#ödüllü filmler
drama / tarihi kurgu / yerli
9 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

1.
yönetmenliğini yılmaz erdoğan'ın yaptığı hüngür hüngür ağlatan 2013 yapımı filmdir. bu film vesilesiyle rüştü onur ve muzaffer tayyip uslu gibi çok değerli iki şairi tanımış oldum. şiirlerini çok seviyorum hepsi içime dokunuyor. mert fırat ve kıvanç tatlıtuğ oyunculuğu çok iyidi izlemenizi tavsiye ederim.
devamını gör...
2.
bu filmi izledikten sonra muzaffer tayyip uslu ve rüştü onuru çokça araştırmıştım. kim bilir yazılacak ne çok dizeleri vardı. ne büyük aşklar yaşayacaklardı. iyi ki böyle bir film vardı ve onları tanıdık. belki de isimleri yitip gidecekti, sesleri hiç duyulamayacaktı. ama şu an en azından bu dünyadan bir muzaffer bir de rüştü geçti diyoruz iyi ki.
"diyecekler ki arkamdan
ben öldükten sonra
o, yalnız şiir yazardı
ve yağmurlu gecelerde
elleri cebinde gezerdi
yazık diyecek
hatıra defterimi okuyan
ne talihsiz adammış
imanı gevremiş parasızlıktan."
muzaffer tayyip uslunun bu dizeleri daima aklımda kalacak.
devamını gör...
yanlışlıkla denk geldiğim, izledikten sonra üst üste iki tane sigara yaktığım film. belçim bilgin'in oyunculuğunu çok beğenmesem bile mert fırat ve kıvanç tatlıtuğ rollerini iyi taşımış.tarih yeni yeni 1940'ları gösterirken başlıyor film. dönemin şartlarına çok iyi değinildiğini düşünmüyorum ama karakterlerin iç dünyası oldukça güzel yansıtılmış.

--! spoiler !--

kız şiirden anlıyorsa beni seçer. anlamıyorsa zaten senin olsun.

--! spoiler !--
devamını gör...
buram buram edebiyat kokan bir film yapmışlar. köşede kıyıda saklı kalmış iki değerli sanatçımızı tanıtımları icin de ayrıca teşekkür etmek gerektiğini düşünüyorum. oyunculuklar da çok basarili. siirseverler aşık olabilirler bu filme
devamını gör...
şiirimizde garip akımının çok güçlü örneklerini vermiş iki taşra şairinin çok kısa ve acıklı hayatlarını anlatan film.
tanınmış garipçilerle aynı döneme rastlayan hayatları, onlara tanınma fırsatı vermemiş maalesef. halbuki şiirleri bize öğretilen garipçilerden eksik yada daha kötü değil.
birbirinden haberli olup olmadıklarını bilmem ama orhan veli, oktay rifat ve melih cevdet'le aynı zamanda rüştü onur ve muzaffer tayyip aynı rüyayı görmüşler farklı şehirlerde, farklı uykularda.
devamını gör...
iki şâir kuzenin hikayesini şâir kuzenimle izlediğim ve edebiyatı her sahnede gösteren bir başyapıt.
ayrıca filmden sonrasında her kadına bir şiirlik canı varmış gibi bakmamıza vesile olmuştur kelebeğin rüyası
devamını gör...
film sonu boğazım düğümlenmişti. belki o iki şairin tam hayatını izleyememiştik ama daha derin bir şeyler olduğunu da hissetmiştik. özellikle yıllara yayılarak yapılabilecek şeyleri dönemin hastalığı yüzünden aylara sığdırmayı çalışmaları şu anki zamanımızın ne kadar değerli olduğunu bizlere gösteriyor ama biz yine sosyal mecralarda zamanımızı öldürmeye devam etmekteyiz. insanız işte akıllanmamız için büyük bir musibet yaşayalım ki; o zaman her şeyin değerini anlayalım. kısaca güzel film izleyin...
devamını gör...
yılmaz erdoğan'ın 2013'te yazıp yönettiği (ve oynadığı) kıvanç tatlıtuğ ve mert fırat'ın iki şairi oynadıkları mükemmel bir filmdir. sizi o yıllara götürür. özellikle sinematografik açıdan harikadır. görüntü yönetmeninin ayrıca tebrik etmek lazım. kostümler de şahanedir.
devamını gör...
benim için son derece önemli bir filmdir çünkü bu film olmasaydı belki de muzaffer tayyip ve rüştü onur en azından benim gerçekliğimde rastgele birer isim olarak silinip gideceklerdi yeryüzünden ama bu filmle beraber onları ve acılarını tanıdım. filmden hemen sonra muzaffer tayyip'in şimdilik adlı şiir kitabını okudum, gördüm ki arzularımız ve korkularımız ortakmış. şimdi o kitap benim en sevdiğim kitaplardan biri olarak başucumda duruyor. muzaffer tayyip ve rüştü onur ise başka bir gerçeklikte benim dostlarım olarak bana selam duruyorlar, bense bu gerçeklikte onların yazmaya ömürlerinin yetmediği her şiiri onlar için yazmaya yeminli hiç tanışmadıkları bir dostlarıyım. nihayetinde bu filmi iyi ki izledim, dilerim ki memleketin böyle unutulmuş her ozanı duyulsun ve şiirleri dillerde olsun. en azından muzaffer tayyip ve rüştü onur için bunun gerçekleşmiş olmasına seviniyor ve yılmaz erdoğan'a teşekkür ediyorum.
devamını gör...
çok beğendiğim bir film. iki tane gencecik şairin kısa hayatları ve izlerken yaşadığım duygu yoğunluğu. bu film olmasa rüştü onur ve muzaffer tayyip ten haberim yoktu. oyunculuklarda harikaydı benim için.
devamını gör...
insana "kim bilir girmediğim sokaklarda, duymadığım seslerde kaç hayat var?" dedirten yılmaz erdoğan filmi.

oturun, izleyin, ağlayın, kapatın ama tanımadığınız insanların da bu dünyada bir ömür geçirdiğini unutmayın. aşkıyla, nefretiyle, kıskançlığıyla koca bir ömür...
devamını gör...
bir yılmaz erdoğan filmidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
filmi hem yazıp hem yöneten yılmaz erdoğan aynı zamanda türkçenin en büyük şairlerinden behçet necatigil hocayı da canlandırmıştır. kıvanç tatlıtuğ, mert fırat, belçim bilgin ve farah zeynep abdullah da diğer rolleri almıştır.

zonguldak’ta kömür karanlığı içinde edebiyatla kendilerini ve çevrelerini aydınlatmaya çalışan muzaffer tayyip uslu ve rüştü onur’un fakirlik ve hastalıkla giriştikleri mücadele anlatılıyor filmde.

filmden bahsedecek değilim uzun uzun. çok iyi oyunculuklar, çok iyi bir senaryo ve çok iyi bir film olduğunu söylesem bence yeterli olacaktır.

asıl konu bambaşka; varlık dergisinde şiirlerinin yayımlanması için heyecanla bekleyen iki genç şair, onlara her konuda el uzatmak için hazır bekleyen şair bir edebiyat öğretmeni, buram buram edebiyat kokan bir film. benim için bir filmde aranacak her şey mevcut.

bir de yılmaz erdoğan’ın vefası. bu genç şairler unutulup gideceklerdi. yetenekleri de kömür tozuna bulanıp kaybolacaktı belki. ama bu filmle birlikte unutulmaz oldular artık. bence şiir, yılmaz erdoğan’a da bir teşekkür borçlu.

bu hayat hangi kelebeğin rüyası bilmiyorum, öyle olup olmadığına da emin değilim doğrusunu söylemek gerekirse ama şiirden anlamayan bir kadın beni de seçmesin.
devamını gör...
yılmaz erdoğan'ın behçet necatigil'i canlandırdığı ve gerçek olaylardan esinlenmiş olan film.
film, çıktığı dönemde adından fazlasıyla söz ettirmişti.
belki bu sebeple beklentim oldukça yüksekti. ancak beklentimi karşıladığını söyleyemem.
oyunculuk ve senaryo güzel, dönemin atmosferini yansıtmış, duygusal bir film.
ancak film çok yavaş ilerliyor, ara ara sıkıcı oluyor.
devamını gör...
sinemeda iyiki izlemedim dediğim film. yahu hüngür sakir ağladım ve nezaman izlesem ağlıyorum sinemeda bukadar ağlasam çıkışta tanınmaz hale gelirdim. hikayesi gerçek kişilere dayanan filmleri çok seviyorum. ancak bu filmi izlediğimde son kısmı görmemiş olacağım ki bilmiyordum. rastgele öğrendiğimde gidip şiir kitabını aldım ve çok sevdim. zonguldakli şairler huzurla uyuyun.
devamını gör...
yılmaz erdoğan'ın hem yönetmenliğini, hem de oyunculuğunu üstlendiği 2013 yapımı sanat filmimsi piyasa filmi. eşi belcim bilgin de oyuncu kadrosunda yer almış olup,film çekilirken 30 yaşında ve 30 yaşında gösteren bir cast olarak 18 yaşındaki bir karakteri canlandırıyor. ilk 20 dksini zorla izleyip eeeaagh muğa goyim diyerek demirkumbuz"a geçmiştim.
devamını gör...
" herkes gibi olana şiir yazılır mı? "

yılmaz erdoğan tarafından yazılan ve yönetilen 2013 yapımlı türk dram filmi; başrolde ise kıvanç tatlıtuğ
belçim bilgin
mert fırat ve yılmaz erdoğan gibi isimler yer alıyor.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ikisi de çok erken yaşta hayatını kaybeden iki türk şair muzaffer tayyip uslu ve rüştü onur'un dostluğu konu ediniliyor.

filmimiz 1941 yılında geçmektedir.
ikisi de ince hastalıktan muzdarip olan bu iki genç maden ocağında çalışmaktadır, birbirlerinin en yakın dostudurlar ve hayatta en çok şiiri severler.

hasta oldukları için sürekli öksürürler ve insanlar onlardan biraz da bu yüzden uzak durur, suzan bile ilk önce elini sıkmamıştır.

ikisi de çelimsiz olan gençleri belki de yaşam koşulları hasta etmiştir, bir gün babası zengin olan bir genç olan suzan ile tanışırlar ve ondan ikisi de hoşlanmıştır, kız için girdikleri bir iddia bile vardır.

hikâye muzaffer ve suzan odaklı gelişir, bu arada rüştü'de hastalanacak ve hastalığı ilerleyecek, daha sonra mediha ile tanışıp evlenecektir.

iki önemli şairin bir de hocası vardır, behçet necatigi; onu ise yılmaz erdoğan canlandırmıştır.

iki şairin en büyük dilekleri şair olduklarını kabul ettirebilmek, şiirlerinin bir dergide yayımlanması, aşık olmak ve iyileşebilmektir.
hayat ise onlara çok gülmemiş ve gülmeyecektir, onlar bir kelebek ömrü kadar yaşamıştır.

film yoksulluk gerçeğini de bünyesinde barındırıyor, iki genç yoksul olduğu için, yetersiz beslendikleri için ve maden ocağından dolayı hasta olmuş bile olabilirler.

film hakkında kişisel fikrim ise;

daha önce izlediğime emin olsam da bazı sahnelerini yeniden hatırlamak için tekrar izledim, ayrıca geçenlerde muzaffer tayyip uslu kitabı olan şimdilik (kitap) adlı eseri okumuştum, onun kitabını okumak da filmi tekrar izleme sebeplerimdendi.

dram filmi olduğu kadar, tarihi bir film olarak da kategorize edilmiş olsa da o dönemin filme çok iyi yansıtılamadığını düşünüyorum, ama olabilir, çünkü yönetmen 1967 doğumlu, gerçekten yaşamadığı bir zaman dilimini sinemaya uyarlamak da kolay şey değil.

kıvanç tatlıtuğ ve mert fırat'ın şair rolünü benimsemiş olmaları filmi duygusal kılıyor.

belçim bilgin'in oyunculuğuna kötü diyemem ama daha iyisi olabilirdi.
yılmaz erdoğan'ın canlandırdığı behçet necatigil rolü de iyi gibiydi.
şiir ve dostluk, aşk ve ölüm etrafında şekillenen trajik ve kısacık hayatların buruk öyküsüydü bu.

unutmadan söylemek gerekir ki, muzaffer tayyip uslu'nun şimdilik (kitap) adlı eserinde de rüştü onur'a yazılmış bir metin yer alıyor, onu kaybettiğinde duygularını bu kitaptan ve metinden de bir kez daha görmüş oluyoruz.

birbirinin en yakın dostu olan bu iki gencin hayatları bu kadar kısa olmasaydı kim bilir daha neler yazacaklardı, kısacık hayatlarında bile iz bırakmayı başarıyor ve şiirden bir gün bile vazgeçmiyorlar.

filmin son repliği ile tanımımı burada bitiriyorum.

güzel olan, yaşadığımızdır,
bir gün öleceğimiz değil.



daktiloları balkondan düştüğünde biraz güldüm, düşen daktiloya bakışları komikti.

kıvanç tatlıtuğ'un ağladığı sahneler filmi etkileyici kılıyor.

kıvanç tatlıtuğ babası tıraş olurken ona ayna tuttuğu sahnede babasını şair olmak istediği için hayal kırıklığına uğrattığını görüp ağlamamak için kendini zor tutuyor ve onun bu hali de üzücüydü.

mert fırat'ın filmde karısı farah zeynep abdullah'ı banyo yaptırdığı sahne çok üzücüydü. film sonunda ise etkilenmemek mümkün değildi.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kelebeğin rüyası" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim