bihemser yazar profili

bihemser kapak fotoğrafı
bihemser profil fotoğrafı
rozet
karma: 577 tanım: 51 başlık: 0 takipçi: 15

son tanımları


itiraflarım

favori kitaplarımdan biridir, okuduktan sonra uzunca bir süre tesiri altında kalmıştım. dünyanın en büyük yazarlarından da olsan eni sonu insansın ve kaygın, korkun, sorgulaman, yalnızlığın, acın, arayışın hepsi bir... bunun ayırdına varabilmek çok güzel bir şey esasen. benzer sorgulamalardan ve arayış evrelerinden geçerken benden yıllar evvel yaşamış tecrübeli birinin yolculuğundan, yanlışı ve doğrusuyla hayat itiraflarından kendine bir şeyler katabilme hakkına ya da abartırsam lütfuna sahip olabilmek fevkalade bir şey benim açımdan. benim için hayat aynı hikayenin bambaşka insanlarca tekrar tekrar oynanması, bu nedenle hepimizin geçtiği yollar birbirine bu denli benziyor ve bu nedenle tarih ekseriyetle tekerrür ediyor. bana kendi hikayemde kılavuz olduğu için teşekkür ederim tolstoy bey'ime :))
devamını gör...

geceye bir şarkı bırak

i want to know what love is-foreigner
şarkının spotify linki
devamını gör...

geceye bir çelişki bırak

bir insan yalnızca tek bir kişi olarak mı var olur, bambaşka iki insanı aynı anda yaşamak mümkün mü, insan her döneminde başka biri midir yoksa hepsi farklı görünse de aslında bir midir?
devamını gör...

insanı duygusallaştıran şeyler

eski fotoğraflara bakmaktır benim için. bazen öyle anlar geliyor ki karşıma hatırımdan tümüyle silinmiş halbuki çok da içten gülmüşüm fotoğrafta. demek ki anın içinde öyle bir kaybolmuşum ki bugünü bulamamışım geri, fotoğrafta saklamışım varlığımı. şimdiyse durum eski bir dostla seneler sonra karşılaşmak gibi ve eski dostlarla karşılaşmak her zaman duygusallaştırır insanı, bilirsiniz...
devamını gör...

sözlük yazarlarının gittikleri ilk yabancı ülke

bu yıl ilk defa bir haftalığına bir erasmus+ projesi kapsamında slovenya'ya gittim. kısa süreli de olsa şahane bir tecrübeydi, hem yeni insanlar tanımak hem de hiç bilmediğin bir yerde bir başına olmak ve üstesinden gelebilmek müthiş bir haz veriyor insana.
devamını gör...

yazarların sevdikleri tablolar

modigliani, egon schiele, frida kahlo ve gustav klimt'i favori sanatçılarım arasına büyük bir memnuniyetle yerleştirebilirim. en sevdiğim tablo kahlo'ya ait "iki frida" olabilir. yunan mitlerinden narcissus'un caravaggio ve dali yorumunu da ayrı ayrı beğeniyorum.
devamını gör...

dinlemekten bıkmayacağınız şarkılar

benim için yeri özel olan şarkılardan biri mary poppins'in those were the days isimli şarkısıdır. onun dışında tülay german'ın summertime yorumu, elo'nun sorrow about the fall, charles aznavour'un la boheme ve marie laforet'in viens viens isimli parçaları da benim için hep özel olacak şarkılardan bazılarıdır.
devamını gör...

kilo alan kişiye onu kırmadan kilo aldığını söylemek

açıklaması ne olursa olsun problematik olan eylemdir. kimse toplumun güzellik standartlarına uymak zorunda değildir, dış görünüşün ideal bir formu olamaz. her beden olduğu haliyle eşsizdir ve hiçkimsenin bir başkasının bedeni üzerinden yorum yapma hakkı yoktur. bu durumda eleştiri yapmış olmazsınız, yalnızca "body shaming" yapmış olursunuz. bu da insanları kendi güzellik standartlarına uymak mecburiyetindeymişçesine yargılamak ve aşağılamaktan öte bir durum değildir. üstelik daha da kötüsü bu tarz yorumları yaparken karşınızdakinin hem fiziksel hem de mental sağlığını da olumsuz etkileyebilirsiniz. çünkü siz bunları söylerken karşınızdaki insan bir yeme bozukluğuyla (bkz: anoreksiya nervoza, bulimia nervoza...) boğuşuyor olabilir. söylediğiniz şey sizce iltifat olsa bile birinin bedeni hakkındaysa durup bir kez daha düşünün çünkü siz kilo vermişsin derken iltifat ettiğinizi sansanız dahi karşınızdaki kimse bir yeme bozukluğundan muzdarip ya da bu konuda herhangi bir şekilde hassasiyete sahip olabilir, hatta en basitinden kilo almak istiyor da olabilir. kısacası siz toplum tarafından kabul görmek, beğenilmek ya da sevgi görmek için her alanda toplum normlarına uygun olmak isteyebilirsiniz ama kimseyi buna zorlayamaz yahut bu normlarla yargılayamazsınız. her insan nasıl göründüğünü, kimi seveceğini ya da nasıl yaşayacağını seçmekte hür olmalıdır. uzun lafın kıssası kendi hayatlarınızla meşgul olun, teşekkürler.
devamını gör...

sözlükteki bayan popülasyonu

hadi biraz bilgilenelim. niyetinizin kötü olmadığını biliyorum ama yine de bilmekte fayda var bu ifadenin doğrusu "sözlükteki kadın popülasyonu" olmalıdır çünkü burada sözü edilen bir cinsiyettir ve bayan kelimesi bir cinsiyet değil, bir cinsiyeti işaret eden bir hitap biçimidir. bu konunun basit olduğu sanabilirsiniz ama kesinlikle değil. kadın kelimesi utanılacak, kibarlaştırılması gerekilen, söylemekten çekinilecek bir kelime değildir. bu olayın siyah poşetlerde ped taşımak zorunda bırakılmamızdan, menstürasyon dönemimizin hastalık olarak ifade edilmesinden, bekaret testi gibi çağ dışı uygulamalardan daha az aşağılayıcı bir konu olduğunu sanmıyorum. etkisi o kadar büyük olmasa da nihayetinde bir cinsi küçümseyen ve aşağılayan davranışlar.
devamını gör...

dünyadaki tüm insanlar sizi duyacak olsa söyleyeceğiniz şey

lütfen küresel ısınmayı ciddiye alın! küresel ısınma yüzleşmemiz ve sorumluluğunu üstlenmemiz gereken acı bir gerçek. bize yüzyıllardır ev sahipliği yapan bu güzel gezegene teşekkür edeceğimiz, minnet duyacağımız yerde verdiğimiz zarar yetmedi mi? insanı merkeze alan pragmatist düşüncelerimiz yüzünden yeterince canlı acı çekmedi mi? bizler bu dünyanın sahibi değil, diğer tüm canlılar gibi misafirleriyiz. bize sağladığı kaynakları boşa savuruyoruz; dünyamızı tüketiyor, sömürüyor, öldürüyoruz. bu gidişatın daha da tatsızlaşmasına müsaade vermemek adına bencilliği bir kenara bırakıp yuvamız için bir şeyler yapmalıyız. bir tek benim çabam bir şey değiştirmez demeyin, bütün kalabalıklar tekillerden oluşur. tek kullanımlık plastikleri kullanmaya son verin, hayvansal gıda tüketimini azaltın hatta mümkünse tamamen kesin, çöplerinizi azaltın veya geri dönüşüm, kompost gibi yöntemleri deneyin... doğayı ve içinde barınan tüm canlıları gözeten çevre dostu bir yaşamı seçin, sömüren ve yok eden bir düzenin parçası olmayı değil. güzel bir gelecek yeşertin biz çocuklara...
devamını gör...

insan kendi psikolojisinin bozulduğunu anlayabilir mi sorunsalı

beynimiz yalnızca aç/kapa fonksiyonu olan bir makine değil, bundan çok daha komplike. dolayısıyla bir ruhsal rahatsızlığı farkına varmak bunun çeşidine ve kişinin farkındalık düzeyine göre değişebilir. kendine sürekli özeleştiri getiren birisinin bunu görmesi ve kabullenebilmesi çok daha kolay olabilirken bir başkası için yıpratıcı ve zor bir deneyim olabilir ama nihayetinde olabilir.
devamını gör...

düşün ki uzaylılar bunu okuyor

öncelikle bugüne dek bizimle iletişim kurmayarak akıllıca bir karar verdiğinizi söylemek ve sizi tebrik etmek isterim. sizlerin özünü bilemem ama biz insanlarınki safi kötü. bu nedenle elimizi attığımız her şeyi kapkara yapıyoruz. midas'ın laneti gibi fakat tek fark biz dokunduğumuz şeyleri altına dönüştürmüyor; çürütüyor, kirletiyor, yok ediyoruz. aslında böyle dediğime bakmayın insanlara hep umutla baktım, bir gün el ele doğru yolda yürüyeceğimize inandım ama polyannacılık da bir yere kadar. insan ırkı kibrinden arınmadığı sürece bu evrene verebileceği tek şey zarardır bence.
devamını gör...

kelebeğin rüyası

benim için son derece önemli bir filmdir çünkü bu film olmasaydı belki de muzaffer tayyip ve rüştü onur en azından benim gerçekliğimde rastgele birer isim olarak silinip gideceklerdi yeryüzünden ama bu filmle beraber onları ve acılarını tanıdım. filmden hemen sonra muzaffer tayyip'in şimdilik adlı şiir kitabını okudum, gördüm ki arzularımız ve korkularımız ortakmış. şimdi o kitap benim en sevdiğim kitaplardan biri olarak başucumda duruyor. muzaffer tayyip ve rüştü onur ise başka bir gerçeklikte benim dostlarım olarak bana selam duruyorlar, bense bu gerçeklikte onların yazmaya ömürlerinin yetmediği her şiiri onlar için yazmaya yeminli hiç tanışmadıkları bir dostlarıyım. nihayetinde bu filmi iyi ki izledim, dilerim ki memleketin böyle unutulmuş her ozanı duyulsun ve şiirleri dillerde olsun. en azından muzaffer tayyip ve rüştü onur için bunun gerçekleşmiş olmasına seviniyor ve yılmaz erdoğan'a teşekkür ediyorum.
devamını gör...

dead poets society

ölü ozanlar derneği benim için bir filmden ötedir, john keating de yalnızca kurgusal bir karakter değildir benim için. bu film hayatımı derinden etkilemiş, varoluşu defaatle sorgulamama neden olmuş bir filmdir. carpe diem felsefesini bu film sayesinde öğrenmiş ve hayatıma katmıştım. ölümün yıkıcı etkisini anı kavrayarak tolere edebileceğimi, hayallerimin peşinden gitmem gerektiğini bu filmle görmüştüm. evet, bir gün hepimiz çiçeklere gübre olacağız keating'in de dediği gibi ancak bundan önce yaşadığımız sayılı günlerin her anının tadını çıkarmalı ve yaşamı iliklerimize kadar hissetmeliyiz. hissetmeli, deneyimlemeliyiz; korkmadan ve özgürce adım atabilmeliyiz istediğimiz her yere, her yeniliğe. tüm bunları ben bu filmden öğrendim. bunlar bir yana robin williams ile ethan hawke ile robert sean leonard ile ilk kez bu film ile tanıştım. uzun lafın kısası iyi ki izledim...
devamını gör...

didem madak

didem madak zihnimde hep asansörde verdiği o röportajla canlanır ve ne zaman fırsat bulup o tepeden izmir'i seyretmeye gitsem yine o röportajında okuduğu iris'in ölümü şiiri duyulur kulaklarımda. ölümün geci olmaz biliyorum ancak böylesi bir ölüme erken demekten başka bir şey gelmiyor aklıma. keşke daha uzun yıllar yaşasaydı ve şehrimizin sokaklarında rastlasaydık birbirimize; ben de şiir yazıyorum diyebilseydim, bana nasıl ilham olduğunu yüzüne söyleyebilseydim. yine de bu dünyadan iyi ki bir didem madak geçti ve iyi ki böyle güzel bir zihne ve kalbe sahipti.
devamını gör...

gerçekleşmeyeceğini bildiğin halde bir hayali kurmak

hayal dediğimiz şey zaten gerçekleşmesi yahut gerçekleşmemesiyle ilgili bir şey değildir, olmamalıdır da. tıpkı sevgi gibi bir karşılık beklemeksizin kurulmalıdır hayaller bana kalırsa. bir gün gerçek olur diye kurulmaz hayaller, o yüzden gerçekçi olmayan hayalleri dışlamanın da lüzumu yoktur. bence hayal dediğimiz şey bir alandır, içimizdeki çocuğu oynatabileceğimiz bir park gibi. yaşımız kaç olursa hayal kurmalıyız, bir ihtiyaç olarak değil ve kesinlikle bir beklentiyle de değil. hayal kurmak siz ne talep etmişken ne de beklerken size öyle iyi gelir, öyle geliştirir ki şaşar kalırsınız. hem bence hayal kurmak, özellikle uçuk ve renkli hayaller kurmak şu sebeple önemli ve gereklidir:
descartes'ın dediği gibi düşündüğümüz için varsak varlığımız en kıymetli hazinesi bu düşüncelerin üretildiği yer yani zihnimiz olmalıdır. bedenimizi güzel giysiler ve aksesuarlarla süslediğimiz gibi; zihnimizi de parlak düşüncelerle ve rengarenk hayallerle süslemeliyiz. en azından ben böyle düşünüyorum.
devamını gör...

astroloji ve mitoloji arasındaki ilişki

yunan mitolojisi ile roma mitolojisi birbirleriyle özdeş mitolojilerdir ancak bazı belirgin farklılıkları da mevcuttur. roma imparatorluğu, tıpkı hitit imparatorluğu'nun yaptığı gibi stratejik hareket ederek kendi inanç sistemlerine fethettiği yerlerin inançlarından uygun bulduklarını dahil etmiştir. bu nedenle farklı dinler ve mitolojilerden de izler görmek mümkündür. yunan ve roma'daki tanrı ve tanrıçalar çoğunlukla benzerdir ancak farklı isimlendirilmişlerdir. örneğin yunan'daki zeus'un roma'daki adı jüpiter, poseidon'un neptün, hera'nın juno, afrodit'in venüs'tür... yunan mitolojisi'ndeki tanrı ve tanrıçalar roma'da gezegenlerle eşleştirilmiştir. bugün biliyoruz ki günümüzün hem bilim, hem spiritüel dünyasının kökenlerini yunan mitolojisi meydana getirmektedir. astroloji'nin kökenini de öyle. astroloji'de her burcun bir yönetici gezegeni vardır, gezegenlerin konumları değiştikçe yönettikleri burçlar da bunlardan etkilenirler. ayrıca burçlar özelliklerini de bu gezegenlerden alırlar. örneğin benim burcum yengeç, haziran ayı doğumluyum. haziranın ingilizcesi june, bu roma mitolojisi'ndeki juno yani hera'dır. hera ise evlilik tanrıçası'dır. bu nedenle yengeç burcu olanların genelde iyi bir eş veya ebeveyn olabilecekleri, merhamet sahibi ve anaç ayrıca yine hera gibi kıskanç olabilecekleri söylenir. bu özellikler buradan gelmektedir. tabii bu yalnızca basit bir örnek, detaylı araştırıldığında çok daha kapsayıcı sonuçlar çıkacaktır diye düşünüyorum.
devamını gör...

insanın yapmaktan bıkmayacağı şey

bencil olmaktan bıkabileceğini zannetmiyorum, var oluşu kendi menfaati uğruna her şeye umarsızca zarar vermek üzerine kurulu bir varlık insan.
devamını gör...

dinlemekten bıkmayacağınız şarkılar

tülay german'ın summertime yorumuna bayılıyorum, ne zaman dinlesem içimi derin bir huzur kaplıyor. dinlemekten asla bıkmayacağımı düşünüyorum.
devamını gör...

kadın mı bayan mı sorunsalı

kadın kelimesi cinsiyet belirtmek için kullanılır ve erkek kelimesiyle eşleşir. bayan kelimesi ise bir hitap şeklidir ve bayla beraber kullanılır. cinsiyetten bahsederken kadın yerine bayan demek kesinlikle yanlıştır. kadın kelimesi utanılacak, kaba yahut kibarlaştırılması gerekilen bir söz değildir; yalnızca cinsiyeti belirtir. nasılsa cinsiyetten söz edilirken erkek yerine bay kelimesi kullanma gereksinimi hissetmiyorsak aynısı kadın kelimesi için de geçerli olmalıdır. ancak birine hitap ederken bayan kelimesini kullanmakta hiçbir sıkıntı yoktur, yine de şahsım adına ilk tercihim hanımefendi denmesidir.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim