımda. daha da bakmam zaten.)
edit: tekil örnekler, ya da nevrotik, vesveseci mizacınız argüman değildir. hemcinslerimin öldürülme ihtimali sizden %80 daha fazla, yani rahat olun, vesvese yapmayın. ben olaya artık hayvanlar alemine bakar gibi bakıyorum, bir dallama başka bir dallamayı kesmiş - umurumda değil. size de bunu tavsiye ediyorum.
ayrıca, hangi sebeple olduğunun ne önemi var, cinayet cinayet değil mi, sonuç itibariyle erkekler 4 kat daha fazla öldürülmüş. askerlik, iş kazası vs. şeylerdeki ölümlere girmiyorum bile. ilişkide ise; kadınlar fiziksel olarak daha zayıf olduğu için istese bile adamı kesemiyor, gücü yetse dilim dilim doğrar belki. ve açıkçası; bm, globalistlerin kontrolünde olduğu için, yine bizdeki gibi çarpıtma uzmanı feministlerin ''istatistiklerinin'' toplamı olduğunu tahmin ettiğim o raporlara şüpheyle yaklaşıyorum. sonuç olarak, nereden bakarsak bakalım, erkekler daha çok eziliyor. ezilen cinsiyet demagojisini yemiyorum, tereciye tere satamazlar. edit: erkekleri savunacağız!
tecrübe: yenilen kazıkların bileşkesidir; kendi hayatını kendisi kaydırmış bir kişi olarak şunları tavsiye edebilirim:
sistem karşısında çok sert olursanız kırılırsınız, öte yandan çok yumuşak olursanız da omurgasız bir biyorobot olursunuz - omurgalı olunuz.
siyaset , sağ, sol işleriyle sadece felsefi-teorik düzlemde ilgilenin, partilere derneklere falan bulaşmayın; çünkü kelin merhemi olsa kendi eline sürerdi,bir. bunların hepsi gazeteci, memur tayfasıdır onlar kendini yine kurtarır ve twitterda atıp tutmaya devam eder ama siz büyük fırsatlar kaçırabilirsiniz, bu da iki. bunlar siyaset ve gazetecilik olmasa bir hiçler kocaman bir hiçtirler, meriç ve kezban tayfasıdırlar. ama siz bir hiç olmayabilirsiniz, kendinizi çözümlediniz mi.
manita işlerini fazla ciddiye almayın, karşı taraf kırılır üzülür diye düşünmeyin; bir kere hiç de öyle duygusal falan değiller ve flört içinde bir miktar yalanı her zaman barındırır. yani karşı cinsten yana fırsatı bulduğunuz an yürüyün, ıstırın, kemirin; sonunu düşünen keyif alamaz.
ekoloji, hayvan hakları, kadın hakları, kimlik politikaları falan bunlara çok kafayı takmayın. bunlar dünya finans oligarşisinin istismar ettiği şeyler ve fazla kapılırsanız sizin gelişmenize de köstek olur.
kariyerist olun, olmasına ama metalara siz sahip olsun, metalar size sahip olmasın. söz gelimi, poposu büyük bitakım hatunları kaldırmak için reebok ayakkabıyı ve güzel bi güneş gözlüğünü alacak parayı kazanmak istiyorsanız tabi ki uğraşın ama o reeboka ve o yaptığınız para kazanma işine (o iş boş ve tefeci, üretim ve yaratıcılıktan yoksun bi bir işse hele) aşık olmayın, generation p filminde ve fight club'da ifade edildiği gibi o reklamını yaptığınız tamponu içinize, ruhunuza almayın yani.
''cinsiyetçi'' olun, ''kıro'' olun, boğa olun - ama öküz olmayın.
bu internete de fazla abanmayın, hele burası gibi sosyal medyalar, pornolar ve pc oyunları - size köstek olur.
aynı zamanda abd, ab ülkeleri ile özellikle rusya ve ukrayna'nın siyasetçi elitlerinin kendi halkları arasındaki itibarsızlıklarını aşmak için kullandıkları bir oltadır.
2010'lara kadar böyle bir mesele yoktu. ne zaman ki ukrayna'da ab yanlısı bir ikinci turuncu devrim yapıldı, iktidara gelen liberal koalisyon ve neofaşist yancıları rusçayı yasaklamaya, nazileri rehabilite etmeye kalktı ve ülkeyi karpuz gibi iki yana kutuplaştırdı; işte o zaman rusya da fırsattan istifade edip rus-sovyet aidiyetine mensup insanların hamiliğine soyunup rant elde etmeye kalkmıştır. ayrıca, iki tarafın da samimi milliyetçileri deliğe süpürülmüştür; neofaşist ukraynalılar umduğunu bulamayıp ukrayna polisiyle silahlı çatışma noktasına kadar işi vardırdılar, donetsk donbas cumhuriyetlerinin sosyalizan komutanları ise bombalı suikastlerle (büyük ihtimalle ukrayna ve rusya istihbaratlarının ortaklaşa göz yummalarıyla) yok edilmiştir. bu savaşta taraf tutan ukraynalının , rusun ya da herhangi bir kimsenin aklı yoktur bu kadar net söylüyorum.
dünyanın, gençliğin gidişatına baktıkça git gide daha çok sempatiyle yaklaşmaya başladığım gelenekçi, komünist devlet. yasakçılık ve sansürcülük yapıyor, bazı filmleri, internet sitelerini yasaklıyor ve bence iyi yapıyor. netflix, onlyfans vesaire bunlar yozlaştırıcı kültürdür, 100 tane dizi çıkarsa 99'u leştir, yani gençliğin ve yetişkin nüfusun aklını almasından başka bir halta yaramaz. mafya dizisi izliyorsun, bakıyorsun adam tuttuğunu biip yapıyor laan diyorsun bizimki de hayat mı.. işte toplumun böyle aklını alırlar. bana kalsa türk dizilerini, çukur mukur, muhteşem yüzyıl gibi bok püsür yapımları, sabah programlarını da yasaklarım. söz gelimi kendi gençliğimden de örnek vereyim; ergenlik döneminde düzgün bir bilgisayarım olsaydı, elimin altında porno ve gta ııı olsaydı ne insanlığın sorunlarını merak ederdim ne de bir şeyler açıp okurdum, çünkü keyif alma mekanizmam yanlış biçimlenmiş olurdu. ama dandik bilgisayar ve seks tube gibi dönemin dandirik 144p porno siteleri sayesinde kendimi, öyle ya da böyle kendi çapımda entelektüel gelişime verdim.
ayrıca çin'in cihatçılara kök söktürmemesini ve eğitim kamplarında terbiye etmesini de takdir ediyorum. dincilere ve ırkçılara kapak olsun. evet, çin biraz cılıkını çıkarıyor olabilir, bilemiyorum, ama sağlamcı olmak iyidir bence.
ne diyorduk, emperyalizmin de gazı ve coşkuyu vermesiyle insanların burnu çok kalktı. sağlam ve adil bir diktatörlük milleti -emekçisinden burjuvasına kadar- şöyle bir titretip kendine getirse hiç fena olmaz bence. üniversiteleri, liseleri, her yeri silkelemek lazım. mavi yakalı da beyaz yakalı da adam olmalı. ben çiftlik bank'çı zihniyete sahip insanlarla, işini kötü yapan, birbirine mobbing ve hemşericilik, gevşeklik yapan insanlarla, şımarık çocuklar ve ergenlerle, burnu kalkık velileriyle, feminist faşistlerle, tarikatlarla, türlü demagoglarla aynı toplumu paylaşmak istemiyorum.
çin'in eleştirdiğim tek tarafı, kameralı gözetleme takıntıları ve covid-19 yaygarasına prim vermeleri sanırım.
çin ile ilgili ezber bozan bir kaç kaynak bırakıyorum, olaya bir de çincilerin tarafından bakın:
apaçıktır ki; erkek hiyerarşisi piramidi yüzünden, sadece şanslı azınlığın (%10, ya da %20lik erkek kesimi) pamuk helva yiyebildiği uygulama. evet, bir hiyerarşi piramidi var. piramidin tepesindeki erkeklere 3 ayda 1 farklı kadın falan düşüyor, geri kalanlar ise 31e devam. fiili bir çok eşlilik diyebiliriz buna, geleneksel islam en azından 4 kadından fazlasını yasaklıyor. böyleyken böyle.
dünya'daki örneklerden bakacak olursak, haktır ve türkiye'de de büyük ihtimalle bir müddet sonra verilecektir, büyük bir mesele olmayacaktır. tıpkı kürtçe albüm çıkarmanın 20 sene aradan sonra büyük bir olay olmaması gibi. türkiye'de siyasetçilerin kendi çıkarları için sorun haline getirdiği sorun olmayan şeylerden biridir anadilde eğitim.
ha ben olayı daha üst bir seviyeye çıkarıyorum; kabaca herkesin herkesten kaderini tayin etme hakkı (nüfus cüzdanına milliyet hanesi, referandum, iki tarafın rızası halinde özerklik, tek tarafın rızası halinde bağımsızlık) ama o toplara burada girmeyeceğim.
kadınların vermediği; yeterince yakışıklı olmayan (bazısı çirkin), yeterince paralı olmayan (bazısı züğürt), yeterince statülü olmayan, gönülsüz abazan erkekler bütünü. katil demek değildir, oç demek değildir. bendeniz de bu kategoriye giriyor, tinderda ekmek yok, işte ekmek yok-ortamı olmuyor, sosyal hayatım yok cünkü işim noksan. çözüm bulmaya calışıyorum, ilerleme kaydediyorum ama hala incelim. ne yani şimdi insta fenomeni düdükleyemediğim icin mi "incel oldum". yaftalamayı bırakın, sistem'i eleştirin edit: buradan başlayabilirsiniz.
solcu avuntusu olan, boş küme. tanrı'ya inanmamak, tanrı'ya inanmamaktan başka bir şey değildir. hem pozitivist hem 'faşist' olunmaz diye bir yargı var ama pekala bir taraftan hem deney ve gözlem, bilim savunulurken diğer taraftan emek ile semayenin dayanışması, toplumun meslek birliklerinden temsilciler üzerinden dengelenmesi ve devlet babanın bunda hakem rolü oynaması, yayılmacılık ve ırkçılık savunulabilir. batı sömürgeciliğinden tutun, modern türkiye tarihine ve çan kay şek'in tayvan'ına kadar böyle bir eğilim varken, üstelik bilim defalarca egemenler tarafından çarpıtılıp biz basit dünyalılara karşı silah olarak kullanılmışken (bugün de kullanılıyor - yeni yeşil antlaşma ve büyük sıfırlama çerçevesinde) kendinizi kandırın durun.
yazarlarının yarısı sözlüğün maaşlı çalışanı, fake hesapmış gibi geliyor. diğer sözlüklerden bir sürü kopyala-yapıştır entri arak etmişler. düşünün bir insan niye her gün haber entrisi girsin, ya da tek bir konu üzerine yoğunlaşsın, bunun mantığı var mı. yani chp, ab çalışanı trollerin olduğunu da varsayıyorum. özellikle rusofobi temelli algı operasyonuna teşne olması mide bulandırıcı, onun için çekileceğim; belki ileride marquis de sade, napolyon üzerine biyografik bir şeyler itelerim o kadar.
komik bir durum. lenn o abazan öğrenciler bu adamın pornocu olduğunu nereden öğrenmiş. ah ah. okul hayatı dediğin 12 yaşından sonra, ergenliğe girince bitmelidir, samimi söylüyorum. birbirimize bakmaktan derslere konsantre olamazdık lisede, wc'de 31 çekilirdi, onu geçtim arka sırada 31 çeken vardı. modernizm bizi böyle tutsak ediyor işte.
13 yaşına mı bastın? yallah işe, yallah askere, tekstil atölyesine. üşüyoruz pol pot reiz.
italyan realizminin ikonları olan de sica, blasetti gibi yönetmenlerle boy ölçüşen filmler çeken, marksist bir teorik derginin yayın yönetmenliğini yapıp türkiye'nin sosyo-ekonomik yapısı hakkında dahi polemiklere giren bir barzo. yani daha ne kadar barzo olunabilir ki, ötesi maksim gorki ya da sergey ayzenştayn oluyor heralde. edit: bi de romancılığı vardı dimi, vay keko vay.
kim ne derse desin, çağımızın en rezil batakhanelerinden biridir. madem kapitalizm altında yaşıyoruz, sermayeye peşkeş çekilmemiş bir kulak arkasının çıplak fotosu kalmıştı onu da verin gitsin, belki iyi para kaldırırsınız(!). toplumsal dinamiği budur
pornoyu anlarım, normal kadınlardan yüz bulamayınca paralı asker tutmayı anlarım (aslında o da çok yanlış ama kadınlar bakmıyorsa yapacak bir şey yok), nude atmak falan hadi neyse -aranızda bir şey varsa gerçekten- bir yere kadar o da tamam. ama buna düşmek nedir yahu. diktatör olsaydım yasaklar, o karıları da çalışma kamplarına ya da şeyh bedrettin metrosu inşaatını, kanalistanbul'u falan kazıttırmaya yollarım.
otoriter-antiotoriter, devletçi-piyasacı eğrilerine göre size yön atayan mekanizma. zaman-mekan, taktik-strateji, uzun vadeli program-kısa vadeli program gibi şeyleri umuramaz. ne hikmetse(!) herkese liberter solculuk (libertarian left) atar. sağ-sol öyle grafiklerle gösterilebilecek bir şey değil yahu. söz gelimi, bazen muhafazakarı faşistten ayıran şey faşistin eylemciliğidir.
gerçek siyasi pusula ise budur:
çok fazla zihin 31cisi, hatun/adam kaldırmaya çalışan (ya da çalışıyormuş gibi yapan? ama ego kasan), siyasi trollük yapan (sözlüğe can vermek isteyen kendi yönetim trolleri de olabilir) gözlemliyorum. genel olarak bir at gözlülük ve diyalektikten nasibini alamamışlık var tabi. beğeni almak bağımlılık yapsa da burası size faydası dokunacak, sizi yüceltecek bir yer değil gençler. "ayıp" şeyler yazmak için ve bi ihtimal belki lojistik durum sağlanırsa hatun kaldırmak için burayı zulaladım yoksa burayla hayatta işim olmaz.
vakti zamanında denedik ama tüm siyasetlerin ve sosyolojik insan kümelerinin birbirinden leş olduğunu keşfettiğim için parayı bulduğum an sınır dışındayım. çok hatun kaldırmak, araba böğürtürmek istiyorum hep içimde kaldı bunlar; çakal kasa bmw e serisi alıp hem keyif almak hem -arıza erkek kontejanından- kadınların ilgisini görmek..
bir sonraki etapta güney ispanya'ya bakarım, kurtuba'ya bakarım. sonra kuzey fransa'ya gider varg vikernes hayatı yaşarım.
böl-parçala-yönet stratejisi kaynaklıdır. bir tarafından siyahi gettolar; getto olarak uyuşturucu, yozlaşma, işsizlik maaşı üçgeninde kalsın ve kendilerine bağlı community ağaları tarafından güdülsün, o ağaların gösterdiği partiye (genelde amerika'daki demokrat parti/cehape türünden ilerici oligarşi partisi olur bu) oy versinler istiyorlar. siyah halk ile beyaz halkın birlikte hareket edip statükonun bitarafına çam dikmesini istemiyorlar tabi. herkes bokunda boncuk arasın, herkes birbirine kulp taksın ama büyük sıfırlama işlesin; burjuvanın yoksul köylülüğü borçlara bağlayıp topraksızlaştırdığı gibi sade vatandaşı da borçlara ve teknolojiye bağlayıp tekellere bütünüyle bağımlı kılmak istiyorlar.
işte yeni putperestliğin (ve yeni solculuğun) geldiği nokta.* kanadalı tırcıların covid yasakları karşısındaki tutumunu desteklemezler, *m heykelini desteklerler.
rte putin kopyasıdır, kılışdar da biden/obama kopyasıdır. siyasi anlayışlar değişmeli. sistem dışı bir şey olmalı artık ama ne olduğunu kimse bilmiyor. edit: çiftçi olup sistemden çıkmak ya da tır şoförü olup kafayı dinlemek istiyorum, istiyoruz.
toplumda ifade edilmesi (doğal olarak) hoş karşılanmayan, müstehcen, özel, biyografik bazen siyasi bitakım şeyleri yazmak için; profil zulaladığım sözlüktür. onlarca interaktif sözlükten biri.
hikmet sami türk'ü adam yerine koyup muhatap alan, tv'na çıkaran kanal. (bu kadarı yeter sanırım)
bu gazetecilikten ve siyasetten, kerameti kendinden menkul solculuktan başka vasfı olmayan ikoncan, popülist tayfadan tiksiniyorum. edit: sosyalist sol gazeteciliği dahil.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
1 öne çıkan tanım
