bal porsuğu yazar profili

bal porsuğu kapak fotoğrafı
bal porsuğu profil fotoğrafı
rozet
kalbimiz seninle
karma: 21446 tanım: 394 başlık: 297 takipçi: 223
Şimdi uzaklara gitmek lazım. Doldurup bavula ertelenmiş coşkuları, rüzgarları sırtlamak, martıların peşine düşüp asfalt bilmez topraklara koşmak lazım... - Paulo Coelho.

son tanımları


sevgilinin avuç içini öpmek

bazen hatırlanır...
çekip giden sevgilinin avuç içinin kokusu
elinin kuytusunda hissedilen o duygu
avuç içini öptüğüm tek insan sensin” sözüyle bastıran o tutku.

sevdiceğinin avuç içini öperken öyle derin hisler duyarsın ki..
ruhuna dokunursun, kalbine girersin bir can yoldaşı gibi
nefes nefese kalırsın çölde vaha arar gibi.

erkek öper koklar, tekrar öper, kadının avuç içini kalbinin üstüne koyar.
kadın öper yanağına dayar, erkeğin avuç içi aşağıya inerken gözlerini kapar.
ve bir gün ayrılık olunca gözlerden yaşlar akar.
can yücel de bu anlamlı şiiri yazar.



kaderimizin avuç içinde yazdığı söylenir.
avuç içini öpmek hayat arkadaşın olmak istiyorum anlamına da gelir.
fatih erkoç avuç içlerini öpen sevgililere seslenir.


ahmet telli ise "yine de kalmış olabilir;
küçücük bir mavilik gökyüzünde,
bir sevda kırıntısı,
avuç içi kadar bir umut ..." diyerek geleceğe umutlu bakmamızı ister.

...ve bazen hatırlanır yine de kalan avuç içimizdeki o masum ve samimi öpücük.
pandemi döneminde dikkatli olmakta fayda var tabi ki *.
devamını gör...

ksiloloji

odun bilimi anlamına gelen ksiloloji, ahşabın kaba ve ince yapısına odaklanan bir dendrokronoloji dalı (ağaç halkaları ile tarihleme yapma yöntemi) olarak bilinmektedir. ksiloloji evlilik hazırlıklarına girişen eş adaylarınca mecazi olarak da kullanılmaktadır.

ormancılık ve orman mühendisliği ile ilgili bir bilim dalı olan ksilolojinin kökeni yunanca ksilon - ahşap kelimesinden gelmektedir.
odun hücreleri ve dokuları ile ilgili konuları; odunların fiziksel, mekanik ve kimyasal özelliklerini inceleyen ksiloloji sanal dünyada şöyle kullanılmaktadır:

“hiç mi ksiloloji bilmiyorsun, bu bildiğin yontulmamış kütük. evlenirsen gazetelerin 3.sayfasında görürüz seni…. ne demişler kütüğü adam yapmaya çalışma… kütük tersten okununca da kütüktür”.

“mumla mı aradın bunu…ayağını çalıya çırpıya sürt daha iyi…odun bu odun, ksiloloji öğren biraz.”

”sen gepetto gibi ksiloloji uzmanı değilsin ki bu odunu pinokyoya dönüştüreceksin. karşındaki odun, iyice yontman gerekir onu”.

“bak necip fazıl demiş ki…tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur…bu mu tomurcuk açacak”.

erkekler ise “ksiloloji bilmeyiz ama odunu fazla inceltirsen kıymıkları çok olur… bir erkek ne kadar odun olursa olsun, tek bir kadın için yandığı sürece adamdır” diyerek cevap vermektedir.

ahşap, teknolojide kullanılan tüm malzemeler arasında en çeşitli, en kullanışlı, en sağlıklı ve en doğal olanıdır. oturduğunuz evlerdeki her maddenin ruhunuza ve bedeninize etkisi vardır. ahşap pozitif enerjiyi en çok veren malzemedir.
iyi bir marangoz iseniz bir kütük bile elinizde güzellikler ile dolu ahşap mobilyalara dönüşür.
çocuklar için ağaç ev bile yaparsınız.



“sokağımız arnavut kaldırımı,
evimiz ahşap iki oda.
daha iyisi de olabilirdi ya,
şükür buna da” - turgut uyar.
devamını gör...

termagant

sanal dünyada "inandığı değerler uğruna şiddete başvurmaktan ve kavgadan çekinmeyen atarlı kadınlara" termagant denir.
ejderha dövmeli kız filmindeki lisbeth karakteri termagant için örnek gösterilir.
kendisini taciz eden erkeğe öyle bir şey yapmıştır ki o erkek uzun süre oturamamıştır.
o sahneyi izleyenlerin birçoğu “helal olsun, tacizci erkeklere böyle yapılmalı” demiştir.

kelimenin kökenine bakınca hristiyanlar ortaçağ’da çocuklarına “müslümanlar korkunç, şiddet tutkunu, kurnaz ve zorba uzun cübbeli bir putu tanrı edinmişler ve ona termagant demişler” diye anlatırlarmış.
daha sonra ise şirret, çirkef, kavgacı kadınlara termagant denmiş.
zaman içinde hem erkeklere hem kadınlara hakaret anlamında kullanılmaya başlanmış termagant.

shakespeare eserlerinde bu kelimeyi küfür eden karakterler için kullanmıştır.
“bu, bir azizin bir termagant gibi küfür etmesine neden olur"

thomas shadwell ise “the squire of alsatia” komedi oyununda intikam almak isteyen öfkeli kadın karaktere bayan termagant ismini vermiştir.

sanal dünya termagant kelimesine farklı bir anlam yüklemiştir…şöyle ki;
uzun bir dönem romanlardaki ve filmlerdeki kadın karakterler korunmaya muhtaç, şiddet karşısında susan, ürkek, mağdur olarak gösterilmiştir.
kadın hakları savunucuları ise kadınların bu şekilde tasvir edilmemesi gerektiğini, termagant kadınların da var olduğunu vurgulamıştır zeyna gibi.


termagant kadın sadece erkeklere değil kendisine fiziksel, sözlü, duygusal, psikolojik ve ekonomik şiddet uygulayan kadınlara da haddini bildirir...özellikle işyerlerinde kendisine mobbing uygulayan hemcinslerine karşı.
şiddetin her türlüsüne karşıyız derler… ziya paşa gibi “nush ile uslanmayanın hakkı tekrir, tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir” de derler.

cehaletin kol gezdiği bir ülkede kadınları koruyan kanunlar kabul edilir ama uygulanmaz.
uluslararası sözleşmeler imzalanır ama uygulanmaz.
neden imzalandı neden feshedildi, tatmin edici bir açıklama yapılmaz.
“halk balık hafızalıdır, birkaç gün konuşurlar, sonra unuturlar. kadın cinayetlerini sona erdirecek yeni bir sözleşme yaparız deriz, olur biter” diye düşünürler.

kadın cinayetlerinin nedeninin küflü kafalar olduğunu hüseyin rahmi gürpınar 1939 yılında anlatmıştır.
“bugün bu çeşit cinayetleri işleyenler kendi egoist hayvanlıklarından başka karşısındakilerin tabii haklarına saygı göstermeyi bilmeyen geçmiş yüzyılların küflü kafalarıdır.
bir kadını sevmek o kadın üzerinde bazı hakları olmak için bir sebep sayılıyorsa kadının nefreti de ondan ayrılmak özrünü gerektirecek yasal bir gerekçe sayılmalıdır. hep bu fenalıklar kanun kaçakçılıklarıdır.
hep bu ışığa doğru gidiyoruz. fakat bu olgunluğa varana kadar şehit vereceğimiz kadınların sayıları mezarlıkları dolduracaktır”.

yapılan bilimsel araştırmalara göre sanal ortamlarda kadınları sık sık cinsel obje olarak gösterip, kadınlara tecavüz fantazisi yazan sapıkların potansiyel kadın katili olduğu anlaşılmıştır.
#205337 hibristofili hastası olan kadınlar dışında hiçbir kadın böyle sapıklara ilgi duymaz.

bir adam bir kadını severse ona şiddet uygulamaz, tecavüz etmez.
kadın kendisine yapılan şiddeti asla unutmaz, sineye çeker! zamanı gelince, aynen iade eder sonra da ona termagant derler.

"bir adam bir kadını severse aklını başka bir şeye veremez… dünyasını kadına verir" der michael bolton “when a man loves a woman” adlı şarkısında.
devamını gör...

chrysalism

fırtınalı ve yağmurlu bir havada güvenli bir mekanda olmanın verdiği huzurdur chrysalism.
hele gök delinmiş, yağmur sağanak halinde yağarsa…o şiddetli yağmurun sesi, görüntüsü ve kokusu huzur verir ruhumuza masalımsı bir şatoda.
”ya dışarıda olsaydık, şükür ki kapalı yerdeyiz” deriz yedinci dem’in getirdiği demli çaydan içerken ve onun #426878 güzel şiirini dinlerken.
uzat sarı saçlarını rapunzel iyilik perisi gibi şatodan ipek saçlarını uzatıp yardımcı olur fırtınada kalan temiz kalpli canlılara.

kuzguncuktaki vişne ise enfes vişneli pastasını getirir neşeli şarkılarıyla.
biz una nocte, evernevergreen, 01 var dahası yok, robnaja ve blackeyes’in enfes portakallı tanımlarını okurken;
şair küçük bir zebellah şiir yazarken;
sergisinin açılışını yapar ressam la luna.

kafa sözlük radyosunda

chrysalism’in forget me şarkısı çalarken ork, uruk-hai, troller fırtınadan korkup sığınmak isterler şatoya.
bir anda ışıklar gider.

ölmedim ama hafif sürünüyorum "bu minik şişenin içinde, earendil'in yıldızının ışığı zapt edilip benim çeşmemin sularına sindirilmiştir. karanlık yerlerde, diğer bütün ışıklar söndüğünde ışık olur bu” diyerek kristal bir şişeyi havaya kaldırır, ışıklar gelir…
ork, uruk-hai, troller ağlayarak kaçar gider.

psy active “sinik shelob’a bakın, ıs ıs ıs” diye zırlıyor” diye seslenir.
elf okları kendisine doğrultulunca shelob topuklamak ister.
arkasına yediği oklarla rahvan gidişi ile bizleri ilk defa güldürür.

o esnada uzak bir diyarda ateist kaplumbağa büyük bir habercilik başarısına imza atmak üzeredir.
yoldaş benjamin franklin’in profil resmindeki baltanın baltacı mehmed paşa’nın baltası olduğu söylentileri üzerine moskova’ya gitmiştir.

1710 yılında erzağı ve cephanesi tükenmiş bitik rus ordusuna karşı son darbe indirilecek iken çariçe katerina ile çadırda baş başa bir görüşme yapıp, rusları yok olmaktan kurtaran mehmet paşa’nın o meşhur baltası.
putin’in bu balta karşılığında yoldaşa büyük paralar teklif ettiğini öğrendiğimizde "yazar maaşlarına zam yapılacağı düşüncesiyle" yürüyen şatomuzdaki chrysalism daha da artar.

devamını gör...

harbinger

müjdeci anlamına gelen harbinger, z kuşağı tarafından sevilen bir kelime harbincır olarak sanal dünyada yerini almıştır.

“kuzguncuk şirin yerdir ve gayet nefis yapar gül reçelini pansiyoncu madam” ile nazım hikmet
“vişne bahçeleriyle dolu, neşeli bir şehre benzerdi senin sesin” ile didem madak
kuzguncuktaki vişne, bak şu dünyanın işine!” ile can yücel harbinger’i daha iyi açıklar müjdeli mısralarında.

tubular bells adlı albümüyle dünya çapında tanınan mike oldfield’in "music of the spheres" albümünün açılış parçası olarak da bilinir harbinger.


superman, batman, wonder woman, green lantern, supergirl, flash, aquaman karakterlerini yaratan dc comics'in harbinger isimli bir kadın kahramanı da vardır.
zaman içinde oyunlarda harbinger bir savaşçı kadın karakter olarak epey tutulmuştur.
trolleri geldiklerine pişman eden, ateş kılıçları ile ünlü hi my i run karakteri de harbinger’i anımsatmaktadır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

amerikalıların yavru kedilerine sıkça verdikleri bir isimdir harbincır…malum mart ayında kedilerimiz gece gündüz çalışıyor, yakında yavruları olur, isim koyarız. *
#519314 ice ve kontes… yanına harbincır kıymetlimis gelebilir belki.

simurg olarak da bilinen zümrüd-ü anka her uçuşa kalktığında, bitkiler tohumlarını döker ve insanların tüm hastalıklarını tedavi eden yeni bitkiler kök salar...bu kuşu mahlas olarak seçen favori yazarlarımıza ne mutlu.
“gel davam ol
gel deva'm ol
bir müjdeci anka gibi
o'na (c.c.) yar ol, bana yaren ol” - beyzade serdengeçti.
çiçekler baharın müjdecisidir, dostlarınız çiçek gibi harbinger olsun.
devamını gör...

strikhedonia

son zamanlarda sıkça rast geldiğimiz kelimelerden biri olan strikhedonia “boş ver, ne olacaksa olsun, çok da tınn” anlamında kullanılmaktadır. colin mcleod’un bir parçasının da ismi olmuştur.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ingilizce bir kelime olan strike ve yunanca kökenli bir kelime olan hedonia’nın birleşiminden oluşan strikhedonia “bir durum karşısında olacakları göze alıp her şeyi boş vermişliğin keyfidir, umursamazlığın verdiği hazdır."

sizi tehditvari şekilde rahatsız eden hadsizlere karşı "gittir git" demek yerine strikhedonia derseniz karşınızdaki afallar, acaba ne dedi diye uzun uzun düşünür. *
“ölmüş eşek kurttan korkmaz”
“dünyayı sel basar, ördeğin umurunda olmaz”
“acı patlıcanı kırağı çalmaz”
benzeri sözler ile de açıklanabilir strikhedonia.

kıymetli yazarımız the matrix isn't real şu sahneyi daha iyi açıklar. sanal ortamdaki virüs benzeri trolleri "strikhedonia" diyerek umursamamak en iyisidir.


bize yüz vermeyenlere de strikhedonia der, son sözümüzü söyleriz. *


“kişisel bir tavır olarak alma. hayatın sahte olduğunu öğrendikten sonra sadece seni değil kimseyi umursamıyorum. hepsi bu” - gabriel garcia marquez.
devamını gör...

8 mart dünya emekçi kadınlar günü

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
"insan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?” - atatürk.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
birinci dünya savaşı’ndaki emekçi kadın hemşirelerimiz (harp mecmuası, kasım / aralık 1916)

kurtuluş savaşı’nda üstün kahramanlıklar gösteren şerife bacı, halide onbaşı, halime çavuş, nezahat onbaşı, çete emir ayşe, fatma seher erden, gördesli makbule, tayyar rahmiye, hafız selman izbeli ve daha yüzlercesi…ruhunuz şad olsun. bu vatanın kurtarılmasında kadınlarımızın payı büyüktür.

kadın; bilmeyene nefs, bilene nefes’tir" - şems-i tebrizi.

“kadın kendi başına ne gül goncasıdır, ne de diken; koklamasını bilirsen gül, tutmasını bilmezsen diken olur”- refik halit karay.

erkeğin adam olduğu yerde kadına her gün kadınlar günüdür ve her gün kutlanır.
kadınları güvende tutmak ise herkesin sorumluluğundadır.



"kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. kadınları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür” - hz. muhammed (sav).
devamını gör...

udumbara

sanskritçe'deki anlamı “cennetten gelen hayır çiçeği” olan udumbara avatar filminden sonra “avatar çiçeği” olarak anılmıştır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

avatar filminde mutluluğu yakalayanların üzerine konduğunu gördüğümüz udumbara budizm'de ficus racemosa'nın ağacı, çiçeği ve meyvesini ifade eder.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

budist efsanelerine göre udumbara dünyada üç bin yılda bir açan ve en nadir görülen çiçektir.
udumbara’nın üzerinde yaşadığı ağacın meyvesi içinde yetişmesi ve bir santimetreden bile küçük olması nedeniyle gözle fark edilmesinin epey zor olduğunu da belirtelim.

bu arada ortaya çıktığı zamanlarda o bölgede güzel şeyler olacağına ve efsanevi birinin tahta oturacağına ait inanış bulunan udumbara çiçeği başka….görüntüsü o çiçeğe benzeyen böcek yumurtaları başka.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
yurdum insanları bu farkı bilmediklerinden “bizim köyde bunlardan çok var, chrysoperla carnea diye bir böceğin yumurtası” diye ahkam keserler anca.

haber ajansımızın kurucusu sevgili ateist kaplumbağa’nın #520441 bahsettiği dosyalarda bu çiçek ile ilgili gizli bilgiler de bulunmakta idi.
bir muhabirimizden aldığımız bilgiye göre bu çiçeğin bulunduğu gizemli bir yerde yüzüklerin efendisi’ndeki kralın kılıcı narsil de varmış. *

hem udumbara hem de narsil’e sahip olup tahta oturmak isteyen bir oturuşta 10 dürüm yiyenin elinden ateist kaplumbağa’yı kurtaranlara ne kadar teşekkür etsek azdır.
udumbara ve narsil’i elde etmek için
helios ile göklerde
hazall ile çiçek tarlalarında
kuzguncuktaki vişne ile meyve bahçelerinde
evernevergreen ile ormanlarda
zümrüd-ü anka ile kaf dağında
petit prince de paris ile paris’te
oglalalakota ile amerika’da
japon 35 ve son samuray ile japonya’da,
ice ile kutuplarda
son feci mars ile mars'ta
tartarus ile yerin altında
kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası ile süt ürünlerinin ulaştığı her yerde araştırmalar yapmayı düşünüyoruz, tabi ki arzu ederlerse.*

öyle işler vardır ki sonu karanlık bile olsa, bu işlere başlamak yapmayı reddetmekten daha iyidir" – aragorn.
devamını gör...

anormal sözlük haber ajansı

limon locasına yakın kaynaklardan alınan haberlere göre; kafa sözlük’ün usta yazarlarına transfer teklifleri yapılacakmış.
transferin ilk sırasında sözlüğün en sevilen yazarlarından biri olan ateist kaplumbağa yer alıyor.

senelerden beri "radyo açalım" tekliflerine sıcak bakmayan limon locası şimdilerde “neden olmasın, reklam da alıp para kazanırız, yazar maaşları aylardan beri ödenmiyor” diyerek radyo hazırlıklarına başlamış.

limon locasından adının açıklanmasını istemeyen birinden aldığımız bilgilere göre; basın özgürlüğünün sonuna kadar savunucusu olan ateist kamplumbağa’ya yeni kurulacak radyo ve youtube kanalının başına geçmesi için teklif götürülecekmiş.

limon locası, kafa sözlük’te henüz keşfedilmemiş esketit
psy active
sofmusic
spirito libero
japon 35
güneş
lodos86
zümrüd-ü anka
hadibakalım
gorgeous
revolutionary girl utena
ne zaman kactı tren gibi değerli yazarlara gözünü dikmiş.

haber kaynağımıza göre una nocte
01 var dahası yok
robnaja
blackeyes gibi yazarlara transfer ücreti “yoldaş ne veriyorsa 3 katı” denecekmiş.

daddy
kuzguncuktaki vişne
uzat sarı saçlarını rapunzel
tutankamonun laneti’nin hayran sayıları giderek arttığından “bunları alan sözlüğü de alır” denmiş.

limon locasının kafa sözlük’ün usta fotoğrafçılardan mahlassızım #483972,
tenturdiyot #454331,
küçük bir zebellah #486963,
evernevergreen #458603,
köylü yazardan ironiler #479672,
herseyeaydım #393081,
sirma #331446 ile birebir görüşme yapacağı kulislerde konuşulmuş.

ölmedim ama hafif sürünüyorum’a “editörlük değil sana moderatörlük yakışır, öl de ölelim vur de vuralım, trolleri limoncu sözlüğünden atalım” diye gaz verilecekmiş.

la luna ve kimsesizlerinkimiraikkonen gibi ressamların sergi masrafları da karşılanacakmış.

neden ünlü olduğu bilinmeyen ünlü’ye ise “bize gelirsen dünya çapında ünlenirsin” denileceğine dair bazı şifreli mesajlar bulunmuş.

turab'a transfer teklifi yapılırken “sen bizde olsan yüzlerce takipçin olurdu, gel bize, geniş kitlelere sesini duyur, kıymetini biz biliriz” denilecekmiş.
ne zaman kactı tren ile relax da transfer listesinde yer alıyormuş.
trabzonspor fenerbahçe maçı #499940 tanımı ile fenerbahçelilerin dikkatini çeken galapagoslu iguana’nın limoncu sözlüğünde spor muhabirliğine getirilmesi gündemdeymiş.

son günlerde sözlükte göremediğimiz gulliver, twilight sparkle, modernist primat, aristokrates gibi yazarlara ise “bize gelin en az 100 beğeni garanti, bizzat ben favlarım sizi” diyen elçileri de unutmamak lazım.

kafa sözlük’teki son günlerde bazı yazarların ayrılmasının nedeninin ise mart ayında kedilerin dama çıkması yüzünden olduğu anlaşıldı.
kedisever olarak bilinen bu yazarlar kedilerinin peşinden dama çıkınca “aşk tesadüfleri sever” misali hoş tanışmalar olmuş.
haliyle kendileri de damda kalmaya karar vermişler. *
ne diyelim “mart’ta aşk başkadır”.

basın kanunu'nun 12. maddesine göre “süreli yayın sahibi, sorumlu müdür ve eser sahibi, bilgi ve belge dahil her türlü haber kaynaklarını açıklamaya ve bu konuda tanıklık yapmaya zorlanamaz.”
haber kaynaklarımızın gizliliği konusunda aihm büyük dairenin 14.9.2010 tarihli "sanoma-hollanda" kararının da olduğunu vurgularız.

yazarlarımızın kaleminin satılık olmadığına ve transfer tekliflerini ret edeceklerine dair inancımız tam.
dolduruşa gelmem dolmuşa binmem” diyenler şu şarkıyla limon locasına cevap verecektir.



bu arada yoldaş benjamin franklin’in 8 mart dünya kadınlar günü nedeniyle kafa store’da kadın yazarlara büyük indirimler yapmasına yönelik sözlük içi istekler artmakta.
cinsiyet ayrımcılığı olmaması için bu indirimin tüm yazarları kapsaması da istenmekte.

bazı ilkeler vardır bunlardan bir tanesi hayat soğansa, portakal kokla ilkesidir”.

flash flash…haberimiz yayına girerken “ben kafa sözlük’ten bir yere gitmem” diyen ateist kaplumbağa’nın 7 siyah transporterdan oluşan limon locasına ait olduğu iddia edilen bir grup tarafından kaçırıldığını öğrenmiş bulunmaktayız.

özgür basın susturulamaz” diye yazıyordum ki çevremi beyaz toros, siyah tansporter ve swat çakması sırtlan sürüsü sardı. bana biraz müsaade...
devamını gör...

sayonara

güle güle veya elveda anlamlarında kullanılan sayonara kelimesi marlon brando’nun oynadığı 4 oscar ödüllü sayonara filmi ile yurdumuzda 1957 yılında yaygın bir şekilde kullanılmıştır.

tepedeki ev filmindeki duygu dolu şarkı sayonara no natsu ile sevgililer arasında sıkça kullanılan bir kelime olmuştur.



gülen yüz emojisi ile kullanılırsa güle güle anlamına gelirken, emoji olmadan kullanılırsa hüzünlü bir elvedadır sayonara.

özel gün sendromu yaşayanlar “sayonara” diye sevgililerine mesaj atarak “benimle son zamanlarda pek ilgilenmiyorsun, hayatında başka biri mi var, seni bırakırım ona göre” imalı trip de atabilirler. *
çikolata, çiçek ve bir hediye ile gönül almak gereklidir...emojisiz “sayonara” mesajı üzerine.

birçok romanda da görürüz sayonarayı...
geceleyin birbirinin yanından geçen trenlere benziyoruz. merhaba! hoşçakal! bir dahaki sefere! sayonara! a bientot! gözlerim hala seninkilerin içine bakıyor ve orada derinlere dalıyor.
saçlarını dalgalanırken görüyorum ve yazın gökyüzünden hızla gelip geçen bir bulutu andıran gülümsemenle cezbedilmiş bir halde bir bambu ormanında yalnız başıma dolaşıyorum.
senden bin ışık yılı uzakta olsam bile kendimi sana çok yakın hissediyorum…günler uçup gidiyor ve ben her zaman, gittikçe daha güçlü seviyorum seni. ah evet, aşk çok ihtişamlı bir şey “- charles bukowski.
devamını gör...

normal sözlük’te tanımlarını sevdiğiniz yazarlar

28 şubat itibariyle sözlükte 2.486 aktif yazar ve 4.501 çaylak gözüküyor. ileriki günlerde bu çaylakların bir kısmı da yazar olacak.

aramıza yeni katılacak birçok kişi bu başlığa bakabilir. 192 yazar bu başlığa tanımlarını sevdikleri yazarları yazıp yeni gelenleri bilgilendirmişler.

yazarların tanımlarını çeşitli nedenlerden dolayı severiz.
kimi yazar bilgi dolu tanımlar verirken kimisi ise ruhumuza dokunarak mutluluk, huzur, neşe, sevgi verir bizlere.
kendilerini örnek aldığım birçok usta yazar var sözlükte.
boş tanımlar girmeyip, sözlüğe katkı sağlayan yazarların tanımlarına sempati duyarım.
kafa izninde veya kalbimizde olan bazı unutulmayan yazarlar da vardır.

sözlüğe üye olduğum aralık ayından beri dikkatimi çeken yazarları bir listeye eklemiştim.
bilgi olsun, anket olsun, forum olsun bir şekilde sözlüğün gelişmesini sağladı bu yazarlar.
bazı yoldaşları sehven ekleyememiş olabilirim.

tanımlarını sevdiğim yazarlar
yoldaş benjamin franklin
iko
helios
haklıyım ama mutlu değilim
hazall
hi my i run
karambol
pavlov'un göbeği
patagonyalı
uykusuzkahve
una nocte
uzat sarı saçlarını rapunzel
zümrüd-ü anka
zülal_kalender1
zugra
turab
tutankamonun laneti
twilight sparkle
tentürdiyot
ucemak
spirito libero
sofmusic
son feci mars
simurg
sillage
sirma
robnaja
robins
relax
psy active
petrificus totalus
pisipisi
ölmedim ama hafif sürünüyorum
örnek vatandaş
oglalalakota
ne zaman kactı tren
neden ünlü olduğu bilinmeyen ünlü
modernist primat
mırmırsu
meja
mahlassızım
lodos86
larktwain_123_
la luna
küçük bir zebellah
kuzguncuktaki vişne
köylü yazardan ironiler
kimsesizlerinkimiraikkonen
kızıl nelson
kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası
japon 35
işimbu
ıvanmılınskı
ice
hialiens
herseyeaydım
hadibakalım
güneş
gulliver
gorgeous
gandalfgillerden
feylesof
freud purosu
evernevergreen
esketit
eraa
daddy
dahavakitvar
çalıkuşu ayrı yazılır
blackeyes
bal yerine reçel yapan arı
ateist kaplumbağa
armysuzy
aristokrates
01 var dahası yok

10pele
agzindakikanisilipistesimdikizandovuscu
aproudslytherin
akira
aklımın derinlikleri
anders lie
aurora
arolium
awkwardpuppet
bagermam
barışçububuğutüttürenmasumkunduz
bearwithtear
belki üstümüzden bir tır geçer
bençalıkuşu
birseyyah
calcifer
celebrant
celâli
clara
coalcarbon
coldboy
corsairsgold
cosmicblood
crimson
cözülemeyen sudoku
damnant quod non intelligunt
dance w ur ghost
darkwingsoul
demitpatris
derin
devrin
docta ignorantia
dostoyevskininsuçune
dubaracı
dunyalikisi
düşünüyorum öyleyse yokum
earl
eğri oturup doğru yazan
elbarto
eniyisipencere
eyisa
federal x
feridun abi
fleurette
galapagoslu iguana
gençsosyolog
gezegen insanı
ghostery
green
gustav klimt
gülcee
gülferiz
hatay president
hayret perdesi
hialiens
horse trainer
hypatia
ilkokuldamasaaltındaunutulanresimcantasi
impossible
isaac asimov
is düşüm
ismet
istenmeyen evlat
je-
kadıköy beyfendisi
kafamolmuşmaşukiye
kafa sözlük diye bir yer varmış üye olucam lan
kalender
koltuk sevdalisi
komiser eda
kürk paltolu piedra
kuzey yemin ederim bilmiyordum
ladybird
larktwain_123_
levha
lol
makinist
mam bager
may we meet again
mellisho
merdumkaptan
merdümgirizbirdeli
mike
miss book
muallimbeyefendi
nevermind
neria
nickimicalmislar
nimipu
nokta
nurezgi
nyctophilia_07
nymphe
onistanbul
ozgur
öğrenmeye hevesli genç
papercut
poli
pluviophile
prusyadaki kral
revolutionary girl utena
raton de biblioteca
romada roman okuyan roman
sanagulbahcesivadetmedim
sanatolye
schrödingerin kedisi
sevgiparçacığı
shira
simgeselx
sirius
sir came a lot
spontane
son samuray
strawberry margarita
stuff
süngerbob çorabı giyen yiğit
şizofren
spontane
supportgirl
taediumvitae
tanzimatgibi
tartarus
thedansözkiller
the matrix isn't real
trevor philips
turuncu karga
turuncu büyüteç
türkleşmiş sovyet kizi
umut_yazar
urlalı
uykusuzakademisyen
villa rabidus
violet
venus
xay
warrior90
whisper
yaprak sarma fan kılap
yedinci dem
yıldızanason
yitzhar
yolu yarılayan adam
zippodan çıkan çınn sesi.

bir de sevginin kutsal bir anlamı vardır ve kişi karşısındakini niye sevdiği konusunda niyetinin saflığını keşfetmek zorundadır.
sana istediklerini verdiği için mi seviyorsun? isteklerin değişecektir.
peki iyi bir yoldaş olduğu için mi seviyorsun? işte bu devam edecektir” - doğan cüceloğlu.
devamını gör...

viraha

sanskrit dilindeki "viraha" tiffany watt smith’in duygular sözlüğü’nde “sevilen kişinin yokluğunda hissedilen eksiklik ve çok beklenen bir kavuşmanın vecdine saplanıp kalma hissi” olarak tanımlanmıştır.

hint dizilerinin ve filmlerinin izleyici kitlesinin artması ile viraha kelimesini özellikle mahalle teyzelerinden duymaya başladık.
dediklerine göre “ayrıldıktan sonra anlaşılan aşk” imiş.

kudamaloor janardanan'ın "viraha - ayrılık senfonisi flüt resitali" ile viraha kelimesinin müzikseverler arasında kullanımı yaygınlaşmıştır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

karşı cins ile arkadaş, kanka misali yakınlıklar yaşayan ama tarif edilemeyen bazı duygular hissedenler vardır.
ne zaman ki ayrılık yaşanır…”aşıkmışım ben ona, onsuz yapamadığımı anladım” derler… hele o başkası ile evlenince.
içlerini dökmek isterler...
“o evlenmiş artık, geçti bor'un pazarı sür eşeği niğde’ye, virah virah” diye alaycı söylemler ile karşılaşmaları olasıdır.
viraha türkçe’de virah diye okunur zira. *

kimisi ise başkalarına içini dökmek yerine 1956 yılında çekilmiş elvis presley - one sided love affair klibini seyredip hayal kurar.



şarkının sözleri
"eğer sevilmek istiyorsan
bebeğim, sen de beni sevmelisin

oh evet, çünkü tek taraflı aşk istemiyorum
öpülmek istiyorsan
güzel, sen de beni öpmelisin
çünkü tek taraflı aşk istemiyorum
güzel, duygularımız karşılıklı olmalı
ve bütün dünya bunun doğru olduğunu biliyor
anlayış bütün problemleri çözer, bebeğim
bunları sana niçin söylüyorum biliyor musun
sarılmasını istiyorsan
güzel, sen de bana sarılmalısın

eğer bunları yapmaya çekiniyorsan
bebeğim, neden bir denemiyorsun."

viraha'yı daha iyi anlamak için nazım hikmet'in sözlerine bakarız.
şehrime gel sevgili. yarın çık gel. bırak her şeyi, bir bekleyenim var de gel. gel ki bu şehir adımlarınla anlamlansın. gel ki bu şehir nefretim olmaktan çıksın. gel ki nefes alayım. gel” - nazım hikmet.
devamını gör...

eski fotoğraflar

leman sam’ın sevilen bir şarkısıdır.
şarkıyı daha iyi hissetmek için önce eski bir fotoğrafa bakalım…


avrupa bizim topraklarımızdan çıkan eserleri değerlendirmesini bilmiş, biz bilmiyoruz. bu bir para meselesi değil, bir kafa meselesidir” diyen deneme ve inceleme yazarı, eski yunan ve roma dilleri uzmanı, filolog, arkeolog, çevirmen ve düşünce insanı azra erhat’ın yanında
“huzur bulunan yerde, gurbet hasreti çekilmez” sözüyle bizi düşündüren nurullah ataç.

unutmayın ki, dünyada en korkunç şey, ümidini kaybetmektir” diyerek bizi ümitli olmaya teşvik eden sabahattin ali’nin yanında “bütün şairler gökyüzüne pencereden bakarlar, halbuki kuş yuvalarının üstü açıktır ve kuşlar şiir yazmazlar” diyerek şiir yazmanın inceliklerini öğreten bedri rahmi eyüboğlu.

insanı insan yapan duyguların ilkidir aşk. bir kişiyi seven, bütün insanları sever” diyen necati cumalı’nın yanında “yaşamın olmadığı her bir gezegen, başlayacak olan bir hayata işaret edebileceği gibi orada yaşamış canlıların tükettiği, hatta yok ettiği bir aleme dair izler de bırakmış olabilir bize” diyerek doğayı korumanın önemini anlatan orhan veli kanık'ın eserleri akla gelir... leman sam’ın eski fotoğraflar şarkısını dinlerken.



bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı
elbet vardır demiş büyükler

sulanmış akşamüstü bahçelerinde
dostluk kokan kahveler içmişler
arıyorum nerde o bahçeler
dostluk dumanıyla tütsülü geceler
kaybetmeyin bu fotoğrafları
kaybolan dünümün son yadigarları

yok artık her gün son seferde geçerken
tüm yalıları selamlayan kaptan
ya da ince bir tebessümle balıkçıdan
küçücük paketini alan madam
ah çok mu zor karşıki komşuya
serin sabahlarda bir günaydın demek

ah çok mu zor eve dönüşlerde
yoldan geçenlere iyi akşamlar demek
karanlıkta kaybolmuşsa eğer zaman
yoksa aşk için konuşmaya bir an

utanırsam bir gün eğer ağlamaktan
düş olup akarım camlardan.”

kayıp fotoğraflar bulunur ansızın, hayatın ve yılların gizli deliklerinde” -didem mamak.
devamını gör...

çılga

ilkbaharda dağlarda eriyen karın suya dönüşüp akarken çıkardığı sestir.



kar çiçeğine, karın güneş ışığında parıldamasına, yemeni üzerine bağlanan ince kumaş parçasına da çılga denir.
kırgızca’da ise iplik iplik akan akarsu çılga olarak tanımlanır.
son yıllarda kız çocuklarına konulan bir isim olarak ön plana çıkmaktadır çılga.

küçük, duru, sevimli, bir çılga su. zorlansa övendire kalınlığına varacak” - mustafa kutlu

cılga ile çılga kelimeleri zaman zaman karıştırılmaktadır. cılga kelimesi patika anlamına gelmektedir.
“ahmetten bigane nadandır yola
istikamet şaşar çılga incinir
kendini bilmeyen yaramaz kula
güneş değse bile gölge incinir” – ilkay çoşkun.

birlik ve beraberlik ile kar yığınları erir; tabiat çılgalarla ile canlanır, toplumlar da...

“toplumun içinden çıkan her büyük insan, yakıcı bir büyüteç gibidir. milletin bütün gücünü ve dehasını kendi şahsında toplar; kendi halkına ve başka halklardan binlerce insana ilham kaynağı olur.
fakat hava kapalıysa ve atmosferde güneş ışınları yoksa bu büyüteç ne kar yığınlarını eritebilir ne de bir damla suyu ısıtabilir” -grigory petrov.
devamını gör...

amrak

göktürkçe sevgi anlamına gelen bir kelimedir.
hem erkek hem de kadın ismi olarak kullanılır.
amrak, göktürk kağanlığı'nın kurucusu olan bumin kağan'ın torunu, taspar kağan'ın oğlu göktürk kağanı amrak’ın ismi olması nedeniyle geçmişte türkler tarafından çocuklarına sıkça konulan bir isim olmuştur.

uygur dönemine ait mani dininin etkisinde şiirler yazmış ilk türk şairi aprın çor tigin’in dizelerinde de görürüz amrak kelimesini.
"sevgili" adı verilen bu şiir türk şiirinin ilk ve en eski lirik şiiridir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

orijinal metni
"kasınçığımın öyü kadgurar men
kadgurdukça
kaşı körtlem
kavışıgsayur men
öz amrakımın öyür men
öyü evirür men ödü/ çün
öz amrakımın
öpügseyür men
barayın tiser
baç amrakım
baru yime umaz men
bağırsakım
kireyin tiser
kiçigkiyem
kirü yime urnaz men
kin yıpar yıdlıgım
yaruk tengriler
yarlıkazunın
yavaşım birle
yakışıpan ardılmalım
küçlüg priştiler
küç birzünin
közi karam birle
külüşüpen külüşügin oluralım"

günümüz türkçesi ile
"yavuklumu düşünüp dertleniyorum.
dertlendikçe
kaşı güzelim
kavuşmayı özlüyorum
kendi sevgilimi düşünürüm ben
düşünürüm düşünürüm de…
kendi sevgilimi
öpmek isterim ben
kaçıp gitsem
güzel sevgilim.
gene de gidemem ki ben
merhametlim!
sokulayım desem
yavrucuğum
gene de sokulamam ki ben
misk gibi güzel kokulum!
ışık tanrılar
sayesinde
huyu güzelimle
birleşip ayrılmayalım.
kudretli meleklerin
kudreti sayesinde
kara gözlümle
gülüşüp oturalım."

amra anadolu türkçesine emre olarak geçmiştir.
amra fiilinden türeyen amrak ise “sakin, barışsever” anlamına gelmektedir.
anadolu türkçesine amrah olarak geçmiş, emrah olarak çocuklara isim olarak verilmiştir.

alfabeyi 3000 küsur yıl önce fenikeliler icat etmiş ve zaman içinde ibranice, grekçe, aramice, süryanice, arapça, farsça ve türkçe gibi birçok dil meydana gelmiştir.
etimoloji sayesinde isminizin farklı dillerde farklı anlamlar içerdiğini görebilirsiniz.

öğrenciler, gençler! atatürk’ün gençliğe hitabesi işte bu günler için yazılmıştı. siz sömürge evlatları olmayacaksınız. yabancı dilleri de, ama önce kendi dilinizi, edebiyatınızı, tarihinizi iyi öğreneceksiniz” - oktay sinanoğlu.
devamını gör...

irrlicht

irrlicht, bataklıkların üstüne hüzme şeklinde düşen ışık demektir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

eski zamanlarda alman köylüleri çocukları bataklıklardan uzak olsun diye cin peri hayalet hikayeleri anlatır; bataklıklarda görülen aldatıcı ışığa irrlicht derlermiş. şeytan ışığı olarak da anılan irrlicht şöyle bir şeymiş :

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

c ++ ile yazılmış açık kaynaklı bir oyun motoruna da irrlicht ismi verilmiş.
günümüzde ise alman ergenleri irrlicht kelimesini iltifat olarak sanal ortamlarda söylemeye başlamış.
onlarla sohbet eden yurdum ergenleri ise “bana ne demek istedi, küfür mü etti, irrlicht ne ayak” diye araştırmaya başlamış.

irrlicht kelimesi aldatıcı ışık diye hakaret anlamında kullanılmış olabilir.
ya da “ben bataklık içindeydim, senin ışığınla aydınlanıyorum” diye iltifat etmek maksadıyla söylenmiş de olabilir.
her şeyi takmayın kafanıza böyle. sor bakalım niye öyle dedi. *



diyelim ki sana "şeytan" dedi ama neden öyle dedi?
mesela rıdvan dilmen şeytan lakabı ile bilinir. muğlaspor teknik direktörü rahmetli kemal dirikan, nazilli'de rıdvan’ı keşfetmiş ve oyun içerisindeki zekasından dolayı ona "şeytan gibi"' demiş ve rıdvan da bu lakap ile anılmış.

boş silahı da, boş insanı da şeytan doldurur.
emeksiz zengin olanın, kitapsız bilgin olanın, sermayesi din olanın rehberi şeytan olmuştur” - yunus emre.
devamını gör...

firgun

firgun, başka birinin başına gelen güzel bir şeyden dolayı duyulan mutluluk hissidir.
kimine göre dünyadaki en zor şeylerden biridir bir başkasının başarısına sevinmek.
ibranice bir terim olan firgun bencil olmayan haz, gurur ve neşe anlamına da gelmektedir.

israil başta olmak üzere bazı ülkelerde 17 temmuz günü "international firgun day" olarak kutlanır.
firgun duyduğun kişi hiç tanışmadığın biri de olabilir...bir sporcu, şarkıcı, sanatçı ya da kafa sözlük’te hiç mesajlaşmadığın bir yazar... başarılı bir çalışmasını görürsün, helal olsun dersin.

yabancı bir kişi bile olsa onun başına iyi bir şey geldiği zaman duyduğumuz empatik bir sevinç olarak da tanımlayabiliriz firgun terimini.
tango yapan bir çifti izleyenlerin hissettiği güzel duygular onların gözlerine yansır.



başkalarının başarısından gerçekten gurur duymak ve onları takdir etmek büyük bir erdemdir.
bir çift güzel söz söylemek zor bir şey değil ki.

mezuniyet sevincini rektörüyle kutlayıp, videosunu paylaşan şu genci izleyip; yüzünde gülümseme oluşanlar çok farklı bir firgun yaşarlar. *



umutla yaşayan, müzik olmadan da dans eder” - george herber.
devamını gör...

gezelligheid

hollandaca sosyal ve rahat bir durumu tanımlamak için kullanılan bu kelime zaman içinde sosyal medyada farklı anlamlarda kullanılmaya başlanmıştır.
gezelligheid sevdiğin şeylerle beraber geçirilen keyifli zamanı ifade eder.
sevdiğin yerde olmanın yaşattığı mutluluk ve huzura da denir.
dışarda kar yağmıştır, buz gibi soğuk bir hava vardır ama evinizde şömine başında sevdiğiniz ile sıcak bir sohbete başlamışsınızdır… gezelligheid bozulmasın diye telefonu sessize alırsınız.*

yurdum medyası ise önce gezellig diye kelimeyi kısaltmış, sonra "ha gezellig ha güzellik, uzatmaya ne gerek var, bırakın bu gavur kelimelerini" demiştir. *
gezelligheid yaşamışsanız şu şarkıda olduğu gibi sevdiğinizi bırakmak istemezsiniz.



seninle tattım ben her mutluluğu
bırakıp gidersen bil ki yaşamam

ömrümden canımdan ne istersen al
gülü susuz seni aşksız bırakmam

üşüdüm diyorsan güneş olurum
yanarım sevginle, ateş olurum

dolarım havaya, nefes olurum
gülü susuz seni aşksız bırakmam

gönlündeki derdi siler atarım
ümit pınarıyla coşar akarım
kış göstermem sana ben hep baharım
gülü susuz seni aşksız bırakmam
.

sözlüklerde birbirine atar yapıp huzur bozan ergenler gezelligheid nedir bilmez. yerler birbirini, ete para vermezler.
arizona kertenkeleleri bile gezelligheid nedir bilir. * kendileri belgesel çekip internete koyarlar ki seyredenler neşelensin.



sevinci öğrenirsek başkalarına acı vermeyi unuturuz” – nietzsche.
devamını gör...

magoa

çok uzun süre üzüldüğümüz şeylerin yüzümüzde bıraktığı kalıcı izlere denir.
portekizce bir kelime olmasına rağmen son zamanlarda konuşma dilinde sıkça kullanılmaktadır.

magoa kelimesini şebnem ferah daha iyi anlatır.
"gözlerimin etrafındaki çizgiler
artık belli oluyor
bütün o çizgiler son bir yılda oldu
sana bana bize ağlarken

ben leyla olmuşum kimin umrunda
mecnun çoktan gitmişken
bu ne garip bir yangındı böyle
sen söndün ben yanarken

peki ben neden hala böyleyim
neden hala geçmişteyim
belki de ben sana hala aşığım
işte tam burada karşındayım
ya şimdi tut elimden
ya da bir daha söz etme özlemekten
çok çok çok karışığım zaten
oof
ruhum iki ucun arasında
gezinip duruyor
bugün zaman akmasın dursun
ben içinden geçeceğim
ama neden neden hala böyleyim
neden hala geçmişteyim

belki de ben sana hala aşığım".



tolstoy ne güzel söylemiş...“şikayet ettiğiniz yaşam belki de bir başkasının hayalidir”.
hiçbir şey üzülmeye değmez. üzüldünüz mü neşeli şarkılar söyleyip dans edin...çok da tınn.

“gördüm ki üzüntülerimin yarısı açıkça bir karara vardığım zaman kendiliğinden yok olup gitmektedir, diğer yarısı da vardığım karar üzerinde harekete geçtiğim zaman kaybolmaktadır" -dale carnegie.
devamını gör...

tardiye

divan edebiyatında beş dizelik bentlerden oluşan bir musammat türüdür.
her bendin ilk dört dizesi kendi arasında kafiyelidir. beşinci mısralar ise birbirleriyle uyaklıdır.
“mef’ûlü / mefa’îlün / faûlün" gibi aruzun belirli kalıbıyla yazılan tardiyeye tard u rekib de denir.
lise edebiyat derslerinden hatırlayacağımız üzere divan şiirinde tardiyenin en güzel örneklerini şeyh galip vermiştir.

hüsn-ü aşk isimli eserinde aşk, kalb şehri yolculuğunda bir sihirbazın büyüsü ile bir kuyuya düşmüştür. hüsn’den haber getiren sühan isimli ihtiyarı görünce
“mansur gibi (enelhak dediği için asılan mutasavvıf) darağacının üstüne çıktım. feryadım, israfil suru ile okunan bir ezan sesi gibidir. gam, boğazımı, boğum boğum olan bir ney haline getirdi. etrafımı belâ ordusu sardı. o padişahtan bir haber gelmeyecek mi” diye yakınmış ve
"hoş geldin eyâ berîd-i cânân
bahşet bana bir nüvîd-i cânân
cân ola fedâ-yı iyd-i cânân
bî-sûd ola mı ümîd-i cânân
yârin bize bir selâmı yok mu

ey hızr-ı fütâdegân söyle
bu sırrı idüp ıyân söyle
ol sen bana tercemân söyle
ketm etme yegân yegân söyle
gâm defterinin tamâmı yok mu

yâ rabb ne intizârdır bu
geçmez nice rûzgârdır bu
hep gussa vü hârhârdır bu
duysam ki ne şîve-kârdır bu
vuslat gibi bir merâmı yok mu

çıkdım ser-i dâra hem-çü mansûr
âvâzım ezân-ı nefha-i sûr
gal kıldı gülûmu şâh u mansûr
oldum sipeh-i belâya mahsûr
ol pâdişehin peyâmı yok mu

kâm aldı bu çarhdan gedâlar
ferdâlara kaldı âşinalar
durmaz mı o ahdler vefâlar
geçmez mi bu etdiğim duâlar
hâl-i dilin intizâmı yok mu

dil hayret-i gâmla lâl kaldı
gâlib gibi bî-mecâl kaldı
gönderdiğim arz-ı hâl kaldı
el’an bir ihtimâl kaldı
insâfın o yerde nâmı yok mu" demiştir.

günümüz türkçesi ile…
hoş geldin, ey habercisi cananın
gel de ver müjdesini cananın
bayramına canım feda cananın
ümidinde yok mu fayda cananın
yarin bize bir selamı yok mu

ey düşkünlerin hızır'ı, söyle
apaçık eyle bu sırrı, söyle
halime sen ol tercüman, söyle
teker teker saklamadan söyle
gam defterinin tamamı yok mu

nasıl bir bekleyiş, ya rahman bu
hiç geçmez mi, nasıl bir zaman bu
duydum düşkünlüğünü naza bunun
verdiği hep sıkıntı eza bunun
kavuşmak gibi bir meramı yok mu

keyf aldı talihden dilenenler
yarına kaldı iyi bilinenler
nerede o ahdler, o vefalar
geçmez mi bu ettiğim dualar
gönül halinin intizamı yok mu

gamla şaşkın gönül dilsiz kaldı
galip gibi mecalsiz kaldı
gönderdiğim arzıhal kaldı
şimdi bir tek ihtimal kaldı
insafın o yerde namı yok mu. hüsn-ü aşk eserini okurken bu beyitler alır götürür bizi farklı diyarlara...

şeyh galip’in şu tardiyesi de güzeldir .



yek nazrada kıldın ey yüzü gül
ayînemi âftâbe-i mül
geçti bana neş'e-i tegafül
hem eyle hem eyleme tenezzül
dil hânesi câ-yi işretindir

bir şu'lesi var ki şem'-i cânın
fânûsuna sığmaz âsmânın
bu sîne-i berk-âşiyânın
sînâ dahi görmemiş nişânın
efrûhte-i inâyetindir

şehbâl-i dil oldu evc-pervâz
kim sayd-i hümâya eyleyüp nâz
zülfünde de olmaz âşiyan sâz
affeyle ki ey şeh-i felek-tâz
perverde-i dest-i himmetindir

bir âleme olmuşum ki vâsıl
şebnemleri mihr ile mukâbil
yok, pertev-i mihre anda hâil
nezdîk ü baîdi özge menzil
kim firkatin ayn-i vuslatındır

açıldı der-i harîm-i ma'nâ
bir sûret olur hezâr da'vâ
esrâr-i hafâ hep oldu peydâ
bildim ki bu cümle şûr ü gavgâ
gavgâyı sever bir âfetindir

ey arş-kemâl ü meh-sitâre
olmak nola düşmen-i nezâre
galib sana oldu pâre pâre
bir hâne-harâb imiş ne çâre
dâm-i reh-i mihr-i tal'atindir.

ey gül-i rana..! ömrün beş mevsimi var: aşk, hasret, yalnızlık, vuslat ve hüzün. sahi, sen hangi mevsimdesin? -” şeyh galip.

gül-i rana dışı sarı, içi kırmızı olan çok nadir rastlanan kıymetli bir güldür.
divan edebiyatında sarı taraf aşığın yüzünün sararıp solmasını, kırmızı taraf ise aşığın içinin kan ağlamasını anlatır. yüzünüz sararıp solmasın, içiniz kan ağlamasın...aşk mevsiminde ikinci bahar yaşayın. *
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim