arzuöğrt yazar profili

istenmeyen kişi olduğunu latince yazınca daha havali olduğunu düşünen, muhtemelen henüz ergenlik yaş sınırlarını aşamamış kişi tarasından açılmış baslıktasiniz.
başlığa ithafen : yalın ve şeffaf olmak ne korkutucudur ,ne de alt amaçlar belirtir.

bazı insanların topluluk karşısında konuşurken de sesi titrer, kalp atışları duzensizlesir , terler. sık sık oluyorsa sosyofobinin bir belirtisi olabilir. sosyofobi düzenli terapilerle kontrol altına alınabilir.

kadını erkeği yok bunun , hiç kimseye yakışmıyor. çirkin.

bir başkası senin özgürlük alanına girdiğinde senin özgürlüğün baslar. bir başkasının özgürlüğü başladığında senin özgürlüğün biter. örn ; küfretmek isteyen yazarın özgürlüğü ,küfür okumak istemeyen benim özgürlüğümün başladığı noktada biter.

birinin kucagindayim, merdivenleri koşarak çıkıyor , avazım çıktığı kadar ağlıyorum. sonra bir odanın kapısını açıyor, yerde upuzun bir adam yatıyor. kucağında olduğum kişi annem , yerde üzeri örtülmüş kişi de onun babası. yaş 3.

"ınançsız olduğu halde" ne demek yahu. anlamıyorsunuz; bazen elinde kuran taşıyan biri , içki şişesi taşıyan birinden daha tehlikelidir.

pazartesi olunca geçiyor

insanın insanla arkadaş olmasıdır

güzel olan isimler değildir heralde. sıfatları kaldırırsanız geriye gerçekler kalır

bazı evler çocuklar için cehennem oluyor. hayata karşı ilk yenilgisini anne babası yüzünden alıyor. bence çocuklara sorsunlar; eminim bu konuda anne babalarından daha sağlıklı karar alırlar.

dünyadaki bütün insanlara genetik ölçüm yapılsa, kimse iddia ettiği ırka ait çıkmaz.

'çabuk sinirlenip çabuk sakinlesirim' derler. çok küçük mevzulara sinirlenip , aşırı tepkilerle kalp kırıp, sonrasında hemen özür dilerler. ya da özür dilemeden pişmanlıklarını belli ederler. eğer bu ipuçlarını kaçırıp anlayışla karşılarsanız, gün geçtikçe, siz ona alıştıkça kendine güveni artar, öfkesi şiddetlenir. ayrıca trafikteki hallerine de dikkat edilmelidir. ılk ipuçlarını buradan edinebilirsiniz.

bu kişi kadınsa; mutludur. kendisine yetecek kadar kazanabiliyordur, kendi işlerini kendi başına halledebiliyordur, yalnız da vakit geçirebiliyordur, bağımsız yaşama becerilerine sahiptir. ayrıca toplum normallerine karşı durabilecek güçlü fikirleri vardır.

daha kendi 'farkedememis'

akıllarda çok soru bırakarak gittin.
ah martin eden ; sen şimdi kazandın mı kaybettin mi ?

bu çağın hastalığı sanırım; nezaket istediğini sanarak nezaketsizlik yapmak. güç zehirlenmesi bu , yetkilerinin sınırının farkına varamamak. 'tek adamlığın' artık en kücük devlet kurumlarında da görülmesinin bir örneği. bırakın insanları kendine , topluluklar kendi kurallarını kendileri oluşturur.

bu yıl otizmin rengi kırmızı! diyerek söze başlayayım.
günümüzde her 47 çocuktan biri otizmli olarak doğuyor , erkek çocuklarda görülme olasılığı kız cocucuklarına göre 4 kat fazla. herhangi bir tedavisi , ilacı yok. tek çaresi erken tanı erken eğitim!
çok geniş spektruma sahip olmasıyla birlikte bütün otizmlilerde görülen tek ortak belirti sosyal iletişim bozukluğudur. lütfen farkedin , sevin , kabullenin , fırsatlar tanıyın, çocuklarınızı bu konuda eğitin ve otizmli arkadaş edinmelerini ödüllendirin. otizm eksiklik değil farklılıktır, eğitimi uzmanlık gerektirir. uygun ortam , uygun çevre, erken ve doğru eğitimle neler yapabildiklerine şaşırırsınız.

ulaşımın sadece gemiyle olması yaşanan şehrin en çirkin yanı tanımına uygundur ?