en çok başkasının yalnızlığı bana dokunuyor, zorbalanan çocukların yalnızlığı. çünkü henüz bu durumla baş etmeyi bilmiyorlar. çocukken bu yalnızlığı ilk okul 2. sınıfta hissetmiştim. oyun oynarken yere düştüm ve biri gelip kaldırsın diye bekledim. arkadaşlarım o kadar kaptirmislardi ki kendilerini oyuna, benim kaybolusumu farketmemislerdi. bekli daha nice yalniz hissettiğim olmuştur, ancak ilk aklıma gelen hep budur.
birilerine bir şey anlatmaktan o kadar vazgeçtim ki, resmen duyarsızlığın dibine düştüm gibi. hem her şey değişiyor gibi hem de hiç bir şey değişmiyor gibi. belki de hayatın anlamı budur. ışık gibi hızla parlayıp gitmek.
kullandığımız sözcükler ağzımıza pelesenk olduğunda artık bizim bir yaşam biçimimiz haline gelir. hep derler bazı spiritüeller ağzımızdan çıkanlara dikkat edelim ve dileklerimizi çok dikkatli dileyelim diye. evrene verilen enerjiyi bilmem ama bir şeyi sürekli söylediğinizde artık ona inanmış olursunuz. bu psikolojik bir gerçeklik.
savaş nasıl insanın en mutlu günü olarak nitelendirilen bir şeyle özdeşleştirilebilir ki... ölümün kutsallaştırılması gibi...
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.